Çiçek: Bunlar 2050 planının politikası?
Cemil Çiçek, Türkiye'de ve dünyada olan hiçbir şeyin testadüfi olmadığını belirterek "Bu yapılanların hepsi 2050 planını yapan ülkelerin politikalarıyla bağlantılı" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de ve dünyadaki gelişmelerin, yaşanılan olayların hiçbirinin tesadüf olmadığını, hepsinin 2050 planını yapan ülkelerin politikalarıyla doğrudan ilgili olduğunu belirterek, ''Türkiye'nin hata yapma şansı yok. Yanlış yapma lüksü yok. Kaybettiğimiz her an, her fırsat -karşımıza çıkan fırsatı değerlendiremediğimiz zaman- kaybettiğimiz bu fırsatlar emin olun gelecek nesillere çok pahalıya patlıyor. Gelecek nesiller bunun bedelini çok ağır öder'' dedi.
Kırşehir gezisinin son durağında Çiçekdağı ilçesine uğrayarak, partisinin düzenlediği toplantıya katılan Çiçek, burada yaptığı konuşmada, Amerika'nın 2050'de nereye geleceğinin, savunma sanayinin nerede olacağının, ekonomik gücünün ne olacağının ve dünyanın ne halde bulunacağının planlarını şimdiden hazırladığını, İngiltere, Almanya ve Fransa'nın da aynı hesapları yaptığını kaydetti.
Dünyada olup biten gelişmelerin bu plana göre devam ettiğini ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
''Bakınız; biz 1963 yılında rahmetli İnönü Başbakanken 'Avrupa Birliğine gireceğiz' diye imza attık. Aslında bunun müracaat tarihi 1959'du, rahmetli Menderes dönemi. Sonra İnönü döneminde de imzaladık, 1963-2011. Hala bizi almamak için direniyorlar. Kim direniyor? Almanya, Fransa bir de onların arkasında saf tutanlar var. Şimdi insan düşünüyor, 'Almanların bizden ne alıp veremediği var, biz bunların tavuğuna kışt demedik. Bu Fransızların neden karnı ağrıyor, Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesinden? Ne dertleri var bunların bizimle? Adam hesap yapmış 2050 yılına geldiğinde Türkiye öyle bir noktaya geliyor ki; Türkiye'nin frenlenmesi lazım, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmaması lazım, Türkiye'nin kalkınma hamleleri içerden, dışardan bir kısım kumpaslarla, hilelerle, terörle, bir kısım yasa dışı örgütle iç mücadeleye dönmesi lazım, dış gelişmeleri kaçırması lazım. Emin olun ne Türkiye'de ne de dünyada olan hiçbir olay tesadüfü değil, hepsi bu 2050 planını yapan ülkelerin politikalarıyla doğrudan ilgili. Şimdi senin rakibin 2050'nin planını yaparken 'ben 2 ay sonra seçimde ne olacağım, seçim ne getirecek, ne götürecek' demenin anlamı yok. Büyük devlete yakışan 2050'yi görebilmektir.''
-''1071'DEN BERİ ARKA ARKAYA 25 SENE SÜREN BİR SULH DÖNEMİ YOK''
Çiçek, geçmişte Türklerin ecdadlarının da gelecekle ilgili plan yaptığını, şimdi de aynı şekilde hareket edilmesi gerektiğini, aksi takdirde tarihe karşı sorumsuzluk yapılmış olunacağını söyledi.
Bakan Çiçek, konuşmasında şunları söyledi:
''Eğer siyaset yapacaksak adam gibi yapmamız lazım. Eğer bu ülkeye hizmet edeceksek lafın doğrusunu söylemek, işin de doğrusunu yapmamız lazım. Lafın doğrusunu söyleyip, işin yanlışını yapacaksak, 12 Haziran öncesi oyu alıp, 'kaçıp gitti, yan yattı, çamura battı' diye millete karşı yalan söyleyeceksek, lanet olsun böyle bir siyasete. Türkiye'nin hata yapma şansı yok. Yanlış yapma lüksü yok. Kaybettiğimiz her an, her fırsat -karşımıza çıkan fırsatı değerlendiremediğimiz zaman- kaybettiğimiz bu fırsatlar emin olun gelecek nesillere çok pahalıya patlar. Gelecek nesiller bunun bedelini çok ağır öder. Hepimiz belli bir yaşa geldik, Yozgat'ın tabiriyle 'Güverip de bostan olacak halimiz yok' Mühim olan torunlarımızı düşünmektir. Çünkü bizden evvelkiler bizi düşünerek hayatlarını verdi. Tarihi bilenler için söylüyorum; Cumhuriyet dönemi hariç bu coğrafyaya ayak bastığımız 1071'den beri arka arkaya 25 sene süren bir sulh dönemi yok. Her 25 senede bir vatan evladı bir o cepheye gitmiş, bir bu cepheye... Yemen Türküsü boşuna söylenmiyor, Sarıkamış ağıdı boşuna yakılmıyor. Her 25 senede bir bu ülkenin insanı, dedelerimiz, dedemizin dedesi bu ülkenin birliği için, dirliği için bizler için hayatlarını verdi. Biz daha bir şey vermedik milletimiz için. Onun için siyaseti doğru yapmak, ülkenin zamanını boşa harcamamak, çıkan fırsatları boşa harcamamak gerek. Bunun yolu da istikrardan geçiyor.''
-''FARELER BİLE ACINDAN ÖLÜYORDU''-
Bakan Çiçek, parti olarak, geriye dönük yaşanılan tecrübelerden, milletin çektiği acılardan yola çıkarak ''İstikrar 2023 yılına kadar devam etsin'' dediklerini hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Şunun şurasında 12 sene işi doğru götürebilirsek, Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olacak. Türkiye bugün 115-116 milyar dolar ihracat yapıyor, 2023'e gelindiği zaman 500 milyar dolar ihracat yapacak. Diyeceksiniz ki; bu ihracatlar Çiçekdağı'na ne, Yerköy'e ne? Arkadaşlar; ihracat olmazsa, üretim olmazsa, bu çocuklar ne yiyecek, ne içecek, nerede iş bulacak? Devletin çarkı nasıl dönecek? O zaman devlet namerde muhtaç olur. Namerde muhtaç olmanın acısını bu millet geçmişte çok yaşadı. Yeri geldi 1 milyon doları bulamadı. Seferberlik dönemini söylemiyorum, 'yeri geldi' dediğim şunun şurasında 25-30 sene, 15 sene daha, 2000'li yılın başına bakın, maaş veremez hale geldi bu ülke. 18 Kasım 2002'de hükümet olduk, 3 gün sonra bu ülke 9 katrilyon borç ödemek mecburiyetinde, kasada var 250 trilyon. Fareler bile acından ölüyor. Memura, emekliye maaş verilecek. Deprem yardımından toplanan, oradan buradan toplananlarla memurun, emeklinin maaşı ödeniyor. 'Elden gelenin öğünü olmaz o da vaktinde bulunmaz' Bunlar benim söylediklerim değil, ecdadımızın sözleri. Uzun tecrübeler sonunda, halen elden gelen öğüne bakmadan, namerde muhtaç olmadan bu coğrafyada alnımız açık, başımız dik, refah ve mutluluk içerisinde olacak Türkiye'nin yolu, siyasi istikrardan geçiyor, ekonomik olarak büyümekten geçiyor.''
-''BU SEÇİMLER TARİHİ BİR FIRSATTIR''-
Çiçek, ''Soğanın acısını yiyen değil, doğrayan bilir'' sözüne dikkati çekerek, Türk milletinin bu acının ne anlama geldiğini bildiğini vurguladı.
Ülkeyi yönetmenin kolay olmadığını anlatan Çiçek, ''Hesabınızı doğru yapacaksınız, istikametinizi doğru tayin edeceksiniz, vatandaşa da doğruyu söyleyeceksiniz. Vatandaş bilecek, kimsenin kapısına yarın sabah 1'er kese altın koymanın imkanı yoktur. Gök kubbeyi vadedenler, yemin ederek söylüyorum ki; yalan söylüyorlar. Doğruyu söylemiyorlar. Kedi de burada, et de burada, herkes bunu tartacak, hesabını yapacak. Onun için önümüzdeki dönem Türkiye'nin 12 yıllık geleceğini tayin edebilmek, Türkiye'de barış, huzur, istikrar ve ilk 10'a girebilecek büyük bir ekonomi, ileri bir demokrasi, güçlü ve lider bir Türkiye'nin inşası bakımında önemli, tarihi bir fırsattır bu seçimler'' diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.