
İbrahim Halil Sipahi
Çözülme ihanetine çözüm paketli koruma,
Sözde çözüm süreci (Çözülme süreci)?nde düğmeye basıldı. TBMM tatile girmeden yedi maddelik tasarının meclisten geçirilmesi için harekete geçildi.
Hükümet, HDP ve Abdullah Öcalan (terörist başı) arasında sürdürülen çözüm süreci görüşmelerinde gelinen son nokta sonucunda 7 maddelik paket ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaşması, Muhalefetin on gün önce çatı adayını açıklamasına rağmen iktidarın ve HDP (PKK)?nın hala adayını açıklamamış olması, iktidar tarafından meclis tatile girmeden alelacele çözüm sürecini hızlandırması akıllara birçok soruyu da birlikte getiriyor.
12 yıllık iktidarı süresince paket hazırlamakta doktora yapan Erdoğan ve ekibi yine tarihi bir paket ortaya koyuyor.
Pakette en dikkat çekici madde ise, çözüm sürecinde görev alan kamu görevlilerine ?yasal güvence? getirilmesi.
Açıkçası Çözüm süreciyle ilgili alınan kararların ilerde ?suç? kapsamına alınmaması için yeni görev tanımları yapılıyor.
Bu madde darbe takıntılı Erdoğan?ın aynen 1982 darbe anayasası ile 12 Eylül 1980 darbecilerin kendini güvenceye aldığı gibi bu madde ile ileride kendilerini bu ihanetten dolayı suçlanmak ve yargılanmaya karşı güvence altına almak.
Ayrıca ?Çözüm sürecinde ve terörle mücadelede alınan kararların sorumluları korunacak.? Diye bir madde sıkıştırmak sureti ile sözde süreç içerisinde PKK?nın eylemlerine seyirci kalan TSK?da korunmuş oluyor.
Ancak süreç öncesi terörle mücadele eden TSK ve İç işleri bakanlığı bünyesindeki güvenlik güçlerinin durumu muallâk. Buda nereden çıktı demeyin.
Çözüm sürecinde kapalı kapılar ardında gizli antlaşmaların olduğunu iktidar haricinde her kesim dillendiriyor. Özellikle de çözüm sürecinin bir numaralı muhatabı olan PKK?nın meclisteki temsilcileri.
İşte bu gizli antlaşmaların gerçekleştiği süreçte PKK?nın üzerinde ısrarla durduğu hususlardan bir tanesi PKK ile TSK arasında 30 yıldır süren çatışmaların bir savaş olduğu, bu nedenle savaş tazminatı ödenmesi ve terörle mücadele eden TSK komuta kadrosunun savaş suçlusu olarak yargılanmasıdır.
Bunun dışında son zamanlarda en çok dillendirilen ise, barış için Öcalan?ın özgürlüğünün şart olması.
Bu çok dikkat çekici bir öngörüdür.
Öcalan?ında son zamanlardaki beyanları, sakin ve yapıcı (!) yaklaşımları bahsedilen bu gizli antlaşmalarda kendisine özgürlüğünün geri verileceğinin taahhüt edildiği izlenimini doğuruyor.
Örgüt yönetici olmayan teröristler ise rehabilitasyonunu sağlayacaklarmış! Örgüt yöneticilerini de artık meclise ve kabineye taşırlar!
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı Yazar
26.06.2014/adanapost.com
Bir Milletin Varoluş Destanı İstiklal Marşı
11 Mart 2020 Çarşamba 21:05Milletin Egemenliğin son bulduğu, 23 Nisan..
22 Nisan 2018 Pazar 15:37Erken mi? Baskın mı? “Seçim!..”
21 Nisan 2018 Cumartesi 11:36Erken seçim, Değneğin iki ucu;
19 Nisan 2018 Perşembe 20:37Bahçeli’nin eken seçim çıkışına şaşırdık mı?
18 Nisan 2018 Çarşamba 17:51Esad düşmanlığı, İsrail seviciliği,
17 Nisan 2018 Salı 14:26Leş Kargalarından Horoz dövüşü,
15 Nisan 2018 Pazar 17:5528 Şubat davasında, “OH” dedirten karar.
14 Nisan 2018 Cumartesi 18:23DEİZM, boşa gündeme getirilmedi!
13 Nisan 2018 Cuma 00:47Bu oyunu daha önce seyretmiştik!
11 Nisan 2018 Çarşamba 19:31




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.