Atalay: 28 Şubat'ı Demirel koordine etti

Atalay: 28 Şubat'ı Demirel koordine etti
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 28 Şubat darbesiyle ilgili olarak '28 Şubat sürecinde Sayın Demirel Cumhurbaşkanıydı. Onun Başkanlığında oldu ve...



Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 28 Şubat darbesiyle ilgili olarak '28 Şubat sürecinde Sayın Demirel Cumhurbaşkanıydı. Onun Başkanlığında oldu ve o, süreci koordine etti.' dedi.

Beşir Atalay, Kanal7'de Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Suriye'deki gelişmelerle ilgili Atalay, gelişmelerin o coğrafyanın en önemli konusu haline geldiğini belirterek, Türkiye'nin yaşananları yakından takip ettiğini ve uluslararası oluşumlarla hareket ettiğini söyledi.

BM-Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın Suriye'ye yönelik çalışmalarına ve Türkiye ziyaretine değinen Atalay, Türkiye'nin Annan Planı'nın başarıya ulaşmasını istediğini kaydetti. Planın özünün silah bırakılması, devletin vatandaşın üzerindeki baskısının bitmesi ve ülkenin demokratik bir ortama geçmesi olduğunu belirten Atalay, Türkiye'nin de isteğinin bu yönde olduğunu ifade etti.

Atalay, planın yürüyüp yürümediğine ilişkin soru üzerine ''Kısmen yürüyor. Silahlar kısmen sustu. Ağır silahların bir kısmı kırsal kesime çekilmiş gibi, ama yani askerlerin, rejimin, yönetimin insanlar üzerindeki baskısı ve öldürme olayları da devam ediyor'' dedi.

Annan Planı'nın uluslararası camianın elindeki bir enstrüman olduğunu test ettiğini belirten Atalay, ancak başarısızlığın olması halinde daha ileri tedbirlerin alınmasının söz konusu olabileceğini dile getirdi.

Türkiye'nin bulunduğu konum itibarıyla ciddi ve özel bir tehlike içinde olduğu belirtilerek, ''Savaşa doğru gider mi bu iş?'' sorusuna ise Atalay, ''Hayır öyle bir risk doğrusu biz şu anda görmüyoruz'' yanıtını verdi.

Atalay, ''PKK'nın Esed rejimi ile işbirliği yaptığı yönünde çok yoğun haberler var'' sözleri üzerine ''İşbirliği yapıyor. Esed rejimi tabii ki onları kullanmak istiyor Türkiye'ye karşı, ama oradaki Kürt nüfus bilinçli. Esed rejimine de tavır alıyor. Onlar daha çok muhalefetin içinde'' diye konuştu.

-28 Şubat Soruşturması-

Beşir Atalay, 28 Şubat Soruşturması'na ilişkin soruları da yanıtladı.

Türkiye'de artık darbeler döneminin bittiğini, 12 Eylül Davası ile de darbelerin yargılanmaya başlandığını söyleyen Atalay, şunları kaydetti:

''Millet iradesine müdahale etmek isteyenlerin o sevdası artık yerine gelmeyecek. Artık olmayacak. Bunu bitiren iki gelişme çok önemli. 27 Nisan ve 28 Nisan 2007 tarihidir. Bu iki tarih bizim demokrasi tarihimizde çok belirleyicidir. İhtilaller, darbeler, bildiriler vesaireler çizgisinde bir son noktadır. Bu hükümet 'buna son noktayı koyuyoruz' demiştir. 28 Nisan'daki bizim açıklamamız budur. 'Herkes işine baksın, her kurumun kendi görevi vardır. O görevini yapsın bu işlerle uğraşmasın. Bundan sonra da Türkiye'de böyle şeyler olmayacak, olamayacak' demiştir. Onun için ben her konuşmamda 27-28 Nisan 2007 tarihine çok özel vurgu yapıyorum.''

''28 Şubat'ın koordinatörü Sayın Demirel'dir'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Atalay, şöyle konuştu:

''28 Şubat sürecinde Sayın Demirel Cumhurbaşkanıydı. Onun başkanlığında oldu, o ünlü 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu yapıldı. Ve o, o süreci koordine etti. Bunu herkes biliyor zaten. Sayın Demirel'in rolünü... Ondan sonra da bütün talepleri yerine getirdi. Hükümetin ayrılması için baskı, onlarla konuşmalar, sonra başkasını görevlendirme. Kendisine sorulduğunda da basına açık değil, ama geri plandı şöyle demiş: Daha ileri şeyler olacaktı, darbe de ben onları önledim. Bir anlamda bu da şu demektir: Ben bu işi koordine ettim, bu şekilde yürümesini.''

Atalay, ''28 Şubat'ın lideri Demirel midir? sorusuna ''Yani öyledir'' yanıtını verdi.

O dönemde Kırıkkale Üniversitesi Rektörü olduğunu hatırlatarak yaşadıklarını anlatan Atalay, jandarmanın kendisinden akademik personelin özel bilgilerini istediğini, ancak bunu kabul etmediğini söyledi. Buna benzer baskılar yaşadığını ve sürecin sonunda görevden alındığını dile getiren Atalay, şahsi olumsuzlukların gelip geçebileceğini, ancak ülkeye yönelik olanların büyük zararlar bıraktığını söyledi.

Darbelerin yargılanmasının sevindirici olduğuna dikkati çeken Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, şunları söyledi:

''Keşke ne bu darbeler olsaydı, ne de bu tür yargılamalar olsaydı. Milletimizi de yargılamalarla çok da yormamak lazım. Başbakanımız da onu söylüyor: Cadı avına dönmesin. Bunlar geçmişin yargılanmasının yanında geleceğe ders almak açısından önemli. Türkiye'nin normalleşmesi açısından önemli, bir daha böyle şeyler olmasın açısından önemli. Şimdi Türkiye normalleşiyor ve hamd olsun biz o manada güzel günler yaşıyoruz. Daha güzel günleri de göreceğiz.''

Soruşturmaların gideceği yeri yargının elindeki bilgi ve belgelerin belirleyeceğini vurgulayan Atalay, başkalarının hedef göstermesinin söz konusu olamayacağını belirtti. Atalay, ölçünün belge, bilgi olduğunu, öç ya da rövanş alma, kin, nefret anlayışı ile hareket edilemeyeceğini söyledi.

Atalay, ''27 Nisan'ın da soruşturması beklenebilir mi?'' sorusuna ''O da yargının elinde. Biz hükümet olarak o manada özel bir çaba içinde olmadık, olmuyoruz. Yargı süreci gerekeni yapar'' yanıtını verdi.

-''AK Parti, 28 Şubat'ın ürünüdür diyenler çok cahil''-

''AK Parti 28 Şubat'ın ürünüdür'' diyenlerin olduğunun hatırlatılması üzerine Atalay, ''AK Parti, 28 Şubat'ın ürünüdür diyenler çok cahil'' ifadesini kullandı.

AK Parti'nin çok yoğun bir çalışmanın ve Türkiye'nin iyi bir tahlilinin sonucunda doğduğunu belirten Atalay, Türkiye'nin tüm yaşadıklarından ders aldıklarını ve yollarını ona göre çizdiklerini söyledi.

AK Parti'nin kuruluş aşamasında, toplumsal ve siyasi gerçekçiliği ön plana alan, uzun vadeye bakan, dar bir kesimi değil, toplumun çoğunluğunu kucaklayacak bir yapı olmasına dikkat edildiğini ifade eden Atalay, şöyle dedi:

''Dar bir kesimi kucaklarsanız, belli bir ideoloji partisi olursunuz, öyle küçük parti olarak da devam edersiniz. Biz iktidar olmayı hedefledik ve bunun için Türkiye'deki zeminin müsait olduğunu da araştırmalarımızda gördük. İlk seçimde o başarıyı sağladık ve on yıl sonra geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuz da görüldü. O ihtilaller bugün yargılanır duruma geldi. Bırakın onların kriterleri, ölçüleri.. bugün onlar boşluğa düştüler hepsi. Türkiye daha demokrat bir ülke oldu.''

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yeni anayasa çalışmaları kapsamında maddeleştirme ve yazım işlemlerinin bu ay sonunda başlayacağını, esas niyetlerin orada görüleceğini belirterek, ''Hatta burada bir açmaz olursa B planımız var. B planını da devreye koyar biz bu yeni anayasayı yaparız'' dedi.

Atalay, Kanal7'de Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine Atalay, AK Parti ve hükümet olarak yeni anayasa yapılması konusunda kararlılıklarını sürdürdüklerini, her türlü çabayı gösterdiklerini ve muhalefete de hiçbir mazeret vermeyeceklerini söyledi.

TBMM'de temsil edilen partiler, sivil toplum kuruluşları ve milletin katılımıyla yeni anayasa sürecinin devam ettiğini hatırlatan Atalay, şöyle konuştu:

''Nisan sonu artık maddeleştirmelere ve yazıma başlayacaklar. Esas niyetleri orada göreceğiz, partilerin niyetlerini de orada göreceğiz. Şu ana kadar daha çok dinleme, görüş alma ve olgunlaştırmaydı. Ama Başbakanımız da açıkladı, bizim kararlılığımız hep sürecek. Hatta burada bir açmaz olursa B planımız var. B planını da devreye koyar biz bu yeni anayasayı yaparız.''

Atalay, ''B planı nedir?'' sorusuna ''Onu şimdi ben söylemiyorum. Gerekirse partilerden bir kısmıyla olabilir bu'' yanıtını verdi.

Bu dönemde yeni bir anayasa yapılmasının zorunluluğunu ifade eden Atalay, şöyle devam etti:

''12 Eylül'ü yargılarken 12 Eylül'ün anayasasını yürürlükte tutmak büyük bir çelişkidir. 12 Eylül'ü yargılamak sadece orada rol almış kişileri yargılamak değil, 12 Eylül'ün getirdiği uygulamayı kaldırmaktır. Eğer izlerini silecekseniz bu anayasayı kaldıracaksınız ve yeni anayasa yapacaksınız. 12 Eylül anayasasıyla Türkiye asla gerçek demokrasiye ulaşamaz.''

Yeni anayasanın 24. dönemde yapılacağına ilişkin inancını da dile getiren Atalay, anayasanın en geniş konsensüs ve katılımla, tüm toplumu kucaklamasının en ideali olduğunu söyledi.

-''Irak Başbakanı çok seviyesizce açıklamalar yapıyor''-

Beşir Atalay, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani'nin ''PKK silah yöntemini sürdürürse sonucuna kendi katlanır'' sözlerinin hatırlatılması ve bölgesel yönetimle eşgüdüm sağlanıp sağlanmadığını sorulması üzerine, terör ve Kürt sorununun karmaşık bir yapı olduğunu, hükümet olarak bu karmaşıklığı gördüklerini ve bu konu üzerinde ciddiyetle, dikkatle çalıştıklarını anlattı.

Barzani'nin ABD ve Avrupa'daki temaslarının ardından Türkiye'ye gelmeyi kendisinin talep ettiğini, Dışişleri Bakanlığı'nın da bunu uygun bulduğunu vurgulayan Atalay, görüşmelerin Irak'ın iç meseleleri, Suriye ve terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki varlığını kapsayan üç temel unsuru olduğunu bildirdi.

Irak yönetiminde ciddi sorunlar yaşandığını ifade eden Atalay, ''Türkiye işgalden bu yana Irak'a en çok kol kanat geren, destek veren ülkelerden birisi, ama şu anda Irak Başbakanı çok seviyesizce açıklamalar yapıyor. Barzani de Irak içinde olup bitenlerden tedirgin ve Türkiye'nin o konudaki görüşlerini almak istedi, kendi görüşlerini anlattı'' dedi.

Atalay, Suriye konusunda bölgesel yönetimin Türkiye gibi düşündüğünü dile getirerek, ''Oradaki Kürtlerle, Kürt nüfusla ilgili, terör boyutuyla ilgili endişeler paylaşıldı. Orada da giderek Suriye Kürtlerinin muhalefetle birleşmesi söz konusu. O yönde çalışmalar, çabalar var. Barzani de onlara katkı veriyor'' diye konuştu.

-''Türkiye görmek istiyor''-

Görüşmelerde ele alınan üçüncü unsurun terör konusu olduğunu belirten Atalay, Barzani'nin Ankara'da yaptığı açıklamaların olağanüstü olarak görülmemesi gerektiğini, bunun hem Irak'ın hem de Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin sorumluluğu olduğuna dikkati çekti.

Atalay, şunları söyledi:

''Orada silahlı bir terör örgütü nasıl barındırılır? Biz daha önce de 'Yapamıyorsanız biz yapacağız' dedik ve yapıyoruz. Şu anda operasyonlarımız da devam ediyor. Hava operasyonlarımız, az girişlerle kara operasyonlarımız devam ediyor. Türkiye'ye dönük silahlı terör örgütü orada oldukça bunlar devam edecek. Türkiye bu konuda kararlı. Oraya operasyonların durması o terör örgütünün silahını bırakması, hatta silahını Kuzey Irak yönetimine teslim etmesi... Ondan sonra Kuzey Irak'a ya da terör örgütüne yönelik operasyonlar durabilir. Başbakanımız da bunu söyledi.

Barzani'nin Ankara'da sarf ettiği cümleler bizim için de önemli, ama biz bu konularda uzun bir tarih yaşadık, ihtiyatlı beklentiler içindeyiz. Ama o beklentimiz sürüyor. Onun için Ankara'da yapılan açıklamaları da biz önemli görüyoruz. Göreceğiz, Türkiye görmek istiyor.''

Atalay, ''Barzani bunu yapabilir mi, bu gücü var mı?'' sorusunu da ''Yapabilirler ve göreceğiz. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür sorunlar kısa mesafelerle, zamanlarla çözülmemiştir. Bunların iyi tahlili, zaman gerekiyor. Şu anda bu konular bana göre olgunlaşıyor. AK Parti dönemi inşallah bu sorunların hepsinin çözüme kavuştuğu dönem olacak. Konu üzerinde hiçbir boyutunu ihmal etmeden çok çalışıyoruz'' yanıtını verdi.

-''Asimilasyon bizim düşüncemizin yanına bile yaklaşmaz''-

Türkiye'nin, silahların bırakılması ve tesliminden sonraki süreçle ilgili çalışmaları ve senaryoları zaten oluşturduğunu, detayıyla çalıştığını ifade eden Atalay, bunları çok açıklamadan yürütmeyi düşündüklerini söyledi.

Kardeşlik hukuku ve Türkiye'nin geleceği çerçevesinde bu sorunları sadece siyasi olarak görmediklerini, insani sorumluluk olarak baktıklarını anlatan Atalay, silahlı terör örgütünün varlığını sürdürmesi halinde Türkiye'de kurmaya çabaladıkları çoğulcu yapının hayata geçemeyeceğini ifade etti. Atalay, terör bittiği zaman bu konulardaki adımların daha rahat atılacağına da işaret etti.

AK Parti'nin son 10 yılda inkarı, imhayı, şiddeti kaldırdığını belirten Atalay, ''Asimilasyon kelimesi bizim partimizin ve düşüncemizin yanına bile yaklaşmaz. Vatandaşın tabii hak ve hukuku bizim kendi sorumluluğumuz, sadece onlar için değil, herkes için. Türkiye gerçek bir demokratik ülke oluyor'' dedi.

-''Niye Kürt meselelerinin sahibi sen oluyorsun?''-

Atalay, ''Kürt sorununda nihai bir çözüm bu dönemde sağlanabilir mi?'' sorusunu yanıtlarken de AK Parti'nin Türkiye'de kardeşliğin garantisi olduğunu ve bu sorunu çözebileceğini kaydetti.

Parti olarak, demokratik haklarda ve çoğulcu yapıyı oluşturmakta kararlı bir duruş sergilediklerini dile getiren Atalay, şunları söyledi:

''Kürt sorunu ve Kürtlerle ilgili meselelerde bu sorunun esas sahibi AK Parti'dir diye düşünüyoruz. Biz bu sorunu çözmek için herkesle görüşürüz, görüştük, görüşüyoruz. BDP'nin de burada katkısını aldık, yine görüşürüz. Bazen şöyle bir şey algılanıyor; PKK, Kürtlerin ve Kürt sorununun sahibi gibi. PKK bugüne kadar Kürt sorununun çözümünde veya Kürtlerin daha rahat hayat yaşamasında hiçbir rol oynamamıştır. PKK şu anda totaliter bir yapıdır. Seçimde falan, fırsat bulduklarında vatandaşa ne kadar baskı yaptıklarını herkes bilir. Diktatörce bir yapıdır. Kendi diktatöryal alanı için çalışır.

Biz siyasetin içinde BDP'nin varlığını hep önemli gördük. BDP'nin terörle arasına mesafe koyarak, varlığını çok önemli gördük. Ama şunu da BDP'ye söylüyoruz: Benim partimin temsil ettiği Kürt kardeşim, Kürt nüfusu senin aldığın oydan daha da fazladır. Niye Kürtlerin meselelerin sahibi sadece sen oluyorsun? AK Parti olarak 10 yılda yaptıklarımız ne BDP'nin ne de PKK'nın aklına, hayaline gelmezdi. Bunu Kürt vatandaşım gayet iyi biliyor.''

Bu konuları bütün boyutlarıyla ele aldıklarını dile getiren Atalay, sınırlarının Türkiye'nin birliği, bütünlüğü ve kardeşliği olduğunu da sözlerine ekledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.