İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Gül ile Erdoğan arasını açan KHK’deki “muğlâk” madde nedir?

24 Aralık 2017 tarih ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’nin 121 maddesi üzerindeki tartışmalar, 11 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “maddede ‘muğlâklık’ var yeniden gözden geçirilmelidir” sözleri üzerine Gül ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP kabinesi arasında gerilime sebep oldu.

696 sayılı KHK’nin 121 maddesi ile daha önce 6755 sayılı OHAL kanununun 37 maddesindeki; 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.” Maddesine ek olarak Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.” Fıkrası ilave ediliyor.

37 madde ile daha önce darbeyi savuşturan, darbecilere yönelik operasyonlar, soruşturma ve yargılama sürecinde görev yapanlar devlet tarafından korunmaya alınmıştı.696 dayılı KHK’nin 121 maddesi ile 37.maddeye 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnen siviller korumaya alınıyor. Haince bir kalkışmaya karşı direnen vatan savunması yapan sivil halkın yani vatandaşın korunmasında ne sakınca var demek vicdani olamaz. Sadece 15 Temmuz vakası değil bir daha olmasını asla istemediğimiz olası bir hain darbe girişimi, Terör örgütlerinin işgal girişimi ve benzeri eylemleri toplu hareketi karşısında duran direnen vatan müdafaası yapan sivil mutlak bir şekilde korunmalıdır, bunda beis yok. Ancak burada iktidar her ne kadar 15 Temmuz ile 16Temmuz sabahını kapsamaktadır diye savunma yapsa da 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün de işaret ettiği gibi  “muğlâklık” (bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması) ifadesinde. Zaten hukukçularda sıkıntıyı burada görüyor. AKP kabinesinin 15/16 Temmuz’u zikrettiği gibi maddede bu sınırlamanın net olmadığı. Çünkü AKP iktidarı kendi gibi düşünmeyen kendini eleştiren herkesi FETÖ’cü ilan ediyor. Yarın sadece Cemaat’in taraftarları ile sivil halk arasında çıkabilecek olası bir çatışmada değil, halk herhangi bir sebepten bir protesto gösterisi, bir eylem yapsa, bunlara karşı çıkacak veya sokağa sürülecek sivil halk (AKP taraftarı) güvence altına alınmış olacak.

Ülkenin ve vatandaşın güvenliğini sağlamak ve korumakla görevli, Polis, asker, jandarma, inzibat, köy korucusu, bekçi ve özel güvenlik personeli, başta “2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanunu olmak üzere. 1918 Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, 1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkındaki Kanun, 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında belirlenen yetki ve sorumlulukları çerçevesinde olaylara müdahale edebilirler. 3201 sayılı ETK, 4 üncü maddesi, 6136 SK Ek Md 1/3 de belirtilip Kanunun 7. maddesi 1, 2, 3, 4 numaralı bentlerinde sayılanlar da aşağıda belirtilen kişilerdir: Madde 7 – (Değişik: 23/6/1981 – 2478 / 3 md. ) ile silah taşıma ve kullanma yetkisi verilenler yine bu kanunların ilgili maddelerinde belirtilen husus ve şartlar doğrultusunda silah kullanabilirler.

Yukarıda bahse konu güvenlik ve kolluk görevlerinden, özel statüleri olan özel güvenlik personeli hariç diğerleri emeklilik hali Polis ve askerlerin zorunlu hizmet süresini doldurmak suretiyle ayrılanlar silah taşıma yetkisine sahip olmakla beraber silah kullanma yetkisine sahip değildirler.

Ancak bununla birlikte sadece 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 20’ nci maddesi “Koruma Tedbirleri” başlığında yapılan düzenleme ile. Bu maddenin 4. Bendinde; Terörle mücadele bulunmuş kamu görevlilerine, görevlerinden ayrılmış olsalar dahi, terör suçluları tarafından kendilerine veya eş ve çocuklarının canına vuku bulan bir taarruzu savmak için, silah kullanma yetkisi verilmiştir.

Yine bu kolluk görevinden emekliye ayrılan ve zorunlu hizmet süresini doldurarak ayrılanlar karşılaştıkları olaylara belli kapsamlarda ve kolluk görevlilerine yardım çerçevesinde olaylara müdahale edebilirler.

Anayasasında  “hukuk devleti” vurgusu yapılan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Yasaların emredici hükümleri açık iken, Anayasaya, hukuka ve kanunlara aykırı ucu açık “muğlâklık” içeren kanun veya KHK maddelerinin ileride sıkıntı doğurmasını önlemek için tedbirlerin alınmasında fayda vardır. Bu anlamda Sayın Gül yol arkadaşlarına, yerinde bir tavsiyede bulunmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP kurmaylarının Gül’ün tavsiyesine bu kadar yüksek tonda ve sınırı aşan tepki göstermesi bir anlamda endişelerin yersiz olmadığı hissini uyandırmıyor mu ne de dersiniz?

 

İbrahim Halil SİPAHİ

07.01.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.