Erdoğan: Yeni CHP'nin karşılık geldiği siyasi tanım makyavelizmdir?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şu anda yeni CHP'nin karşılık geldiği siyasi tanım, olsa olsa oportünizmdir, Makyavelizmdir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonunun (TUSKON) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
''Şu anda yeni CHP'nin karşılık geldiği siyasi tanım, olsa olsa oportünizmdir, Makyavelizmdir. Gidiyorlar, Batman'da (Genel Af) diyorlar, KCK'ya sahip çıkıyorlar; geliyorlar Silivri'de Ergenekon'a avukatlık yapıyorlar, Ergenekon sanıklarına sahip çıkıyorlar.
Buradan CHP'ye hatırlatmak isterim, demokrasiyle Ergenekon aynı kefede tartılmaz. Çetelere sahip çıkarak demokrat olunmaz. Çeteleri arkasına alan, çetelerden medet uman, çetelerin talimatıyla liste hazırlayanlar, Türkiye'nin hukukunu savunamazlar.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bağımsız kurulun mantığı nedir biliyor musunuz? Başarı olduğu zaman kendilerinindir, başarısızlık olduğu zaman siyasetindir'' dedi.
Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tüm illerinde, büyük ilçelerinde, 162 dernek, 7 federasyon, 100 bin şirket ve 32 binden fazla üye sayısına ulaşan TUSKON'u, yöneticilerini, tebrik etti.
Derneğin, 2005 yılında kurulduktan sonra şu anda Anadolu'nun, Trakya'nın sesi, nefesi haline geldiğini, 81 ille kalmayıp dünyanın her ülkesine, uzak coğrafyalardaki memleketlere dahi ulaştığını ve bundan da büyük heyecan duyduklarını belirten Erdoğan, önümüzdeki hafta İstanbul'da yapılacak BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda TUSKON'un özel sektör ayağını üstlenmiş olmasından da ayrıca memnuniyet duyduğunu söyledi.
Butan, Kiribati, Nepal, Brundi gibi ülkelerden dahi işadamlarının Türkiye'ye gelecek olmasının TUSKON'un etki alanını, ulaşabildiği coğrafyaları net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Bugün artık dünyada, askeri gücünüz, tankınız, tüfeğiniz değil, ekonomik gücünüz, siyasi, diplomatik, kültürel gücünüz daha büyük anlam ifade ediyor. Bugünün dünyasında, toprakların fethi değil, gönüllerin fethi, gönüllerde bir yer edinmek, ünsiyet kazanmak, güven kazanmak her şeyin ötesinde anlam taşıyor. İşte biz 8,5 yıldır böyle bir mücadelenin içindeyiz. 8,5 yıldır, dünyanın her köşesine, ulaşabildiğimiz her ülkeye, her millete, Türkiye'nin barış mesajlarını, işbirliği niyetini, karşılıklı dayanışma ve paylaşma gayretlerini ulaştırıyoruz'' dedi.
TİKA, Kızılay, Dış Türkler Başkanlığı TRT'nin de bu doğrultudaki çalışmalarına değinen Erdoğan, hükümetin bu vizyonunun artık özel sektörle sivil toplum örgütleri tarafından da paylaşıldığını, TUSKON'un da bunun en bariz ve somut örneği olduğunu, gittiği hemen her ülkede bir TUSKON üyesiyle karşılaştığını, TUSKON'un yatırımlarını gördüğünü, gururlandığını anlattı.
-ÖZGÜVEN-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu anda sadece resmi temsilciliklerde, konsolosluklarda, büyükelçiliklerde değil, yatırımların, okulların, köprü, konut, yol şantiyelerin önünde de Türk bayrağının gururla dalgalandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Özgüven her şeyin başıdır. Vizyonunuz olacak, hayalleriniz olacak, hedefleriniz olacak ve bunlara erişebileceğinize, ulaşabileceğinize dair azminiz, gayretiniz, özgüveniniz olacak. Türkiye şu anda bu özgüvene kavuşmuştur. Türkiye, her hedefe rahatça ulaşabileceğine inanır hale gelmiş, bunun için canla başla gayret etmeye başlamıştır. Bakın önceki gün Türkiye İhracatçılar Meclisi nisan ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Nisan 2011'de ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,45 oranında artış kaydetti ve bu oranla Cumhuriyet Tarihimizin rekorunu elde ettik. İlk 4 aydaki ihracat artışımız yüzde 22. Geriye dönük 12 aylık ihracatımız da şu an itibarıyla 122 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu trend böyle devam ederse, inşallah yıl sonunda, kriz öncesi rakamları, 132 milyar doları aşmış olacağız. Yine bu şekilde devam ederek, inşallah 2023 yılı için koyduğumuz 500 milyar dolar ihracat rakamına da ulaşırız, inanın ona da ulaşacağız.''
-BAĞIMSIZ KURUL-
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye borcunu 23,5 milyar dolar olarak devraldıklarını, küresel kriz ortamına karşın yeni stand by imzalamadıklarını kaydetti.
Türkiye'nin IMF'ye şu anda 5,2 milyar dolar borcu olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun problem olmadığını, hemen ödenebileceğini, düşük oranda faiz olduğu için rahat rahat ödendiğini, yeni kredi alınmadığı gibi borçların da takvim çerçevesinde ödenmeye devam edildiğini anlattı.
2012'den itibaren borcu tamamen kapatacaklarını ve Türkiye'nin IMF'ye borcu kalmayacağını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizden önceki iktidarlar bunu alışkanlık haline getirmişlerdi. En küçük sıkıntıya düştüklerinde IMF'nin kapısında kuyruğa giriyor, el pençe divan... 'Ne isterseniz verelim, ne olursunuz bize şu kadar para verin'. Yaptıkları buydu. Türkiye'nin siyasi iradesi diye bir şeyi kalmamıştı. Bize de aynı şeyi yapmak istediler. Bizim sistemimizle adeta oynamak istediler. Dediler ki, 'Gelir İdaresi Başkanlığını bağımsız hale getirin.' 'Hayır' dedik. Eğer böyle bir karar verilecekse bu kararı biz veririz. Siz istediniz diye böyle bir karar veremeyiz. Biz şu anda Gelir İdaresi Başkanlığının bağımsız olmasını düşünmüyoruz. Israr ettiler, kabul etmedik ve zaten orada bağlar koptu. Bırakın da biz kendi yapılanmamızı kendimiz yapalım siz ne karışıyorsunuz. Bizden öncekiler 'Efendim bağımsız kurul olduğu zaman siyasi müdahale olmaz, olmadığı zaman siyasi müdahale olur'...
Bağımsız kurulun mantığı nedir biliyor musunuz? Başarı olduğu zaman kendilerinindir, başarısızlık olduğu zaman siyasetindir. A'dan Z'ye hepsi böyledir. Tamam da niye bunun bedelini halkın karşısında biz ödeyelim. Bağımsız kurulların faydalı mı faydasız mı olduğuna halk bakar mı? İstediğiniz kadar bağımsız kurul deyin. Akaryakıt fiyatlarını kim belirliyor? Tamamıyla serbest piyasada belirleniyor ama bunu benim halkım bilir mi? İstediğiniz kadar anlatın, anlatıyoruz da 'Hükümet zam yaptı' diyor. Anamuhalefeti de yavru muhalefeti de hepsi bunu söylüyor. Ne alakası var? Piyasa belirliyor. Geliyor faturayı sana kesiyor. Elimizde olsa hiç olmazsa fiyatı belirledik deriz ama biz belirlemiyoruz, piyasa belirliyor. Bunu da onların talepleri üzerine devrettik. Siz belirleyin dedik. Ama tabii bunu halkımıza anlatamazsınız. Bütün bunlara karşın biz yolumuza devam ediyoruz. Her proje, her hedef, hatta her hayal karşısında çıkıyor, 'Bu olmaz, bu yapılmaz, bu gereksiz, bu imkansız' diyerek bir yandan moralleri bozuyor, bir yandan da engel çıkarmanın gayreti içine giriyorlar.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sen çıkıp 'Bu ülkede ezan CHP sayesinde okunuyor' diyeceksin ama senin adayın çıkıp, Allah'ın ayetine, ilahi mesaja 'sinir bozucu' diyecek. Kusura bakma, bunu millete yutturamazsın'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında, CHP milletvekili adayı Binnaz Toprak'ın bir televizyon programında ''Önünden her gün binlerce insanın geçtiği mezarlığın kapısında (Ruhuna El Fatiha) yazardı. Şimdi ise (Her canlı bir gün ölümü tadacaktır) yazıyor. Bu çok sinir bozucu bir şey'' dediğini belirterek, şunları söyledi:
''Herhalde bunu Kadir Topbaş'ın bir sözü sanıyor. Profesör olmak her şeyi çözmüyor. Sen çıkıp, (Bu ülkede ezan CHP sayesinde okunuyor) diyeceksin ama senin adayın çıkıp, Allah'ın ayetine, ilahi mesaja (sinir bozucu) diyecek. Kusura bakma, bunu millete yutturamazsın. Millet de yutmuyor zaten. (Bu ülkede ezan CHP sayesinde okunuyor) diyenler, 1941 yılında, ezanı (Tanrı uludur) şeklinde okumayanların üç aya kadar hapsedilmeleri ve para cezasına çarptırılmalarına dair kanun çıkardılar. İstedikleri kadar makyaj yapsınlar, CHP yine CHP'dir. 40 yıl önceki zihniyet neyse, bugünkü zihniyet de aynen odur. Fabrika ayarları değişmiyor. Bunlar, millete ait hiçbir değere, hiçbir inanca, hiçbir kutsala bugüne kadar saygı göstermediler; bundan sonra da saygı göstermeyeceklerini alenen ifşa ediyorlar. Bu millet, ekonomik anlamda, sosyal anlamda, siyasi anlamda, en önemlisi de inançlar noktasında en büyük zulmü, en büyük mezalimi CHP'nin tek başına iktidar olduğu dönemlerde yaşamıştır. Maşeri vicdanın hafızasının bunu unutması da mümkün değildir.''
-''HELAL PARA''-
Erdoğan, TUSKON ve diğer sivil toplum örgütlerinin, CHP'nin, MHP'nin, ''onların sırtını dayadığı çetelerin baskısına, zulmüne karşı'', Anadolu'nun isyanı, başkaldırışı olarak ortaya çıktığını, bugün Anadolu'dan, Trakya'dan yükselen sesin, aslında Türkiye'de statükoya, ayrımcılığa karşı, milli ve manevi değerlerin hor görülmesine karşı yükselen bir ses olduğunu anlattı.
Tüm teşvik, kredi, bütün kayırmaların sadece belli bölgelerde toplandığı, belli kesimlere ''peşkeş'' çekildiği bir döneme karşılık olarak, Anadolu ve Trakya'nın gücünü, sermayesini, birikimini birleştirerek ''ben de varım'' diyerek sahnede yerini aldığını ifade eden Erdoğan, bugün TUSKON'un Muş'u, Gaziantep'i, Kayseri'yi, Konya'yı, Çorum'u, Aydın'ı temsil ettiğini; Denizli, Antalya, Uşak, Mersin, Trabzon ve Bolu'nun bugün artık ürettiğini, ihracat yaptığını ve daha fazla istihdam sağladığını aktardı.
''Sizler, sırtınızı devlete dayamadan bugünlere ulaştınız. Sizler, usulsüz kredilerle, usulsüz teşviklerle, kayırmalarla, iltimasla değil, kendi yağınızda kavrularak, kendi imkanlarınızı kullanarak, yani helal parayla bugünlere geldiniz. Sizler, arkanıza çeteleri alarak değil, mafyayı alarak değil, hukuk dışı örgütlenmeleri alarak değil, arkanıza milleti alarak bu büyüklüğe ulaştınız'' diyen Erdoğan, hükümet olarak görevlerinin ülke yatırımcısı, üreticisi, girişimcisine en uygun zemini hazırlamak, eşit fırsatlara ulaşabilmesini sağlayabilmek olduğunu vurguladı.
Makro büyüklüklere değinen Başbakan Erdoğan, enflasyon ve borçlanma faizinde katedilen mesafeye dikkati çekerek, ''Enflasyonla faizi aynı noktaya çekmeliyiz. Reel faizi adeta sıfırlamalıyız. Hedefimiz bu olmalı'' dedi.
Şu anda ABD ve Japonya'da reel faizin 0,25'lerde olduğunu ve Türkiye'nin de buralara gelmesi gerektiğini, maliyetler ne kadar inerse Türkiye'nin rekabet şansının o kadar artacağını, bu adımları atacaklarını dile getiren Erdoğan, paradan para kazanma değil, üretim ve yatırımdan güç kazanan anlayışı Türkiye'nin tüm ekonomik yaşamında gerçekleştirmek durumunda olduklarını bildirdi.
Erdoğan, ''Çetelerle mücadele ettik, aynı şekilde mücadeleyi sürdüreceğiz. Her türlü hukuksuzluğun karşısında olduk, hukuksuzluğa karşı çıkmaya devam edeceğiz. Biz Türkiye'yi bugüne kadar kardeşlikle büyüttük, kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz. Biz yolları açacağız, işadamlarımız o yollardan yürüyüp gidecekler. Biz vizeleri kaldıracağız, işadamlarımız rahatça seyahat edecekler. Biz istikrarı, güven ortamını muhafaza edeceğiz, Türkiye emin adımlarla geleceğe ilerleyecek. Bundan hiç endişeniz olmasın. Morallerimizi her daim yüksek tutacağız. Kötümserlerin, karamsarların, öldük, bittik, tükendik şarkısı söyleyenlerin kampanyalarına aldanmayacak, yıldızları hedefleyecek ve yıldızlara inşallah ulaşacağız'' diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.