CHP'de ilerici gerici çatışması..

CHP'de ilerici gerici çatışması..
'Yemin etmeyeceğiz? diyen CHP, kurultay talebinin geri çekilmesinden sonra yemin etti. Parti yönetimindeki ilericiler gericiler CHP'nin geleceğini belirleyebilir.KONDA?dan...



'Yemin etmeyeceğiz? diyen CHP, kurultay talebinin geri çekilmesinden sonra yemin etti. Parti yönetimindeki ilericiler gericiler CHP'nin geleceğini belirleyebilir.

KONDA?dan Bekir Ağırdır parti yönetimindeki ilericiler-gericiler kavgasının CHP?nin geleceğini belirleyeceğini söylüyor.

CHP, 11 Temmuz?da AK Parti ile mutabakat sağladıktan hemen sonra Meclis?te yemin etti; ancak bir kişi bu karara karşı çıktı: Mersin Milletvekili İsa Gök. Bir gün sonra Meclis?teki basın toplantısında neden yemin etmediğini açıkladı: ?Alelacele yemin kararı alındı? Yani iki hafta öncesine göre bize bu tutumu aldıran gerekçelerden hangisi ortadan kalktı? Maalesef değişen hiçbir şey olmadığını görüyor ve telaş içinde alınan yemin etme kararını kesinlikle doğru bulmuyorum.? Ancak Gök, partisinin kararına uymak zorunda olduğunu da söylüyordu.

Gazetecilerin ?Yemin edecek misiniz?? sorusuna ise net cevap vermedi. Gök?ün basın toplantısından sonra kulislere yönelen bir gazeteci karşısında CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi?yi bulacaktı. Meclis?teki odasına giden Hamzaçebi?nin yanında CHP?liler de vardı. Hamzaçebi ile asansöre binen gazeteci, ?İsa Gök yemin etmiyor, disiplin süreci başlayacak mı?? diye sordu. Hamzaçebi ise ?Yemin edecek!? diye cevap verdi. Gazeteci ?Hayır yemin etmeyecek, ben toplantıdan geliyorum. Bunun bir yaptırımı olacak mı?? diye ısrar edince Hamzaçebi?nin yanındaki CHP?liler ?Al buyur işte, ver bunun cevabını.? diye mırıldandı.

CHP içinde bile büyük çatlağa sebep olan ?yemin krizi? aşıldı; ancak parti içindeki hasar tespitinin 12 Haziran seçim sonuçlarından daha ağır olduğu iddia ediliyor. Partideki grupları karşı karşıya getiren yemin krizi, tabanda da ciddi rahatsızlığa yol açtı. İKSara araştırma şirketinin bu konuyla ilgili saha araştırması rahatsızlığın boyutunu ortaya koyuyor. CHP?ye oy veren seçmenlerin yüzde 57?si ana muhalefet partisinin yemin etmeden Meclis çalışmalarına katılmasına destek verirken, yüzde 34 gibi ciddi bir oran karşı çıkıyor.

12 Haziran seçiminden önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Silivri?den aday gösterdikleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal için ?Çıkmayabilirler, yargının takdirine bağlı? diyerek kriz çıkarmayacakları sinyalini vermişti. Partinin eski yöneticileri ise yemin krizi çıkmadan önce Kılıçdaroğlu?na kaptırdıkları koltuğu geri almak için düğmeye basıp kurultay taleplerini gündeme getirdi. Ancak Deniz Baykal ile Önder Sav, genel başkan yerine Parti Meclisi?nin değişmesi talebinde karar kıldı. Baykal-Sav ikilisi kurultayı toplamak için gereken 630 imzayı hedefliyordu.

Baykal?ın başını çektiği ekipte imza toplama görevini Yılmaz Ateş üstlendi, Abdullah Cevdet Sokak, merkez oldu. Parti tabanında ve delegeler üzerinde etkisi olan Önder Sav ise eski il başkanlarıyla hareket etti. Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan?ın öncülük ettiği ekip çalışmayı yürüttü. İmza toplamaya seçimden 10 gün sonra, 22 Temmuz?da başlandı. İlk imza ile son imzanın arasında 15 gün olması gerekiyordu, bu yüzden son tarih 7 Temmuz idi. Delegeler noterden bir belge ile kurultay toplanmasını talep etti. Baykal ve Sav ekipleri ayrı ayrı delegelerden imza topluyor, bu imzalar ise akşam birleştiriliyordu. 4 Temmuz?a gelindiğinde noterden tasdikli imzaların 500?ü geçtiği öne sürüldü. Ancak parti yönetimi imzaların 280?de kaldığını iddia etti.

Kurultay için imza toplandığı günlerde Balbay ve Haberal?ın serbest bırakılmayacağının anlaşılmasına rağmen yemin krizi, kurultay taleplerinin yoğun olduğu günlerde ortaya çıktı. AK Parti ve MHP?lilerin yemin ettiği 28 Haziran?da CHP krizi başlattı. Bu kriz, kurultay taleplerinin de bastırılmasına sebep oldu. Kurultayı toplamaya çalışan muhalifler daha 3 günleri olmasına rağmen 4 Temmuz?da ?krizden dolayı? vazgeçtiklerini açıkladı. Bu tarih, ilk üç günkü 30-40 imzanın iptal edilip yeniden noterden alınmasıyla 13 Temmuz?a kadar uzatılabiliyordu; ancak bunların hiçbiri yapılmadı.

CHP?li bir isim, yemin krizinin çıkarılma gerekçesinin kurultayı toplamayı engellemek olduğunu düşünüyor. Kurultay talebi askıya alındıktan kısa süre sonra yemin krizinin sonlandığını söylüyor. ?Yemin krizi partinin seçimde aldığı sonuçtan daha büyük tahribat yaptı? diyen CHP?li şunları söylüyor: ?Yemin kriziyle uğraşırken parti zarar görmesin diye geri çekildiler. Genel merkezin 280 imza olayı doğru değil. Noter ile genel merkeze belge gitmediği için onlar bu sayıyı bilemez. CHP?liler iktidarı yakalayacağız derken partilerinden oldu. Seçimde bir tek cennet vadedilmedi. Yerel seçimdeki 15 puanlık fark 25?e çıktı. Bunu kurultayda tartışmayacaksan nerede tartışacaksın? Seçim sonuçları büyük hayal kırıklığı oluşturdu ama yemin olayında partiyi perişan ettiler. Başbakan, ?tükürdüklerini yalayacaklar? dedi. Bunlar da onaylar şekilde tükürdüklerini yaladılar.?

Aynı isim parti yönetiminin imza toplayanlara karşı büyük baskı uyguladığını anlatıyor: ?Kars eski il başkanını ihraç talebiyle disiplin kuruluna verdiler. Kırıkkale merkez ilçe başkanını görevden aldılar. Aynı anda gidip imza verecek başka delegeyi ilçe başkanı yaptılar. Bir yerde parti o kadar taciz edildi ki, delegeler arandı. ?İlk defa Kürt genel başkan oldu, ilk defa Karadenizli genel başkan yardımcısı oldu, imza vermeyin. Bir Alevi genel başkan oldu, ehlibeyt soyundan geldi? diye baskı yaptılar.?

Bir başka CHP?li 500 imzayı geçtiklerini öne sürüyor: ?Kurultayı toplamaktan vazgeçildiğinin açıklandığı gün 500 imza geliyordu. Önümüzde 3 gün vardı, biz gerekli imzayı toplayacaktık. İmza toplamayı Önder Sav askıya aldı, Baykal?a hiç sormadı. Sav?ın oğlunun bir kaseti üzerinden tehdit edildiği, onun bu yüzden imza toplamaktan vazgeçtiği öne sürülüyor. Genel merkez baskı uyguladı, kurultay toplamak için imza verenleri disiplinle tehdit etti. İddiaya göre, bazılarının çocukları işe alındı. Bir Alevi delegeyi imza verdi diye dövmüşler. Alevi kesim hiç imza vermedi. Ergenekoncular partinin içinden elini çekmiyor. Yemin krizinin arkasında da, Baykal?ı götürüp yeni yönetimi getirenler var.?

Kurultay isteyen eski CHP yöneticileri, bu taleplerinden vazgeçince yemin krizini başlatan Kılıçdaroğlu ekibi yumuşama gösterdi. AK Parti?nin değil Meclis başkanının bile olumlu mesajlarını, yemin için yeterli görenler vardı. AK Partili Burhan Kuzu?nun ?Biz ne yazsak gelecekti? sözlerine uygun şekilde mutabakat metnindeki tutuklu isimleri çağrıştıracak ?milletvekilleri? ifadesi CHP için yeterli oldu aslında. Herkes yemin ederken sadece İsa Gök dışarıda kaldı.

KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, yemin krizinin arkasında parti içindeki kurultay taleplerinin olmadığını düşünüyor. ?CHP?de dört grup var. Kamuoyunda muhalif diye bilinen eski yönetim ve yönetimdeki üçlü koalisyon; adları grupları tam ortaya çıkmamış bunların. Ergenekoncu, statükocu, partiyi daha geriye götürmek, milliyetçi çizgiye çekmek isteyenler. İleri götürmek isteyenler. Bir de ham hum şaralop ile yerinde kalmak isteyenler. Yemin krizi bitmeden iki gün önce prestij kurtarmak için Baykal, Kılıçdaroğlu ile görüştü. Artık eski yönetimin şansı yok, üçlü koalisyondaki iç basınç daha büyük problem olacak. Yemin krizi kararı gerici kanadın bastırmasıyla alınmıştı. İlericiler çok memnun değildi, bu iki ay daha sürdürülseydi kamuoyu önünde kavga olacaktı. Bu koalisyon, sağlıklı değil. Bir ucu Ergenekoncularla işbirliği içinde.?

Ağırdır?a göre, Baykal ve Sav ekibi 630 imzaya ulaşsaydı partiyi kurultaya götürürdü. Kemal Kılıçdaroğlu, yönetim katındaki değişimcilerle gericiler arasındaki iç basıncı yönetemeyeceğini anladı. Bu tartışmanın önemli olduğunu düşünen Ağırdır, ilericilerle gericilerin birlikte devam edemeyeceğini, partinin bölünmeye kadar gidebileceğini düşünüyor: ?Bir gün bu kriz patlayacaktır, patlamalıdır. Refah Partisi çizgisinde yaşanan orada da yaşanır. Yeni anayasayı, Kürt meselesini konuşacağız. Ülkenin yeni anayasaya, uzlaşmaya ihtiyacı var. CHP?ye, Genelkurmay?a rağmen anayasa yapabiliriz ama 11 milyonu dışarıda tutarak yapamayız. CHP?nin aktif olarak katılması gerekiyor.?

Bekir Ağırdır, CHP tabanının yarısının ?asker el koyabilir? düşüncesinde olduğunu, diğer yarısının ise ?demokrasi ülke için gerekli? görüşünü paylaştığını anlatıyor. Ona göre, bütün mesele darbeci algının dönüştürülmesi. Zira Tayyip Erdoğan, partisinin başında marjinal fikirleri daha demokratik bir noktaya taşıdı, partisini bir bakıma dönüştürdü. AK Parti?deki liderliğin CHP için de gerekli olduğunu vurguluyor: ?CHP tabanının önemli kesimi kentli. Hoşgörülü, farklılığı içine kerhen sindirmiş. Kendi özel hayatlarında kafaları bu kadar özgürlükçü çalışırken, iş ülke hayatına dönünce tutucu olmaları anlaşılır değil. Onların dönüşmesi, partiye bağlı. Parti yeni bir ütopya, yeni bir kardeşlik hikâyesi koyarsa o yanlış algılar dönüşebilir. Parti tabanının önüne sadece korku koyuyorsa, bu doğal olarak daha geriye doğru gider.?

AKSİYON

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.