Sedat Peker denen emperyalist unsurların kripto elamanı, çukurluğun dibinde arzı endam eylerken ona altın paslar veren yanlışlıklar yapıldı.

Süleyman Soylu “Sedat Peker’den on bin dolar alan siyasetçiler var” dedi.

Kim falan sorusu ile karşılaşınca “savcı sorarsa söylerim” dedi.

Kuyuya bir taş attı.

Hadi çıkar çıkarabilirsen çıkar.

Savcıya söyleyeceğin şeyi niye ulu orta söylersin, ulu orta söylediğini niye gizlersin?

Ben şahsen bunun doğru olduğuna inanmıyorum.

Yemlenen siyasetçi, bürokrat olabilir ama düzenli maaş alan olamaz.

Düzensiz adamlar düzenli ödeme yapmazlar. (Bir uzman gözlemi olarak)

CHP genel başkanı Kılıçtaroğlu bu lafa atladı.

TBMM Başkanını “hadi açıkla, kim bu, yoksa sende mi alıyorsun” diyerek iftiracılıkta sınır tanımadığını ispatladı.

Sanki illegal ödemeler meclis bütçesinden yapılıyormuş gibi.

Kemal Beyin hesap uzmanlığı bence frişkadan name.

CHP örgütleri “10.000 dolara alan kim” diye pankartları hemen astılar.

Bir algı için fırsat doğmuş oldu.

Süleyman Soylu sebeplerini yazmadığım sebeplerden dolayı böyle bir balon uçurmuş olabilir.

Ya da yanlış gaz verenlere yem olmuş olabilir.

Şimdi Sedat Peker denen adam “ben falana, filana diye” hedefteki milletvekillerinin adını saysa ne olacak.

Bakın bir hata nelere yol açabiliyor.

Ve hainlere nasıl fırsatlar verebiliyor.

Siyaset bir yanlışın yüz doğruyu götürdüğü sorunlu denklemler alanı bunu bileceksin.

Bu yüzdendir ki bu memlekette siyaset yapmak buz dansı gibidir.

Zordur, yeni nesil siyaset daha zordur.