Gün Hesap Günü

Filistin'e

nice yıllara akmak melankolik şiirlerle, nevrotik
palmiyeler altında ipekten düşler kurmak
ve oynaşmak kuş tüyü heveslerle
beyaz karanlıklarda
yorgan, yastık ve çarşaf
artık umuda bağlansa da ıslak hayaller
âhhh Johannes! ne sen anladın beni, ne Fuko
gizemli sevdaların kokusuna vurulmak var ya…
işte benimkisi o
felsefe “varoluşçu” diyor, nisyân-ı hikmetle malûl
beynimin duvarları çatlamış üşümekten
âhhh matlaşan aşkların gölgesinde savrulan hayat! 
boş ver, ne derse desin Deko 
söversen varsın
her ağlayış küfrediştir hayata, yarı çıplak
sövdüğün kadar yaşarsın
ne efsaneler geçiyor içimden aşka dair
mavi ve titrek 
arzular masum mudur kundura boyası kadar? 
sıcak buseler mi suçlu, soğuk dudaklar mı? 
paradigma, enigma vesâir…
tankların iğfâl ettiği inançlar nerde? 
nerde gezinir vaktiyle segah söyleyen diller? 
ne muazzam muamma! 
âhhh şu maziyi saçlarından öpmek yok mu? 
fayda vermez kalbime kırk celdelik şamar 
karanfili koklamak da neyin nesi
recm ediyor beni endamsız kahkahalar
şiirlere asıldığımdan beri, nalan 
sürgün düşler aylak aylak dolaşır gözlerimde
sarhoşluğuna kapıldığım için akşam üstünün
üzgünüm
günah çıkartamadım öğle saatlerinde
eğrilikler kalbinde maya tutmuş zamanın
ne teşbih, ne temsil, ne mecaz
yetmiyor anlatmaya
ha sin yağmış üstümüze ha mim
keşke hiç okumasaydım Tevrat’ı
İncil yazmasaydım incir yapraklarına 
daha unutmadım 
çiçeklerin göz yaşı neden kırmızı
unutmadım, Beyrut’ta dehre sövmek kaç lira
Haccâcı zalim cümlelerle övmek
neyse odur yaşamak bu gece
ne Kaf dağı ne Anka
artık Sina da Zeytin de masal
yasal geziniyor tasmasız fücur
çörten kırığı dudaklarda
günah ipini kırmış şiirlerin
bikinisiz ve çirkin
sersem şair, aradığın imge bende
hey gidi yasak sevişmelere mahkum serseri kelam
münevver nutuklar
arsız demeçler
bırakın ahkamı, bileklerinizi kesin
ölüme can gelmiş, cana esaret
ey fahişe silahların kusmuğu karanlık! 
alabilirsen gel de al düşlerimi 
en masum halin Sezar olsa ne çıkar! 
Cengiz’e rahmet okutsan, fatihasız! 
ey piç savaşlara kuş yatağı olan gün
kahpelik parayla mı, canın isterse seviş…
ne aralık ne mart 
en kısa şubatın en uzun ayazında
ağustosta ocak ağlar
kar ertesini yaşarım kanlı başaklarda
olsa da intifada inkıtâ-ı irtifa
güler geçerim
ey gül renkli hilalin yeşil gözlü gölgesi
senin o büyülü tenin yok mu, rahmet taşıyan
damlasıyla ısındığım anılar
ve artık anlamını yitirdiyse şiir
şairler yatakta söylesin türkülerini
en mahrem duyguları pazara çıkaran tacir! 
duy beni
silahım yok, sövmem gerek
nerdesiniz? 
kitaplar, bıçaklar ve erkeklik
gelsenize… Zülfikâr haşmetiyle
siz de mi işgâl edildiniz? 
ey ecdattan miras kalmayan suskunluk
sus! 
bırak, çanlar sığınsın kuduz düşlerine.
İsa'mı doğmuş bugün? 
Musa mı? 
kime ne
çöpçatan dualar
tutmayan büyü
haydi gidin evinize

gün hesap günü…

2006

Asım Yapıcı

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.