İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

2015’e Girerken,

2015’e Girerken,

Acısı ile tatlısı ile 2014 yılını geride bırakmaya bir umutla ve iyi dilekler ile 2015 yılına girmeye hazırlanıyoruz. Günlerin, haftaların, ayların ve yılların geçişi aslında hayatımızın sıradan akışından başka hiçbir anlam taşımamasına rağmen, insanoğlu kendisine bu günlerden bir aktivite ve eğlence çıkarmıştır. Kutlama adı altında getiri sağlamak adına yola çıkarak her birine bir anlam bir özellik yüklemiştir. İşte aktivite, eğlence ve getiri olmak üzere hepsini kapsayan günlerden bir tanesi de 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece olan “YILBAŞI” günüdür.

 

“YILBAŞI” Hıristiyan dünyasında olduğu gibi ülkemizde de benzer şekilde kutlanılmaktadır. Batı ve Hıristiyan toplumunun sözde dinsel kültür altında gelenek haline getirdiği bu kutlamalar. Türk ve İslam toplumunun da kendi adet ve örfü gibi kutlamasın hiçbir akılcı izahı yoktur. Miladi takvimin tüm dünyada ortak takvim kabul edilmiş olması “YILBAŞI” kutlamalarının bu takvimi kabul eden Türk ve İslam devletlerinin de kutlamasına dayanak gösterilemez. Bu Hıristiyan batı toplumunun dünyaya bir dayatmasıdır. Türk ve İslam toplumunun bu adetlere uyması Türk ve İslam kültüründen uzaklaşarak Hıristiyan batı toplumuna benzemekten başka bir şeye yaramayan bir davranıştır.

 

Şimdi belki bazı okuyucularımız, “Aile bireyleri, eş dost bir araya gelerek yâda bir eğlence mekânına giderek eğlemenin kültürel dejenerasyonla ne alakası var, çok geri kalmışsınız biraz çağdaş olun diyecektir.”

Aile bireyleri, eş dost bir araya gelerek yâda bir eğlence mekânına giderek eğlemek isteyenler bunu başka zamanlarda da haram yollara sapmadan yapabilirler. Buradaki ince çizgi özellikle de “YILBAŞI” kutlamasının Hıristiyan toplumunun bir geleneği, inancı ve kültürü olmasıdır.

Bir milletin, dili, örf, adet, değer ve gelenekleri o milletin kültürüdür. Bir milletin kendi öz kültürü o milleti bir birine kenetleyen ve milleti yücelten değerlerdir.

 

Başka milletlerin adet, gelenek ve kültürüne sempati duymak, onları hayatına uygulamak zaman içerisinde kanıksanarak milletlerin kendi değerlerinden ve kültüründen kopmasına, örnek aldığı milletin kültürünün esiri olmasına neden olur.

Kendi kültüründen uzaklaşarak farklı milletlerin kültürünün esir olan milletler önce kişiliklerini sonra özgürlüklerini en sonunda da istiklallerini kaybetmeye mahkûm olurlar.

 

Bu nedenledir ki; “YILBAŞI” kutlamalarının Türk İslam kültürü ile tarihsel, kültürel ve itikadı hiçbir bağı olmadığı gibi Allah CC. Yüce kitabımız Kur-anı Kerimde "Eğer sana gelen ilimden sonra onların hevalarına uyarsan, bil ki sen de zalimlerdensin." (Bakara-145) Yahudi ve Hıristiyanların adetlerine uymak sureti ile zalimlerden olacağımızı bildirirken, Peygamber efendimiz (SAS) de; "Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır." ( Ahmed: 2/50-92, 7/142, Ebu Davud Libas: 4031) buyuruyor. 

Günler önceden “YILBAŞI” kutlama hazırlıkları yapılıyor.  Geçmişte sadece “YILBAŞI” tebrik kartları üzerinde görmekte olduğumuz NOEL BABA resimlerinin yerini şimdilerde her AVM’lerinde mağazaların vitrinlerinde maketlerini, oyuncaklarını görmekteyiz. Ayrıca yine AVM’lerde mağaza önlerinde sokaklarda Anaokul ve kreşlerde NOEL BABA’ya  birde sonradan icat ettikleri NOEL ANNE kostümleri giymek ve sempati yaratmak ile küçük yaştan itibaren çocuklarımıza bu kültür aşlanmaya taze dimağları bu safsataları bilinç altına yerleştirmeye çalışıyorlar. 

“MİLADİ YILBAŞI” na gösterilen ilgi her nedense “HİCRİ YILBAŞI” na gösterilmiyor. Aslında neden açık birisi Hıristiyan batı toplumunun sınır tanımayan eğlence anlayışı ile kutlanması. Diğeri İslam’ın kutlu hicret hareketinin takvim başlangıcı olarak belirlendiği bir gün ve bu günün İslam geleneklerine göre ibadet ile anılması ve yâd edilmesi. Son yıllarda sosyal paylaşım sitelerinde yapılan paylaşımlar olmasa beklide birçok kişi “HİCRİ YILBAŞI’ nı hatırlamayacak gelişinden haberi olmayacak,. 

Değerli okurlar, 31 Aralık’ı 01 Ocak’a bağlayan gece herhangi bir ayın son gününü arkasından gelen ayın ilk gününe bağlayan bir geceden farklı ve özel bir gün ve gece değildir. Tek farkı beraberinde bir yılın bitimi ve yeni bir yılın başlangıcını da getirmiş olmaktan ibarettir. Bunun kutlanması söz konusu olamaz. Hıristiyanların geleneği olan yılbaşı kutlamaları da zamanla amacından sapmış. Noel ile Yılbaşı bir birine karışmış kumar, içki ve zinanın hat safhaya çıktığı çılgın eğlencelerle,   kutlanılmaktadır. Maalesef Ülkemizde de bu şekilde kutlamalar yaygınlaşmış, 01 Ocak günü resmen tatil edilmiştir.

 

Oysa o gece geçen bir yılın muhasebesini yapmak, madden ve manen kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz, eksik ve hatalarımız ile başarı veya başarısızlıklarımızı süzgeçten geçirip, yeni gelen yıla bir mizan çıkarmak daha akli bir yaklaşım olmaz mı?

 

Ne diyelim biz üzerimize düşeni yaparak, hatırlatma görevimizi ifa ediyoruz. Cenab-ı Allah bizleri istikametimizden ayırmasın, Allah’a emanet olun. Saygı ve sevgilerimle..

İbrahim Halil SİPAHİ

31.12.2014/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi