GEZİ PARKI YILAN HİKAYESİ
Yirmi gündür ülkenin bir numaralıgündemini meşgul ederek bir dünya rekoru kıran ve ?Yılan Hikayesi? ne dönen Gezi Parkı meselesi, artık kabak tadı vermeye, sıkmaya başlamıştır. Medyada varsa yoksa Gezi Parkı. Borsa düşmüş, Dolar rekora gidiyor, asker şehit oluyor, Pkk sözde çekilirken mezralarda şenlik yapıyor, ülkenin dört bir yanında Gezi Parkıeylemlerinde polis göstericilere tazyikli su ve biber gazı ikramında bulunurken, göstericilere tıbbi müdahale yapan sağlıkçılar hakkında soruşturma açılıyor. Dağda asker şenlik yapan teröriste içme suyu ikram ediyor. Adeta giderlerken arkasından el sallıyor. Bunlar kimin umurunda. Varsa yoksa Gezi Parkıeylemleri.
Gezi Parkı meselesi her ne kadar hükümetin on yılı aşkın devam eden iktidarı sürecinde yanlış politikalarına karşı bir patlama, bardağı taşıran son damla olarak değerlendirilse de. Gezi Parkı meselesi tarafların ders çıkarması gereken uyarıdır. Cumhuriyetin yüzüncü yılına endekslenmiş politikalar üretildiği ifa edilmekte iken, yüzüncü yıla kavuşmanın coşkusu sarmışken içimizi, bir gerçek, gün yüzü gibi ortaya çıkmıştır. Hala demokrasiye alışamadığımız ve onu içimize sindiremediğimiz.
Gezi Parkı meselesi, millet ve devlet arasında çok büyük bir uçurumu gözler önüne seren, milletin iktidara karşıgüveninin tamamı ile kaybolduğu, iktidarında milletin taleplerine karşı ne derecede duyarsız olduğu, demokrasi adına ülkede çanların çalındığının açıkça bir mesajıdır.
Bu meselede taraflardan hangisinin isteği yerine gelirse gelsin, iki taraf da zarara uğramıştır. Hangi taraf istediğini alamaz ise, aslında her iki taraf da kaybeden olmuştur. Kısacasıülke kaybetmiştir. Çünkü artık tarafların arasına şiddet girmiştir, gözyaşıgirmiştir, Güven kaybolmuştur, zıtlaşma ve kutuplaşma doğmuştur. Bundan sonra, hak aramak da zor olacaktır, bu tür eylemlere karşı devletin müdahalesi de daha sert olacaktır. Tarafların tutumu davranış tarzı ve işin gidiş yolu onu gösteriyor.
Direnişin uzaması, ülke genelinde huzur kaybına, can kaybına, mal kaybına sebebiyet vermiş, Özellikle İstanbul da fevkalade bir maddi hasar ve kayba neden olmuştur. Devletin kolluk gücü neredeyse sadece Taksim Gezi parkına odaklanmış, yıpranmıştır. Vatandaş ve güvenlik güçlerinin karşı karşıya bırakılması neticesinde aradaki sevgi, saygı,güven ve hoşgörü de yerini kırgınlığa, dargınlığa devretmiştir.
Gezi Parkı meselesin de, daha ilk günlerde başlatılan hukuk sürecinin neticesi beklenmek üzere bir uzlaşma zemini oluşturma imkanı var iken taraflardan, özellikle uzlaştırıcı ve barıştırıcırolü üstlenmesi gereken iktidar tarafından uzlaşmasız bir tutum izlenmesi ve varyasyonlu açıklamalar ile aradaki güven ortamının ortadan kalması direnişi gereksizce uzatılmıştır. Bu demokrasi adına insan hak ve hürriyetleri adına bir ayıptır. Gençlik kaybedilmiştir, İnsanlık kaybedilmiştir, güven kaybedilmiştir, Demokrasi anlayışı kaybedilmiştir, Avrupa ve dünya halimize gülmüştür, kutlarız, Millet olarak başımız sağolsun.
-- 16.06.2013
İbrahim Halil SİPAHİ
www.adanapost.com
i.halilsipahi@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.