Çelik: Türkiye'de eksen düzelmesi var?

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, ''Eski paradigmaların kelepçelerinden kurtulamayanlar, AK Parti'nin ülkemizin tarihi ve coğrafyası ile buluşmasını eksen kayması olarak nitelendirmektedirler'' dedi.

''AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı 4. Geleneksel İftarı'', parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Çelik, iftarda yaptığı konuşmasına, ''Kutsal Ramazan ayı bize bir kere daha insanlığımızı hatırlatıyor, adalet ve haktan yana bir siyasetten yana olmamızı teşvik ediyor'' sözleriyle başladı.

İftar sofrasının Hz. İbrahim, Hz. İsa, Hz. Musa ve Hz. Muhammed'in kadim sofrası olduğunu ifade eden Çelik, kardeşlik ve barışın yeryüzüne egemen olması için dua ettiklerini söyledi.

AK Parti kadrolarının sadece iktidar olmak ve iktidarda kalmak için mücadele veren kadrolar olmadığına dikkati çeken Çelik, parti siyasetlerinin temel insan değerleri, adalet, hukuk, hakkaniyet, eşitlik, ahlak ve özgürlük prensiplerine dayandığını vurguladı.

Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

''Sizi partimizin genel merkezinde ağırlamamızın çok özel bir sebebi vardır. AK Parti genel merkezimiz sıradan bir parti binası değildir. Sadece iktidar partisinin genel merkezi olduğu için de önemli değildir. Burası parti binası olmaktan önce adalet ve hakkaniyet için siyaset yapanların mekanıdır. Siyaset yaparken evrensel hukuk ve adalet değerlerine bedeli ne olursa olsun sadakat göstermeye kararlı bir kadronun evidir. Bu nedenle yıllardır alışılagelen ve mutlak hakikat gibi sunulan bazı politik tutumlar eğer adalet ve hakkaniyetle çelişiyorsa bu genel merkezin kapısına giremez. Her uluslararası politika platformunda duyduğumuz bir şablon olan dış politikada değerler yoktur çıkarlar vardır sözünü de bu genel merkezin ruhu da beyni de reddetmektedir. Biz temel insanlık değerleri ile çelişen hiçbir dış politika adımını desteklemiyoruz. Dış politikada yüksek prensiplere dayanmayan bir çıkar anlayışını tanımıyoruz.''

-''ANLAYIŞIMIZI FAZLA ROMANTİK BULANLAR OLDU AMA...''-

AK Parti hükümeti tarafından uygulanan dış politika vizyonunun Türkiye'yi stratejik bir cazibe merkezi haline getirdiğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:

''AK Parti kurulduğu günlerde bu anlayışımızı fazla romantik bulanlar oldu ama bugün gelinen noktada coğrafyamızın ve insanlığın değerleri ile buluşan vizyonumuzun ne kadar reel sonuçlar ürettiğini ve kendi paradigmalarının nasıl çöktüğünü her geçen gün daha çok görmektedirler. Eski paradigmaların kelepçelerinden kurtulamayanlar AK Parti'nin ülkemizin tarihi ve coğrafyası ile buluşmasını eksen kayması olarak nitelendirmektedirler. Oysa Türkiye kendi tarihi ve stratejik çevresi ile yeniden organik bağlar kurarken aynı zamanda en büyük çağdaşlaşma projesi olan AB'ye tam üyelik süreci konusunda en devrimci adımları AK Parti döneminde atmıştır. Dolayısıyla bir eksen kayması yoktur, tam tersine bir eksen düzelmesi vardır.''

Bölge sorunlarının çözümünde diplomatik kanalların sürekli açık tutulmasının bölge aktörleri tarafından da kabul gördüğünü anlatan Çelik, Türkiye'nin en büyük ihraç ürününün istikrar olduğunu söyledi.

-''ABLUKAYI DELME ÇABANIZ, İNSANİ HASSASİYETİNİZİ GÖSTERİYOR''-

''Kıdemli Büyükelçi'' Suudi Arabistan Büyükelçisi Mohammed Al Hussaini Al-Sharif da yaptığı konuşmada, iftarın ve oruç tutmanın en önemli avantajlarından birinin acı çekenlerle özdeşleşmek olduğun söyledi.

AK Parti Hükümetinin ve Türk halkının Filistin'in çektiği acılarla kendisini çok iyi özdeşleştirdiğini ifade eden Al-Sharif, ''Gazze'deki ablukayı delme çabanız, insani hassasiyetinizi gösteriyor. Bunu yaparak adalet ve haklar için milyonlar adına adım atıyorsunuz'' dedi.

İngiltere Başbakanı David Cameron'un Ankara'ya yaptığı ziyaretteki konuşmada, ''Gazze'yi açık hava cezaevine benzettiğini ve Gazze'deki durumun değişmesi gerektiğini'' söylediğini hatırlatan Al-Sharif, ''Bunu paylaşmak için Hristiyan ya da Müslüman olmak fark etmez, bunu hissetmek için dürüst insan olmak yeterli'' diye konuştu.

Türkiye'nin AK Parti hükümeti döneminde uluslararası arenada önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığına işaret eden Al-Sharif, Türkiye Cumhuriyetinin, tarihinde ilişkilerinin en iyi olduğu dönemi yaşadığını vurguladı.

Atatürk'ün ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' sözünü Türkçe söyleyen Al-Sharif, Arapça kökenli olan ''sulh'' kelimesinin, Atatürk tarafından akıllıca seçilmiş bir kelime olduğunu, bunun Arapça'da hoşgörü, diyalog, başkalarına el uzatma ve barış anlamına geldiğini kaydetti.