Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Dolarizasyon değil Liraizasyon!

Dolarizasyon değil Liraizasyon!

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2022 yılının ilk enflasyon raporunu açıklarken para politikası çerçevesinde Türk Lirası öncelikli enflasyon düşürücü politikalarını geniş bir şekilde açıkladı.

Anlaşılan re-dolarizasyon ağırlık kazanacak, Türk Lirası kullanımı her alanda yaygın hale getirilecek. Faiz dışında TL’yi destekleyen her enstrüman sisteme dahil edilecek.

Tabii en büyük sorun enflasyon. TCMB 2022 yılsonu enflasyon tahminini ortalama yüzde 23,2’ye yükseltse de bu tahminin bile bu yıl gerçek enflasyonun ancak yarısına erişebileceğinin öngörüsü oldukça yüksek.

Demek istediğim, 2022 enflasyon yılı. Yüzde 50’leri görme ihtimalimiz var. 25 Ocak’ta kaleme aldığımız “Çalışanların ücret zammı ne olacak?” başlıklı yazımızda yılsonunu yüzde 40’lar seviyesinde bir enflasyonla kapatacağımızı ifade etmeye çalışmıştım.

Diğer yandan 2022’den daha düşük olacak ama bugünden 2023 ve 2024 yıllarının enflasyonunu hiç düşünmeyelim, derim.

***

Merkez’in yılın ilk enflasyon raporunda tüketici fiyatlarının (TÜFE) yılın sonunda yüzde 23,2 oranında artacağını öngörmesi hakikaten iyimserlik. TCMB Başkanımız Şahap Kavcıoğlu da böyle bir oranın yılsonunda mümkün olmayacağını biliyor.

Bizdeki maliyet enflasyonu… Bugün itibariyle maliyet enflasyonunda o kadar etken var ki saymakla bitmez…

Bir kere dünya ile birlikte pandeminin ağır etkisi altındayız. Küresel salgın öncelikle fiyatlara zirve yaptıran mal tedarikini tıkamış vaziyette. Bugün malı taşımak, mal fiyatını geçti. Enerji, gıda ve emtiada fiyatları yükselten en önemli neden tedarik.

Aslında diğer sebepleri bile sıralamaya gerek yok. Tedarik sorunu dahi tek başına maliyet enflasyonunu zirveye taşıyor. Peki çaresi ne? Arzda sorun varsa o zaman talebin kısılması noktasında bir şeyler yapılması elzem oluyor ancak pandemi buna müsaade etmiyor.

***

Enflasyon sadece tedarikteki sıkıntılar sebebiyle yükselmiyor. Arzda üretim bedelleri var. Emek, sermaye, hammadde, enerji giderleri, yükselen ücretler, sigorta primleri, yeni vergi düzenlemeleri ve diğer yan etkiler tüketici fiyatını belirliyor.

Diğer taraftan yüksek faiz oranları ve bütçe açıkları da enflasyonu ateşleyen iki önemli etken. Yine konjonktür gereği mal ve hizmet piyasalarında tekelci konumunda bulunan firmalar kârlarını az bulup zam yaptıklarında fiyatlar artabiliyor.

Hükümetlerin vatandaşı enflasyona ezdirmemek üzere yaptıkları maaş artışları veya sendikaların ücret taleplerinin yerine gelmesi maliyet enflasyonu açısından değerlendiriliyor.

Maliyet enflasyonunda ithal girdileri unutmamak lâzım. Şayet ülke parası dövize karşı sürekli değer kaybediyorsa, ithal girdi fiyatları yükseliyor demektir. Bu da maliyet artışına neden oluyor. Üreten kesim fiyat artırırken, tüketiciler de alım güçlerinin yükseltilmesini istiyor ve olay kısır döngüye giriyor.

***

Dolayısıyla yılsonu enflasyon tahmininin sürekli yükseltilmesi ülkemizde ciddi bir enflasyon riskinin oluştuğunun habercisi.

Gelişen ülkeler arasında Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip olmamız son dönemdeki döviz ve tedarik sorunları kaynaklı fiyatlama davranışlarında görülen bozulmadan başka bir şey değil.

İşte Merkez Bankası (TCMB) da hükümetle eşgüdüm içerisinde enflasyonla mücadeleyi yenilediği politikasını Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde şekillendirmeye çalışıyor.

Yurtiçinde dolarizasyon dinamiklerini eritmeyi planlayan bu politika; TL kullanımını özendiriyor ve piyasaya çıkacak birçok enstrümanla destekleniyor. Fiyat istikrarında faiz dışında bir alan açılıyor.

Yeni hedef; Dolarizasyon değil, Liraizasyon… Nitekim döviz mevduatları düşüşe geçti. 21 Ocak’ta toplam banka döviz mevduatı 1,5 milyar dolar daha azaldı. Aynı haftada döviz mevduatı 232,3 milyar dolara geriledi.

***

Modelde sistemin adı “Liralaşma Stratejisi”… Başkan Kavcıoğlu, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesinin finansal sistemin asli unsurunun Türk Lirası haline getirilmesiyle mümkün olacağını bunun da Liralaşma Strateji ile gerçekleştirileceğini söylüyor.

Strateji; yeni finansal ürünler, teminat çeşitlendirilmesi ve likidite yönetimi uygulamalarıyla TL’yi merkeze alan bütüncül bir yaklaşım. Dolayısıyla krediler ve fonlama dahil parasal büyüklüklerin sürdürülebilir fiyat istikrarıyla tutarlı oranda büyümesi ve bu büyüme içinde TL ağırlığının artırılması önem arzediyor. Rezerv Opsiyon Mekanizması’nın (ROM) sonlandırılması ve TCMB’nin kur korumalı TL mevduat enstrümanına sağladığı katkının Liralaşma Stratejisi kapsamında atılan adımlar olduğu anlaşılıyor.

Kısacası, finansal sistemin giderek “liralaşması” için politika yürütülüyor. TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun ifadesiyle, “Liralaşma Stratejisi enflasyonun üzerinde olumlu etki gösterecek. Liralaşma süreciyle enflasyon tek haneye inecek ve Türkiye'nin gündeminden kalkacak.”

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi