Erdoğan: Yanağımıza vuran karşılığını bulur
AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, 'Bizim bir yanağımıza vuran karşılığını bulur' dedi...
AK parti Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından Avrupa Karate Şampiyonası'nda 18 madalya kazanan Ümit Genç Karate Takımı'nı kabul etti.
Başbakan Erdoğan kendisine hediye edilen, arkasında ''26 Şubat 1954, Recep Tayyip Erdoğan'' yazılı siyah kuşak karate elbisesi giydi.
YANAĞIMIZA VURAN KARŞILIĞINI BULUR
Başbakan Erdoğan, "Bizim derdimiz başka, milletçe üzüm yeme gayretindeyiz. Birileri bağcıyı dövmeye gayret edecek. O dövülen bağcı bizsek, bir yere kadar sabrederiz. Ondan sonra da biz, 'Bir yanağına vur, öbür yanağına uzat', o anlayışta değiliz. Bizim bir yanağımıza vuran karşılığını bulur" dedi.
İŞTE BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI:
TÜRKİYE BAŞARILI BİR PERFORMANS SERGİLEDİ
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2012'de yüzde 2,2'lik büyüme oranına rağmen gelişmiş ülkelerden, özellikle Avrupa'dan çok daha iyi durumda olduklarını belirterek, ''Büyüme rakamları beklentilerimizin altında dahi olsa gelişmiş ekonomilere, Avrupa ekonomilerine nazaran Türkiye bir kez daha son derece başarılı performans sergilemiştir'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, TÜİK tarafından dün açıklanan 2012'nin büyüme rakamlarını değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin 2012'nin ilk çeyreğinde yüzde 3.3, ikinci çeyreğinde yüzde 2.9, üçüncü çeyreğinde yüzde 1.6, 4. çeyrekte yüzde 1.4 büyüdüğüne işaret eden Erdoğan, Türkiye ekonomisinin 2012'de geneli itibarıyla yüzde 2.2 oranında büyüdüğünü anımsattı.
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın 2011'de 1 trilyon 298 milyar liraya ulaştığını ifade eden Erdoğan, ''2012 sonu itibariyle ise Gayri Safi Milli Hasılamız 1 trilyon 417 milyar lira oldu. Dolar cinsinden ise milli gelirimiz 2011'de 774 milyar dolardı, şu anda 786 milyar dolar olarak gerçekleşti. 10 yıl önce 2002 sonunda milli geliri 230 milyar dolar olarak devraldık, 10 yılda milli gelirimiz 3 kattan fazla artırdık 786 milyar dolara ulaştık. Kişi başına milli geliri 2002'de 3 bin 500 dolar olarak devraldık. 2011'de 10 bin 469 dolar gerçekleşen kişi başına milli gelir, 2012 sonunda 10 bin 504 dolar oldu'' diye konuştu.
''Avrupa'dan çok daha iyi durumda"
Erdoğan, yüzde 2,2'lik büyüme oranına rağmen gelişmiş ülkelerden, özellikle Avrupa'dan çok daha iyi durumda olduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Belçika ekonomisi 2012'de yüzde 0,2 oranında küçüldü, büyüme oranı yüzde eksi 0.2; Çek Cumhuriyeti yüzde 1,3 oranında daraldı, büyüme yüzde eksi 1.3; İtalya 2012'de yüzde 2,4 oranında daraldı, büyüme yüzde eksi 2.4; Danimarka eksi 0.6; Macaristan eksi 1.7; Hollanda eksi 0.9; Finlandiya eksi 0.2; Yunanistan için yapılan projeksiyon ise eksi 6.4. Almanya 2012'de yüzde 0.7 olarak büyüdü, İngiltere ve ABD bizim kadar yüzde 2.2 büyüdü. Japonya'nın büyüme oranı yüzde 2. 2012 büyümesinde AB, yüzde eksi 0.3; Avro bölgesi ortalaması yüzde 0.6. Beklentilerimizin altında dahi olsa gelişmiş ekonomilere, Avrupa ekonomilerine nazaran Türkiye bir kez daha son derece başarılı performans sergilemiştir.
''Bilimsel ve adil değil''
Erdoğan, Menkul Kıymetler Borsası'nın değiştiğini, borsanın sadece menkul kıymetler olarak değil, altın borsasını ve vadeli opsiyon borsasını da bünyesine alarak, faaliyetlerini Borsa İstanbul olarak sürdüreceğini anımsattı. Erdoğan, bugün de yönetimin oluşturulacağını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, ''Yanı başımızda kimi ülkeler çok büyük zorluklar yaşarken Türkiye istikrarla büyümeye, hedeflerini tek tek tutturmaya, dünyada dikkatleri üzerine toplamaya devam ediyor'' diye konuştu.
Bir uluslararası derecelendirme kuruluşunun geçen hafta içinde, Türkiye'nin kredi notunu arttırdığını anımsatan Erdoğan, ancak bunun yeterli olmadığını vurguladı. Erdoğan, iflas içinde olan bir ülkeyle ilgili 6 kat artış yaparken, Türkiye ile ilgili böyle bir artışı ortaya koymalarının bilimsel ve adil olmadığını kaydetti. Erdoğan, ''Biz bilimsel, adil yaklaşım istiyoruz, ideolojik yaklaşım istemiyoruz. Bunun düzeltilmesi lazım. Hakkın teslimi noktasında yine de biz bu açıklamayı önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz'' şeklinde konuştu.
AKİL ADAMLAR TESPİT EDİLDİ
Erdoğan, çözüm sürecinde rol alacak olan ''akil insanlar heyeti''ni tespit ettiklerini belirterek, sözüne güvenilen, sözü dinlenen, meseleyle ilgili birikimi olan, toplumun çeşitli kesimlerinin itibarını kazanmış yazar, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir heyeti teşekkül ettirdiklerini söyledi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, çözüm sürecinde rol alacak olan akil insanlarla ilgili açıklamada bulundu. Erdoğan, çözüm sürecinin önemli bir aşaması olarak süreci takip edecek, sürece yönelik toplumsal desteği perçinleyecek, çözüm iradesini güçlendirecek, toplumsal algıyı olumlu istikamette geliştirecek, farklı kesimlerin görüşlerini değerlendirecek bir heyeti, kamuoyunda yaygın kullanılan adlandırmayla ''akil insanları'' tespit ettiklerini bildirdi.
Erdoğan, sözüne güvenilen, sözü dinlenen, meseleyle ilgili birikimi olan, toplumun çeşitli kesimlerinin itibarını kazanmış yazar, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir heyeti teşekkül ettirdiklerini ifade ederek, bir havuz oluşturduklarını kaydetti.
Bu havuz içinde bugün çalışmalarını yapacaklarını ifade eden Erdoğan, 7 ayrı coğrafi bölgeye göre bir planlama yapıp kısa süre zarfında da bu heyettekilerin isimlerini kamuoyuna duyuracaklarını söyledi. Erdoğan, heyetle büyük ihtimalle Perşembe akşamı bir araya gelerek istişare edeceklerini belirterek, şöyle konuştu:
''Hem biz bu heyetteki akil insanların görüş ve önerilerini dinleyecek, onlarla istişarede bulunacağız hem de onlar bölgelerimizde bir kısım etkinlikler gerçekleştirerek halkımızla, kanaat önderleriyle bir araya gelecekler. Oralarda dolaşırken birçok belki sempozyumlar, paneller, konferanslar düzenleyebilecek, orada bire bir görüşmeler yapabilirler. Yerel, ulusal, uluslararası medyayla yine görüşmelerini yapabilirler. Bu konuda geniş bir çalışma zeminini onlar için hazırlamak istiyoruz. Yeter ki bize bu bir aylık süre içinde bu çalışmaları yapıp ondan sonra bize raporlarını sunsunlar. Tabii onlar bu süreçte ne kadar aktif yer alırlarsa alsınlar, Türkiye'nin tüm akademisyenlerine, sanatçılarına, yazarlarına da ihtiyaç olduğu, onların da katkısının son derece önemli olduğu gayet açıktır.''
BU İHANETİN İÇİNDE OLAN BAHÇELİ?DİR, KILIÇDAROĞLU?DUR
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirerek, ''Sayın Bahçeli'nin, 'ihanet süreci' ifadesini aynen kendisine iade ediyorum. Eğer bu ülkede, bu anlamda bir ihanet varsa bu ihanetin içinde olan Bahçeli'dir, Kılıçdaroğlu'dur'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, Ankara'dan Doğu ve Güneydoğu illerine yatırım yapmak için girişimde bulunulduğunda, bölgede yatırımların önüne engeller çıktığını, çetelerin, mafyanın bu yatırımların önünü kestiğini, terörün bu yatırımlara engel olduğunu söyledi.
Değil özel sektör, devletin bile kendi köyüne, ilçesine, hatta şehrine yatırım götüremez hale geldiğini belirten Erdoğan, orada işleyen bir kısır döngünün bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, Ankara'nın bahanelerin arkasına sığınıp oradan elini çekerken, terörün de o boşluğu doldurduğunu, yoksulluğu, işsizliği, altyapı eksikliğini istismar edip, oradan kendisine güç devşirdiğini anlattı.
AK Parti olarak sadece çetelerle, mafyayla, cuntalarla, karanlık suç örgütleriyle mücadele etmediklerini dile getiren Erdoğan, ''Doğu ve Güneydoğu'da bu kısır döngüyle, canlar üzerinden hesap yapan bu kirli ticaretle de mücadele ettik'' şeklinde konuştu.
Yol, hastane, havaalanı yapmak istediklerinde engel olunduğunu vurgulayan Erdoğan, tüm tehdit, baskı, saldırılara karşı yılmadıklarını, usanmadıklarını, yol, hastane, okul, havaalanı da yaptıklarını anlattı. Erdoğan, üniversiteler açtıklarını, yurtlar inşa ettiklerini, konutlar yaptıklarını, sosyal yardım, teşvik, burs, kredilerle bölge insanını kazanmanın mücadelesini verdiklerini vurguladı.
Başbakan Erdoğan, ''İstanbul'da ne varsa Van'da da o olacak dedik, İzmir, Antalya'da ne varsa, Diyarbakır, Muş, Batman, Şırnak'ta da o olacak dedik. Tehditler karşısında geri adım atmadık, saldırılara boyun eğmedik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi olumsuzluk karşısında diz çöküp, pılımızı pırtımızı toplayıp Ankara'ya hapsolmadık. Onlar yıktılar, biz daha iyisini yaptık, onlar bozdular, biz tamir ettik, tahkim ettik'' diye konuştu.
BUNLAR İKİYÜZLÜ
Başbakan Erdoğan, yeni bir ilkbahara, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye rağmen hep birlikte ulaştıklarını ve ulaşmaya da devam ettiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Bahçeli'nin, bu süreçle ilgili olarak 'ihanet süreci' ifadesini aynen kendisine iade ediyorum. Çünkü onlar bugüne kadar hep bu ihanetlerle bu ülkeyi küçülttüler. Hep bu ihanetlerle, bu ülkedeki emperyalist yapılara maalesef alt yapı oluşturdular. Bizden önce 3,5 yıl iktidar oldular. Bu iktidarlarında devletin bankalarını malum şebekelere peşkeş çektiler. Faizi bir gecede yüzde 7500'lere çıkaran bu şebekeydi. Onlara yataklık yapan da ve bu ülkenin maalesef adeta ihaneti içinde olan başta Sayın Bahçeli'dir. Bunlar, bunu yaptılar. Bütün bu adımları atarken şimdi sıkılmadan, bu ülkede ciddi bir sıçramayı meydana getirelim, güven, istikrar, yatırım, üretim ortamını artıralım derken onların bu çözüm, barış, milli birlik sürecine ihanet süreci demelerini anlamak mümkün değil. Eğer bu ülkede, bu anlamda bir ihanet varsa bu ihanetin içinde olan Bahçeli'dir, Kılıçdaroğlu'dur. Bunlardır. Çünkü hiçbir zaman bu işi nasıl çözelim diye bir araya gelmeye asla yanaşmamışlardır. Sürekli olarak nasıl karıştırırız.
BAHÇELİ?YE SESLENDİ: GÖRSEN MELEK YÜZLÜ ZANNEDERSİN
İşte okullar, üniversiteler karışmaya başladı. Niye; bunlar ikiyüzlü, bunların iki dili var, bir de görünmeyen dilleri üç. Bu iki dil, 'Biz ülkücüleri sokağa dökmeyeceğiz'... Peki Bursa'da 'vur de vuralım, öl de ölelim' dediklerinde, 'Onun da zamanı gelecek, onun da zamanı geldiğinde talimatı vereceğim' diyen Bahçeli'nin kendisi. Bu açıklamadan sonra şimdi buyurun Bahçeli'nin gençleri Erciyes Üniversitesi'nde ellerinde 'vur de vuralım, öl de ölelim' pankartlarıyla, saldırılarıyla, Muğla Üniversitesi'nde orada karşıt görüşlü gençlerle vuruşmaya başladılar. O karşıt görüşlü gençler de malum. Onlar da zaten bugüne kadar böyle bir zemini arayan aşırı sonuçlar. İstedikleri bu. Yapmak istedikleri bu. Bunların derdi ilim değil, bunların derdi terör. Bunların milliyetçiliğinin tanımında da bu var. Sayın Bahçeli zaman zaman bize de bu meydanları okumadı mı, okudu.
Gördüğün zaman, böyle ikili olduğunda melek yüzlü zannedersin ama arkasında başka şeyler var. Sayın Bahçeli, biz seni tanıyoruz. Sen bizden önceki iktidarın borçlusu durumundasın. Siz bu ülkeyi adeta çöküşe götürdünüz, bu ülkeyi adeta bitiriyordunuz. Ama milletimiz bunun farkına vardı, sizi parlamentonun dışına bıraktı, bizi de tek başına iktidar yaptı. O günden bugüne milletimiz AK Parti'yi devamlı yükseltti, yüceltti. Şimdi ne yapalım da yeniden toparlanalım diye bu yanlış yollara başvurmaya başladılar. Ne demek vur de vuralım, öl de ölelim.''
DÜN SÖYLEDİKLERİNİ YARIN İNKAR EDER
Başbakan Erdoğan, aynı şeyin Kılıçdaroğlu'nda da olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun çok daha farklı yaklaşım metodu bulunduğunu söyledi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun akşam başka, sabah başka, ne dediğinin farkında olmadığını ifade ederek, ''Dün söylediğini yarın rahatlıkla çok pişkin şekilde inkar eder'' dedi.
NE KILIÇDAROĞLU NE BAHÇELİ PROVOKE EDEBİLİR
Erdoğan, çözüm sürecine işaret ederek şunları kaydetti:
''Bunu herkesin, aziz milletimin, 76 milyonun her bir ferdinin bilmesini istiyorum; çözüm süreci adını verdiğimiz bu yeni süreç, daha güçlü, daha demokratik, daha huzurlu bir Türkiye hedefinin ileri bir adımıdır. Kimse bunu provoke etmeye gayret etmesin. Bunu ne Kılıçdaroğlu provoke edebilir, ne de bunu Bahçeli provoke edebilir. Yeter ki milletim buna şu andaki yüzde 58 desteğini artırarak, bu desteğini bizden esirgemesin. Biz artık elinde silah olanın değil, silah tüccarlarının, kan tacirlerinin değil milletin kazanmasını istiyoruz.
Biz artık çatışma kültüründen beslenenlerin değil, 76 milyonun, özellikle gençlerin, özellikle çocukların kazanmasını istiyoruz. 780 bin kilometre karenin topyekün kalkınmasının önünde tek engel kalkmıştır; o de terör belası. Birinci sınıf bir demokrasinin, ileri bir demokrasinin önünde tek engel kalmıştır; o da çatışmacı anlayıştır. İşte Erciyes Üniversitesi'nde, Muğla Üniversitesi'nde bu çatışmanın içinde yer alanlar bilsinler ki kendileri kazanmıyor. Tam aksine onlar bu vatana ihanet etmenin içerisindedirler, böyle bir gayretin içerisindedirler. Ben bu genç evlatlarıma söylüyorum; biz 80 öncesinde bunun belalarını çok ağır ödedik. Aynı belayı, aynı faturayı siz ödemeyin. Bu yanlış yollardan vazgeçin, kardeş olmanın bilinci içinde okullarınızı zamanında bitirin ve bu ülkeye, bu millete katkınız olsun.''
(AA) , Bugün
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.