Başbakan?ın ?Beni alın? çıkışı
BUGÜN Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt Başbakan Erdoğan'ın bir televizyon programında yaptığı çıkışın şifrelerini yazdı.
İşte o yazı:
Başbakan Erdoğan uzun bir aradan sonra canlı yayına çıktı.
Gündeme dair değerlendirmeleri oldukça renkliydi.
Özel yetkili mahkemeler konusunda yaptığı çıkış ve aleniyet kazanan ses kayıtlarının yayınlanmasına ilişkin düzenlemeyle ilgili sözleri dikkat çekiciydi.
Görünen o ki, Başbakan özel yetkili mahkemeler konusunda düzenleme yapılmasında kararlı.
Neden bu yönde hareket edeceklerini izah ederken verdiği örneklere (MİT krizi, Başbuğ'un tutuklanması...) bakılırsa, dokunulmazlık kapsamı genişleyecek ve tutukluluk şartları değiştirilecek.
Yine terör örgütüne yardım ve yataklık suçları, tartışmalı sanık sayısını azaltmak için yeniden ele alınacak.
Yargıya meydan okuma değil
Başbakan'ın MİT kriziyle ilgili dile getirdiği "Ona talimatı veren benim. Eğer alacaksanız o zaman beni alın" sözleri, bazı çevrelerde "yargıya meydan okuma" olarak yorumlanıyor. Bu kanaatte değilim.
Bu sözler, bir lider özelliği olarak Başbakan'ın birlikte çalıştığı insanları koruma arzusunun bir yansıması.
"Adamlarımı harcatmam" diyor, "yargıya hesap vermeyiz" demiyor.
Yargı alanında tarihi reformlara imza atan hükümetin başında bir isim olarak, Erdoğan'ın aksini düşünmesi mümkün değil.
Bunlar ya maksatlı ya da maksadını aşan yorumlar.
Bununla beraber, Başbakan'ın yargıyı "devlet içinde devlet" gibi nitelemesi, kadrolarına yönelik aşırı korumacı bir görüntü vermesi siyaseten doğru bir duruş değil.
Dünyanın en güçlü ülkesi ABD'den bu manada dersler çıkarmamız mümkün.
ABD Başkanı iken Bill Clinton'ın ifadeye çağrıldığını, Başkan W. Bush'un Beyaz Saray'daki en üst düzey bürokratının da tutuklandığını unutmamak lazım.
Aslında sorun, Başbakan'ın lider olarak durduğu yerden çok siyaseten zarar göreceği bilindiği halde yargı karşısında onun liderlik özelliklerini kendilerine kalkan yapmaya çalışanlarda.
Masum olduklarına inananlar gönüllü olarak ifadeye gitseler, Başbakan'ı da ağır bir yükten ve siyasi baskılardan kurtarmış olurlar.
Başbakan'ın kendileri için yaptığı fedakârlığın sadece bir kısmını onlar Başbakan için gösterebilselerdi, şahit olduğumuz bu siyasi gerilimin onda biri bile yaşanmazdı.
Hataları sineye çekiyor
Canlı yayında Başbakan'ın aleniyet kazanmış ses kayıtlarına getirilen ağır cezalarla ilgili yaptığı açıklama da düşündürücüydü.
Erdoğan, üçüncü yargı paketi kapsamında Genel Kurul'a çıkan yasa tasarısı için "Arkadaşlarımdan önümüzdeki hafta tekrar dinleyeceğim. Ondan sonra nihai adımı atacağız" dedi.
Demek ki, AK Partili iki vekilin verdiği önerilerle "sansür yasası" haline gelen düzenleme ile ilgili Başbakan yeterince bilgilendirilmedi.
Başbakan ne yapsın? Hatayı başkaları yapıyor ama fatura her defasında onun önüne konuyor.
O da her defasında, lider olmanın verdiği sorumlulukla, hatayı sinesine çekiyor. Faturayı da üstleniyor.
Siyasi baskılara göğüs gerip, kendini feda ediyor.
Oysa tam tersi olmalı değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.