İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

15 Temmuz: Bir gecede bin yıllık mücadelenin tarihidir..

Bir yıl önce bugün, 15 Temmuz’da, Türkiye siyasi tarihinin en ağır saldırısı yaşandı. Tarih yapıcı milletimiz, Anadolu’daki bin yılı boyunca hiç tanık olmadığı, en alçak ihanet örneği ile karşı karşıya kaldı.

Fetullahçı terör örgütü (FETÖ) üzerinden ülkemize açık bir saldırı yapıldı. Elli yıl boyunca Batılı istihbarat teşkilatları tarafından korunan, beslenen, devlet içine yerleştirilen, dünya genelinde örgütlenen bir yapı, bir terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti’ni rehinalmaya, ülkemize diz çöktürmeye çalıştı.  Milletin ve devletin imkanları kullanılarak milleti, ülkeyi ve devleti yok etmeye çalıştı.

Hedefleri iç savaş çıkartıp Türkiye’yi parçalamaktı..

Etki altına aldığı her Anadolu çocuğunu bir vatan hainine dönüştüren FETÖ’yü sahaya süren güçler, PKK ve diğer terör örgütleri ve diğer ihanet çetelerini işgal girişimi için harekete geçirmişti. Hedef; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirip, devleti işlemez hale getirmek, ardından milleti birbirine kırdırmak ve Türkiye’yi parçalamaktı.

Türkiye darbe görünümlü işgal ve iç savaş senaryosu ile yüz yüzeydi. Siyasi tarihinde sayısız savaşlar ve mücadeleler yaşamış, bütün iklimlerde iz bırakmış milletimiz, Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı’nın parçalanması gibi bir yok oluşa mahkum edilmek istendi.

Suriyeleştirme süreci başlatılıyor, FETÖ üzerinden “Türkiye cephesi”açılıyordu.

Suikast, infaz, toplama kampları planlanmıştı..

Tanklar kışlalardan çıkmış, ordu içindeki vatan hainleri sokaklara salınmış, köprüler tutulmuş, ülkenin Cumhurbaşkanı için suikastçiler gönderilmiş, binlerce kişilik infaz listeleri hazırlanmış, on binlerce insan için toplama kampları belirlenmişti. Milletin Meclisi bombalanmış, sivil insanlar tanklarla ezilmiş, sokakta insanlar kurşun yağmuruna tutulmuş, bir katliam başlatılmıştı.

Amerikan istihbaratının Pensilvanya’da koruduğu o alçağın terör timleri ülkemize, milletimize, vatanımıza, değerlerimize, tarihimize, birlik ve bütünlüğümüze ait ne varsa hedef almıştı.

Bir mucize gerçekleşti..

Ama onların hesap edemediği, efendilerinin hesap edemediği bir mucize gerçekleşti. Milletimiz birkaç saat içinde, büyük bir öfke ile vatan ekseninde birleşti. Türkiye’nin her köşesinde yüzbinler sokaklara aktı. Kitleler tanklara, kurşunlara karşı yürüyordu. Dünya tarihinin görmediği bir coşku, cesaret örneği sergileniyordu.

Yaşlılar, gençler, kadınlar, yürekleri sağlam insanlar tarih değiştiriyor, hayatlarında silah görmemiş insanlar kurşunlara meydan okuyordu. Haçlı Savaşları’ndan bu yana, mücadele geleneği ile tarih yapan milletimiz, Çanakkale ruhu ile yeniden ayağa kalkmıştı.

Bir devrim yaşanıyordu ve işgalciler şoktaydı!

Darbeciler de, onları yöneten küresel efendileri de, çokuluslu müdahaleyi planlayanlar da şoktaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla milyonlar Türkiye’nin kaderine el koydu. Darbe ve işgale karşı bir devrim gerçekleşiyor, bir destan yazılıyordu.

O gece, yüz yılın mücadelesi birkaç saate sığdırıldı, küresel güç haritaları alt-üst oldu. O gece şehit olan, gazi olan, sakat kalan, yetim kalan, dua eden, öfkesini sokaklara taşıyan, cümlelere taşıyan, Allah’ın kalplerine müjdeler indirdiği, korkuyu unutturduğu herkes bu ülke için, bu millet için kutsaldı.

O gece bütün Türkiye’de; selalarla kendine gelen, ezanla dirilen, dualarla korunan bir millet vardı. O gece, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük saldırı geri püskürtüldü.

Son Kale direndi, Son İstiklal Savaşı kazanıldı

www.yenisafak.com/yazının devamı…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar