İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Böyle Terörle mücadele olmaz,

Aralık 2012’de o dönem başbakan olan R.Tayyip Erdoğan’ın “Kürt sorununu çözmek için Öcalan ile görüşüyoruz” açıklamasının ardından oluşturulan teröristlerle pazarlık masasının adına “çözüm süreci”  denilmişti.

Bu süreç dâhilin de iktidar terör örgütünün K.Irak’a çekilme manevrasıyla terör örgütünün silah yığmasına. Kandilden yetişmiş teröristlerin Türkiye’ye, Türkiye’den yetiştirilmek üzere Kandil’e terörist taşınmasına, terör örgütün siyasi kanadı HDP’li belediyelerin terör örgütüne yardımlarına gibi terörist faaliyetlerine göz yummuştu. 7 Haziran 2015 seçiminden önce Diyarbakır’da sinyal veren ve seçim sonrasında “çözüm süreci”nin buzdolabına kaldırılması ile tırmanmaya başlayan terör. Terörün en şiddetli olduğu 1990-1994 yıllarından daha şiddetli bir şekilde can almaya devam ediyor.

“Çözüm süreci” aldatmacası döneminde bölgeyi silah deposu, yerleşim alanlarında hendek, tünel ve barikatlar ile mevzi hazırlayan PKK. Nusaybin, Cizre, Silopi, Dargeçit, İdil ve Diyarbakır Sur’da Güvenlik güçlerini planlı saldırıları ile üzerine çekerek iç savaş çıkarmaya dahi çalıştı. Aylarca süren çatışmalarda ilçeler yaşanmaz hale geldi. Teröristler püskürtüldü ancak faturası ağır oldu.

TSK uzun zamandır K.Irak’ta terör örgütüne yönelik hava operasyonlarına devam ediyor. Her operasyon sonrası terör örgütüne ait kampların, cephaneliklerin ve onlarca teröristin öldürüldüğü bilgisi veriliyor. Terör örgütü K.Irak’tan belki sızıp güneydoğuya gelemiyor ama büyük şehirlerde tonlarca bomba taşıyan araçlar, canlı bombalar patlamaya her patlamada onlarca canı alıp yüzlercesini yaralamaya devam ediyor.

İşte bir hafta arayla patlayan iki bomba, İstanbul Beşiktaş’ta 44 şehit bir hafta sonra Kayseri’de şimdilik 13 şehit 48 yaralı, yarın, bir sonraki gün veya haftaya günü yeri belli olmayan bir bomba patlayacak kaç can alacak bilinmez.

İşin ilginç tarafı bazı bombalı saldırılardan önce istihbaratın haberdar olduğu, bilgi verdiği, uyardığı vb. bilginin olayın hemen ardından dile getirilmesi ve faillerin hemen tespit edilmesi.

15 Temmuz vak’asından önce iktidar hariç sağır sultan’ın dahi bildiği, Emniyet teşkilatının yüzde 75’ini TSK’nin yarıya yakınını kontrolü altına alan, İçişleri ve  MİT’in içerisinde de önemli yer bulan FETÖ mensuplarının kontrolündeydi.

Emniyet, MİT ve TSK’deki FETÖ’cüler terörle mücadele konusunda ihanet içerisindeydiler. Şimdi iktidar da bunun farkına vardı!, kurumlarda temizlik yapıldı. Fakat hala terörle mücadelede İktidar mensuplarının ağız birliği ile “Bir tek terörist kalmayana kadar terörle mücadele devam edecek” lakırdısı ve TSK’nin K.Irak’ta hava operasyonlarının dışında kayda değer bir gelişme yok.

İktidarın mutlak ve mutlak terörle mücadelede samimi ve kararlı olması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın’ın geçen gün “Kürt meselesinin çözümü konusunda yeni çalışmalar olabilir” gibi kullandığı ifade zaman ve ortam bakımından düşündürücüydü. Şunu bir kez daha ifade etmeliyim ki, Türkiye’de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Türkiye’nin terör sorunu vardır. Kaldı ki etnik kökene dayalı bir sorun varsa? Kürtlerin 32 yıldır Türk milletine ait terör yolu ile yaptığı bir soykırım vardır. Yani Kürt değil Türk sorunu vardır.

İstihbarat ve emniyette ivedilikle yeniden bir yapılanmaya gidilmeden, Tabana yayılmış özel istihbarat sistemi yeniden devriye sokulmadan mevcut sistem ve kadrolar ile iktidarın terörle mücadelede başarı sağlaması mümkün görülmüyor.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

17.12.2016/adanapost.com

twittercom/ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.