Davutoğlu, Suriye rejimini topa tuttu

Davutoğlu, Suriye rejimini topa tuttu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye rejimini topa tuttu.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye?deki savaşı sona erdirmek amacıyla İsviçre?de...

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye rejimini topa tuttu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye?deki savaşı sona erdirmek amacıyla İsviçre?de gerçekleştirilecek Cenevre-2 Konferansı?na, Suriye muhalefetinin katılımını sağlamak için çaba harcadıklarını söyledi. Davutoğlu, Suriye rejimini ise aldığı tutum nedeniyle eleştirdi.

Altıncı Büyükelçiler Toplantısı?nın Mersin ayağına katılan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, basın mensuplarının Cenevre-2 Konferansı ve Suriye sınırındaki gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. Suriye?deki iç savaşı sona erdirmek ve geçiş hükümeti sürecinin başlaması amacıyla İsviçre?nin Cenevre kentinde 21 Ocak 2014 tarihinde düzenlenecek Cenevre-2 Konferansı çerçevesinde Türkiye?nin yaptığı diplomatik temaslar ve son durumla ilgili soru üzerine Davutoğlu, Paris toplantısından sonra çok yoğun bir şekilde Cenevre-2 Konferansı?na hazırlıkları sürdürdüklerini söyledi. Paris toplantısında 11 ülkenin bir araya geldiğini ve kendi aralarında bir iş bölümü yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, bu çerçevede özellikle Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar arasında da yine Suriye muhalefetinin hazırlanması babında ortak birçok çalışma yürüttüklerini ve diğer ülkelerin de katıldığını kaydetti. Bu çerçevede iki gün önce görüştüğü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile dün akşam tekrar detaylı bir görüşme yaptıklarını aktaran Davutoğlu, ?Bugün Katar ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanları ile biraz önce görüştük. İstanbul?da Suriye Ulusal Koalisyonu şu saatlerde toplantı halinde. Tabi biz 11 ülke olarak Suriye Ulusal Koalisyonu?nun ve muhalefetin Cenevre?ye katılmasını arzu ediyoruz. Ancak bu arada olan bazı gelişmeler maalesef Suriye rejiminin ve rejimi destekleyen ülkeler açısından gerçekten Cenevre-1?in ruhuna uygun olmayan bazı açıklamalar söz konusu oldu. Tabi bunlar Suriye halkında ciddi tepkiye sebebiyet verdi. Suriye rejiminin Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Ban Ki Moon?a yazdığı cevabi mektupta katılacaklarını ancak gündemin terörizm olacağını iletti. Bu tabi Suriye ile ilgili Cenevre-1?de alınan temel prensip kararlara aykırı ve bütün parametreleri değiştiren, aslında bu şu demektir; ?katılmayacağım? demektir. Çok açık bir şekilde ifade ediyorum hem ?ön şart olmaksızın katılacağım? diye aylarca bir propaganda yapacaksınız, hem de toplantıdan kısa bir süre önce yazdığınız cevabi mektupta terörizm gibi nihayet bir sonuç olan ama şimdi sebebi olan rejim saldırılarına hiç atıfta bulunmayan ve Cenevre-2?ye de zemin teşkil eden Cenevre-1?deki en temel karar, yani tam yetkiye sahip bir geçiş yönetimi kurulması kararına tamamıyla taban tabana zıt bir cevap vereceksiniz. Bunun ortaya çıkmasından sonra tabi çok ciddi tepkiler oldu? dedi.

?BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ?

Kerry ile dün akşam tekrar görüşme sebeplerinden birinin de bu olduğunu belirten Davutoğlu, Kerry?nin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmeleri de kendisine aktardığını dile getirdi. Bu aktarılan hususları Suudi Arabistan ve Katar ile değerlendirdiklerini ifade eden Davutoğlu, ?Tekrar Suriye muhalefetiyle görüşmelerimiz sürüyor. Zaten Bakanlığımızdan bir ekip şu anda İstanbul?da Suriye muhalifleriyle sürekli temas halinde. Ayrıca Suriye?de yerelde etkili olan gruplar da değişik çalışmaları kendi aralarında yürütüyorlar. Aslında Suriye muhalefetinin tutumu ilkesel bir tutumdur ve doğru bir seyir takip etmektedir. Açıkçası üç konuda biz bir ilerleme olmasını ümit ediyorduk. Birisi, insani yardım koridorlarının açılması ve açlıktan insanların öldüğü bir konjonktürde onlara acil insani yardımların ulaşması. Şu ana kadar bu konuda bir mesafe alınmadı, Rusya?nın bütün taahhütlerine rağmen. İkincisi de gerek İran ile gerek Rusya ile yaptığımız temaslarda gerekse Paris toplantısında geçici bir ateşkesin sağlanması ve Halep bölgesinde varil bombalarıyla sürdürülen katliamların durdurulması. Bu noktada da daha istediğimiz hususlar gerçekleşmedi. Bu olumsuzluklara rağmen Suriye muhalefeti meseleye son derece olumlu perspektifle bakıyor, siyasi çözüm yönünde bir karar alınabilmesi için de şu anda kendi aralarında toplanıyorlar. Dolayısıyla son 2-3 günlük tempolu telefon diplomasisi trafiğinin arka planında temelde hem Cenevre?ye katılacak ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermek hem de Suriye muhalefetini toplantıya katılım konusunda teşvik etmek var. Biz üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz? diye konuştu.

"TABLO ÇOK DOĞRU OKUNMALI"

Bazı batı ülkelerinin Suriye muhalefetinin Cenevre?ye katılmaması durumunda muhalefete yardımı keseceklerine dair iddiaları da yanıtlayan Davutoğlu, Paris?te bu konuyu da ele aldıklarını belirterek, ?Böyle bir tehdit üslubu hiçbir zaman hiçbir ülke tarafından Suriye muhalefetine yöneltilmedi. Ama hepimiz tabi güçlü bir şekilde Suriye muhalefetinin Cenevre-2?ye katılımı konusunda teşvik ettik. Ama düşününüz uluslararası toplum ve Suriye?yi destekleyen ülkeler Suriye rejimine böyle bir tehdit dili kullanmayacaklar, zaten bunun mağduru olan halkı temsil eden muhalefete bunu uygulayacak, bu doğru değil. Psikoloji olarak da bugünlere uygun bir psikoloji değil. Ancak dediğim gibi biz güçlü şekilde teşvik etmeye devam ediyoruz? şeklinde konuştu.

Irak Şam İslam Devleti örgütü (IŞİD) ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasındaki çatışmaların Türkiye sınırına yansıdığı ve teröristlerin şu anda sıfır noktasında olduğu yönündeki haberleri de değerlendiren Davutoğlu, bunun son derece manidar gelişmeler olduğunu söyledi. Davutoğlu, şunları söyledi: ?Özellikle Suriye?nin kuzeyinde olanlar açıktır. Önce Suriye rejimi bombalıyor, kendisi karadan saldırıya cesaret edemediği için bombalıyor Suriye muhalefet mevzilerini ve sivil halkı Halep?te, Rakka?da. O bombalama sonrasında da IŞİD unsurları giriyor. Yani açık bir işbirliğiyle karşı karşıyayız. Suriye muhalefeti ise bir taratan rejimin acımasız bombardımanına direnirken diğer taraftan da IŞİD ile mücadele ediyor. Yani hala Suriye muhalefetini terörle özdeşleştirmeye çalışanların bu tablodan bir kere gerekli dersi almaları lazım. Maalesef kuzeyde tabii bu gelişmeler Türkiye için de güvenlik riski oluşturacak unsurlar ihtiva etmesi dolayısıyla yakından takip ediyoruz. Ben dün Harran?da, Akçakale?den de gelen vatandaşlarımızla görüştüm. Birçok ilgili koordinatör valimiz ve diğer yetkililerle de konuları ele aldık. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu konularda açıkçası uluslararası toplum da Suriye meselesiyle ilgili ülkeler de bir sınavla karşı karşıyadırlar. Özgür Suriye Ordusu ve Suriye muhalefetine destek verilmesi terörle mücadelenin de artık zaruri bir parçası olmuştur. Aksi takdirde hiçbir argüman samimiyet testinden geçemez. Suriye rejimine karşı tavır alamayanlar terörü bahane ediyorlardı, şimdi görüldüğü gibi Suriye rejimi terörle işbirliği yapıyor. Suriye muhalefeti ise her iki cephede onlarla mücadele ediyor. Bu tablonun Cenevre öncesinde çok doğru okunması lazım.?

"Bizim sözümüz dinlenmeden Akdeniz?de kalıcı barış sağlanamaz

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Bizim sözümüz dinlenmeden Akdeniz?de kalıcı barış sağlanamaz? dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 6. Büyükelçiler Konferansı?nın Mersin ayağına katılmak üzere kente geldi. Ankara ve Adana?da yapılan toplantıların ardından büyükelçilerle birlikte Mersin HiltonSA Oteli?nde öğle yemeği yiyen Davutoğlu, yemek öncesinde yaptığı konuşmada, Türkiye?nin Akdeniz stratejisinin en önemli ayaklarından birini limanın oluşturduğunu ifade ederek, Mersin Limanı?nın ticaret ve lojistik üssü olarak marka olmaya başladığını kaydetti. Mersin?in önemli bir ticaret ve liman şehri olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Türkiye yükselen bir güç olarak dünya ekonomi politikasında kendini hissettirdiğinde bunun yurtiçinde her şehirde yansıması oluyor. Ortak akıl oluşturulması gerekiyor. O şehirlerin dünya ekonomisine entegrasyonu adına planlama yapılması gerekiyor. Buna paralel olarak da Mersin?in önemli bir sıçramanın eşiğinde olduğunu görüyoruz? diye konuştu.

Son 5 yılda Afrika?da 23, Latin Amerika?da 6, Asya?da 4 büyükelçilik açtıklarına işaret eden Davutoğlu, ?Afrika?daki 23 büyükelçiliği elçilerimiz safari yapsın diye açmadık. Mersin, Türkiye?nin Afrika?ya açılan kapısı olmak durumunda" şeklinde konuştu.

?TÜRKİYE?YE ALGI OPERASYONU YAPILIYOR?

Yerelden ulusala, bölgesele ve küresele olan her adımı planlamak gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, Türkiye?nin, küresel pozisyonu itibariyle ne düşündüğünü her uluslararası platformda ortaya koyması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, " Türkiye?nin küresel bir aktör olmasını benimsemişseniz, geri adım atmayacaksınız. Bugün Türkiye ile ilgili algı operasyonu yapmaya çalışanlar, aslında Türkiye?nin ortaya koyduğu küresel vizyondan rahatsız olanlardır. Bazı çevreler isterler ki, 15 yıl önce olduğu gibi Kıbrıs, Ermenistan ya da Kürt meselesi gibi konularda başkalarına bağlı bir politika izlensin. Bu çok defansif bir anlayıştır. Dış politikada biz defansif anlayışı yıktık. Kimse artık bizi defansif anlayışa geri götüremez. Daha büyük bir perspektifle Türkiye?nin küresel pozisyonu itibariyle ne düşündüğümüzü ortaya koymamız lazım? ifadelerini kullandı.

Hedeflerinin çok dilli, çok kültürlü bir Akdeniz olduğunun altını çizen Davutoğlu, Kuzey Akdeniz gelişirken, Akdeniz?in güneyi, Kuzey Afrika ve doğusunun krizler içinde olmasına dikkat çekerek, şöyle devam etti:

?Bu iki dünya yan yana yaşayamaz. Biz o iki dünyanın da içindeyiz, bizim sözümüz dinlenmeden Akdeniz?de kalıcı barış sağlanamaz. Biz bunun parçasıyız. Onun için bir taraftan Akdeniz?de, Akdeniz?in kuzeyinde, Avrupa?da ekonomik krizler yaşayan bir kuşak varken, Akdeniz?in güneyinde büyük devinimler yaşanırken, Türkiye?nin ortaya koyacağı siyasi perspektif başlı başına önem taşımaktadır. Akdeniz bir barış havzasına dönüşecekse bundan en fazla faydalanacak olan biziz. Onun için kalıcı barışı temin edecek her türlü çabanın yanında olacağız.?

KIBRIS MESELESİ

Kıbrıs davasının da etkin bir şekilde çözülmesi için çabaların devam ettiğini dile getiren Davutoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Ankara?da detaylı görüşmeler yaptıklarını anlattı. Şu anda Kıbrıs konusunda Türk tarafından gösterilen iyi niyetli çabalardan kimsenin şüphesi olmadığına dikkat çeken Davutoğlu, şunları söyledi: ?Bu konuda kalıcı bir barışı temin etmek ve zarar veren statükonun sonunu getirmek gerekiyor. Rum tarafında bir irade eksikliği varsa alternatif yolları da hep beraber düşünmek gerekiyor. Kıbrıs adasına gelecek barış, Doğu Akdeniz?e gelecek daha kapsamlı bir barışın ilk adımı olur. Ama şunu da söyleyeyim 10 sene önceki KKTC yoktur. Ekonominiz iyiyse başınız dik olur. Müzakerenizi daha sağlam yaparsınız."

Suriye sorununun ise öyle ya da böyle çözüleceğini belirten Davutoğlu, Türkiye olarak Suriye meselesinde de insani diplomasi yürüttüklerini sözlerine ekledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.