İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Cumhuriyet’in savcıları ne iş yaparlar?

Cumhuriyet’in savcıları ne iş yaparlar?

 

 

7 Haziran Milletvekili seçimlerine bir aydan az bir süre kaldı. Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan seçim sürecine girilen bir dönemde devletin imkânlarını kullanarak il il dolaşıp temel atma, açılış vb. isimler altında organize edilen etkinliklerde hazırlanan platformları miting ortamına çevirmek sureti ile bir siyasi parti lideri gibi nutuklar atarak, muhalefete eleştirilerde bulunarak alenen iktidar partisine oy istiyor.

 

28 Ağustos 2014 tarihinde “Anayasaya, hukukun üstünlüğüne” bağlı kalacağına namusu ve şerefi üzerine ant içen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin millet iradesi ile seçildiğini her seferinde vurgularken, bağımsız olduğunu ancak milletten taraf olduğunu bir partinin mensubu olmadığı ve her partiye eşit mesafede olduğunu,  ancak gönlünde elbette bir partinin olduğunu söyleyebiliyor. Hoş söylemesine de gerek yok ya kendi kurduğu partinin 12 yıl genel başkanlığını yapmış bir zat benim gönlümde bir parti yok derse abes olur.  Olur olmasına da her bilineni de alenen söylemek,  temsil edilen makam itibariyle ne kadar ahlaki olur. Orasına siz karar verin.

 

Muhalefete çatan, merkez bankasına karışan vs. her konunun bizzat içinde olan ve anayasanın 138. Maddesine göre suç işleyerek yargı işlevlerine dahi karışan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunları millet iradesini anayasanın üstünde tutan ve kendisine oy veren % 52 millet iradesi(!)  Adına yaptığını da ifade etmekten çekinmiyor.

 

Millet iradesini(!)  (millet iradesi derken de kendilerine oy verenleri kast ediyorlar) anayasanın üstünde tutmak AKP’nin bir hastalığı. Öyle ki eski dış işleri bakanı Efkan Ala, “Biz Devlet-i Ali Osmanlı’nın mirasçısıyız, biz küçük düşünemeyiz. Anayasa’ya evet yemin ediyoruz, uyuyoruz. Ama bu Anayasa’nın kötü bir Anayasa olduğunu söylememize engel bir durum yok. Olsa da tanımıyoruz” diyerek “anayasayı tanımıyorum” milli iradenin(!) oyu ile seçilmeyen atama bakan taklacı Numan Kurtulmuş “Yargı bağımsızlığı, milli iradeyi yok sayamaz” diyerek sözde milli iradeyi yargının üstünde görme cüretini kendinde bulabiliyor. Örnekler kadar çok ki hangisini yazsan mutlaka unutulan olur. Nede olsa “balık baştan kokar.”

 

Yüksek Seçim Kurulu’na meclisteki iki parti Cumhurbaşkanının tarafsızlığını yitirdiğine seçim yasalarını ihlal ettiğine dair “Cumhurbaşkanlığı makamının uyarılması” ‘nı talep ediyor. YSK oy çokluğu ile bu talebi reddediyor.

Kim ne derse desin 7 Haziran’da yapılacak seçimler şimdiden adilliğini, güvenilirliğini kaybetmiştir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen her gün anayasayı ihlal etmesine rağmen, daha düne kadar gazetede okudukları, televizyonda duydukları, ulakların getirdikleri düzmece belgeler, sözde itirafçılar vs. ile harekete geçerek Ergenekon ve Balyoz gibi büyük mecralara yayılan düzmece soruşturmaları davara dönüştüren, yüzlerce vatan evladını töhmet altında bırakan. Bunun dışında küçük çapta yüzlerce asılsız veya çapsız soruşturmaları açma cüretinde bulunan Cumhuriyetin savcıları, ya üzerlerine ölü toprağı serilmiş, ya 17 ve 25 Aralık rezaletinin arkasında yargının harman yerine döndürülmesinden dolayı “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dercesine köşelerine sinmiş durumdalar.

 

Kusura bakmayın ağalar, beyler Türkiye hukuk devletidir(!)Teranesini kürsülerden söylemeyin. Her gün yeni bir anayasa, hukuk katliamı yapılırken artık buna bebeler dahi inanmıyorlar.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

08.05.2015/adanapost.com

Twitter.com/ihalilsipahi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi