İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

YARIM ASIRLIK SORUN,ANAYASA


 

Ülkemizde Askeri darbelerle demokrasiye verilen her aranın sonunda darbelere sebep gösterilen kötü yönetimlerin mevcut anayasada kaynakladığı asıl suçlunun anayasa olduğu düşünülüyor olmalı ki. Yapılan her askeri müdahalenin ardından, yeniden demokratik düzene geçiş darbe yönetiminin hazırladığı (hazırlattığı) yeni bir anayasa ülkeyi yönetecek sivil iradeye ? al bununla idare et? dercesine sunuluyor. 1980 askeri darbesi sonrası hazırlanan yeni anayasa  (1982 Anayasası) meşru kılınmak için Demokratik bir şekilde de halk oylamasına sunulmuş ve halkın  % 92 evet oyunu alarak kabul edilmiştir.

Özellikle 1982 anayasasının kabulü ve yeniden sivil idareye geçişin ardından, Ülkemizde her parlamenter dönemde mecliste anayasa değişikliğini iktidarların ve muhalefet gündemden düşürmemişlerdir. Anayasa da zaman zaman küçük çapta değişiklikler yapmışlar bunu gerçekleştiremedikleri zaman ise kanun hükmünde kararnamelerle anayasayı delme girişimlerini gerçekleştirmişlerdir.

 

Anayasa nedir?

Kuramsal olarak; Bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen, bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş kurallar dokümanıdır. Anayasa denilen bu belgeyle ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına almıştır.

Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Devletin temel kanunudur. Vatandaşların temel hak ve görevlerini bildirir

Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in Normlar Hiyerarşisi'ne göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiç bir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz.

Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel haklarının hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır. Devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler. Genel olarak genel hükümler, temel hak ve özgürlükler bireylerin topluma karşı görev ve sorumlulukları ile yasama, yürütme, yargı gibi anayasal devlet organlarını tanımlayan bölümlere sahiptir.

Teorik olarak; Ana; temel, esas, toplayıcı, kavrayan, kucaklayan ve kanat gerendir.

Yasa ise; Olayların gidişinde olağandışına yer vermeyen, değişmezlik ve zorunluluk gösteren kural; toplumsal yaşam içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir zorunluluğu olan toplumsal alışkılar bütünü. Devletin yasama gücü tarafından konulan, herkesin uyması zorunlu olan yaptırıma bağlı kuralların her biri, kanun; düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması zorunlu olan temel kurallardır.

Anayasa, bir ülkede yaşayan fertlerin, dil, din, mezhep, ırk,örf, kültür ve yaşam biçimleri özetle, tüm motifleri göz önüne alınarak her ferde eşit yaklaşım ve her ferdi kucaklayacak çağa ve çağlara ışık tutacak şekilde temel prensiplere bağlı kalınarak bir kez hazırlanır ve uygulamaya konulmalıdır. Her siyasi zihniyete, her iktidarın keyfiyeti doğrultusunda anayasada düzenleme yapılmasının doğurduğu sonuçları, maalesef 1960 darbesinden bu yana 50 yılı aşkın bir süredir her yasama döneminde anayasa değişikliğinin gündemden düşmemesi olarak görmekteyiz.

 

Anayasa da değişiklik yapılması elzem midir?

1960 darbesi ile bir kalemde kaldırılıp çöpe atılan Ulu önder Atatürk ve birinci meclisin hazırlayıp kabul edilen 20 Nisan 1924 de yürürlüğe giren Cumhuriyetin ilk anayasasından sonra düzenlenen 1961 anayasası milletimizin ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermemiştir. Bu sivil iradeye dayanmayan anayasa ile başlayan sıkıntılar, 1982  anti demokratik darbe anayasası ile 1924 anayasasının tamamı ile özünden uzaklaşılmıştır. Böylelikle 1980 li yılların ortalarından itibaren anayasanın tümü ile değiştirilmesi gündeme gelmiş, anayasayı değiştirmeye iktidarların yeterli çoğunluğu elde edememesi muhalefetle de mutabakat sağlamamamsından dolayı anayasanın tamamen değiştirilmesi gerçekleştirilememiştir. Ancak, zaman içerisinde bazı maddelerde sağlanılan mutabakat veya halk oylaması ile değişikliğe gidilse de, Anayasada değişiklik gündemden düşmemiştir.

Ülkemizde, 1960 darbesi ile başlayan ve elli yılı aşkın süredir devam eden anayasa problemi Cumhuriyetin 90. Yılını kutlamaya hazırlandığımız bu yıl ve 100. Yıla yaklaştığımız bir zaman da hala anayasanın rayına oturmamış olması meclisin bir ayıbıdır.

Evet, Türkiye ivedilikle standartlara uygun bir daha üzerinde değişikliğe gidilmeye mahal vermeyecek toplumun ihtiyaçlarına topyekûn cevap verecek yeni bir demokratik anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Bunun yolu ise Cumhuriyetin ilk meclisi kurucu meclisin hazırladığı 1921 ve 20 Nisan 1924 de kabul edilen 1924 anayasasından münhal (esas) alınarak yeni bir anayasa yapılmasıdır.

 

İbrahim H.SİPAHİ

18.07.2013/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi