Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Kostantin Böyle İstanbul Oldu

2.Bir Kalbin Çığlıkları

Haliç bu gece 
Bir şair doğurdu
Eyüp Sultan türbesinden
Bir güvercin havalandı acıyla 

Telaşla tüm kuşlar kanat çırpmakta
Panikle balıklar da peşlerinde
Minareler göğü deldi rahmet boşaldı
Sultanın sandalı ters döndü 
Tarih çalkalandı

Küçük şiir kayığının kürekleri kayıp
Zaman ırmağının akıntısına
Ne kadar kafa tutabilir 

Parçalandı işte sonunda 
Uzun tek bir duada
Bir ömür acıyla bakmayı 
Ve bir kalbin dünyevi çığlıkları 
Boş dizeleri bağışlayıp
Kabul eder mi kulluğuna

İzledim pancurunda İstanbul’un 
Dur diyemediğim ölümleri

Ve muştulu doğumları
Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal
Bir lahzada bir pencere açılmış gibi Eyüp yazından
İşte o sandal sefalarımdan birinde 
Boğaziçi’nde aheste 
Aheste kürek çekerken 
İki yamaçta mezarlar 
Erguvanlara gömülmüş 
Şehrin yüzündeki kocaman gülümseyiş mezarlıklar
Ölümün sert hızlı ve acılı koparışları

Neyi tasdik ettim ise neyi inkar
Dilimle ikrar ettim 

Destanın atomları tüm bu kelimeler 
Cenaze namazımda söyle
Müslümansam iyi adamsam
Abdestten bir denizde bıraktım kalbimi
Işıktan bir gökyüzü sandalı gibi
Yalnız ve savunmasızım artık
Kameraya karşı dünyaya bakarak
Söyle şair cesaretimi
Yüzüme karşı söylediğin gibi yoksulluğumu
Söylediğin gibi müstezaf oluşumu 

Neron’a bağlanırsan
Ateşi kül eder her şeyi
Aşkı gönlü kavurur dedim
Beynine ne çok kan sıçradı 
Yukarıdan hor baktın 
Toprak hava su karanlık ve aydınlık senindi 
Ezdin hakkımı açıktan yedin iştahla
Sesimi duymak istemedin

Üç mum yaktım
Biri kırmızı biri yeşil öteki beyaz 
Biri kız ikisi erkek gözümün ışıkları
Dumanıyla evlendireceğim onları 
Bir gül ağacının

 

Mustafa Yürekli

Sultan, 1997

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.