Sağlıkta "Onaylı Randevu Dönemi" 13 Mayıs'ta başlıyor

Sağlıkta "Onaylı Randevu Dönemi" 13 Mayıs'ta başlıyor
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastane randevusunun bir gece önce onaylanmasını gerektiren Onaylı Randevu Sistemine, 13 Mayıs Pazartesi günü başlanacağını açıkladı.
Ankara

Koca, Bakanlıkta düzenlediği "Ulusal Sağlık Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı"nda, sağlık yöneticileri ve yazılım mühendisleri olarak sağlık hizmeti almayı son derece kolaylaştıracak bir altyapı kurduklarını belirtti.

MHRS'nin, telefon ve internet erişiminin olduğu her yerde yepyeni bir özellik kazandığını, modifiye edildiğini aktaran Koca, şunları ifade etti:

"Ertesi gün randevusu olan her hastamız, akşam saat 20.00'ye kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Bu sisteme Onaylı Randevu Sistemi, MHRS'de başlatılan bu yeni döneme de Onaylı Randevu Dönemi diyoruz. Uygulama pazartesi günü başlıyor. Onaylı Randevu Dönemi hayırlı olsun. Yeni dönemde ayrıcalıklı iki hasta grubumuz var, 65 yaş üstü hastalarla kanser hastaları.

Bu gruptaki hastalar, onay işlemlerinden istisnadır. Onaylı Randevu Sistemi, hastanelerimize, hekimlerimize zamanı verimli kullanma imkanı sağlayacak. Hasta, gelemeyeceği randevuyu iptal edecek. Böylece, randevu sadakatsizliği sebebiyle, şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için kullanabileceğiz. Boş kalan her bir randevuda, sistemden randevu alamayıp, talep bırakmış hastalarımıza ulaşacağız. Öncelik, talep bırakan hastalarda olacak."

Onaylı Randevu Sistemi sayesinde, birçok branşta hastanın talebine 24 saat içinde cevap verebileceğine işaret eden Koca, "Bu yeni sistemden, beklenen sonucu alacağımıza inanıyoruz. Taleplerin etkin şekilde karşılanabilmesi içinse Randevu Koordinasyon Merkezini devreye alıyoruz. Bu merkezin faaliyetlerini şahsen takip edeceğim." diye konuştu.

"Verimlilik ilkesi, her alanda olduğu gibi sağlık sitemi ve sağlık hizmetinde de esastır"

Toplantının ardından basın açıklaması yapan Koca, verimlilik ilkesinin, her alanda olduğu gibi sağlık sitemi ve sağlık hizmetinde de esas olduğunu belirtti.

Türkiye'deki sağlık sisteminin sıradan bir sistem olmadığını, sağlık hizmetlerinin tamamının, bütün vatandaşlara sosyal güvenlik kapsamında, bedelsiz sunulduğuna ve bunu sunabilen ender ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Bakan Koca, "Buna bağlı olarak, sınırlı kaynakla sınır konulmayan bir sağlık hizmeti talebini karşılamaya çalıştığımız da bir gerçektir. Bir vatandaşımızın hissettiği herhangi bir sağlık sorunu; ona, hizmet talep etme ve özgürce başvurma hakkını tanımaktadır. En büyük gücümüzse sağlık çalışanlarımızdır. Onlara çabaları için teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Sağlık Bakanlığını üstlendiği günden itibaren, gerekli her hususta vatandaşları bilgilendirmeyi esas aldığını belirten Koca, bu prensibin değişmediğini ve aynı şekilde devam ettiğini vurguladı.

Koca, sosyal medyanın, sağlıklı bir bilgi kaynağı olmadığını, sağlıkla ilgili konularda doğru bilgi kaynağının Sağlık Bakanlığı olduğuna dikkati çekerek, "Bilgi kirliliğinin önüne geçmek için, tıpkı bugün olduğu gibi sizleri, Sağlık Koordinasyon Kurulumuzun kararları konusunda düzenli bir şekilde bilgilendireceğim. Sağlık Koordinasyon Kurulu, yeni dönemdeki en önemli değerlendirme organımızdır." şeklinde konuştu.

Sağlıkta "beyaz reform"

Sağlıkta, yakın dönemde nelerin gerçekleştirildiğine de değinen Koca, "beyaz reform"a atıfta bulundu.

Bu reformun, hekimlerin kamuya geçişi başta olmak üzere pek çok sonucu beraberinde getirdiğini aktaran Koca, şunları kaydetti:

"Dünyada eşi görülmemiş bir yasayla, malpraktis davalarına ilişkin sorunlar, yine yakın bir dönemde, kökten çözülmüştür. Sağlıkta şiddet yasası sonucunda, şiddet olayları önemli ölçüde azalmıştır. 'Beyaz kod' uygulaması yanı sıra 'Gri Kod' uygulaması pilot uygulama olarak başlatılmıştır. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz kod sayısı 1 milyonda 31'den bir milyonda 14'e inmiştir. Gri kod uygulanan bölgelerde ise bu düşüş ilave olarak yüzde 50'den fazladır."

Bakan Koca, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldığını da hatırlatarak, sağlık çalışanlarının verdikleri her hizmetin karşılığını aldığı bir teşvik sistemine geçtiklerini dile getirdi.

Görevi medikal kurtarma olan Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) çatısı altında, UMKE ATAK adını taşıyan yeni bir birim kurduklarını belirten Koca, bu ekiplerin, medikal arama kurtarma çalışması yaptığını anlattı.

Koca, koruyucu sağlık hizmetlerine verilen önemin arttığını, kaynakların yaklaşık üçte birini koruyucu hekimlik için kullandıklarını vurguladı.

Uzaktan sağlık hizmeti ile ilgili altyapı çalışmalarını tamamladıklarını ve pilot uygulamalarına başlandığına dikkati çeken Bakan Koca, "Kronik hastaların takibi, rapor ve reçete yenileme için de bu uygulama sayesinde çevrimiçi hizmet sunmayı planlıyoruz. Kısa adı YAŞAM olan Sağlıklı Yaş Alma Merkezlerimizi hayata geçirdik. Uygulamaya 80 yaş üzeri vatandaşlarımızdan başladık. Yaş sınırını aşağı indirerek uygulamayı yaygın hale getireceğiz." ifadesini kullandı.

"2 milyon 200 binden fazla bebeğimiz için tarama yaptık"

Bakan Koca, evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 400 binden fazla çifti taradıklarını aktararak, "Yeni Doğan SMA Tarama Programı'nda 2 milyon 200 binden fazla bebeğimiz için tarama yaptık. Erken tanı, tedavi başarımızın yüzde 90'ın üzerine çıkmasını sağladı." dedi.

Aile diş hekimliği uygulamasını 3 ilde pilot olarak başlattıklarını ve 42 aile diş hekimliği biriminde 12 bini aşkın çocuk ile ailelerine ulaştıklarını kaydeden Koca, "23 şehir hastanemizde toplam 34 bini aşkın yatak kapasitesi ile hizmet veriyoruz. Yatak kapasitesi 15 bini bulacak olan 12 şehir hastanemizin yapımı devam etmektedir." diye konuştu.

Kullanılan her 100 kutu ilacın 91'inin, değer bazında ise 57'sinin artık Türkiye'de üretildiği paylaşan ve Sağlık Vadisi kurma çalışmalarını hızlandırdıklarını bildiren Koca, şöyle devam etti:

"Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezimizin inşaatını tamamlayarak pilot üretimlere iki yıl içinde başlayabileceğiz. Hedefimiz, ihtiyacımız olan aşıların tamamının Türkiye'de üretilmesidir. 3 aşımız yani kuduz, Hepatit A ve suçiçeği aşıları, teknoloji transferi ile artık ülkemizde üretilecek. Bağışıklama programındaki diğer bütün aşılar da Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de ise tüm aşılar yüzde 100 yerli üretim olacak. Tip 1 diyabet hastaları başta olmak üzere, bütün diyabet hastalarımızın kullanabilecekleri sürekli glikoz ölçüm sensörlerini tamamen yerlileştiriyoruz. Klinik değerlendirmesini de tamamlayıp, en kısa sürede hastalarımıza sunacağız. Nadir hastalıklar için Hücre ve Gen Terapisi Hastanesini kuruyoruz. Böylece en güncel tedaviyi kendimiz geliştirerek uygulayacağız. Bağımlılıkla mücadele için rehabilitasyon amaçlı BAHAR merkezlerini hayata geçiriyoruz. İlki bu yıl Sancaktepe'de hizmete başlayacak. Çok kısa bir sürede tüm büyükşehirlerimiz bu merkezlere sahip olacak."

"Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon"

Bakan Koca, Kovid-19 pandemisi döneminde şartlar gereği hastanelerin, alışılageldiğinden çok farklı kullanıldığına işaret etti.

Kalabalık ortamların oluşmasını önlemek için ayaktan muayeneye karşı, randevu sistemini çok daha yaygın kullanmayı teşvik ettiklerini vurgulayan Koca, "O dönemden itibaren hastalarımız, çalışanlarımız, böyle bir gereklilik olmadığı halde, randevu sistemine yöneldiler. Aynı muayene, randevulu yapılabildiği gibi randevusuz da yapılabiliyorken tercih, atıl kalma riski olan randevulu muayeneye kaydı. Buna rağmen randevulu ve randevusuz bakılan hasta sayıları neredeyse eşittir." diye konuştu.

Randevulu muayeneye yönelişin, beraberinde bazı uygulama zorluklarını da getirdiğini aktaran Koca, geçen yıl 23 milyon kişinin aldığı randevulardan en az birine gelmediğini bildirdi.

Bunun nüfusun yaklaşık 4'te birine geldiğine işaret eden Koca, "Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon. 3-4 saat kala iptal edilen randevu sayısı ise 21 milyon. Bu gibi sebeplerle randevu kapasitesinin yüzde 30'u kullanılamadı." dedi.

Küresel salgının, yaşattıklarının yanında bazı gerçekleri de apaçık görme fırsatı verdiğini dile getiren Koca, şehir hastanelerinin, sağlık hizmetlerinde kapasitesinin arttığına şahit olduklarını söyledi.

Tüm büyükşehirlerde şehir hastanesi kurulmasını ve her ilde üçüncü basamak sağlık hizmetinin verilebilir olmasını hedeflediklerini vurgulayan Koca, şunları kaydetti:

"Artık vatandaşlarımız, sağlık hizmeti almak için en iyi adres olarak kamu hastanelerimizi görüyor, sağlık sorunlarında kamu hastanelerimize müracaat ediyor. Eskiden 'kamu hastaneleri' denince anlaşılan ile bugün kamu hastaneleri denince anlaşılan aynı değildir. Söz konusu başarı, kamu hastanelerine yönelişi her geçen gün artırmaktadır. Bu tercihi, kamu hastanelerinde, pandemi öncesi dönemle şimdi bakılan hasta sayılarını kıyasladığımızda açıkça görüyoruz. Bu ve özel sektörün sağlık hizmetlerindeki payının azalması kamuya talepte artış demektir. Talep ise yeni randevu anlamına gelmektedir. Randevu sorununun bir nedeni de budur. Başarı, beraberinde bir sorun da getirmiştir."

Sağlık hizmeti almayı kolaylaştıracak bir gelişmeyi de paylaşan Koca, sağlık yöneticileri ve yazılım mühendisleriyle birlikte kurdukları MHRS sisteminin yeni bir özellik kazandığını belirterek, "Ertesi gün randevusu olan her hastamız, akşam saat 20.00'ye kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Bu sisteme Onaylı Randevu Sistemi, MHRS'de başlatılan bu yeni döneme de Onaylı Randevu Dönemi diyoruz. Uygulama pazartesi günü başlıyor." şeklinde konuştu.

"Hasta gelemeyeceği randevuyu iptal edecek"

Bakan Koca, yeni dönemde 65 yaş üstü hastalar ve kanser hastalarının ayrıcalıklı olarak kabul edileceğini, bu gruptaki hastaların onay işlemlerinden istisna olduğunu hatırlattı.

Onaylı Randevu Sistemi'nin, hastanelere, hekimlere zamanı verimli kullanma imkanı sağlayacağına vurgu yapan Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hasta gelemeyeceği randevuyu iptal edecek. Böylece, randevu sadakatsizliği sebebiyle, şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için kullanabileceğiz. Boş kalan her bir randevuda, sistemden randevu alamayıp, talep bırakmış hastalarımıza ulaşacağız. Öncelik talep bırakan hastalarda olacak. Onaylı Randevu Sistemi sayesinde, öngörümüze göre, birçok branşta hastamızın talebine 24 saat içinde cevap verebiliyor olacağız. Bu yeni sistemden, beklenen sonucu alacağımıza inanıyoruz. Taleplerin etkin şekilde karşılanabilmesi içinse Randevu Koordinasyon Merkezi'ni devreye alıyoruz. Bu merkezin faaliyetlerini şahsen takip edeceğim."

Sağlık Bakanlığının özel yatak sayılarına değinen Koca, 2013 ile 2018 arası dönemde bakanlığa bağlı hastanelerin yatak kapasitesinin 11 bin 950, aynı dönemde özel hastanelerin yatak kapasitesinin ise 11 bin 913 arttığını belirtti. Kamu ve özel hastanelerindeki yatak artışının neredeyse aynı olduğunu ifade eden Koca, son 5 yılda ise kamudaki yatak artışının belirgin şekilde arttığını söyledi.

Son 5 yılda kamuda 33 bin 49, özel sektörde ise 3 bin 424 yatak artışı olduğunu dile getiren Koca, bu dönemde özel hastanelerdeki yatak artışının kamunun 10'da 1'i düzeyinde olduğuna dikkati çekti.

Koca, son 2 yılda ise bakanlığın yatak kapasitesinin 163 bin 207'den 172 bin 700'e, üniversite hastanelerinin yatak kapasitesinin ise yaklaşık 44 binden 45 bine yükseldiğini, özel sektörün yatak kapasitesinin de 55 bin 69'dan 53 bin 620'ye düştüğünü anlattı.

Beyaz Reform sonrası kamuda 59 bin 586, özel sektörde ise 30 bin 510 uzman hekim olduğunu aktaran Koca, "Her geçen gün kamuya yönelişi çok bariz şekilde görmüş oluyoruz. Uzun bir dönem sonra hekimlerin, kamuyu tercihinin ne kadar güçlü olduğunu Beyaz Reform'dan sonra çok belirgin olarak görmüş oluyoruz." dedi.

Kamu-özel-üniversite hastanelerindeki muayene oranlarına ilişkin de konuşan Koca, salgın döneminde üniversitelerin toplam hasta içindeki payının yüzde 10'dan yüzde 8'e, özel sektörde yüzde 16'dan 12'ye indiğini, kamu hastanelerine yönelişin ise arttığını söyledi.

"Şehir hastanelerinin bütçeye yükü sanıldığı gibi kalmamıştır"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Koca, şehir hastanelerinin, bütçeye büyük yükü olacağına yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine, bu hastanelerde her geçen gün nitelikli sağlık hizmeti verildiğini, bunun sağlıkta son 5 yılın dönüşümü olduğunu ifade etti.

Koca, şehir hastaneleri için 27,5 milyar avronun üzerinde ödeme yapılmayacağını aktararak, "Şehir hastanelerinin bütçeye yükü sanıldığı gibi kalmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır." dedi.

Koca, bu hastanelerin bütçe içindeki payının azalışa geçtiğini söyledi.

Bir soruyu yanıtlarken, kamuya ilk defa bu kadar hekimin yöneldiğini belirten Koca, bunun sağlıkta gelinen önemli bir aşama olduğuna dikkati çekti.

Bir gazetecinin "Talebi azaltmak, nitelikli hizmet vermek için koruyucu hekimliğe dönük yeni kararlar alacak mısınız?" sorusuna ilişkin 1. basamak sağlık kuruluşlarını çok önemsediklerini belirten Koca, aile hekimliğinin daha da kurumsallaşması gerektiğine inandığını dile getirdi.

"Kamu hastanelerimiz nitelikli hizmet verir hale geldi"

Bakan Koca, şehir hastanelerine ilişkin bir başka soru üzerine, şehir hastanelerinin nitelikli altyapıları ve akademik kadrolarıyla vatandaşların kamu hastanelerine yönelimini artırdığını ifade etti.

Randevusuna gelmeyen kişilerin, kaç hastanın hastaneye gelişini engellediğine ilişkin soru üzerine Koca, geçen yıl toplam randevulu bakılan hasta sayısının 160 milyona yakın olduğunu, randevuların iptal edilmesi nedeniyle 44 milyon randevu kapasitesinin ise atıl kaldığını anlattı.

Koca, "Yani toplam randevulu hastanın yüzde 30'una yakın. Randevusunu almış olan hastayı bir gün önceden saat 20.00'de en son onayı devreye almak istiyoruz. Gelemeyecek olanların, randevusunu iptal etmeyi düşünenlerin iptalini sağlayıp devamında talep bırakanlara öncelikle dönmek istiyoruz." dedi.

Koca, akılcı laboratuvar ve akılcı görüntüleme uygulamasını strateji planına aldıklarını belirtti.

Özellikle tomografi ve gelişimsel işlemler dahil olmak üzere bilim kurulu ve branş uzman dernekleriyle birlikte bir algoritma geliştirmeye çalıştıklarına vurgu yapan Koca, "Bunun ilkini endoskopide yaptık, çalışma bitti. Kolonoskopi ve gastroskopiyle ilgili endoskopik işlemler ne zaman, hangi durumda, hangi hasta grubunda, nasıl istenmeli? Bununla ilgili uzmanlık dernekleriyle, akademisyenlerle birlikte, 5 dernekle birlikte çalışıldı. 1 Haziran'dan itibaren de başlamış olacağız." diye konuştu.

"MR onam sistemi devreye giriyor"

Bakan Koca, MR, tomografi ve ultrason gibi tetkiklerle ilgili bir sistem de oluşturmak ve randevuları bir gün önceden hastaya hatırlatmak istediklerini belirterek, "Nasıl muayenede onam sistemi devreye giriyor ise benzer şekilde MR, tomografi, ultrason, ameliyat ve benzeri uygulamalar için de bir gün önce onam devreye alınacak. Biz bazen verdiğimiz randevularda MR veya tomografi veya ultrasonda gelmeme oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz." ifadesini kullandı.

Koca, hastanelerdeki muayene sürelerine ilişkin soru üzerine şunları söyledi:

"Hastaya ne kadar zaman ayırabilirseniz o kadar iyi bir hizmet sunmuş olursunuz. Ama bunun da bir ölçüsü var. Dünya Sağlık Örgütünün de yayımlanmış bir süresi olmadığını bilelim. Bizim uygulamamız 10 dakikaydı. Biz ortalama her hekim arkadaşımıza özellikle dahili kliniklerde 42 randevulu hasta açıyoruz. Dolayısıyla 10 dakika. Bahsettiğiniz 2 dakika uygulaması söz konusu değil. Anlık bilgi işlemde, dijital ortamda güncellemeyle birlikte düşen bir iki dakika aralıklı bir görüntü servis edilerek adeta bir iki dakikada hasta muayene ediliyormuş algısı oluşturuldu. İlgili hastane açıklamayı yaptığı halde bunlar söylenmeye devam edildi. Böyle bir uygulama söz konusu değil. Yani 10 dakika."

Bakan Koca, HPV aşısında son durumun ne olduğuna ilişkin soru üzerine şu bilgileri verdi:

"HPV önemli bir aşı. Bildiğiniz gibi HPV'nin 194 türü var. Aşı olarak da 9 ve 16'lık serotipleri var. Biz bu dönemde yaygın tarama yapıyoruz. Tarama ile birlikte yeni başladığımız, muayene olmadan idrardan HPV'nin taranabileceği bir çalışmayı başlattık. Bunun başında da TÜSEB ve Aşı Enstitüsünün başında olan Prof. Dr. Ateş Kara hocamız var. Birinci aşama zannediyorum tamamlandı. İkinci aşamaya geçilmiş olacak. Dünyada örneği olmayan, ilk olabilecek olan, yaygın, özellikle muayene olmak istemeyenler için idrardan taramayı yapmış olacağız. Burada bu taramaları yaparken Türkiye için özel olan ve riskli olan serotipi de bilmiş olacağız. Bazı ülkelerin iki serotiple yüzde 98 başarı elde ettiğini biliyoruz. Ülkemiz için hangi serotipin ve riskli olanın hangisi olduğu, nasıl bir aşının daha fayda sağlayacağını bu bilgilendirmeyle anlamış olacağız. Rutin aşılama programındaki aşılar dışında HPV ve influenza konusunda da hıfzıssıhha biriminde üretilen bir aşı olarak şu an çalışıyoruz. Bu arada bu çalışmalarla birlikte hazır olan aşıyı almak için de hangi tipi almalıyız, bu anlamda da çalışmalarımızı devam ettiriyoruz."

Koca, Sağlık Bakanlığında düzenlenen "Ulusal Sağlık Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı"nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "Acil bir endoskopi gereken durumda hastaya 1 yıl sonrasına randevu verildiğinde hasta gidip randevusunu özelden alıyor ve randevusunu iptal etmeyi unutuyor, özellikle görüntüleme, endoskopi, kolonoskopi ve ultrasonlarda ciddi uzayan süreler var, bu konuda bir adım atacak mısınız?" sorusu üzerine Koca, acil bir endoskopi için karar verildiğinde zaten endoskopinin yapılmak zorunda olduğunu ve yapıldığını söyledi.

Bazı hastane ve yerlerde insan kaynağı eksikliğinden randevu tarihlerinde birtakım sorunlar yaşadıklarını ifade eden Koca, bu sorunu aşmak için bir hekimin kolonoskopi, endoskopi ve gastroskopiyi ne zaman nasıl istemesi gerektiği algoritmasını ilgili derneklerle hazırladıklarını belirtti.

"Kamuda profesörlere ulaşmak zor görünüyor, genellikle asistan doktorlar üzerinden yürütülen kamuda bir sistem var, bu noktada sizin değerlendirmeniz ne olur?" sorusu üzerine Koca, "Hastaya bakma ve eğitim, hocaların nezaretinde olan bir durum. Eğitim kurumlarımızdaki temel esas bu." dedi.

Hocaların da akademisyenlerin de bu anlamda hasta baktıklarını, özellikle özellikli işlemleri yapma noktasında gayret ve çaba içerisinde olduklarını bildiklerini belirten Koca, "Bu talebe cevap vermek üzere de ilgili hastanelerimizle ilgili hekim arkadaşlarımızla ilgili bilim dallarımızla da yakın işbirliği halindeyiz, çalışıyoruz." diye konuştu.

"Aile hekimliğinin, tercih edilen 'birinci basamak kurumu' olmasını arzuluyoruz"

Bakan Koca, bir gazetecinin, "Endoskopi isteme kriterleri, gerekçesi, sebebi belli değil midir?" sorusunu yanıtlarken, dünyanın her yerinde bu algoritmaların olduğunu söyledi.

Bu durumun akademinin de parçası olduğunu anlatan Koca, hangi tetkikin hangi hastada ne zaman istenileceğiyle ilgili eğitim sürecinden geçildiğini vurgulayarak, bunun uygulamasını da görmek istediklerini, o yüzden bilim insanlarıyla çalıştıklarını ifade etti.

Koca, endoskopinin istenmesiyle ilgili bilim insanlarının bir algoritma belirlediğini ve 1 Haziran'dan itibaren devreye gireceğini kaydetti.

Aile hekimlerinin ödeneklerinin artırılması ile ilgili soru üzerine Koca, aile hekimlerini önemsediklerini, bu anlamda Hazine ve Maliye Bakanlığıyla görüştüklerini bildirdi.

Koca, "Biz aile hekimliğinin her geçen gün tercih edilen, vatandaşımızın da tercih ettiği 'birinci basamak kurumu' olmasını arzuluyoruz." diyerek, şu an için yeni bir düzenlemenin olmadığını ama teşvikle ilgili çalışmalarının bulunduğunu söyledi.

Bir gazetecinin, "Randevu alan vatandaşlara ne şekilde ulaşılacak? Hastaya ulaşamadığınız durumda veya gelip gelemeyeceğine ilişkin herhangi bir geri dönüşte bulunulmadığında randevusu direkt iptal mi olacak?" sorusu üzerine Koca, 65 yaş ve kanser hastaları dışında randevuların iptal olacağını, vatandaşlara randevularını hatırlatmak için ise randevularına 24 saat kala mobil uygulama, Alo 182, web ve SMS üzerinden ulaşacaklarını aktardı.

Koca, bir gazetecinin, "Onaylı Randevu Sistemi'nden randevu aldım ama ertesi gün başıma bir şey geldi ve randevuya gidemedim. Bir sonraki gün randevu alabilecek miyim?" şeklindeki sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Talebiniz düştüğünde veya randevunuza gidemediğinizde saat 20.00'den sonra açıldığında randevunuzu yeniden almak için başvurabilirsiniz. Randevu alamadığınızda da talep bırakabilirsiniz. Talep bıraktığınızda da zaten 24 saatte dönüş sağlanmış olacak."

Koca, var olan uygulamanın dışında yeni bir uygulama getirmediklerini, randevuya ikinci kez gelinmemesi durumunda herhangi bir kısıtlama getirilip getirilmeyeceğine ilişkin çok tartıştıklarını ancak şimdilik onu düşünmediklerini kaydetti.

"Bu dönemde (salgın) devlet hastanesi kavramı giderek yıkılmaya başladı"

Bakan Koca, bir soru üzerine, sağlık hizmetlerine ilişkin rutin yaptıkları memnuniyet anketleri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bu anketlerle ilgili sağlık sisteminde bir düşüş memnuniyette söz konusu değil. Her geçen gün kamu, eski devlet hastanesi kavramından çıktı. Devlet hastanesi kavramıyla rutin hizmetler yapıldı. Şehir hastaneleriyle Cumhurbaşkanı'mızın 'hayalim' dediği hastanelerle birlikte her geçen gün nitelikli hastanelerin artışı ve akademik kadronun buralarda hizmet veriyor olması teknik altyapıyla birlikte vatandaşımızın buraya yönelmesini sağladı."

En önemli unsurlardan birinin de salgın dönemi olduğunu ve bu dönemde ağırlıklı hizmetin başta şehir hastaneleri olmak üzere kamu hastanelerinde verildiğini hatırlatan Koca, şunları aktardı:

"Sadece Ankara'da Bilkent Şehir Hastanesi, var olan Kovid-19'lu yatan hastanın yüzde 62'sine hizmet verdi. Pandemi hastaneleri, başta şehir hastaneleri olmak üzere, eğitim-araştırma hastanelerimizden oluştu. Dün, devlet hastanesi diye gelmeyen vatandaşımız, pandemiyle birlikte özellikle bu hastanelerde nitelikli hizmetin verildiğini, özel ve üniversitelerde de bu hizmetin verilmediğine şahit oldu. Bu dönemde devlet hastanesi kavramı giderek yıkılmaya başladı."

"İlgili hastanelerde randevu koordinasyon merkezlerini oluşturduk"

O dönemde randevulu sistemi teşvik etmelerinden dolayı devamında vatandaşların, randevulu bir sistemle bu hizmeti almaya talip olduğunu bildiren Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu dönemde randevusunu almayan bir o kadar hastaya da baktık. Randevulu baktığımız hasta kadar randevusuz hastaya da bakıyoruz. Acillerde geri çevrilen bir hastamız var mı? Söz konusu değil. Randevu almadan gelen hastayı geri çeviriyor muyuz, çevirmiyoruz ama randevusunu istediği yerden istediği yere, istediği hocaya alma talebi olduğunda birtakım sorunlar başlayabiliyor, bu doğal zaten. Bunu çözmek için koordinasyon kurulunu oluşturduk. İlgili hastanelerde de randevu koordinasyon merkezlerini oluşturduk. Bu anlamda randevusuna belli günlerde cevap verilemediğini ben koordinasyon merkezinde bizzat görmüş olacağım."

Fahrettin Koca, sosyal medyada gündeme gelen hekimlerin nöbet saatleri ve şekillerine ilişkin iddialara da şu yanıtı verdi:

"Asistan hekim arkadaşlarımızın nöbet sayısını 8 ile sınırladık. Bu nöbetini acilde de tutabilir, serviste de tutabilir, yoğun bakımda da tutabilir. Biz acile gelen hastanın özellikle ilgili branşla ilgili bir sorunsa, 'yarın gelin' demektense, orada branş poliklinikleri oluşturup o hastaya hizmet etmek istiyoruz. Bunu nöbet kapsamında yapıyoruz ve bu zaten yaptığımız bir uygulama. '24 saat hekimlere nöbet tutturularak poliklinik yaptırılmak isteniyor' şeklinde, 2-3 gündür açıklama yapılmış olduğu halde algı sürekli devam ediyor. Bilgiyi lütfen kaynağından, Bakanlığımızdan almayı tercih edelim."

"Arkadaşlarımız Bakanlıkta artık Togg kullanacak"

Randevusunu iptal eden ve onay veremeyen kişilere uygulanacak yaptırımlar ile Sağlık Bakanlığının kamuda tasarruf konusunda alacağı tedbirlere ilişkin soruyu Koca, şöyle yanıtladı:

"Randevusunu aldığı halde gelmeyen kişinin o hastanede, o branşla ilgili 15 gün içinde tekrar randevu alamama yaptırımı var ama o hastamız randevusuz aynı branşa gelebilir, acil hizmetini alabilir veya başka branşa çok rahat gider, hizmetini alabilir. Randevusunu aldığı halde gelmeyen vatandaşımız randevusuz da şu an aynı yerden hizmet alabilir. Bunun dışında yeni bir yaptırım getirmedik, var olan sistem devam ediyor. 'Onay' istemiyle de yeni yaptırımlara ihtiyaç olmayacağını öngörüyoruz.

Cari harcamalarla ilgili bir tasarruf çalışmamız başladı. Bunun dışında bizim Bakanlığa özel 3 hafta kadar önce yaptığımız kamudaki araçlarla ilgili normalde rutin, üç yılda bir kiralama yöntemi olur. Yeni dönem rakamlarının 3 kata yakın arttığını gördük, onu görünce iptal ettik. İptal ederek 17 Togg arabamızdan aldık ve arkadaşlarımız Bakanlıkta artık Togg kullanacak."

Muayene oranları ve doktor kadrosundaki yabancı uyruklulara ilişkin soruya Koca, "Yurt dışında, Almanya'da, İngiltere'de, ABD'de, ileri ülkelerde, yabancı hekim vatandaşına hizmet etmek üzere istihdam edilir. Bizde yabancı uyruklu olup vatandaşımıza kamu kurumlarında hizmet eden 1 kişi bile yok. Hizmet edebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerekiyor. Bu çok istismar ediliyor, 'Yabancı hekimle açık kapatılmak isteniyor' deniyor, böyle bir durum söz konusu değil." karşılığını verdi.

Hekim yetiştirme noktasında güçlü bir altyapıya sahip olduklarını vurgulayan Koca, "Fiziki şartlarıyla 30 büyükşehrimizde en az 1 şehir hastanesi olacak. Bu çalışmalar yapıldı, şu an bir kısmının da inşaatları devam ediyor. Her ilimizde vatandaşımızı olabildiğince bir başka ile sevk etmemek, özellikle de yoğun bakım hastasını hiç sevk etmemek için 'Her ilimizde en az bir üçüncü basamak devlet hastanesi olsun' hedefimiz var. Şu an Kars'ta 500 yatak, Iğdır'da 450 yatak, Muş'ta, Şırnak'ta, Bitlis'te, Bingöl'de, Batman'da 500'er yataklı hastanelerimizin inşaatı yapılıyor. 2028'e kadar bunlar tamamlanmış olacak." diye konuştu.

Beyaz Reform'dan önce uzmanlık sınavı tercihleri boş kalırken şimdi yüzde 100 doluluğa eriştiğini belirten Koca, "Yan dal uzmanlığında da sorunu aştık, 2 kat artırdığımız halde yüzde 100 oranına ulaştı. 2028 için söylüyorum, şu an bu asistan arkadaşlarımız eğitim görüyor, 4 yıl sonra mezun olacaklar. Daha önce yılda 4 bin uzman hekim mezun ederken, 4 yıl sonra 16 bin uzmanımız mezun olacak. 5'inci, 6'ncı, 7'nci yıl, 16'şar bin uzman hekim kadromuza dahil olacak. Bugüne kadar olan uzman sayımızın 2 katı kadar 4 yıl sonra uzmanımız yetişmiş olacak." açıklamasında bulundu.

Koca, mevcutta 59 bin olan uzman ana dal ve yan dal uzman sayısının 2028'de 114 bin olacağını bildirdi.

Yabancı uyruklu hastalara ilişkin göçmen sağlığı merkezleri bulunduğuna işaret eden Koca, Suriyelilerin tedavisinin, belli bir eğitimden geçmiş yabancılarca yapıldığını söyledi.

"Yurt dışından her geçen gün önemli ölçüde hasta geldiğini görüyoruz"

Sağlık turizmine ilişkin bir soruya karşılık Koca, "Yurt dışından her geçen gün önemli ölçüde hasta geldiğini görüyoruz. Yaklaşık 3 milyar dolara yakın olduğunu biliyoruz. Bu sayının 10 milyar dolara kadar kapasitesinin olduğunu öngörüyoruz." dedi.

Koca, MR ve tomografi ve benzeri tetkiklerde tekrar eden uygulamalara ilişkin de çalışmalarının olduğunu belirtti.

Randevusuna gelmeyenlerin hangi sebeple gelmediklerine dair birçok sebebinin olduğunu aktaran Koca, şu bilgileri verdi:

"Bir kısmı bilmediğimiz bir sebeple erteliyor. Kaç, yüzde 61'i. Yüzde 13'ü o süreçte muayene olmuş. Diyelim siz 10 gün sonraya randevu aldınız, o arada randevu almadan da gidip muayene olmak istiyorsunuz veya acile de gidebiliyorsunuz. Yüzde 17'si başka bir hekime gitme sebebiyle yüzde 9'u da muayeneden vazgeçmiş."

Gerçek hasta sayısının Kovid-19 salgınında olan sayı olduğunu ifade eden Koca, vatandaşın reçete, rapor, ilaç ve laboratuvar sonucu gösterme gibi taleplerini daha çok uzaktan sağlık hizmetiyle çözme adına çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.

Koca, hastaneye zorunlu gelişleri olabildiğince azaltmak istediklerine değinerek, dünyanın da her geçen gün uzaktan sağlık sistemini devreye aldığını kaydetti. Bu çalışmanın yönetmeliğinin çıkarıldığını, pilot çalışmalarının yapıldığını söyleyen Koca, bütün hekimlere her hasta için uzaktan sağlık hizmetini verebilir olmasını sağlamak istediklerini ve böylece sorunların önemli ölçüde azalacağını düşündüklerini ifade etti.

"Böyle bir dönüş tarihte yok"

Çalışmak için yurt dışına giden ve yeniden Türkiye'ye dönen sağlık çalışanlarının sayısına ilişkin soruyu yanıtlarken Koca, şunları aktardı:

"Emin olun artık hekimlerimiz kamuyu tercih ediyor. Hiç algı yapmaya gerek yok. Yurt dışına giden arkadaşlarımız da geri dönmek istiyor, özel sektörde olan veya muayenehanesi olan arkadaşlarımız da kamuya dönmek istiyor. Bu süreçte bizim açtığımız açıktan atama, dışarıdan gelen hekim demek. Açıktan atamayla 11 bin hekim geldi ve bunun 8 bine yakını sadece uzman. Böyle bir dönüş tarihte yok."

Koca, 2022'de 1359 kişinin Bakanlıktan "iyi hal belgesi" aldığını belirterek, şunları kaydetti:

"İyi hal belgesi alanlarla ilgili o dönemde Emniyet kayıtlarıyla yurt dışında veya ülkede olup olmadıklarının bilgisini istedik. 450 kişinin yurt dışına gittiği bilgisi geldi bize. Bunu Meclis'te de söyledim. Her iyi hal belgesi alan, yurt dışına gitmiyor. Her yurt dışına giden de orada hekimlik değil, yeri geldiğinde bunun 3'te 1'i uzman, 3'te 2'si pratisyen. Ağırlıklı olarak eğitim amaçlı olduğunu da biliyoruz. Daha somut bir şey söyleyeyim, o dönem için yurt dışına giden 450 kişiydi. Bugün 378 kişiye düştü. Yani iyi hal belgesi alan 1359 sayısı artmadığı gibi 450'den aşağı düşüş oldu. Yani yurt dışına gidenler de geldi."

"Elbette bütçenin artırılmasından yana oluruz"

Sağlık Bakanlığı ve ilaca ayrılan payın genel bütçe içerisinde sabitlenmesine ilişkin öneri hatırlatılarak, bu öneriye ilişkin fikrinin sorulması üzerine Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz elbette bütçenin artırılmasından yana oluruz. Geri ödeme kurumlarının bu kadar kapsadığı, bu kadar geniş hizmet veren bir başka ülke olmadığını bilelim. Buna rağmen, gayri safi yurt içi hasıladaki payımız artmıyor. Keşke artsa. Gayri safi milli hasılada Almanya'ya göre 3'te 1, Amerika'ya göre 4'te 1'iz. Amerika Birleşik Devletleri yüzde 17,5, Almanya yüzde 12,8, Fransa zannediyorum 13,2. OECD yüzde 8,8. Yani OECD'ye göre bile yarısından aşağı. Keşke daha fazla olsa."

Özellikle "Onam Sistemi" ile birlikte hastanelerden randevu alamayan hastaların hangi branşlardan randevu alamadıklarına dair çalışma başlatacaklarını söyleyen Koca, şöyle devam etti:

"Hangi branşlarda bu talebin bırakıldığını ilgili hastane görsün istiyoruz. Onunla ilgili hastanenin aksiyon almasını bekliyoruz. Bu aksiyon nasıl bir aksiyon olabilir? Elbette mevzuatımızda olan mesai sonrası çalışmamız var. SUT'taki uygulama, hekimlerin lehine olan bir uygulama. Bugüne kadar zaten mesai sonrası uygulama vardı. Bu mesai sonrası uygulama, 'ikiyle çarpılarak ödeme yapılacak' uygulaması. Yani sistemin daha iyi işlemesi için hekimler lehine, hizmeti lehine oluşturulmuş bir adım. Bunun kararını ilgili hastane talebi göreceği için hangi branşlarla ilgili aksiyon alması gerektiğini ilgili hastane koordinasyon kurulları verecek. O talep durumuna göre ilgili hastane aksiyon alacak."

Özellikle cildiye, plastik cerrahi, kulak-burun-boğaz, göz gibi 4-5 branşta yoğunlaşmanın daha fazla olduğunu gördüklerini bildiren Koca, diğer branşlarda bu sorunların daha minimal olduğunu ifade etti.

Bakan Koca, sorunları çözene kadar hep birlikte çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.