Danıştay'ın ülkeye faturası 2.6 milyar $
Başbakan Erdoğan, Adana mitinginde referanduma neden evet denmesi gerektiğini anlatırken Danıştay'ın kararları yüzünden Türkiye'nin uğradığı milyar dolarlık zararları örnek gösterdi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliğini bir millet projesi ile darbe anayasasının oylanması olarak gördüklerini belirterek, ''Bu AK Parti'nin, Tayyip Erdoğan'ın değil, 3-5 kişinin projesi değil, milletin projesi ve şimdi bu adımı bunun için atıyoruz'' dedi.
Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, ilçelerin adlarını tek tek sayarak, Çukurova sıcağına rağmen coşkulu bir kalabalıkla karşılaştığını ifade ederek, ''tüm kardeşlerimi kucaklıyorum'' dedi.
''Bismillah diyerek'' çıktıkları yolda her ilde ''evet'' coşkusu yaşandığını, bayram havası bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Her ilimizde bugün nikah kıyıyoruz. Burada 'demokrasiye nikah kıydık' diye bir pankart görüyorum. Hatay'da 'nikah masasında bile bu kadar iştahlı evet dememiştik' diye pankart asmışlardı. Şimdi 12 eylülde evet demeye hazır mıyız. Mesele bu...'' diye konuştu.
12 Eylülde referanduma gidileceğini hatırlatan Erdoğan, mitinge katılanlara her seferinde sorarak ''demokrasiye'', ''hukukun üstünlüğüne'', ''özgürlüklere'' evet karşılığını alınca, ''işte mesele bu...'' dedi.
Erdoğan, meydanda asılı ''Pehlivanoğlu'na, Kurumahmutoğlu'na sahip çıkana biz de sahip çıkarız. Darbe mağduru ülkücüler'' yazılı pankarta dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Biz bir haksızlığın karşısında direniyoruz. Burada şu parti bu parti meselesi yok. Şöyle bir şey var; Bu anayasa darbe anayasası mı milletin anayasası mı. Bu milletin anayasası. Bu değişiklik bir millet projesi. Bu darbe anayasası ve milletin projesi, ikisinin oylanması var.
Bugüne kadar bir araya gelemeyenler CHP, MHP, BDP, YARSAV, bir kısım medya ve bakıyorsunuz terör örgütü. Hepsi de birleşti mi...Bunların karşısında bizler dimdik durarak, bir millet projesinin sahipleri olarak, hep birlikte diyoruz ki; biz bu ülkede darbe anayasası ile bugüne kadar sürece durduracak millet projesine evet diyoruz. Mesele bu.
Bu AK Parti'nin, Tayyip Erdoğan'ın değil, 3-5 kişinin projesi değil, milletin projesi. Ve şimdi bu adımı bunun için atıyoruz.''
Erdoğan, mitinge gelenlere sorarak, 12 Eylülde özgürlüklere, demokrasiye, üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğünü konularında nasıl oy kullanacaklarını sorup ''evet'' yanıtını aldı ve 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganları atılınca ''Biz sizinle gurur duyuyoruz'' dedi.
Anayasanın ülkenin, bir milletin rotasını belirleyen, gelişimine yol veren en önemli belge olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Anayasa demokrasi ile doğrudan alakalıdır. Anayasa özgürlüklerle, haklarla doğrudan ilgilidir. Anayasa ekonomiyle yatırımla istihdamla üretimle doğrudan ilgilidir. Anayasa hakları yasaklıyorsa orada kalkınma olmaz, Anayasa özgürlükleri kısıtlıyorsa orada yatırım olmaz. Vatandaşına güvenmeyen, vatandaşını bir tehdit gibi, bir tehlike gibi gören anlayışla Türkiye büyüyemez, kalkınamaz, ilerleyemez.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sorunlara çözüm bulmaya çalıştıklarını, bu kapsamda gerçekleştirmeye çalıştıkları özelleştirme uygulamalarının ise engellendiğini belirterek, ''Danıştay'ın tamamen ideolojik bir yaklaşımla 6 özelleştirme ihalesini bu şekilde oyalayarak Türkiye'ye ödettirdiği fatura, dikkatinizi çekiyorum tam 2.6 milyar dolar. Danıştay hiçbir bedel ödemiyor. Danıştay'ın ülke gibi bir derdi yok'' dedi.
Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğiyle bir değişimi başlatmak için yola çıktıklarını ve gittikleri her yerde bunun gereğini anlattıklarını söyledi.
Konuşmasında, İzmir Limanı'nın özelleştirilmesi sürecinde yaşanan sıkıntılara dikkati çeken Erdoğan, elde edilecek parayla ekonomiye önemli katkı sağlanacağını, yatırımların, üretim ve istihdamın artacağını, ancak Danıştay'ın devir işlemiyle ilgili görüşünü 30 ay geciktirmesiyle bunun gerçekleşmediğini söyledi.
Bu dönemde küresel kriz nedeniyle alıcı firmanın vazgeçtiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Hazinenin bu gecikmeden doğan faiz kaybı ne oldu biliyor musunuz? 243 milyon dolar. İhalenin iptali ve faiz kaybından dolayı Türkiye'nin kaybı 1,5 milyar dolar. Danıştay'ın tamamen ideolojik bir yaklaşımla 6 özelleştirme ihalesini bu şekilde oyalayarak Türkiye'ye ödettirdiği fatura, dikkatinizi çekiyorum tam 2.6 milyar dolar. Danıştay hiçbir bedel ödemiyor. Danıştay'ın ülke gibi bir derdi yok.''
-CHP VE ANAYASA MAHKEMESİ-
Türkiye'de 110 bin doktor bulunduğunu ve bunların sadece 4- 4 bin 500'ünün muayenehanesinin olduğunu belirten Erdoğan, ''Benim Adanalı kardeşim hastaneye gidiyor. çaresiz kalmış derdine çare arıyor. Kendisine deniliyor ki muayenehaneme gel. Bıçak parası ver, ameliyat parası ver. Ya sen bu ameliyatı nerede yapacaksın? Devletin hastanesinde yapacaksın. Neyin parasını istiyorsun, utanmıyor musun?'' diye konuştu.
Bu şekilde davranmayan doktorlara saygısı olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bugüne kadar devletin hastanelerinde bu görevleri kabul edenler, şimdi ne oldu da havalara girdiler. Dedik ki; arkadaş gel, hastanede çalış, eğer çok daha fazla çalışacaksan burada, muayene yapacaksan gel burada yap. Çünkü sen benim hastanemde fazla görev yaparsan al sana fazla para. Ama onlar bunu istemezler. Muayenehanede adeta para basılıyor çünkü. Ya hastanede çalışacaksın ya o. Eşitsizliği ortadan kaldırmak için bir yasa çıkardık. Doktorlar ya kamuda çalışacak ya kendi muayenehanesinde, ama ikisi aynı anda olmaz dedik. CHP, milletin yararına olan bu uygulamayı dahi Anayasa Mahkemesine götürdü. Çünkü bunlara göre Anayasa Mahkemesi anamuhalefet mahkemesi oldu. İşlerine gelmeyen ne varsa Anayasa Mahkemesine.
Anayasa Mahkemesi yasanın bazı maddelerini iptal etti. Ardından Danıştay, Sağlık Bakanlığının bir basın açıklamasını bahane ederek yasanın uygulamasını tamamen durdurdu. Peki Danıştay bu kararı ne kadar sürede verdi. Söylüyorum; sadece bir gün. Bir tarafta aylarca yıllarca görüş açıklamıyor millete, 2.6 milyar dolar fatura ödetiyor. Öbür tarafta bir günde adeta ışık hızıyla milleti mağdur ediyor. Millet kazanacaksa orada yok. Ama millet kaybedecekse bir günde karar veriyorlar.
Şimdi, Türkiye'ye soruyorum; böyle bir anlayışla yola devam edilemez değil mi? Türkiye bu şekilde kalkınamaz değil mi? Türkiye'de bu zihniyet var oldukça, bu tuzu kuru zihniyet, bunlar var oldukça, bu ülkede yatırım, bu ülkede üretim, bu ülkede istihdam olabilir mi? Anayasa değişikliğiyle işte bu kapalı devre sistemi, işte bu kast sistemine, bu arka bahçe anlayışına son vereceksiniz.''
Halk oylamasında üstünlerin hukukunu bir kenara koyup, hukukun üstünlüğüne geçileceğini vurgulayan Erdoğan, ideal olanın da bu olduğunu ifade etti.
Erdoğan, ''Bizi yargıya müdahale etmekle, yargıyı siyasallaştırmakla itham ediyorlar. Dert bu değil, dert başka kast sistemi çökecek ondan çekiniyorlar. Adeta birileri benim arka bahçeme dokunma diyor. Yargıda kapalı devre bitiyor, ondan çekiniyorlar. Yargı artık birilerinin arka bahçesi olmayacak. Yargı milletin olacak, milletin...İşte ondan korkuyorlar'' şeklinde konuştu.
-KOLTUK SEVDASI-
Adana'da CHP ve MHP'ye oy vermiş olanlara da seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Diğer partilere gönül vermiş kardeşlerime de sesleniyorum. CHP'nin, MHP'nin, BDP'nin yönetimleri, tabanlarının sesine kulak vermiyor. Kendilerine oy vermiş kitlenin feryadını dinlemiyor. Kendi şahsi çıkarları uğruna, kendi koltuk sevdaları uğruna, Türkiye'yi karanlığa mahkum etmekten çekinmiyorlar. Onlar milli iradenin söz sahibi olmasını değil, halka dayanmayan, vesayetçi anlayışların devam etmesini istiyorlar.''
Herkesi vicdanının sesine kulak vermeye davet eden Erdoğan, ''Bu halk oylamasında hükümet icraatlarını oylamayacaksınız. Onu bir sene sonra oylayacağız. Bu halk oylamasında muhalefetin performansını, belediye başkanlarının performansını oylamayacaksınız. 12 Eylülde kendi geleceğinizi oylayacaksınız. Özellikle MHP'li kardeşlerimin iki kere düşünmesini rica ediyorum. Halk oylamasında verilecek hayır oyunun kimin işine yarayacağını, aslında kimin ekmeğine yağ süreceğini çok iyi değerlendirmelerini kendilerinden istirham ediyorum.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu beyefendiler Anayasa metniyle coğrafya ders kitabı arasındaki farkı dahi bilmiyorlar. Bunların önüne bir anayasa kitapçığı koyun, bir de yemek kitabı koyun, ikisini bir birine karıştırırlar'' dedi.
Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişikliği konusundaki değerlendirmelerini eleştirdi.
Siyasetin ciddi bir iş olduğunu, samimiyet ve vizyon istediğini, boş konuşmayı kaldırmayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''CHP Genel Başkanı Malatya'ya gidiyor. Anayasa, Malatya'nın kayısı sorununa çare olacak mı diyor. Kalkıyor Ordu'ya gidiyor. Anayasa, fındık sorununa çare olacak mı diye soruyor. Şimdi yarın Adana'ya gelirse Anayasa, Adana kebabına çare olacak mı diye söyleyebilir.
Bu beyefendiler Anayasa metniyle coğrafya ders kitabı arasındaki farkı dahi bilmiyorlar. Bunların önüne bir anayasa kitapçığı koyun, bir de yemek kitabı koyun, ikisini bir birine karıştırırlar.
Bunların eski genel başkanı sabah bir başka, akşam bir başka konuşuyordu. Ve tabi mum yatsıya kadar yanıyor. Şimdiki genel başkan, sabah bir şey söylüyor, daha öğle olmadan çark ediyor. CHP'nin Türkiye için işi bundan ibaret. Bir de kalkmış AK Parti birileriyle işbirliği yaptı, o şekilde iktidara geldi diyor. Yahu siz bu ülkede muhalefette olduğunuz sürece bizim işbirliğine ne ihtiyacımız var. Milletle işbirliği bize yeter. İşte bunların anlayamadığı bu. Bu sözler, bu iddialar, iftiralar bir siyasi partinin genel başkanına yakışıyor mu?''
TBMM'de ''kızların başörtülü olarak üniversiteye gidebilmesi, eğitim özgürlüğüne kavuşabilmesi için anayasa değişikliği yapıldığını ve 411 oy çıktığını'' hatırlatan Erdoğan, ancak CHP'nin konuyu Anayasa Mahkemesine götürdüğünü hatırlattı. Erdoğan, ''Dürüst ol dürüst. Senin de orada imzan var. Siyaset samimiyet istiyor, dürüstlük istiyor. Böyle dün başka bugün başka olmaz. Benim halkım, benim Adanalı kardeşimin bu yalanlara karnı tok'' dedi.
-KADINLAR, ÇOCUKLAR, YAŞLILAR, ENGELLİLER, ŞEHİT VE GAZİLER-
Anayasa değişikliğinin günlük hayata, hak ve özgürlüklere, demokrasiye, ekonomiye çok büyük yenilikler getireceğini, insanların ufkunu genişleteceğini, vizyonu güçlendireceğini anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, şehitlerimizin dul ve yetimleri, gazilerimiz, bizim örfümüzde ve inancımızda özel olarak korunması, gözetilmesi gereken kesimlerdir.
Bizde kadının hakkına, hukukuna riayet etmeyene iyi gözle bakılmaz, çocuklara şefkat duymayana, ilgiyle davranmayana iyi gözle bakılmaz. Yaşlılara hürmette, saygıda kusur edene, iyi gözle bakılmaz. Aynı şekilde engellilere merhametle, saygıyla, insanca davranmayana da iyi gözle bakılmaz.
Şehitlerimizin dul ve yetimleri bizim onurumuzdur. Onlar bize en büyük emanettir. Gazilerimiz bu ülkenin, bu milletin onurudur. Fakat bu kesimlere yönelik özel düzenlemelerimiz, 12 Eylül'ün yasakçı, baskıcı maddelerine takılıp kalıyor. Anayasa Mahkemesinde iptal ediliyordu.
Çünkü Anayasanın yapısında ve ruhunda, bizim örfümüzdeki ve inancımızdaki bu hususlara yer yoktu. 12 Eylülde, referandumda oylayacağımız değişiklikle anayasamızdaki işte bu yasakçı zihniyeti kaldırıyoruz. Bundan sonra kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve engellilere yönelik yaptığımız özel düzenlemeler anayasa engelline takılmayacak. Şehitlerimizin bize kutsal emaneti olan dul ve yetimler, gazilerimiz, artık daha fazla korunacak, daha fazla haktan yararlanır hale gelecek. Eşitlik adına haksızlıkların düzeltilebilmesinin önü kapatılmayacak. Bu kesimlere yönelik çok daha kapsayıcı, çok daha hakkaniyetli düzenlemeleri rahatlıkla gerçekleştirebileceğiz. Her biri ailemizin, canımızın birer parçası olan bu kesimleri, devlet hayatında da toplumsal yaşamda da hak ettikleri konuma getirmek için çok daha büyük, bir gayretle çalışmaya devam edeceğiz.''
-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE TERÖR-
Ramazanın yaklaştığını, bu dönemde sevgi, kardeşlik ve en önemlisi de dayanışma ve paylaşmanın yaşandığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizim medeniyetimiz sevgi, kardeşlik medeniyetidir. Bazı fitne odakları, bazı ilçelerimizde kirli tezgahları, senaryolarını uygulamaya koydular, koymak istediler.
Şunu unutmayın bizim öfkelenmemiz istiyorlar. Bizim hiddetlenmemizi istiyorlar, bizi sağduyudan uzaklaştırmak, sokağa dökmek istiyorlar. Bu tuzaklara tarih boyunca düşmedik. Allah'ın izniyle bugün de düşmeyeceğiz, bunda sonra da düşmeyeceğiz. Zira biz Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla, Boşnağıyla tüm kardeşlerimizi, yaratılanı severiz yaratandan ötürü.
Kardeşine kem gözle bakan, fitnecilerin tuzağına düşen, sokağa dökülüp, cam çerçeve döken, öfkesine hakim olamayan, sağduyuyu elden bırakan, açık söylüyorum; terör örgütünün oyununa gelir. İşte onun için, fitnecilere inat, aranıza nifak sokmaya çalışan terör örgütüne inat, biz kardeşlik diyeceğiz. Biz dayanışma diyeceğiz, birlik diyeceğiz, beraberlik diyeceğiz, bütünlük diyeceğiz.
MHP yönetimi kendi şahsi çıkarı için varsın gerginlik çıkarmaya çalışsın. Lütfen MHP'ye gönül veren kardeşlerim uyanık olsun. CHP yönetimi 3 tane oy için koltuk sevdası için, varsın hakaretlerle, yalanlarla, iftiralarla, ortamı germeye çalışsın.
Ama CHP'ye oy veren kardeşim, sağduyulu olsun öfkenin hiddetin sokağa dökülmenin kimin işine yarayacağını, kimin ekmeğine yağ süreceğini herkes lütfen iyi düşünsün.''
İngiltere, İspanya başbakanı ile görüştüğünü ve ülkelerinde terörü muhalefetle birlikte çözdüklerini söylediklerini anlatan Erdoğan, ''Bizde terörle mücadele konusunda siz muhalefetin iktidarın yanında olduğunu göndünüz mü? Bunların böyle bir derdi yok. Çünkü bunların derdi şu; terör ne kadar azarsa AK Parti'yi yıpratırız. Fakat bu düşüncelerinde başarılı olamadılar, olamayacaklar'' dedi.
Polisi şehit eden zihniyet ne kadar tehlikesiyle polis araçlarını ateşe veren, polis merkezlerini taşa tutan zihniyetin de o kadar yanlış yaptığını vurgulayan Erdoğan, ''Kim ne derse desin biz Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz. Her şey Türkiye için. Biz Türkiye'yi büyütmeye, itibarını artırmaya devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.
Anayasa değişikliği ile işçilerin artık Avrupa Birliği standartlarında haklara kavuşacaklarını belirten Erdoğan, ''Adanalı işçi kardeşim, iki ayrı sendikaya üye olma hakkı elde ediyorsun, sendikal hakla, grev hakkı bu değişiklikle daha da güç kazanıyor'' dedi.
Erdoğan, İçişleri Bakanlığı tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan Aytaç Durak ile ilgili mitinge katılanların ''Aytaç içeri'' şeklinde sloganlar atması üzerine, ''Bizler görevimizi yaptık. Bundan sonrası yargıya aittir. Herhalde niye aday yapmadığımızı şimdi takdir edersiniz. Teferruatı anlatmayacağım, gerek yok'' şeklinde konuştu.
Adana'daki yatırımlar hakkında bilgi veren Erdoğan, toplu konut inşaatları, bölünmüş yollar, tarımsal destekler ve eğitim imkanlarının artırılmasıyla önemli gelişmeler sağlandığını vurgulayarak, ''Biz sizin hizmetkarınız olmaya geldik, efendiniz olmaya değil'' dedi.
Erdoğan, mitinge, katılımcılarla birlikte ''Beraber yürüdük biz bu yollarda'' şarkı sözleriyle son verdi.
-MİTİNGDEN NOTLAR-
Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyreden Adana'da mitingin yapıldığı İstasyon Meydanı'na dev fanlar kuruldu. Bazı vatandaşlar sıcaktan etkilenmemek için şemsiye ile kendilerini korumaya çalıştı.
Sıcak havadan etkilenen bazı vatandaşlara da alanda görevli sağlık ekipleri müdahale etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.