Baykal'a Hanifi Avcı'nın iddiaları soruldu ?
CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Çukurova Gazeteciler Cemiyetini ziyaretinde basın mensuplarının 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' kitabıyla ilgili sorularını yanıtladı. Baykal Avcı'nın iddialar için şunları söyledi
CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Hanefi Avcı'nın ortaya attığı iddialar karşısında iktidarın sükutu, bu iddiaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor'' dedi.
Baykal, Çukurova Genç İşadamları Derneğinin (ÇÜGİAD) düzenlediği ''Türkiye Geleceğini Konuşuyor'' toplantıları kapsamında ''Referandum Süreci ve 2020'ye Doğru Türkiye'' konulu konferans vermek üzere geldiği Adana'da, Çukurova Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti.
Burada basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Baykal, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın yazdığı ''Haliç'te Yaşayan Simonlar'' adlı kitaptaki iddialarla ilgili soru üzerine, ortaya koyulan tablo ve teşhisler ile sergilediği bağlantıların ve iddiaların olağanüstü önemli olduğunu kaydetti.
Avcı'nın, yıllarca istihbarat teşkilatında görev yapmış, deneyimli, sayılan ve değer verilen bir yönetici ve işin içindeki bir insan olarak yaptığı değerlendirmelerin ve teşhisin önemli olduğunu vurgulayan Baykal, şöyle devam etti:
''Bu kitap çıktıktan sonra geçen süre içinde, bu tablo karşısında iktidarın sergilediği sükut, çok anlamlıdır.
Bu kadar önemli, büyük sonuçlar doğuracak ciddi iddialarla ilgili Türkiye'de Emniyet Teşkilatında sorumluluk taşıyan yöneticilerin hiçbir inandırıcı tepki ve ciddi reaksiyon gösterememiş olması, bir değerlendirme yapamamış ve reddedememiş olması, gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir nokta.
Hanefi Avcı'nın ortaya attığı iddialar karşısında iktidarın sükutu, bu iddiaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Bir emniyet müdürü olarak bunları söyleyen kişi, ihmal edilebilecek, görmezlikten gelinebilecek kişi değil. İddialar, duyulmamış gibi yapılacak, yok gibi davranılacak iddialar değil.
Çok ciddi bir tabloyu ortaya koymuştur. Bugüne kadar pek çok çevrenin sezdiği, tahmin ettiği bir tablo, bu kitapla artık sıradan iddia olmaktan çıkmış, bir iç gözlem, bir tanıklık, bir kurumsal itiraf haline dönüşmüştür.''
Baykal, İkinci ''Ergenekon'' davasının duruşmalarına gitmeyi düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine, ''Sürecin başından beri hep söyledim.
Ortaya attığımız iddiaların, tespitlerin doğruluğu her geçen gün ortaya çıkıyor. Maalesef o tablo, bir kanayan hukuk yarasıdır'' dedi.
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın da katıldığı ziyarette, ÇGC Başkanı Cafer Esendemir de Baykal'a faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Gizlice anayasa paketi hazırlandı, ilan edildi, geçirilmeye çalışılıyor. Bu doğru değil, anayasa hepimizin anayasası'' dedi.
Baykal, Çukurova Genç İşadamları Derneği'nin (ÇÜGİAD) ''Türkiye Geleceğini Konuşuyor Toplantıları'' kapsamında gerçekleştirdiği ''Referandum Süreci ve 2020'ye Doğru Türkiye'' konulu konferansta, anayasalar yapılırken mutabakat sağlanacak çerçevenin arandığını kaydetti.
Türkiye'deki anayasaların çoğu kez askeri müdahale dönemleri sonrasında yapıldığını belirten Baykal, şöyle devam etti:
''Anayasalar, gene o dönemin şartları için genel mutabakatla ortaya çıkmıştır.
12 Eylül Anayasası'ndaki maddelerden 85'i değişti. Parlamentoda görüşüldü ve değiştirildi. Değişikliklerin tümü parlamentoda yüksek bir mutabakatla, çok büyük bir halk, kamuoyu ve siyasi parti desteğiyle, ortaklaşa el birliği ile yapıldı.
Şimdi ilk kez anayasa değişikliği mutabakatla, partilerin ortak katılımıyla, desteğiyle, katkısıyla, işbirliğiyle değil, sadece bir siyasi partinin kendi mutfağı içinde gizlice hazırlanarak, son aşamaya kadar kimseye bilgi verilmeden yapılıyor.''
İmzası ile verilen teklifi görünce bazı AK Partili milletvekillerinin itiraz ettiklerini ve yeni bir listeyle değişikliğin parlamentoya sunulduğunu ifade eden Baykal, ''Gizlice anayasa hazırlandı, ilan edildi, geçirilmeye çalışılıyor. Bu doğru değil, anayasa hepimizin anayasası'' dedi.
''YARGI TAHRİP EDİLİYOR''
Yargının köklü bir biçimde denetim altına alınmasına imkan verecek düzenlemenin öngörüldüğünü savunan Baykal, ''Yargı anayasal sistemimizin en temel güvencelerinden birisidir.
Türkiye'de yargı, ulus ve laik devletin güvencesidir. Yargının tahrip edilmesi, etkisizleştirilmesi, ulus devlet ve laik devlet konusunda düşündüğümüzün ötesinde sorunları da beraberinde getirebilecektir'' şeklinde konuştu.
Siyasi iktidarın denetleyecek makamların başında Cumhurbaşkanlığının bulunduğunu ifade eden Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ne yazık ki son dönemlerde Türkiye'de yaşananlar, siyasi sistemimizin çok ihtiyaç duyduğu bu fren mekanizmalarını, siyasi fren mekanizmasını ortadan kaldırmıştır.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı, meclisin ezici çoğunluğu AKP'li. Bu sistemin freni nerede? Frensiz, dengesiz, birilerine 'dur' diyenin olmadığı bir siyasi yapılanma sağlıklı mıdır?
Şimdi Türkiye'de böyle bir manzara ile karşı karşıyayız, siyasi sistemin freni kalmamıştır. En çok da frene ihtiyaç duyulan zamandır. Sistemin siyasi freni kalmadı, şimdi yargı fireni de kaldırılacak.
Bu anayasa değişikliği kabul edilecek olursa, bilin ki artık sistemin içindeki yargı freni de ortadan kalkacaktır.''
PAKETTEKİ İKİ MADDE
Anayasada değiştirilmek istenen 26 maddeden 24'ünün parlamentoda çoğunluk tarafından kabul gördüğünü, söz konusu ''tuzağın'' iki maddede olduğunu ifade eden Baykal, şöyle devam etti:
''Tartışmalı iki maddeyi kamufle edebilmek, gizlemek, saklamak için 24 ek madde koyulmuş, yani işin garnitürü, süsüyle maskelemeye çalışılmış. Asıl işi o 2 maddeyi çıkarmak.
Referandumda anayasa paketi reddedilsin, ertesi gün hükümete şu teklifi yapalım: 'Bak reddedildi. Bizim derdimiz şu 2 maddeydi.
Kalan 24 maddeyi getir kabul edelim, yürürlüğe koyuverelim onları'. Ben eminim, CHP bu anlayışa sahip çıkacaktır. Şu anda bağlayıcı bir açıklama yapmaya hakkım, yetkim yok ama partimi tanıyor ve biliyorum.''
Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısıyla ilgili maddelere dikkati çeken Baykal, ''Bunlar, yargı sisteminin tümünü etkisi altına almaya yardımcı olacak maddelerdir.
HSYK, yargının beyni konumundaki kurumdur. Onu kontrol altına aldığınız zaman, Türkiye'deki 11 bin hakimi de, binlerce savcıyı da denetim altına almış oluyorsunuz. HSYK yargı sisteminin özüdür'' şeklinde konuştu.
Baykal, 12 Eylülde yapılacak referandumda milletin gidişe ''dur'' diyeceğini ifade ederek, ''Böyle bir kararın çıkması, Türkiye'nin gerçek demokrasiye geçmesi açısından olağanüstü önemli sonuç verecektir.
Böyle bir sonuç ortaya çıkarsa, iktidar, tüm imkanları kullanmasına rağmen, millet engelini aşamayacağını görecek olursa, çok büyük bir demokrasi dersini halk vermiş olacaktır'' dedi.
KILIÇDAROĞLU'NDAN ÇAĞRI KONUSU
Bu arada Baykal, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Antalya mitingine kendisini çağıracağını açıkladığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Telefon edip, çağıracağını söyledi. Henüz o telefon gelmedi. İnşallah en kısa zamanda o telefon gelir, gelince ben de hiç kuşku yok, mutlulukla giderim. Genel başkan 'çağıracağım' deyince, bunu söyledikten sonra çağırmazsa, ona rağmen benim gitmem yakışıksız olur. O çağrı olmazsa, herhalde bir anlamı vardır. O çağrı olmazsa, o zaman değerlendiririz. Ama ben bunların anlam taşımadığını, spekülasyondan ibaret olduğunu umut ediyorum.''
Toplantının sonunda, ÇUGİAD Başkanı Hakan Çelik, Baykal'a, Adana Olgunlaşma Enstitüsü'nün hazırladığı işlemeli bir tabloyu hediye etti.
Adana HiltonSA Oteli'ndeki toplantıya, CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ile Çukurova Belediyesi Başkanı Yıldıray Arıkan da katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.