İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

ATATÜRK’ün İslam’a bakışı ve hizmetleri,

ATATÜRK’ün İslam’a bakışı ve hizmetleri,

 

 

Türk milletinin, İslam inancını kaynağından nüzul oluğu hali ile öğrenmesi, anlaması ve uygulamasını istemeyen. İslam dinini maddi ve manevi çıkarları doğrultusunda kendi yorumları ile tekellerinde bulundurmayı düstur edinmiş bazı Şeyh, Şıh, cemaat önderi ve bunlara tabii olan kişiler. Sözde İslam adına Ulu önder ATATÜRK’e hakarete varan saldırılarda bulunmuşlardır. Günümüzde de hala bu tavırlarını sürdürmeye devam etmekte olanlar mevcudiyetini korumakta, ATATÜRK’ü İslam düşmanı, beynamaz, alkolik hatta veledizina olmakla itham edecek kadar aşağılık bir ideolojiyi ortaya koymaktan çekinmemektedirler.

Oysaki Ulu önder ATATÜRK’ün İslam’a ve Türk milletinin İslam’ı daha iyi anlaması dinini daha iyi öğrenebilmesi ve yaşayabilmesi için yaptığı katkılar küçümsenemeyecek ve inkâr edilemeyecek kadar büyüktür.

ATATÜRK’ün İslam dinine verdiği önemi ifade etmek için 7 Şubat 1923’de Zağnos Paşa caminde yaptığı hutbe büyük önem arz etmektedir. Şüphesiz bu bir Cuma hutbesi değildir. Atatürk, Çarşamba günü Zağnos Paşa Camiinde Kuvayi Milliye şehitlerinin ruhuna ithafen bir mevlit okunduktan sonra, caminin içinde bir konuşma yapar. Bu tarihi konuşmada;         

"Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." Diye başlayan konuşmasında; "Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." Diyerek Türk milletinin dinine sahip çıkması ve daha iyi anlamasının gerektiğini ifade eden şu sözlerle devam etmektedir.

"Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, sun'i, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir. Onları kurtaracağız." Diyerek sözlerini noktalar.

Atatürk bu hutbede Yüce İslam dininin, insanları maddi ve manevi mutluluklarını hedef alan en son ve en mütekâmil bir din olduğunu, akla ve mantığa ters düşen prensipler ihtiva etmediğini en açık ifadelerle dile getirmiştir. Bunlar son derece yerinde tespitlerdir. O şöyle diyor: “İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa, gerçeklere uymamış olsa idi, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenabı Hak'tır” Atatürk burada şunu demek istiyor: Kur'an Allah'ın sözüdür. Tabiat da Allah'ın yarattığı bir şeydir. Onun fiilinin eseridir. Allah'ın sözü ile fiili arasında çelişki olmaz. Yani tabiatla Kur'an arasında bir çelişki yoktur. Bu oldukça önemli bir tespittir

     

"Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur"; "Din vardır ve lazımdır." ;

Atatürk'e göre, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü hazırlayan önemli sebeplerden birisi İslamiyet'ten uzaklaşmaktı. ATATÜRK özel sohbetlerinde pek çok kez dindar olmanın gerekliliğinden, Peygamber Efendimiz'in hayatından, Asr-ı Saadet ve Hülefayı Raşidin (dört halife) dönemlerinden, dinimizin yüceliğinden, Allah'ın kudretinden söz etmiştir. İslam Dininin son ve mükemmel din, Peygamberimiz (sav)'in de son peygamber olduğunu her fırsatta vurgulayan ATATÜRK, ulusuna da dindar olmayı, dinini öğrenmeyi öğütlemiştir.

 

Din eğitiminin öneminin de farkında olan ATATÜRK, bu eğitimin okullarda verilmesi gerektiğini şu sözleriyle ifade etmiştir:

Her fert din ve diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası mekteptir. Fakat nasıl ki her hususta yüksek mektep ve ihtisas sahipleri yetiştirmek lazımsa, dinimizin hakikatini tetkik, tetebbu ilmi ve fenni kudretine sahip olacak güzide ve hakiki ulema yetiştirecek yüksek müesseselere sahip olmalıyız.”           

ATATÜRK'ün kız kardeşi Makbule Hanım'la uzun yıllar komşuluk yapan Hafız Zeki Çağlarman diyorki;. “Her yıl Ramazan ayı yaklaşınca ATATÜRK kız kardeşine; "Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme"der ve hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi." 

 

ATATÜRK’ün İslam dinine yaptığı hizmetleri özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:     

 -Kur’an- ı ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. " Ben Müslüman’ım diyen Türk insanını anlamaya başladı. (1927, İsmail Hakkı İzmirli’nin çevirisi)

 - Kur’an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. ("Hak dini Kur’an dili" İsmi ile 1936 da Elmalı’ lı Hamdi Yazır)

 - İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisi yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras)

- Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü (1932)

-  Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı

- 1924 anayasası 2 maddesi ilk hali *Türkiye Devletinin dini, dinî İslâm’ dır: Resmi dili Türkçedir; makkarı Ankara şehridir.”

 

ATATÜRK’ün son saatlerinde yanında bulunan Kılıç Ali Bey anılarında, ATATÜRK’e muayene esnasında ağzını açmasını söyleyen Dr. Neşet Ömer beye bakarak “ve aleyküm selam” dediğini bunun son söylediği söz olduğu ve komaya girdiğini anlatıyor.. (Kılıç Ali’nin Anıları Sh 659. Hulusi Turgut)

Bu bize ATATÜRK’ün vakıa suresi 90-91 ayetlerini bildiği ve son dakikalarında hatırlamak suretiyle güçlü ir imana sahip olduğunu göstermektedir.

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav)  bir hadisi ile yazıyı noktalamak istiyorum.“Acıda olsa doğruyu söyleyiniz” Vefatının 77. Yılında Ulu önder ATATÜRK’e Allah’tan rahmet diliyorum.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

10.11.2015/adanapost.com

Twitter.com/ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi