İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Erdoğan’ın Kilise’nin açılışı;

AKP’li Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Balat’ta Haliç kıyısında bulunan Bulgar Ortodokslarının önemli ibadethanelerinden tarihi “Demir Kilise” (Stevi Stefan Kilisesi) yedi yıl süren restorasyon çalışması sonrası ibadete açılış törenine katılması kamuoyunun en güçlü sesi olan sosyal medyada eleştirilere neden oldu.

Türkiye’de kültür miraslarını koruma kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesine alınan tarihi eserler, “Kültürel değer anlamında insanlık mirasına kazandırılması projesi” adı altında restore edilerek hayata geçiriliyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Son yıllarda ülkemizin farklı şehirlerinde kendi bünyesinde bulunan, gayrimüslim toplumlarının ibadethanelerini de bu kapsamda restore ediyor. Büyük Edirne Sinagogu”, 19 Kasım 2017 tarihinde Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem’in de katıldığı bir törenle ibadete açılan İstanbul’da Edirnekapı “Aya Yorgi Kilisesi” gibi. Tarihi “Demir Kilise” (Stevi Stefan Kilisesi)’de bu kapsamda restore edilerek ibadete açılan bir Kilise.

Lozan Anlaşması ile Türkiye’de azınlık statüsüne dâhil edilen topluluklar, ibadethanelerinin bakım onarım ve sair giderleri ile din adamı yetiştirilmesi, onların ibate ve iaşesini azınlık vakıfları vasıtasıyla karşılarlar.

Türkiye’de Camileri vatandaş yapar;

Türkiye Cumhuriyetini kuranlar yüzde 99’u Müslüman olmasına karşılık azınlık halklarının da bu ülkeye vergi ödedikleri gerçeği ile Cumhuriyet döneminde devlet eli ile camii inşa etmemeyi prensip edinmişlerdir. Cumhuriyet döneminde devlet eliyle yapılan tek camii TBMM’de bulunan ve 1985 yılında ibadete açılan “TBMM Camii”’dir. Türkiye’de camilerin yapılması korunması ve yaşatılması üç koldan yapılır. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) yardım ve bağışlarla, işadamı veya varlıklı hayırsever kimseler ve Cami yaptırma ve yaşatma dernekleri kurmak vasıtasıyla vatandaşlar tarafından yapılır.

Buradaki din görevlileri Azınlıklardan farklı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) tarafından görevlendirilerek ibate ve iaşesi karşılanır. Azınlıklar ile Müslüman çoğunluğun ibadethanelerinin yapılması ve korunması konusunda genel olarak benzer bir uygulama olması ile birlikte, din görevlilerinin tayin edilmesi ile ibate ve iaşesinin karşılanması konusunda bir ayrım söz konusudur.

Yukarıda da ifade ettiğim üzere ülkemizde sadece kültürel miras ve tarihi eser kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde olan ibadethanelerin onarım bakım ve restorasyon çalışması yapılıyor. Diğer camilerin bakım ve onarımı Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve her Camii’nin kendi “Camii Koruma ve Yaşatma Dernekleri” tarafından yapılır.

Ülkemiz sınırlarında bulunan gerek ecdat yadigârı gerekse bu topraklar üzerinde yaşamış medeniyetlere ait eserler bizlere emanet olan bir kültür mirasıdır. Bu mirasa sahip çıkmak, korumak elbette hem yöneticilerin, hem de vatandaşların görevidir. Buna muhalefet etmek, eleştiri konusu yapmak insani ve vicdani bir hareket olmasa gerek.

Yeri gelmişken 22.11.2017 tarih ve “Aya Yorgi mutlu, Ayasofya Mahzun” başlıklı yazımda da işaret ettiğim üzere. İbatede kapalı iken restore edilerek yeniden ibadete açılan Kilise ve Sinagog’lar gibi “Ayasofya”’nın da, mahzun bırakılmaması ve bir an evvel restore edilerek yeniden Camii olarak ibadete açılması, Fatih’in emaneti ve vasiyetine sahip çıkılması tüm Müslümanların temennisidir.

Eleştirilerin odak noktası söylemler ve eylemler;

Eski Türkiye’nin (AKP’nin ,AKP öncesi için kullandığı  tabir) liderleri Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit gibi liderler böyle bir fiilde bulunsa yadırganmaz hatta normal bile karşılanabilirdi. Sanıyorum kendisini “Bütün Ümmetin (Müslümanların) Lideri” olarak lanse ettiren AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Haçlılara karşı savaşıyoruz” dediği, Haç-Hilal çatışmasının eşiğinde olduğumuz bir zamanda, Kilise açılışına katılması burada konuşma yapması eleştirilerin temelini oluşturuyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı bu topraklarda yaşayan bütün unsurları Cumhurbaşkanı sıfatıyla temsil eden Erdoğan’ın, bir Caminin açılışına iştirak etmesi gibi, bir Cemevi, Kilise, Sinagog’un açılışına katılmasından daha doğal bir şey olamaz. Sanırım yapılan eleştirilerin merkezinde de zaten söylemler ile eylemlerin örtüşmemesi yatıyor.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

08.01.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum