“Adana’nın sarı sıcağında insanlara tente lazım” dedik
1994 yılında Kahramanmaraş’tan Adana’ya göç eden Delice Ailesi’nin, girişimcilik öyküsüne tanık olduk. Bir baba, anne ve iki evladının el ele vererek büyüttüğü Pınar Tente, bugün Adana ve Çukurova Bölgesi’nin ilk tercih edilen markaları arasında…
1990’lı yıllarda yaşanan göçler, sadece Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmedi. Pek çok aileyi de, farklı sebeplerle, doğup büyüdüğü topraklardan kopararak ekmeklerini hiç tanımadıkları şehirlerde kazanmak zorunda bıraktı. 1994 yılında Kahramanmaraş’tan Adana’ya göç eden Delice Ailesi’nin hikâyesi de onlardan biri…
Yusuf Delice, eşi Zeynep ve evlatları Pınar ve İbrahim’in el ele vererek, yoktan var ettikleri Pınar Tente, ürünlerinin kalitesini Becker ile taçlandırıyor.
Adana’nın o meşhur sarı sıcağında, insanların sığınacak bir gölge arama arzusundan yola çıkan Yusuf Delice ile ilginç girişimcilik öyküsünü konuştuk ve kendisinden gelecek hedeflerini dinledik.
İşte bir baba, vefalı bir anne ile birlikte yaşama sarılan iki evladının yaşadıklarından sütunlarımıza yansıyanlar…
Göksun-Kahramanmaraş doğumlu Yusuf Delice’ nin ailesi ekonomik sebeplerle Kayseri’ye göç eder. 1994 yılına kadar da Kayseri’de yaşarlar. İlkokuldan sonra okuyamayan Yusuf Delice hemen çalışmaya başlar. 1994 yılında ailesiyle birlikte Adana’ ya göç eden Delice, 22 yıldır Adana’da yaşamaktadır.
Bu işe girmeye nasıl kara verdiniz?
“Adana, Çukurova idi. Fakir memleketidir, fakirlerin en çok yaşayabileceği, rahat edebileceği bir memlekettir diyerek geldik. Ne iş yapalım, burada ne iş gider diye çok düşündüm. Herkesin malumu, Adana sıcak memleket. Meşhur sarı sıcağı, alışık olmayan insanı çok kötü çarpar. Sıcaktan, güneşten korunmak zorunda insanlar. O zaman gölgeyle ilgili güneşi engelleyecek bir iş alanı oluşturalım dedik.”
// “BAŞARIMIZIN ALTINDA KALIPÇILIK TECRÜBESİ YATIYOR”
Mesleğiniz neydi?
“Makine kalıp ustasıyım. Bir makine düşünün. O makinenin bütün parçalarının çizimini sıfırdan yapıp, kalıbını döküp seri üretime geçirebilirim. Zaten bugün yaptığımız işin temelinde de kalıpçılıktaki deneyimimiz yatıyor. O yıllarda monteli çadırcılar geldi. Çadırcıları gittik gezdik. Nedir, ne yapıyorsunuz, nasıl bir şeye ihtiyacınız var derken,fırsat karşımıza çıktı. Ev balkonlarının körüklü tenteleri vardı. Onların iplikle açılır kapanır mekanizmaları bulunuyor. Üretici onları İstanbul’dan alıyor. Parasını önden gönderiyor, 15-20 gün sonra İstanbul’dan mal geliyor. Üzerinde tadilat yapıyoruz ancak öyle kullanabiliyoruz. Ben zaten kalıpçıyım, bunu kendim de yaparım mantığında girdik işe.”
“Menteşe makaranın kalıplarını yaptık, onlarla çadırcılara destek vermeye çalıştık. Adana, Mersin, yakın iller ve Kıbrıs... Daha sonra mafsallı tente piyasaya girdi. Mafsallıyı İstanbul üretiyor. Tamamen tenteyi kurmadan vermiyor, Adana’daki meslektaşlarımız istediklerinde parça satmıyorlardı, “biz tenteyi kurar size göndeririz” diyorlardı. O dönemde yine Adana’da iki büyük firma vardı. Onlara gittim dedim ki,“Bakın ben zaten kalıp ustasıyım. Ben bunun parçalarını üreteyim, sizlerde burada kendi adınıza yapın satın. Bir numaralı olan firma, “Yok kardeşim. Biz yapacak olsak en güzelini yaparız ama böyle bir şeye gerek yok” dedi. İkinci firma benim ciddiyetimi gördü, tamam dedi ve imalata başladık. Ben kalıplarını yaparak hazırlıyordum, o sadece ölçüsüne göre tentelerini kuruyordu, birlikte güzel işler yaptık. Sonra İstanbul tente kolunu perakende satmaya başladı. Yani kurulmuş tente haricinde kol iskelet takımı satmaya başladı. Fabrikasyon olunca haliyle maliyeti biraz daha düşük oldu. Baktık biz iş yapamıyoruz, bu sefer İstanbul’dan iskelet aldık ve buradaki arkadaşlarımıza mafsallı tente iskelet kolu satmaya başladık.
“ŞİRKETİ KURDUĞUMUZDABİZİ CİDDİYE ALMAMIŞLARDI”
İlk olarak işe ticaretle başladınız o halde…
“Evet. O aşamada dondurma firmalarının promosyon tentelerini kurmamız gerekiyor. Kurduğumuz hizmetin karşılığını da alabilmemiz için fatura kesmeliyiz, ancak vergi mükellefi değiliz, bireysel çalışıyoruz. Böyle gitmez diyerek2006’da vergi mükellefi olduk. Pınar Tente adıyla firmamızı kurduk. Dedik ki, hem tente kolu satalım hem de piyasaya tenteler yapalım. Pınar Tente’yi kurduğumuzda ; “Biz bu işi zor çevirirken, kaynak makinesini, dikiş makinesini kullanmayı, yapıştırma yapmayı bilmeyen biri bu işi nasıl yapacak ” diye bizi ciddiye almamışlardı. Çok şükür büyük mücadeleler vererek başardık. Kimseyi de kendimize rakip görmüyoruz, Allah herkesin işini gücünü rast getirsin.”
Yusuf Delice’ nin ilk üretim yeri Adana-Küçükdikili’ deki evi olur. Evin ikinci katını yaptığında alt katın ara duvarlarını söküp atölye haline getirir. Eşi ona her zaman destektir ve tabii iki çocuğu da. Bir elemana dahi verecek parası olmayan aile, var gücüyle, gecesini gündüzüne katarak bu atölyede çalışmaya başlar. Evin yan tarafındaki arsalarında bahçe ve çok güzel ağaçlar vardır, ama yeni yere geçme imkanları olmadığından bunları kesmek zorunda kalırlar. Zemini beton, üstünü çatı yaparak atölyeyi 500 m2’ye çıkarıp burada montaj yapmaya başlarlar, boyahaneleri olmadığından boyamayı dışarıda yaptırırlar. Gelgelelim kendileriyle çalışan bayiler onları ziyarete geldiğinde mahalle içinden geçerek karşılarında bu küçük atölyeyi bulmaktadır. İster istemez ‘ufak yer, büyük sermayeye dayalı bir iş değil’ izlenimi oluşmaya başlar. Bu noktada Yusuf Delice işin böyle gitmeyeceğini anlar ve oğlu İbrahim’ le tartışıp düşünüp iyi bir muhasebe yaparak bu işi taşımaya karar verirler. Bugün iki dönüm kapalı alanda üretim yapan Pınar Tente, içeride fırın ocağını da kurar. Güçlü bir stoğu olan firmayı bugün ziyarete gelenler memnun bir şekilde ayrılırlar.
ONLAR BENİM GURUR KAYNAĞIM
Tüm ailenin kenetlenip gecesini gündüzüne katarak çalıştığı küçük atölyeden güçlü bir marka, büyük bir firma doğar. Yusuf Delice, başta eşi Zeynep Hanım olmak üzere Kızı Pınar ve Oğlu İbrahim’ in öz verisini ve kendisine verdikleri desteği hiç unutmuyor. En büyük isteği ise evlatlarının bir adım önde giderek Pınar Tente’ yi daha iyi noktalara taşıması. Yusuf Delice bu konuda onlara çok güveniyor.
“Firmayı tek başıma kurdum. İbrahim adında bir oğlum ve Pınar adında bir kızım var. Evlatlarımın her ikisinden de çok memnunum, her ikisinden de Allah razı olsun, onlar her zaman için benim mutluluk övünç kaynağım. Rabbim herkese böyle evlatlar nasıp etsin inşallah.Kızım üniversite mezunu, dış ticaret okudu. Pınar bana göre daha sıkı, tutumludur, mesleğinde bir profesyonel nasılsa öyle, onun için muhasebeye verdim. Benim 10 liraya üç ay vadeyle aldığım malı 5 liraya beş ay vadeyle aldığını gördüm. Böyle bir gerçekle karşılaştım. Şimdi ödemelerle ilgili kendisine danışmadan iş yapmıyoruz.
Oğlum İbrahim liseyi bitirdiğinde ‘istersen oku, istersen beraber mücadele verelim,ama dışarıdan açık öğretimi mutlaka oku yani bir diploman olsun’ dedim. Oğlumla liseden sonra devam etmeye başladık. İbrahim’i pazarlamaya vermeden önce, işletmenin içinde görevlendirdim. Çok iyi bir ustamız vardı, ondan İbrahim’i yetiştirmesini rica ettim. İdareci olduğunda her şeyi bilsin, tüm süreçlere hakim olsun istedim. Hazır olduğunda da ‘ gel oğlum, iş elbiselerini çıkar, artık Pazarlama bölümünden sorumlusun’ dedim. Pazarlama konusunu tamamen İbrahim’e bıraktım, ben geri plana çekildim. Girişkenliği, kendisini sevdirmesi, insanlara verdiği güvenden dolayı da güzel işler yaptı. Çok iyi bir müşteri portföyü oluşturdu. Türkiye genelindeki bayilerimizin çoğu beni tanımaz bile… Firmanın sahibi İbrahim’i bilirler ve ben de bundan mutlu olurum. Türk toplumunda babalar her zaman ön planda olmayı sever.Rahmetli olana kadar firmayı ben yürüteyim, çocuğum benim gölgemde olsun mantığındadırlar. Benseçocuklarımın önden gitmesini ister, onların arkasında durmayı tercih ederim. Ben hayattayken çocuklarım bir hata yaptığında o hatayı düzeltebilecek zamanım, imkânım olsun isterim. İbrahim bugün gerçekten yaşının üstünde başarılar gösteriyor. Beraber çalıştığımızı bilmeyen insanlardan iş teklifi de alıyor…”
Becker ile ne kadar süredir çalışıyorsunuz?
“Eski işyerimizde pergoleyi İstanbul’dan hazır alıyor ve sadece montaj yapıyorduk. Onlar motoru zaten içinde gönderiyorlardı. Sonra, Becker’ in Bölgemiz Müdürü bizi ziyarete gelip kendisini tanıttı, bizimle iletişimini hiç koparmadı, o kadar iyi niyetli ve samimiydi ki, o dönem ihtiyacımız olmamasına rağmen kendisinden motor satın aldık (Gülüyor). Bu sefer İstanbul’dan pergole isterken motorsuz istemeye başladık.”
Becker ürünlerinin kalitesinden memnun musunuz?
“Çok memnunuz. Türk toplumunda kaliteye vurgu yapmak istediğinizde “Alman malı gibidir” dersiniz ya, Becker gerçekten Alman malı. Becker’ in bizim sektörde ilk tercih edilen marka olmasının sebebi, montajının çok rahat yapılabilmesi, kumanda çok rahat kurulup hareket ettirilebiliyor. Biz kurulumu bir kez anlattığımızda bayi bunu hemen anlıyor. Becker’ in servisinden de çok memnunuz, Tatil günü, mesai saati demeden, her gün ve saat mutlaka bir muhatap buluyoruz ve tüm personelin yaklaşımı çok samimi. Ayıca firmanın yöneticileri Türkiye standartlarını, yaşam tarzını çok iyi biliyor, Türkiye ekonomisini iyi tanımlıyor. 15 Temmuz sürecinden sonra yaşanan sıkıntılarda diğer firmalar gibi “Bu ülkede kaos var, paramı geri çekmek zorundayım, bayilerinizde açık hesap bırakmayın, bakiyeleri kapatın şeklinde bir politika gütmediler, tam tersi bizlere yardımcı oldular. Bu çok önemli…”
Farkımız; “HIZIMIZ”
Türkiye’ nin hemen her yerine en kısa sürede teslimatı yapan Pınar Tente’ nin güçlü bir stok yapısı olduğunu anlatan Yusuf Delice, “cebimde param olmasın ama her zaman fabrikamda malzemem olsun” diyor. Şu anda dışarıdan hiç satın alma yapmadan 3-4 ay rahatlıkla üretim yapabilecek malzeme stoğu olduğunu ifade eden Delice, bu sayede müşteriyi hiçbir zaman geri çevirmediklerini, gelen talebi malzeme beklemeden direkt üretmeye başladıklarını, bununla birlikte nakliyecilere çok yakın olmalarının avantajını da kullanarak teslimat hızında fark yarattıklarını vurguluyor. ve iddia ediyor: “Bizimle çalışan müşterilerin hiçbirinden, ‘ Pınar Tente benim ürünümü geciktirdi, malzemem yok, motorum bitti, alüminyum kalmadı, boyayı bulamadık dedi’ gibi sözler duyamazsınız”
BORNOVA BECKER SPOR’ UN FORMA ÖNÜ PINAR TENTE’ NİN
Yusuf Delice: “Bornova Becker Spor, bizim gibi, sağlam ve emin adımlarla ilerliyor”
Adana’ nın en büyük Tente-Pergole üreticisi Pınar Tente, sektöründeki öncü rolünü spora da taşıdı. Kurulduğu ilk yıl birinci lige yükselme başarısı gösteren ve bu yıl süper lig mücadelesi veren İzmir’ li kadın basketbol takımı Bornova Becker Spor’ a ana sponsor olan Pınar Tente, takımın forma önü reklam alanlarını satın aldı. Sporda elde ettiği başarıların yanısıra, birçok sosyal projeyi de yürüten Bornova Becker Spor’ a destek veren Pınar Tente, her kurumsal şirkette olması gerektiği gibi, kazandıklarının bir bölümünü topluma fayda sağlayacak etkinliklerde kullanarak önemli bir sosyal sorumluluk örneği de göstermiş oldu. Bu sponsorluğa ilişkin düşüncelerini soruyoruz Yusuf Delice’ ye…
“ Becker yönetiminin takımla ilgili hevesi, heyecanı ve hedefleri, takımın ilk kurulduğu yıl ede etmiş olduğu başarı, Becker marka bilinirliğine olan katkısı ve elbette hayata geçirilen sosyal sorumluluk projeleri bizi çok etkiledi. Bu projenin içinde olmayı istedik, bu sayede kendi firmamızın reklamını da, direkt kendi sektörümüze ve etkisi yüksek bir şekilde yapma fırsatı yakaladık. Takımın bayan takımı olması, bizim gibi sağlam ve emin adımlarla ilerlemesi bizi etkiledi. İyi ki de sponsor olmuşuz. Bu birliktelik bize de bir heyecan getirdi, Bornova Becker Spor’ un maçlarını takip ediyor, yeni maçları heyecanla bekliyoruz. Takımın daha büyük başarılara imza atacağına da inanıyoruz.”
BABALARINA HAYRAN İKİ EVLAT
PINAR DELİCE: “HERKES NERDEN ÇIKTI BU PINAR DİYOR”
1989 doğumlu Pınar Delice, Firmada muhasebe, finansman, personel ve idari işlerden sorumlu. Tüm satın alma ona bağlı ve kendisinin katı kuralları var. Babası Yusuf Delice’ den farklı olarak her konuda ince eleyip sık dokuyan Pınar Delice, bu anlamda firmanın en zorlu yetkilisi diyebiliriz. Satın almalarda iyi pazarlık yapıyor, vadeler konusunda o ne derse o oluyor, kısacası firmanın ne kadar paraya dokunan işi varsa başında Pınar Delice var ve kendisi bu işte son derece başarılı. Bu anlamda babası Yusuf Delice onunla gurur duyuyor.
Sizin gözünüzden, sizin kelimelerinizle Yusuf Delice’ yi anlatmanızı istesek?
“Babam benim gözümde bir melek. Çok sevgisini belli eden biri değildir ama ben onun yüreğindeki beni iyi bilirim. Yoktan var ederek, gecesini gündüzüne katıp çalışarak bize bugünkü işimizi kurması, sahip olduğumuz imkanları sağlaması, sürekli bizim geleceğimiz için mücadele etmesi büyük fedakarlık. Ben babamınbu çabasını gördükçe ne yaparsam hep daha iyisini yapmak zorunda hissediyorum kendimi ve Allah Babamdan razı olsun, onu başımızdan eksik etmesin diyorum. Onun evladı olduğum için ben çok şanslıyım, biz çok şanslıyız.”
İBRAHİM DELİCE: “MÜŞTERİLER BANA İŞ TEKLİF EDİYOR”
Firmanın ikinci kuşak temsilcisi İbrahim Delice, 1992 doğumlu. Okula başladığı günden itibaren boş kaldığı zaman ve tatillerde evlerinin bahçesindeki atölyede babasıyla birlikte çalışan İbrahim Delice, firmanın Pazarlama bölümünden sorumlu. Girişimciliği ve güçlü iletişim yeteneği sayesinde alanında oldukça başarılı olan İbrahim Delice’ ye firma sahibi olduğunu bilmeyenler iş teklif ediyor.
“Firmamızın pazarlama faaliyetlerini ben yürütüyorum. Şirkete girecek bütün işler benim elimden geçiyor. Bazen 1 ayı bulan seyahatlerim oluyor. Kendimi herkese pazarlamacı olarak tanıtıyorum. Bir keresinde ustalarla birlikte montaja gitmiştim, personelleri yönlendiriyorum. Oradaki yetkili yanıma gelerek, ‘senin görevin ne’ diye sordu. Ben de ‘ustabaşı gibi bir şeyim’ dedim. ‘Ne kadar maaş alıyorsun’ diye sorunca bir rakam söyledim. Plastik kırma fabrikası varmış, söylediğim rakamdan daha fazlasını teklif ederek bana iş teklif etti. Ben de kendisine teşekkür ederek ‘Babama ihanet edemem’ dedim.
Babanızı bize nasıl anlatırsınız?
“Benim babam adam gibi adamdır. O bize hayatı boyunca her zaman dürüst olmamız gerektiğini aşıladı. Hep ‘ siz dürüst olun gerisi zaten kendiliğinden gelir’ der. Çok yufka yürekli bir insan. Biz ablamla, babama göre daha resmi ve kurumsal bir çizgide ilerlemeye çalışıyoruz, o ise hala esnaf kafasında, öyle ilerlemeye çalışıyor. Bu şekilde biz daha zoruz.”
Sıfırdan başlayarak bugün kendi sektöründe zirveyi zorlayan bir firma yaratan Yusuf Delice’ye gelecek nesillere örnek teşkil edecek başarı hikayesini bizimle paylaştığı için teşekkür ediyor, Becker Türkiye olarak Pınar Tente’ nin başarılarının devamını diliyoruz.
www.pinarcadircilik.com – 0322 485 65 36
Kaynak: Becker Life Dergisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.