Erdoğan grup toplantısında konuştu
Başbakan Erdoğan, partisinin haftalık grup toplantısından gündeme dair önemli açıklamalar yaptı...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Annan Planı çerçevesinde alınacak tedbirleri takip edeceklerini belirterek, ''Suriye yönetimi şu anda zamana oynamaktadır'' dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan,''Açıkçası Suriye'de ateşkes ilan edildiğinde, geçmişteki tecrübelerimize dayanarak, ateşkesin uygulanması konusunda temkinli davranmıştık. Nitekim bu ülkeden gelen son haberler, bu temkinli duruşumuzu haklı çıkartıyor. Annan Planı çerçevesinde Suriye yönetiminin meskun mahallere asker sevkıyatını durdurması, ağır silahların kullanımına son vermesi ve askeri unsurlarını geri çekmesi gerekiyor. Suriye yönetimi bu şartları yerine getirdiğini ifade etse de sivil halka yönelik saldırıları maalesef devam ediyor." dedi.
BİZE HER FIRSATTA ÇAMUR ATAN CHP?LİLERE?
Erdoğan, ''İşte bugünkü gazetelerde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklamalarını herhalde okumuşsunuzdur'' diyen Erdoğan, kendi partilerinin harcamalarında dahi usulsüzlük yapanların, bundan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından iki kez mahkum edilenlerin ''utanmadan, sıkılmadan kendilerine haksız ithamlarda bulunduğunu'' ifade etti.
Erdoğan, ''Kendi il ve ilçe belediyelerinde birbirlerini yolsuzlukla itham edenler, birbirleriyle rant kavgasına düşenler, işte bunu örtmek, perdelemek için bize çamur atıyorlar. İşte Kayseri ile ilgili olarak Ana muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın verdiği mücadele, sonunda mahkemenin kararı hepsi ortada'' dedi.
GAZİ MUSTAFA KEMAL?İN 22 NİSAN 1920?DE GÖNDERDİĞİ TELGRAFTA?
Erdoğan, 23 Nisan Pazartesi günü ülke ve millet adına son derece önemli bir yıldönümünü birlikte idrak edeceklerini belirterek, ''TBMM, bundan 92 yıl önce 23 Nisan 1920'de bir cuma günü merasimle açılmış, o tarihten itibaren de Meclis, milli iradenin tecelligahı olmuştur'' diye konuştu.
Gazi Mustafa Kemal'in 21 Nisan 1920'de Meclis'in açılmasına ilişkin telgrafını kısaltarak aktarmak istediğini dile getiren Erdoğan, ''Çok manidardır. Bu telgrafın sizlerin, aziz milletimizin dikkatle dinlemelerini rica ediyorum'' dedi.
Erdoğan, telgrafta, özetle, ''Gayet acildir. Ankara, 21 Nisan 1920. Allah'ın yardımıyla, Nisan'ın 23'üncü Cuma günü, Cuma namazını müteakip Ankara'da Büyük Millet Meclisi küşat edilecek, yani açılacaktır. Vatanın istiklali, makam-ı ref-i hilafet ve saltanatın istihlası gibi en mühim ve hayati vazifeleri ifa edecek olan bu Büyük Millet Meclisi;nin açılış gününü Cuma'ya rastlatmakla, o günün bereketinden istifade edilecek ve bütün sayın milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayramı Veli Camii şerifinde cuma namazı kılınarak, Kur'an;ın nurlarından ve namazdan güç kazanılacaktır. Namazdan sonra, Peygamberimizin mübarek sakal-ı şerifi ve mübarek sancak alınarak Meclis'in toplanacağı yere gidilecektir. Toplantı yerine girilmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bugünün, yani 23 Nisan'ın kutsiyetini teyit için, bugünden itibaren il merkezinde, vali beyefendi hazretlerinin düzenleyeceği üzere hatim indirilmeye ve Buhari okunmaya başlanacak; hatmin son bölümleri, teberrüken, Cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplantı yeri önünde okunup bitirilecektir. Meclisin açılışından dolayı, her yerde cuma namazından önce, münasip surette Mevlid-i Şerif okunacaktır. Cenab-ı Haktan, bizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz. Heyeti temsiliye namına Mustafa Kemal'' denildiğini belirtti.
Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal'in, bu telgraftan bir gün sonra, ''kısa, öz, fakat son derece önemli, son derece anlamlı bir başka telgrafı bütün Türkiye'ye, özellikle de askeri birliklere'' gönderdiğini belirterek, ''Sizlere, bu çok önemli telgrafı da sadeleştirerek aynan aktarmak istiyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın okuduğu telgraf şöyle:
''22 Nisan 1920. Dakika tehir edilmeyecektir. Bütün illerle, bağımsız sancaklara, kolordulara, Nazilli'de Albay Refet Beyefendiye, Bursa'da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa hazretlerine, Bursa'da 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Beyefendiye, Balıkesir'de 61. Tümen Komutanı Albay Kazım Beyefendiye... Allah'ın inayetiyle, Nisan'ın 23'üncü Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak çalışmaya başlayacağından; bu tarihten sonra, bütün sivil ve askeri makamların ve bütün milletin başvuracağı en yüce merci, Büyük Millet Meclisi olacaktır. Bilgilerinize sunulur. Heyeti Temsiliye adına Mustafa Kemal...''
Erdoğan, ''Buyur, işin gerçeği bu. Anlamayanlar için, anlamak istemeyenler için şu bölümü bir kez daha tekrar etmek istiyorum: 'Bu tarihten, yani 23 Nisan 1920'den sonra, bütün sivil ve askeri makamların ve bütün milletin başvuracağı en yüce merci, Büyük Millet Meclisi olacaktır. Yani darbeler değil, milletin iradesi olacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920'de işte böyle bir ruh, böyle bir heyecan ve böyle bir iman üzerine tesis edilmiştir'' dedi.
DEFALARCA YUMRUKLARIMIZI SIKARDIK, DUDAKLARIMIZI ISIRIRDIK. HEP ?YA SABIR? DERDİK?
Erdoğan, Anamuhalefet Partisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''AK Parti bu darbelerden hangi zararı gördü?'' dediğini belirterek, ''Senin siyasi tarihten haberin yok ki. Önce benim milletim zarar gördü, AK Parti'nin Genel Başkanı da belediye başkanlığındaki mahkumiyeti, işte oralardan aldığı talimat... Ben cezaaevine o talimatlarla girdim. Aksi takdirde Talim Terbiye Kurulu'nun bir şiirinden dolayı kalkıp da belediye başkanı hapse atılır mı? Her şey çok açık ve net ortada. Talim Terbiye Kurulu bunu vermiş ve bundan dolayı da bizi kalktılar içeriye attılar. Bu oralardan gelen talimatla oldu. Nereye kadar bu işin ucu dayanır, bunu zaman gösterecek'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 28 Şubat'ın o en ağır karanlık ve sisli günlerinde, bütün arkadaşlarıyla birlikte oturup konuştuklarını anlatarak, şunları söyledi:
''Defalarca yumruklarımızı sıkardık, dudaklarımızı ısırırdık. Hep 'ya sabır' derdik. Allah mazlumun yanındadır, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Biliyorduk ki Türkiye genelinde gerek şahsım gerek arkadaşlarım gibi, niceleri dişlerini, yumruklarını sıktı, bağırlarına taş bastı ama büyük dirayet ve metanetle sabrettiler. Kamudaki memur kardeşim, belediye başkanları, başörtülü kızlar, yoksul Anadolu çocukları, Anadolu'nun işadamları, sanayicileri sabretti; çünkü hepsi güçlenmişti. Aydınlar, yazarlar, düşünürler, kanaat önderleri de sabretti. İnançlarımıza hakaret eden, tahrik senaryolarında başrol oynayan, emirle manşet atan, yazı yazan, her gün ekranlarından milletin üzerine pislik boca eden o bazı yayınlara metanetle sabrettiler.
Brifinglerde ayakta 10 dakika alkış tutan, hakkımızda jet hızıyla kararlar veren o yargı sistemine karşı dirayetle sabrettik. Sivil toplum örgütü adı altında topuk selamı veren ikiyüzlüler karşısında da sabrettik. Milletin, ülkenin kaynaklarını hortumlayanlar, yetimin hakkını yiyenler karşısında da sabrettik. İşte bugün sabrın selamete erdiği gündür. Bugün, mazlumun ahının aheste aheste çıktığı gündür, adaletin tecelli ettiği gündür. Bağımsız yargının hiç bir baskı olmadan vazifesini yerine getirdiği gündür. Demokrasinin de milli iradenin de TBMM'nin de anlam kazandığı, güç kazandığı gündür. AK Parti Grubu'ndan Türkiye'nin gençlerine, 23 Nisan'ı kutlayacak olan yavrularımıza, çocuklarımıza sesleniyorum: Biz demokrasiye, milli iradeye nasıl sahip çıktıysak sizler de aynı şekilde onlara sahip çıkacaksınız. Biz nasıl diklenmeden dik durduysak, sizler de diklenmeyecek ama dik duracaksınız. Siz darbeye çanak ve alkış tutanları, şapkasını alıp gidenleri değil, her ne pahasına olursa olsun demokrasiyi ve milli iradeyi savunanları örnek alacaksınız.
Allah'ın izni ve milletimizin izniyle, Türkiye artık bundan sonra böyle karanlık dönemler yaşamayacaktır. Bundan sonra demokrasi asla ve asla kesintiye uğramayacak; en önemlisi de demokratik rejime, millet iradesine, millet Meclisine seçilmiş Hükümete kastedenler, bundan sonra er ya da geç sanık sandalyesine oturacaklarını bilecek ve millete kötülük yapamayacaktır.''
KILIÇDAROĞLU SEN 28 şUBAT'ÇILAR TARAFINDAN YENİDEN GÖREVE ATANAN BÜROKRATSIN
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere 'dönemin isimleri ifade verecek' dediğini'' belirterek, ''Çamur siyaseti görmek isteyen varsa, CHP Genel Başkanı'nın ifadelerine baksın. Cumhurbaşkanı, 'Ben MGK'ya katılmadım, kararlarda imzam yok' dedi'' açıklamasında bulundu.
Erdoğan, ''Kılıçdaroğlu, bunu da bilmez. MGK karar almaz, tavsiye kararı alır. Herhalde bunu da bilmiyor ki garibim bunları söylüyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, hesaplaşma duygusu ve intikam duygusu içinde olmadıklarını söyledi.
Hukukun tabii bir şekilde tecelli etmesine ''intikam'' kelimesiyle çamur atmak isteyenlerin, büyük bir yüzsüzlük ve çelişki içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, ''intikam'' kelimesini telaffuz ederek, biliçaltını teşhir edenlerin düştükleri çukurdan çıkmak için, bu sefer de başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere dönemin yöneticilerini itham etmeye başladıklarını söyledi.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, ''MGK kararlarına imza atanlar içinde Abdullah Gül de var'' dediğini anımsatarak, şöyle konuştu:
''Başta Sayın Gül olmak üzere 'dönemin isimleri gelip ifade verecek' diyor. İşte çamur siyaseti görmek isteyen varsa, CHP Genel Başkanı'nın ifadelerine baksınlar. Sayın Cumhurbaşkanı dün açıkladı, 'Ben MGK'ya katılmadım o zaman devlet bakanıydım, Dışişleri Bakanı değildim. Kararlarda imzam yok, bu kararlar Bakanlar Kurulu'na getirilmediği için orada da imzam yok' dedi. Kılıçdaroğlu, bunu da bilmez. MGK karar almaz, tavsiye kararı alır; bu karar da Bakanlar Kurulu'ndan geçmedikten sonra karar olarak uygulamaya da girmez. Herhalde bunu da bilmiyor ki garibim bunları söylüyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun SSK'yı nasıl batırdığı işte buradan belli oluyor. Çıkmış diyor ki 'ben 28 Şubat'ın mağduruyum' diyor. Sen 28 Şubat'ın mağduru değil, görevinden alındığın halde, 28 Şubat'çılar tarafından yeniden görev atanan bürokratsın. 1997'de göreve atandığında da SSK personeline ne tür zulümler yaptığını herkes çok iyi biliyor. İşte siz busunuz. Siz mağdur olduğunuz idareden şikayet eder ama çıkar sağladıklarınıza kol kanat gerersiniz. Çünkü, demokrasiye gölge düşürmek sizin genlerinize işlemiş. Ben CHP'nin geçmişini hatırlatınca küplere biniyor, öfkeleniyor. CHP 27 Mayıs'taki zihniyetinden kurtulabildi mi? Genel Başkan yeni ama zihniyet eski. CHP tarihine girmeyeyim, Sayın Kılıçdaroğlu'nu daha fazla terletmeyeyim, o bize lazım diyorum ama kendisi öyle ifadeler kullanıyor ki es geçmek mümkün değil.''
''Bu sular derin, senin boyunu aşar''
''Sayın Kılıçdaroğlu'nu geçen hafta CHP'nin tarihini anlatacağım derken, gene boğazına kadar suya battı'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu sular derin, senin boyunu aşar. 1940'larda kitapların neden yasaklandığını açıklıyor. Sakaldan tırnaktan bahsediyor, kitap yasaklamalarını meşru göstermeye çalışıyor. Kullandığı ifade aynen şöyle: 'Yasaklanan bu iki kitaptan biri Burdurlu Abidin Karaaslan'ın yazdığı Türkçe Namaz Sureleri isimli kitaptır. 'İçeriğine baktım' diyor. İşte burası enteresan: 'Namazda okuduğumuz Kunut dualarının eksik olduğunu görüyoruz' Allah kabul etsin, devam etsin. Burası çok önemli. 'Ayeti eksik yazarsanız tahribat yapmış olursunuz. Kutsal kitabın ayetini tahrip etmeye hiç kimsenin hakkı da yetkisi de yoktur' diyor. Belli ki Sayın Kılıçdaroğlu Kunut dualarının ayet olmadığını bilmiyor. Siz Kur'an'ı süs olarak duvara asarsanız, Kunut dualarının da ayet olduğunu zannedersiniz. Eskiden gazetelerde yılda bir tekrarlanan haber vardı: 'Bu yıl Kurban Bayramı hac mevsimine rastgeldi.' Bazılarının 'cuma namazını kaza ediyorum' demeleri gibi...''
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönemde dini konulara merak saldığını ifade ederek, ''Doğrusu şevkini kırmak istemiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'na tekrar tavsiye ediyorum: Bilginiz olmayan bu sularda kulaç atmayın, polemik yapmayın. İstismar kapısı aramayın. Bize istismarcı diyorsun. İstismar; uygulamadığın, yaşamadığın bir şeyi yaşıyormuş gibi gösterme anlayışıdır'' dedi.
Zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yılı çıkaran kanuna da değinen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hemen konuşmaya başladı. (Kemal Kılıçdaroğlu) İstanbul'da Kutlu Doğum Haftası'nda dinledim, mutlu oldum. Dedim, herhalde Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyecek. Niye? Bu konuşmayı yapan insanın; Kur'an-ı Kerim'in, Peygamber efendimizin hayatının seçmeli ders olarak okutulmasını Anayasa Mahkemesi'ne götürme gibi bir derdi olur mu? Olmamalı. Bakacağız. Yapacak mı yapmayacak mı? Sayın Kılıçdaroğlu, sen gel tarihinle gurur duymaya devam et ama sakın tarihinizi araştırmaya kalkma altından çıkamazsın. 2 tane örnek buldunuz, hurafeyi yasakladınız. Hz. Ali cenklerinin yasaklatılmasına ne diyeceksin? Onları da yasakladılar, toplatıldı bunlar. Halbuki biz onları okuyup güç buluyorduk. Bakanlar Kurulu var onların elinde. Bakalım buna nasıl kulp takacaksınız? Böyle bir genel başkanla Allah CHP'ye sabır versin. Böyle bir CHP, darbelerle yüzleşemez, darbelere alkış tutmaya devam eder. TBMM'de kurduğumuz darbeleri araştırma komisyonuyla tarihin karanlık sayfalarını aydınlatacak, tekrar etmemesi için de gerekli önlemleri alacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.