Başbakan Erdoğan'dan eylemcilere teklif
Başbakan Erdoğan "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Gelecek" konulu konferansta konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Avrupa Birliği Türkiye'ye verdiği sözleri unutturmaya çalışmaktan vazgeçmelidir. AB'nin Türkiye önüne koyduğu blokaj, kendisine koyduğu blokajdır. Türkiye bütün imkanlarıyla bütün kararlılığıyla AB sürecine bağlılığını sürdürüyor. Bu kararlılığımızın tezahürüdür bu konferans. Bu mesajların AB tarafından da doğru algılandığını düşünüyorum.
BİZ ÖZELEŞTİRİ YAPIYORUZ, MUHATAPLARIMIZ DA YAPMALI
Türkiye?nin AB?ye ilk fiili başvurusu 1959?a kadar gidiyor. O dönem ki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Ortaklık Anlaşmasını da 1969?da imzaladık. Yarım yüzyıl içinde Türkiye ancak müzakere eden aday statüsünü elde etti. Biz özeleştiri yapıyoruz ama aynısını muhataplarımızdan da bekliyoruz. AB sürecinin 10,5 yılda yapılanlarla orantılı gitmediğini görüyoruz. Peki neden AB tarafından haksız engellemelerle karşı karşıya kalıyor Türkiye.
"TÜRKİYE OYALANACAK ÜLKE DEĞİLDİR"
AB Türkiye?ye verdiği sözleri, altına imza attığı belgeleri unutmaktan ve unutturmaya çalışmaktan vazgeçmeli. Türkiye asla oyalanacak ülke değildir. Köklü tarihi ile çok daha geniş temsil kabiliyeti olan bir ülkedir. Türkiye?ye sırtını dönen Avrupa, kendi değerlerine de sırtını dönüyor demektir. 8 yılda sadece 13 faslı müzakerelere açabildik. Diğer şartlar tamam olduğu halde siyasi ve ideolojik sebeplerle 16 faslın müzakereleri başlatılmıyor. 3 yıldır atılabilmiş bir adım yok.
AB'nin Türkiye'nin önüne koyduğu her blokaj kendi geleceğinin üzerine koyduğu blokajdır. Vize rejimi bizden daha çok Avrupa?ya zarar verir hale geldi. AB'nin içindeyiz. Ta Latin Amerika ülkeleri Schengen?den istifade ediyor, müzakereci Türkiye bundan istifade demiyor. AB müktesebatında bunun yeri var mı? Ben okudum. Öyle bir şey göremedim. AB ahde vefa esasına dayanır. Ahde vefa da yok. 3 yıldır biz sizi şu nedenlerle almıyoruz desinler. Zaman zaman 2?li yaptığımız görüşmelerde söylüyorlar ama iş bu noktaya geldiğinde değişiyor.
"BİR BEN KALDIM"
O zamanlar biz liderler zirvesine çağırılıyorduk. Sonra Fransa?da değişiklik oldu. Sarkozy göreve gelince müzakereci veya aday ülkeler liderler zirvesine katılamaz oldu. Şimdi Sarkozy gitti. O dönemdeki devlet başkanlarından da kimse kalmadı. O 15?ten kimse kalmadı. Hepsi hemen hemen değişti. Şu anda bu süreci takip eden bir ben kaldım. Vize muafiyet görüşmelerinin vizelerin tamamen kaldırıldığı bir süreçle sonuçlanmasını temenni ediyorum.
BİZ ZATEN FİİLEN AB?DEYİZ
Biz zaten AB üyesi ülkelere girmişiz. 6 milyon insanımız var. Belçika?da, Fransa?da.. Her yerde varız, biz zaten fiilen girmişiz.
AB yetkilileri tarafından da açıkça dile getirilen bir hususu hatırlatmak istiyorum. Bugün artık AB?nin Türkiye?ye olan ihtiyacından bahsetmek gerekiyor. Win-Win esasına göre bu işin düzenlenmesini savunuyorum. Hala tercihimizi AB yolunda olmaktan yana tercih ettiğimizi söylüyorum. Ama tek taraflı sürecin gitmesi mümkün değil. Halkımızın inancı sarsılmış durumda.
Yaptığımız anketlerde görüyorum. AB?ye bizi alırlar mı sorusuna aldığım cevap maalesef yüzde 30?lara düştük. Aralık 2004?te Türkiye yüzde 75?i konuşuyordu.Umutlarımız yok edildi. Bir dönem AB sürecinin Türkiye?nin demokratikleşmesinde kaldıraç rolü oynadığını elbette inkar etmiyoruz. AB?nin tam üyelik sürecinde somut bir adım ortaya koyması gerekiyor.
TÜRKİYE AB?YE GİRMEYE HAZIR
Çalışmalarımızı yarın AB üyesi olacak gibi yürütüyoruz. Ben çok açık ve net söylüyorum: Türkiye şu anda AB müktesebatına uygun olarak çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla AB?ye girmeye birkaç düzenlemeyle hazırdır.
?TÜRKİYE?YE BU REVA MIDIR?
Son dönemde AB ve ülkeler tarafından ifade özgürlüğü nedeniyle eleştirileri olduğunu görüyorum. AB?nin temel hak ve özgürlüklerle ilgili başlığı ele alınıyor. AB?nin müzakerelere başlayacak ülkeler için koyduğu kural var. 23. ve 24. Faslı açmadan aday ülkeler diğer başlıklardaki müzakereleri açamıyor. Türkiye Rum kesiminin koyduğu engel nedeniyle bu müzakereleri açamadı. Yükümlülüklerimiz bile bildirilmedi.
Fasıllarda açılış yapılabilir ancak kapanış yapılamaz hükmü geldi. Fasıllarda sadece açılışlarla bizi bıraktılar. Türkiye?ye bu reva mıdır. Türkiye, cumhuriyet tarihinde Avrupa standartlarına en yakın noktadadır. Bir çok konuda bir çok AB üyesi ülkeden ileridedir.
AB üyesi ülkelerde etnik köken ayrımcılığı yapanlar var, dini noktada ayrımcılık yapanlar var. Benim ülkemde biz bu konuda sıkıntı yaşamıyoruz. Benim ülkemde Roman vatandaşlarıma karşı en ufak bir ayrım yapamazsınız. TOKİ ile onlara iskan yerleri açtık ve onlara konut inşa ediyoruz.
BUNLARI SÖYLEYİNCE ?ERDOĞAN ÇOK SERT? DİYORLAR
Avrupa?nın en önemli ülkesi Romanları sınır dışı etti. Ne oldu? Niye ses çıkmadı. Almanya?da benim vatandaşlarım öldürüldü. Niçin Türkiye?den giden medya mensupları o mahkemelere alınmadı, o yargılama süreçlerini takip edemediler . Bunları söyleyince Erdoğan çok sert. Biz doğruyu söylemek zorundayız. 3. ve 4?ncü yargı paketini çıkardık. Ülkemizdeki bir çok engellemelere rağmen çıkardık.
TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARI
KORKUNÇ YALAN KAMPANYASI VAR
Taksim Gezi Parkın'daki olaylar kimseyi yanlış düşündürmesin. Sosyal medyanın korkunç yalan kampanyası var. Bizim demokratik tepkiler konusunda en ufak bir çekincemiz yok. Bir tek muhatabımız belli değil burada. Milletin parlamentodaki temsilcileri ne iş yapar diye sormaz mısınız. Animasyonla açıklarken kimsenin sesi çıkmıyordu.
ÇEVRECİLERE SESLENİYORUM...
Ben çevre hassasiyeti olan kardeşlerime sesleniyorum. Bunu yapacaksanız gelin bu Başbakanızla yapın. Ben çevreciliğin ne olduğunu bilirim, belediye başkanlığı yapmış biriyim.Kusura bakmasınlar Taksim Gezi Parkı'na Sheraton yapılırken neden engellenmedi.
Bir başkasını söyleyeceğim. Koç Üniversitesi. Oman alanına kurdular. Ben onlarla resmen savaş verdim. Milyonlarca ağaç söküldü Kilyos-Zekeriyaköy'deki alanda. Koç grubu aslında buranın yıkılma durumu da var. Biz Orman Bakanlığına hayır dedik. Kirayı ödesinler, devletin kiracısı olsunlar. Sabancı için de geçerli. Bunu herkes bilsin. Bugüne kadar kaymak takım istediği her yerde konuşlanmaya alışmıştı. Bizim iktidarımız buna izin vermedi.Çözüm sürecini istemeyenlerin bu işin içinde olduğunu bilmenizi isterim.
DEMOKRASİ TALEBİYLE GELENLERE CANIM FEDA
Bize ders vermeye kalkanlar ABD'deki Wall Strett olaylarını nasıl unutuyor. 17 kişi öldü. İngiltere'de, Fransa'da, Yunanistan'da yaşandı. Bunlar bir de AB üyesi ülkeler. Biz vandallığa, şiddete karşıyız. Demokrasi talebiyle karşımıza gelenlere canım feda, başımız gözümüz üstüne. Biz referanduma da karşıyız. Karşı olma o zaman.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.