Şaban Abak: Sezai Karakoç Muhsin Yazıcıoğlu"na ne dedi?

Şaban Abak: Sezai Karakoç Muhsin Yazıcıoğlu"na ne dedi?
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vefatının dördüncü yılında partililer ve sevenleri tarafından dualarla anıldı. Biz de milletimizin bu kahraman evladına Allah"tan gani rahmet diliyoruz.

Bilindiği gibi Yazıcıoğlu 25 Mart 2009"da helikopterinin kaza süsü verilmiş biçimde düşürülmesi sonucu hayatını kaybetmişti. 12 Eylül darbecilerinin ağır işkenceler yaptırdığı ve yıllarca hücre hapsinde tuttukları Ülkü Ocakları eski genel başkanı Yazıcıoğlu, darbecilerin kirli oyunları hakkında hem çok şey biliyordu hem de dış güçlerin maşası konumundaki bu çevrelerin korkulu rüyasıydı. Öldürüldüğü tarihte Ergenekon davasında darbecilerin en yüksek rütbelileri henüz tutuklanmamışlardı.

Muhsin Yazıcıoğlu"nu bundan 20 yıl önce, Sezai Karakoç"u ziyarete geldiğinde tanıdım. Karakoç, Diriliş Partisi"nin Şehzadebaşı"ndaki İstanbul İl Başkanlığında her cumartesi bir sohbet toplantısı düzenliyordu. (Bu toplantılar şimdi Haseki"deki il başkanlığında yine cumartesi günleri devam ediyor.) Yazıcıoğlu"nun başkanlığında 7 milletvekili MHP"den istifa etmiş ve yeni bir parti kurmaya karar vermişlerdi. İstişare amacıyla Karakoç"u ziyaret etmek istemişler, Karakoç da sohbet toplantısına katılmalarının uygun olacağını bildirmişti.

Her zaman olduğu gibi mütevazı dairenin mutfak dahil bütün odaları doluydu. Yazıcıoğlu, MHP ile yaşadıkları anlaşmazlıklara değinip ayrılış sebeplerini açıkladıktan sonra yeni bir parti kurmaya karar verdiklerini, partinin temel görüşlerinin ise Sezai Karakoç"un öncülüğünü yaptığı "Diriliş" dünya görüşü doğrultusunda olacağını, bu sebeple kendisini ziyaret ettiklerini anlattı.

Ülkü Ocakları"nda iken sizin bazı eserlerinizi okudum, cezaevindeyken yeniden okudum, dedi. Yaklaşık yarım saat boyunca Yazıcıoğlu, üstat ve yol gösterici olarak Karakoç"u ve fikirlerini benimsemiş olduğunu, "Dirilişçi" olduğunu anlattı. Hatta kuracakları partinin 1990"da kurulmuş Diriliş Partisi ile "yakınlığını" da ifade etmek için, amblemi "güller açmış gül ağacı" olan Diriliş Partisi"nden kendi partilerinin amblemine bir "gül" alacaklarını ifade etti.

O zamana kadar konuşmayıp dinleyen Karakoç, "Gül solar, gül ağacı kalır!" diyerek söze başladı. Aslolanın köklü fikirler olduğunu, fikirlerin yaşatılması ve uygulamaya konulması için gerekli teşkilatların ise birer araç olduğunu ifade ediyordu.

Karakoç, Muhsin Yazıcıoğlu"nun bu samimi açılışına memnun olmuş olarak onu ve arkadaşlarını Diriliş Partisi"ne katılmaya davet etti. Hatta kendisinin mizacen bu işe yatkın olmadığını ve uygun bir genel başkan aradığını da söyledi. Konuşmanın bundan sonraki bölümü çok çarpıcıydı.

Karakoç, Muhsin Yazıcıoğlu"na ayrı parti de kursalar yine birgün birleşebileceklerini ancak bunun için çok önemli üç şartının bulunduğunu söyledi ve ardından bunları açıkladı. İlk şart, "İslam Milleti" kavramı üzerinde anlaşmaktı. Bu kavram toplumsal ve siyasal çalışmaların adeta kaidesi konumundaydı. İkinci şart "İslam Medeniyeti" kavramı üzerinde anlaşıp görüş birliğine varmaktı. Bu da, fert ve millet olarak yapılacak hizmet ve çalışmaların hem mahiyetini hem kapsamını ifade eden yine temel bir kavramdı. Üçüncüsü ise hem dönemsel hem de bir bakıma kişisel bir şarttı; "sıfır ırkçılık!" Yani ırklar bir gerçektir, ırka evet, ırkçılığa hayır!

Herkesin pür dikkat dinlediği Sezai Karakoç, Muhsin Yazıcıoğlu"na fikir birliği içinde olmanın önemini ve üzerinde milletçe ittifak etmemiz gereken temel kavramları anlatırken, anlaşmaya varma süreciyle ilgili de ilginç bir yöntem önerdi. "Siz arkadaşlarınızı çağırın, dedi, ben de arkadaşlarımı çağırayım, bir odaya kapanalım ve anlaşmadan o odadan çıkmayalım" Günler aylar sürse bile tartışmanın sonucunda fikir ve söz birliği yapmanın önemenin altını çizdi: "Az bir uyku uyuyup, az bir şey yiyip namazımızı kılalım, kalan bütün zamanımızda gerekirse tartışalım ama sonunda mutlaka fikir birliği etmiş olarak çıkalım!"

Merhum Yazıcıoğlu, Sezai Karakoç'un partiye katılma teklifine çok memnun olduğunu, önemini belirttiği hususlarda ise Karakoç"un görüşlerinin kendileri için ilke sayılacağını, tartışmalarının söz konusu bile olayacağını nazikçe ifade etti. Konuyu arkadaşlarıyla müzakere ettikten sonra karara varacaklarını belirterek müsaade isteyip ayrıldı.

Yazıcıoğlu ve arkadaşları, Diriliş"e katılmayıp ayrı parti kurdular ancak sonraki yıllarda da Sezai Karakoç"un yazılarını ve açıklamalarını titizlikle takip ettiğine şahsen tanıklık ettim. Ülke meselelerini konuşmak üzere zaman zaman buluşup görüştüğümüz oldu. Ricası üzerine de BBP"nin İstanbul Bahçelievler ilçe teşkilatında bir süre haftalık konuşmalar yaptım. Bunlardan birine kendisi de katılmış, program bitiminde birlikte yemek yemiştik. Yemekte yine genç nesillere Sezai Karakoç"un fikir dünyasını tanıtmanın önemine üzerine konuştuk.

Vefatına bütün Türkiye"nin ağlayışı boşuna değildi; milletimizin gönlünde yatanı fark etmiş olduğunu millet adeta sezgileriyle biliyordu.

Ben de onu sevenlere, şahit olduğum ve bugüne kadar yazılmamış bu görüşmeyi anlatmayı bir görev bildim. Çağımızın bu büyük mütefekkirine, bir "diriliş pîri"ne alperenlerin dikkatini çekmek istedim.

yenisafak.com/yazarlar

Kaynak:Adanapost

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.