Fani Dünyada Geçinip Gidiyoruz

Fani Dünyada Geçinip Gidiyoruz

İki üç arkadaş bir yaz günü dinlenmek ve hoşça bir vakit geçirmek için bir su kenarına giderler. Su kenarı boyunca gezinirlerken uzaktan derenin içinde...


İki üç arkadaş bir yaz günü dinlenmek ve hoşça bir vakit geçirmek için bir su kenarına giderler. Su kenarı boyunca gezinirlerken uzaktan derenin içinde bir adam görürler. Adamın durumu gerçekten dikkat çekicidir. Adam, suyun içinde pantolonunu dizlerine kadar sıvamış vaziyette, durmadan elinde bir şeyler örmekte, diğer yandan sallayıp durduğu başının üstündeki bir çıngırak devamlı olarak çalmaktadır. Biraz daha yaklaştıklarında adamın sırtında bir yayık olduğunu ve ağzıyla da bir şeyler mırıldandığını görürler. Adama selam verirler. Adam selamı alır.

Biri merak içinde  sorar:

— Kolay gelsin. Kusura bakma ama sormadan edemeyeceğim, derenin içinde böyle durmadan bir o yana, bir bu yana ne yapıyorsun?

Adam:

— Hiç ne olsun der: Bizim köyün camisinin halıları kirlenmişti. Hoca birini arayıp duruyordu. Eh ben de boştum. İşte gördüğünüz gibi halıları; yıkıyorum. Artık Hoca bize birkaç kuruş verir, bu fani dünyada geçinip gideriz.

Bu sefer diğeri sorar: 

— Ya bu başının üstünde devamlı sallanan çıngırak nedir?

A!. O mu? Bizim komşunun bakla tarlası şu gördüğünüz derenin bitişiğindedir. Komşu giderken, şu bizim tarlaya da bakarsan iyi olur, demişti. Ben de zaten boşum. Çıngırak sallandıkça kargalar baklalara konmuyor. Eh artık komşu yarın hasat zamanında, bize bir iki teneke bakla verir herhalde. İşte ne yapalım, fani dünya geçinip gidiyoruz.

Bu sefer  diğeri merakla sorar, 

-Ya.. Şu elindeki  nedir?

- O mu? der: Bizim   komşunun  oğlu askere  gitmişti, ne  zamandan   beri bir mektupla kazak  isteyip duruyordu. Komşu da  bana  rica etti. Ben de örgü örmesini biliyorum. Şurada boş duracağıma, hazır gelmişken onu da örüyorum. Eh artık buradan iki kuruş alsam fena mı olur? Ne yaparsın fâni dünyada geçinip gidiyoruz işte!

Biri yine dayanamayarak. Sırtındaki yayığı sormaya gerek yok, onu anladık, ama senin ağzın da boş durmuyordu, bir şeyler mırıldanıyordun, der.

Adam bu sefer :

— Ben Kur'an okumasını bilirim. Bir kaç defa hatim de ettim. Yasin-i Şerif ezberimdedir. Geçenlerde komşumuzun dedesi ölmüştü. Benden bir Yasin-i Şerif okuyup sevabını dedesine bağışlamamı istemişti. Ben de burada boş duruyorum. Hani boşken onu okuyayım demiştim. Her halde komşu artık bizi görür. Ne yapalım şu fani dünyada geçinip  gidiyoruz, der...

 

E… NE YAPALIM ÖLÜMLÜ DÜNYA DEĞİLMİ O HALDE EBEDİ OLARAK KALACAĞIMIZ  ALEMEDE YATIRIM YAPMAYI UNUTMMAK DİLEĞİYLE…..

HAYIRLI CUMALAR…………………

 

 

Sait Özdemir

EĞİTİMCİ YAZAR UZMAN PSİKOLOJİK DANIŞMAN 

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

TÜRKİYE

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler