İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Eldeki son kurumlarda Varlık Fonu’na,

AKP hükümeti 6741 sayılı yasa ile 25 Ağustos 2016 tarihinde “Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi”nin kurulması kanunu resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanunun amacı ilk maddesinde şu şekilde yer aldı.

Bu Kanunun amacı sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurtiçinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için; Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin (Şirket) kurulması, yönetimi ve faaliyetlerine ilişkin esasları düzenlemektir” denilmekte.

 

Türkiye’de Varlık Fonu’nun kurulmasının gerekçelerine baktığımızda;[3]

-Büyüme oranına gelecek on yıl içinde yıllık %1.5 oranında ilave artış sağlanması

-Sermaye piyasalarında büyüme ve derinleşmenin hızlandırılması

-İslami finans varlıklarının kullanımının yaygınlaştırılması

-Yapılacak yatırımlarla yaklaşık yüzbinlerce kişilik ek istihdam sağlanması

-Savunma, havacılık ve yazılım gibi teknoloji yoğun stratejik sektörlerdeki yerli şirketlerin sermaye ve proje bazında desteklenmesi, küresel oyuncu olmalarının sağlanması

-Otoyollar, Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, Nükleer Santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman sağlanması

-Katılım finansmanı sektör payının artırılması

-Arz güvenliği sağlamak üzere, Türkiye için önem taşıyan doğal gaz ve petrol gibi yurtdışındaki stratejik sektörlere yasal ve bürokratik kısıtlamalara bağlı olmadan doğrudan yatırım yapılabilmesi

gibi ülke için önemli girişim ve yatırımların hedeflendiğini görmekteyiz.

Ancak Varlık fonlarının bütçesi esas ülkelerin bütçe fazlasının aktarılmasından oluşur. Bir ülke eğer bütçe fazlası veriyorsa bu fazlayı 4 şekilde kullanabilir:

1. Harcamalarını artırır.

2. Mevcut vergi yükünü düşürür.

3. Borçlarını erken ödemeye tabi tutabilir.

4.Bir varlık fonu kurarak bütçe fazlalarını buraya aktarır ve bu fonla ulusal ya da yabancı bazı finansal varlıkları satın alıp gelirlerini artırmaya çalışarak gelecek kuşaklara refahı aktarma yoluna gidebilir.

Bu tür fon yönetimlerinde temel hareket noktası varlıkları risk ve getiri dengesini gözeterek kazanç amaçlı kullanmaktır.

 

Varlık fonu en istikrarlı yürüten ve bütçesi bakımından öne çıkan Norveç, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve S.Arabistan gibi daha birçok ülkede devlet tarafından kurulmuş bir fon. Varlık fonu tarım ve temel gıda sektöründe sübvanse, sanayi de teşvik ve vergi yükünü azaltmak, kullanılmak, işsizliği azaltmak üzere istihdama yönelik yatırımlarda kullanılmak maksadıyla kurulmuş ve bu kuruluş amacına hizmet etmektedir.

6741 sayılı yasa ile Ülkemizde de yukarıda kuruluş amaçlarında madde madde yazıldığı gibi aynı amaçlar sıralanıyor.

Ancak daha işin başında fon’a devletin elinde kalan son kurumlar devrediliyor.

6 Şubat 2017 günü hükümet tarafından hazine bünyesinde bulunan bazı kamu sermayeli şirketler ile özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisseler, hükümetin bütçe disiplini ve Sayıştay denetimi dışında tutularak ve Hazine ilkesine açıkça aykırı olarak kurulan, Hazine'ye, hassaya yani özel Hazine'ye, diğer adıyla Varlık Fonu'na devredildi.

 

Türkiye Varlık Fonu'na devredildi. İşte o şirketler;

-Ziraat Bankası, PTT, Borsa İstanbul, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri ve Türksat’ın Hazineye ait hisselerin tamamı

-Türk Telekom; Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazine'ye ait hissesi.

-Türk Hava Yolları; THY'nin yüzde 49.12'lik Hazine payı.

-Halkbank : Halkbank’ın yüzde 51.11 hissesi

-Milli Piyango ve at yarışları

-Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur)

-Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü

Böylece özelleştirmelerden elde kalan ata yadigârı son kurumlarda fon’a devredilerek devlet yönetiminden bir anlamda çıkmış oluyor.

Varlık Fonu’nun kuruluş amacı bütçe fazlasını yeni istihdama yönelik yatırıma dönüştürmek, Milli piyango ve At yarışları gibi şans oyunlarını yöneten kurumlar belki ama Mevcut kar eden ve devletin temel taşını oluşturan, telekomünikasyon, enerji ve bankacılık gibi kurumların Varlık Fonu’na devredilmesi yasanın ve fon’un özüne aykırıdır.

Devrolan 11 kurumun hazine payı ortalama yüzde 80. Ödenmiş sermaye miktarı ise, 21,92 milyar lira. Bu donelere göre bu kurumların Varlık Fonuna devredilmesiyle hazinenin büyük bir girdi kaybı oluşacaktır.

Hele de fonun denetiminde Sayıştay’ın devre dışı bırakılmış olması ve başbakan tarafından görevlendirilecek sermaye piyasaları, finans, ekonomi, maliye, bankacılık, kalkınma alanlarında uzman en az üç merkezi denetim elemanı tarafından bağımsız denetim standartları çerçevesinde denetlenecek olması Anavatan dönemi fonların akıbetini hatırlatıyor.

Merhum Turgut Özal’da fon kurmaya meraklı bir siyasetçiydi. Başbakanlığı dönemimde 107 Fon kurmuştu, bu fonlardan birçoğunun akıbeti hala meçhuldür.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

23.02.2017/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.