İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Fethin ruhunu anlamak;

29 Mayıs günü İstanbul?un bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan fetih günü olarak her yıl ilk günkü heyecan ve coşkusu ile kutlanır. Bu gün bu zaferin nasıl bir askeri ve stratejik deha ile fetih edildiği ve başta Sultan 2.Mehmet (Fatih) ve fethin kahramanları anlatılır, anılır.

Fetih büyük bir askeri zafer olmakla birlikte sadece kuru bir cihangirlik hevesi ile gerçekleştirilmemiştir.

Fethi anlamak için önce fethi bilmek gerek; fetih nedir? İşgal nedir? İstila nedir? Aralarında ne fark vardır? Bunu iyi anlamak gerekir.

Fetih: Mazlum bir milletin başındaki zalim idarecilerden kurtulmak için; kendisinden ve idarecilerinden daha adil, merhametli ve üstün bir milletin himayesine girmek için o milleti ülkesine davet etmesi ile meydana gelen bir birlikteliktir. Fetihte işgal ve istila yoktur. Fetih edilen ülkenin insanları hürriyete ve adalete kavuşurlar.

İşgal; Bir milletin, başka bir millete ait toprak parçasını veya ülkeyi zorla o milletin rızası olmadan işgal etmesi, o ülkenin zenginliklerinin üzerine oturmasıdır, onu sömürmesidir. Kısaca emperyalist düşüncenin icrasıdır.

İstila ise; Bir ülkeyi silah gücüyle ele geçirme, Yayılmak, kaplamak, sarmak, bürümek istila etmektir. İşgal ve istila aynı temele dayanır.

Milâttan altı buçuk asır önce, Sarayburnu?nda küçük bir köy olarak kurulan İstanbul, zamanla genişleyip büyük bir şehir halini almıştır Kostantiniyye şehri haline gelişi, Miladi 300 yılıdır. Bundan altmış beş yıl sonra da Şarki Roma İmparatorluğu?nun merkezi haline gelince önemi daha da artmıştır.

Asya ile Avrupa arasında köprü teşkil edecek konumu itibariyle pek çok milletlerin hâkim olma hayalini süslüyordu. Hükümdarlar ve krallar, orayı elde etmek için açık ve gizli planlar hazırlıyor, ordular toplayıp İstanbul?u muhasara altına alıyorlardı. İstanbul, Müslüman Türk milleti tarafından beş defa kuşatılmıştır.

Hz. Peygamberi Mekke?den Medine?ye hicret ettiğinde yedi ay evinde misafir eden Ebu Eyyub el Ensari hazretleri de 90 yaşında olmasına rağmen İstanbul?un kuşatılması sırasında şehit olduğu ve vasiyeti üzerine surların dibine gömüldüğü rivayet edilir.

Daha birçok hâk aşığı, resul aşığı fethin şerefine mazhar olmak üzere seferler düzenlemiş düzenlenen seferlere katılmıştır.

Sultan 2.Mehmet (Fatih) İstanbul?a dördüncü kez sefer düzenleyen Sultan 2.Murat?ın oğlu olarak 29 Mart 1432 de dünyaya gelmiş. O günün saray teamüllerine göre 2.Mehmet?in yetişmesine büyük bir dikkat gösterilmiştir. Manisa Valisi bulunduğu sırada, büyük âlim Molla Gürâni kendisine hoca tayin edilmiş.  2. Mehmet (Fatih), din ve dünya ilimlerinin her ikisini de öğrenmek sureti ile iman ve İslâm şuuruna, Bizans?ın surlarını taş taş sökecek teknik bilgilere, matematik ve fizik ilmine tarihte çığır açıp, çığır kapayacak siyasî dehaya ve anadilinden başka beş yabancı lisana vâkıf olarak adeta fethe hazırlanmıştır. 21 yaşına geldiğinde fethe mazhar olmuş bir genç hükümdar olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.

İkinci Mehmet?i (Fatih) İstanbul?u fethetmeye sevk eden kuru bir cihangirlik sevdası değildi. Resûlullah (s.a.s) Efendimizin asırlarca evvel müjdelediği fetih ve ?İstanbul mutlaka fetholunacaktır. O?nu feth eden komutan ne güzel komutan ve O?nu feth eden asker ne güzel askerdir? hadisindeki methe mazhar olmak arzusu idi. Bu, Müslümanlar için konulmuş bir hedefti.

Bu dini İslam?ı, adaleti, kardeşliği, insanlar arasında muhabbeti Allah CC nün ?Biz sizi kavimler ve kabileler halinde yarattık bir birinizle tanışıp kaynaşın? (Hucurat:13) buyurduğu emri ilahisi ile fetihler yapmayı anlamlı kılan bir sebepti. Resûlullah (s.a.s.) buyurduysa İstanbul elbette fethedilmeliydi, fethedilecekti. İşte bu fethe mazhar olmak, Arif Nihat Asya?nın Fetih marşı adlı şiirinde üzerinde hassasiyetle düşünülmesi ve idrak edilmesi gereken çok anlamlı şu sözlerle ne de güzel ifade edilmiştir.

 

Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..

 

Sultan 2 Mehmet (Fatih)İstanbul?u fethettiğinde 21 yaşında matematik ve fizik gibi beşeri ilimleri, Kur-anı Kerimi hatmederek İslam ilmini çok iyi bilenen anadilinden başka 5 yabancı dile vakıf bir gençti. Bugün aynı yaşta olanlar bunu çok iyi analiz edip idrak etmelilerdir.

Bu her türlü donanıma sahip genç deha Sultan 2. Mehmet (Fatih) Han, Bizans?ta artan zulüm, haksızlık ve halkın her geçen gün yoksullaşması İstanbul?u kullanarak Anadolu?ya geçen haçlı askerlerinin İstanbul?u yağmalama, kendi dininden olan insanların mallarına, canlarına zarar vermesi üzerine artık fethi bir an evvel gerçekleştirme zorunluluğunu getirmiştir.

İstanbul Fatih tarafından toprak parçası olarak ordularla fetih edilmeden önce, gönüller fetih edilmiş ve Bizans halkı ile, idarecisi ile birlikte Fatih Sultan Mehmet Han?ı surların gerisinde beklemeye başlamışlardır. Yani ordu İstanbul?a girmeden aslında İstanbul fetih edilmiştir.

İşte Fetih budur. Yoksa bir ülkeyi işgal edip, onun yer üstü ve yer altı zenginliklerini sömürmek veya el koymak değildir. Sultan 2. Mehmet (Fatih) İstanbul?u fetih ettikten sonra asla Bizans İmparatoru Kontantin?in altınlarının hangi ülkeye kaçırıldığının takibini yapmamış, Bizans?ın zenginliklerinin peşine düşmemiştir. Haçlı ordularının  kendi milletinden ve dininden olanların malına canına ve ırzına kastetmelerine rağmen Osmanlı ordusunun girdiği hiçbir yerde halkın malına, canına dokunmadığı, adaletle hükmettiği için Bizans veziri Notaras ? Bizans sokaklarında kardinal kavuğu görmekten ise  Osmanlı kavuğu görmeyi tercih ederim.? demiştir.

Fethin bir başka ruhunu ise, Sultan 2. Mehmet (Fatih) Han?ın İstanbul?u fethettikten sonra Ayasofya?ya gidip iki rekât şükür namazı kıldıktan sonra, Yerlere kapanan ahali, rahip ve eski Ortodoks patriğini görür. Bu halde onları görünce kendilerine şöyle bir hitapta bulunur. ?Kalkınız, Ben Sultan Mehmet, sana ve bütün ahaliye söylüyorum ki, bugünden itibaren ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda, benim gazabımdan korkmayınız? Fatihi fatih yapan en önemli ilke İnsana verilen değerdi. Kim olursa olsun, hangi dine inanırsa inansın İnsan kıymetliydi. Çünkü Yaratan tarafından böyle yaratılmış idi.

Artık İstanbul Fetih olunmuş, İstanbul?un fethi ile birlikte bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmıştır. Karanlıklar içindeki Avrupa kıtası doğunun, İslam âleminin ilim, kültür ve medeniyet zenginlikleri ile tanışmış, cehresi değişmiştir.

Fetih ile birlikte; Avrupa?ya hürriyet, adalet gelmiştir. İnsanlar insan olduklarının farkına varmışlardır. Batıda meydana gelen bütün reform hareketleri, Fransız devrimi Fethin Batı Dünyasına getirmiş bulunduğu nimetlerdendir?


İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

29.05.2014/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.