Bakan Çelik: "Çifte standartla karşılaştık.."

Bakan Çelik: "Çifte standartla karşılaştık.."
AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik: "Biz DEAŞ'la mücadele ederken bizi destekleyen ve desteğini beyan eden bazı dostlarımız yine bir terör örgütü olan PKK'nın Suriye'deki şubesi PYD ve YPG ile mücadele ederken bu desteği göstermiyorlar.

bakan.jpg

Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi 37. Toplantısı

Terör örgütleri konusunda tutarlı olmak gerekir.."
- "Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin'de Zeytin Dalı Operasyonu'yla güçlü bir mücadele verirken her gün bize sivil kayıplardan bahsediyorlar. O sivil kayıpların yalan haber olduğunu ispat ettik"

ADANA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Biz DEAŞ'la mücadele ederken bizi destekleyen ve desteğini beyan eden bazı dostlarımız yine bir terör örgütü olan PKK'nın Suriye'deki şubesi PYD ve YPG ile mücadele ederken bu desteği göstermiyorlar. Terör örgütleri konusunda tutarlı olmak gerekir." dedi.

celki-2.jpg

Çelik, Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi 37. Toplantısı'nda, AB'nin halklara doğru derinleşmedikçe, yayılmadıkça Avrupa halkları ve değerlerini tehdit eden aşırı sağın, göçmen düşmanlığının ve yabancı düşmanlığın yükselmesi gibi birtakım tehditlerle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Son 2 yılda Avrupa'daki bazı siyasetçilerin seçim zamanlarında göçmen ve yabancı düşmanlığını teşvik eden, İslamafobi ve antisemitizmi kışkırtan açıklamalar yapabildiklerini anlatan Çelik, "Seçimler öncesinde maalesef çok fazla yalan söylenebiliyor." diye konuştu.

Çelik, antisemitizmi ve yabancı düşmanlığını kışkırtmak konusunda, karşılarında çok yanlış bir tablo olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa'nın çeşitli ülkelerine baktığımızda, bu aşırı sağ partilerin, ikinci, üçüncü parti konumuna geldiğini görüyoruz. O yüzden benim umudum sivil toplum diyaloğundadır, sivil toplum örgütlerindedir. Sivil toplum örgütlerinin, bu siyasi angajmanlara girmeksizin, ön yargılara teslim olmaksızın Avrupa değerlerini koruyacağına olan inancım her geçen gün daha çok artıyor. Çünkü şununla karşı karşıya kalıyoruz, bundan 10 sene evvel aşırı sağ partilerle, merkez sağ ve merkez sol partilerin Avrupa'da ajandası yüzde 5 oranında örtüşürken, bu yıl yapılan çalışmalara göre aşırı sağ partilerle, bazı merkez sağ ve merkez sol partilerin ajandası yüzde 80 örtüşmektedir. Bu büyük bir tehlikedir."

Avrupa'ya tehdidin, kendi bünyesindeki "aşırı" unsurlardan geldiğini vurgulayan Çelik, "Bu sivil toplum diyaloğuna önem verdiğimi, kıymetli bulduğumu belirtmek isterim." ifadesini kullandı.

- "Çifte standartla karşılaştık"

Bakan Ömer Çelik, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra pek çok yerde çifte standartla karşılaştıklarının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Avrupa'da ilk kınama mesajı çok vahim ve yanlıştı. AB adına Türkiye'deki darbe girişimi adına verilen ilk mesaj, 'Taraflara itidal tavsiye ediyoruz' şeklindeydi. Yani, bizi öldürmek isteyenlerle bunlara karşı mücadele eden halkımızı eşit tutarak, itidal tavsiye eden bir mesaj çıkmıştı. Tabii ki sonrasında çok sağduyulu mesajlar geldi. Çifte standarda düşmeyen ve Türk halkının tepkisini doğru anlayan yegane platform bu platformdur. Şimdiye kadar, 15 Temmuz şehitleri için saygı duruşunda bulunulan tek toplantı bu toplantıdır."

Avrupa Parlamentosunu aldığı kararlar bakımından eleştiren Çelik, Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi'ni diğer platformlara örnek gösterdiğini dile getirdi.

- "Sahada DAEŞ'le en güçlü mücadele eden ülkeyiz"

Çelik, Türkiye'nin Afrin'de güçlü bir terörle mücadele çalışmasını yürüttüğünü vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu terörle mücadelemiz BM başta olmak üzere uluslararası hukuka tamamen uygundur. Bulgaristan'da, Dışişleri Bakanları gayriresmi toplantısına katıldım. Orada şöyle birtakım cümleler duydum, 'Biz sizin bu terörle mücadelenizin DEAŞ'la mücadelenizi zayıflatacağını düşünüyoruz.' Bu kesinlikle doğru değildir. Türkiye'nin, sahada DEŞA'le en güçlü mücadele eden ülke olduğu açık ve nettir. Biz başkaları gibi sadece sözle değil, bizatihi Fırat Kalkanı Operasyonu'yla ve ondan önceki operasyonlarımızla da DEAŞ'le en güçlü mücadele eden ülkeyiz. Türkiye Cumhuriyeti devleti insanlarımız DEAŞ tarafından bir saldırıya uğradığı zaman Avrupa'nın pek çok ülkesinde kamu binalarına ve diğer binalara Türk bayrağı yansıtarak, bizimle dayanışma içinde olduğunu gösteriyor dostlarımız. Buna müteşekkiriz, uğradığımızı saldırılar sonrasında bayrağımızın binalara yansıtılarak bu dayanışmanın gösterilmesinden. Buna teşekkür etmekle birlikte, aynı şekilde PKK saldırısına uğradığımız zaman, güvenlik güçlerimiz şehit olduğu zaman, insanlarımızı kaybettiğimiz zaman bu dayanışmayı görmüyoruz. Hiçbir PKK saldırısından sonra Türkiye ile dayanışma için, Türkiye'ye başsağlığı dilemek için Avrupa'nın kamu binalarına Türk bayrağının yansıtıldığını görmedim. Bu çifte standarda dikkatinizi çekiyorum."

- "Terör örgütleri konusunda tutarlı olmak gerekir"

"Biz DEAŞ'la mücadele ederken bizi destekleyen ve desteğini beyan eden bazı dostlarımız yine bir terör örgütü olan PKK'nın Suriye'deki şubesi PYD ve YPG ile mücadele ederken bu desteği göstermiyorlar. Terör örgütleri konusunda tutarlı olmak gerekir." diyen Bakan Çelik, şunları kaydetti:

"Ülkemize 200'ün üzerinde roket, top mermisi atılmıştır, sivil insanlarımız hayatını kaybetmiştir. Biz sivil insanlarımız hayatını kaybederken, 'Sivil kayıplar konusunda endişeliyiz' diye bir cümle duymadık. Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin'de Zeytin Dalı Operasyonu'yla güçlü bir mücadele verirken her gün bize sivil kayıplardan bahsediyorlar. O sivil kayıpların yalan haber olduğunu ispat ettik. Çatışma hukukuna uygun bir mücadele verilmektedir ve burada da hem PKK ile hem DEAŞ'la mücadele edilmektedir. Bazı basın yayın organlarında bu sanki Kürtlere karşı bir operasyonmuş gibi sunuluyor. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Bizim mücadelemiz terör örgütlerine karşıdır."

celik-010.jpg

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi 37. Toplantısı

- TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: 
-"Vize sorunumuz var. Vize konusu, Türkiye-AB KİK olarak, her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Vize serbestisi diyaloğunu bir an önce tamamlamalıyız"
- "Türkiye’nin, PKK, PYD, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı yurt içinde ve dışında verdiği mücadele ne yazık ki Avrupa’da yeterli desteği görmüyor. Hem NATO ittifakı hem de AB ortaklığı içinde bulunduğumuz Avrupa ülkelerini, teröre karşı verdiğimiz haklı ve meşru mücadelemizde yanımızda görmek isteriz. Esasen, ittifakın ve ortaklığın, hukuki ve ahlaki sorumluluğu da bunu gerektirir"
- AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Vinals: 
-"Türkiye, AB için bölgede bir anahtar aktör, Avrupa'nın stratejik menfaatleri için önemli bir ülkedir. Türkiye her ne kadar sınırlarında sorunlar yaşasa da 3 milyondan fazla Suriyeli mülteci barındırmaktadır. Türkiye örnek bir konukseverlik göstermektedir"

ADANA (AA) - Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Eş Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Vize konusu, Türkiye-AB KİK olarak, her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Vize serbestisi diyaloğunu bir an önce tamamlamalıyız." dedi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye-Avrupa Birliği KİK 37. Toplantısı'nda, AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in geçen yıl yaptığı davet üzerine toplantının Adana’da yapıldığını belirterek, ev sahibi Çelik'e ve davete icabet eden tüm taraflara teşekkür etti.

Türkiye-AB ilişkilerinin her zamankinden daha önemli hale geldiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve tüm AB ülkelerinin mülteci ve yasa dışı göç akımı, terörizm, siber saldırılar, uluslararası ticarette yükselen korumacılık eğilimi, iklim değişikliği ve enerji güvenliği gibi ortak sorunlarla karşı karşıya olduğunu, bu sorunlarla tek başına mücadele edilemeyeceğini kaydetti.

Bu nedenle Türkiye ve AB'nin hiç olmadığı kadar birlikte çalışmaya, küresel sorunlarla birlikte mücadele etmeye mecbur olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bizden önceki nesil, 2. Dünya Savaşı'nı yaşadı ama bize AB gibi, dünyanın en önemli barış projesi başarısını bıraktı. Şimdi bizim sorumluluğumuz, bizden sonraki nesillere, daha zengin, daha güvenli ve daha huzurlu bir ortam bırakmaktır." diye konuştu.

- "İktisadi açıdan, Türkiye ve Avrupa birbirine eklemlenmiştir"

Hisarcıklıoğlu, içinde bulunulan süreçte Türkiye-AB ilişkilerinin en öncelikli konusunun katılım müzakerelerinde ilerleme sağlanması olduğunu, bu sürecin Türkiye-AB ilişkilerinin de temelini oluşturduğunu dile getirdi.

Ekonomi, sosyal politika, enerji, terörle mücadele, Suriyeli mülteciler ve dış politika gibi yakın iş birliği ve diyalog içinde olunması gereken konuların da bulunduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, "Aynı şekilde Gümrük Birliği, vize serbestisi konuları da yine birlikte çalışma alanlarımız arasında yer almaktadır çünkü iktisadi açıdan Türkiye ve Avrupa birbirine eklemlenmiştir." ifadesini kullandı.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Avrupa arasındaki ekonomik, iktisadi ilişkilerin de son derece derinleştiğini, AB ile ilişkilerin Türkiye’nin dönüşüm sürecinin pusulası olduğunu söyledi.

Hisarcıklıoğlu, "Türkiye-AB KİK olarak, Türkiye’nin bu dönüşüm çabalarını her zaman destekledik, katkı verdik. Türkiye’nin AB ilişkilerini stratejik öncelik olarak ele aldık. Özetle, Türkiye-AB KİK, toplumun tüm kesimlerinin AB ile bütünleşme çabalarına verdiği desteğin simgesidir." diye konuştu.

- Vize serbestisi

Hisarcıklıoğlu, AB üyelik sürecinin kapsamlı reformlar gerektirdiğine işaret ederek, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve piyasa ekonomisi konusunda köklü reformlara imza attıklarını belirtti.

"Eksiklerimiz var. Yapılacak daha çok iş var. Atılacak da çok adım var. Bunun farkındayız. Bu reformları zaten yapmak zorundayız." diyen Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

"Kendi insanımız için, kendi ekonomimiz için yapmak zorundayız. Türkiye’nin, bu reformları gerçekleştirme kararlılığında olduğunu da biliyoruz. Vize sorunumuz var. Vize konusu, Türkiye-AB KİK olarak, her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Vize serbestisi diyaloğunu bir an önce tamamlamalıyız. Bu kadar ekonomik olarak birbirine eklemlenmiş iki bölge, Türkiye ve AB birbirine vize uygulaması kadar ekonomik olarak yanlış bir şey yoktur. Hükümetimizin, gerekli çalışmayı tamamlayarak Avrupa Komisyonu'na sunmuş olmasından dolayı son derece mutluyuz. Emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Artık top AB tarafında ve sonuç almamız lazım."

Hisarcıklıoğlu, Gümrük Birliği’ni modernize edecek müzakerelerin de artık başlatılması gerektiğini belirtti. Bu konunun siyasi gerekçelerle ertelenmesinin hiç doğru olmadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Zira bu modernizasyon, hem Türkiye hem AB için faydalıdır. İki taraf için de kazan kazan projesidir. Bizim, Türkiye-AB KİK olarak bu konudaki kararlılığımızı mutlaka vurgulamamız gerekir." şeklinde konuştu.

- Terörizmle mücadele 

Türkiye-AB ilişkilerinde bir diğer önemli konunun terörizme karşı güçlü bir duruş olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu konuda yeterli desteğin görülmediğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye’nin, PKK, PYD, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı, yurt içinde ve dışında verdiği mücadele ne yazık ki Avrupa’da yeterli desteği görmüyor. Hem NATO ittifakı hem de AB ortaklığı içinde bulunduğumuz Avrupa ülkelerini, teröre karşı verdiğimiz haklı ve meşru mücadelemizde, yanımızda görmek isteriz. Esasen, ittifakın ve ortaklığın, hukuki ve ahlaki sorumluluğu da bunu gerektirir." 

- Yabancı konuklar

AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals da Türkiye ile AB'nin stratejik ortaklar olarak ilişkilerini normal bir konuma sokmaları gerektiğini belirtti.

Vinals, Türkiye'nin Avrupa'dan uzaklaşmamasını, tam tersine Avrupa'ya yakınlaşmasını istediklerini belirterek, şunları söyledi:

"Türkiye, AB için bölgede bir anahtar aktör, Avrupa'nın stratejik menfaatleri için önemli bir ülkedir. Türkiye her ne kadar sınırlarında sorunlar yaşasa da 3 milyondan fazla Suriyeli mülteci barındırmaktadır. Tekrarlamak istiyorum, Türkiye örnek bir konukseverlik göstermektedir. Türkiye AB arasında ortak bir anlaşma 18 Mart 2016 tarihinde başlatılmış ve bu çok köklü bir iş birliğiyle sonuçlanmıştır. Uluslararası hukuka tamamen saygılı bir şekilde yüzlerce kişinin hayatı kurtarılmış ve Ege Denizi'nde düzensiz ve tehlikeli geçişler dolayısıyla can kayıpları önlenmiştir. "

- Vize serbestisi

Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Vinals, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin vize serbestleştirilmesi kriterini tamamlaması gerekmektedir. Bu konuya ilişkin olarak Türkiye pozisyon raporunu iletmiştir. Komisyondaki uzmanlarımız şu anda vize serbestleştirilmesin kriterlerini Türkiye'nin ilerlemesini incelemektedir."

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi ve Türkiye-AB KİK Eş Başkanı Annie van Wezel de AB'deki sivil toplum ile Türkiye'deki sivil toplum arasındaki ilişkileri daha çok geliştirmek için burada bulunduklarını ifade etti.

Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik dönüşümünün kendilerini çok memnun ettiğini belirten Wezel, şunları kaydetti:

"Gerçekten de bu ekonomik zenginlik, burada yoğun bir çalışma ve Türk halkının yaratıcılığının sonucunda ortaya çıkmış bir durum. Bu faydaların herkes tarafından paylaşılabilmesi gerçekten de önemli. O çerçevede sosyal kalkınmayı da tartışmamız bizim açımızdan önemli çünkü refahın dağıtımının gerçekleştirilebilmesi bizim için çok önemli." 

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.