?İhsan?

 

 

İhsan*

'İhsan' kelimesi; iyilik etmek ve yaptığı işi güzel yapmak şeklinde iki manaya gelir.

İhsan; hayırlı bir iş bilerek ve en iyi şekilde yapmak, Allah?a ihlas ile ibadet etmek, başkalarına hak ettiklerinden daha fazlasını vermek gibi anlamlarda kullanılır. (Kur?an Yolu, III,434.)

Kur?an?ı Kerim?de ve hadisler de ihsan kavramı hem Allah?a hem de insanlara nispet edilmektedir.

Yüce Allah, yarattıklarını en güzel şekilde yaratmıştır.

?Allah yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır.? (Secde 32/7)

Ayrıca o, kullarına karşı sayısız ihsan ve lütufta bulunmuştur:

?Allah?ın nimetlerini saymaya kalksanız, sayamazsınız.? (Nahl, 18)

?(Allah), iman edip Salih amel işleyenleri, karanlıklardan ayrılığa çıkarsın diye, size Allah?ın apaçık ayetlerini okuyan bir elçi gönderdi. Kim Allah?a iman eder Salih amel işlerse, onu içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. İşte böylece Allah ona gerçekten güzel bir rızık ihsan etmiştir.? (Talak, 11)

Kur?an?ı Kerim?de insanlara da şöyle emredilmiştir:

?Allah?ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun.? (Kassas, 77)

?İyilik edin; şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.? (Bakara, 195)

Peygamberimiz (sav) ihsanı şöyle açıklamıştır:

?İhsan, Allah?ı görür gibi ibadet etmendir; çünkü sen O?nu görmesen de O seni görmektedir.? (Buhari, Tefsir, 31/2)

Demek ki, ibadetleri Allah?ın rızasını kazanmak için, O?nun huzurunda olunduğu bilinciyle ve içtenlikle en güzel şekilde yerine getirmek ihsandır.

Bunun yanında, yapılan meşru işleri güzel yapmak ihsandır.

Ayrıca insanlara iyilik etmek ve iyi davranmak da ihsandır.

Her ihsan, Salih amel, her Salih amel de ihsandır.(Mahir İz, Din ve Cemiyet S.18)Bu bakımdan Allah rızası için yapılan bütün iyilikler ihsan ve Salih amel kapsamına girmektedir yüce Allah, büyük küçük her bir amelin karşılığını verecektir:

?Yaptığın iş, (küçük) bir hardal tanesi kadar bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa, yine de Allah onu açığa çıkarır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir ve her şeyden haberdardır.? (Lokman, 16)

?Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.? (Zilzal, 7-8)

Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz. (Bakara, 83)

Bilâkis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla kulluk ederse) onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler. (Bakara, 112)

Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır. (Yunus, 26)

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl, 90)

Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık). (İsra, 7)

Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez. (Kasas,77)

Güzel davrananlar için bir hidayet rehberi ve rahmet olmak üzere (indirilmiştir). (Lokman, 3)

O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler. (Lokman, 4)

İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir. (Lokman, 5)

O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır. (Zümer, 18)

Cibril hadisi diye meşhur olan Hz. Ömer (ra) şöyle nakleder:

Ben Hz. Peygamber (sav)?in yanında oturuyordum. Derken elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah bir adam yanımıza çıkageldi. Üzerinde hiçbir yolculuk alameti yoktu. Üstelik içimizden kimse onu tanımıyordu da. Gelip Hz. Peygamber (sav)?in önüne oturup dizlerini dizlerine dayadı. Ellerini dizlerinin üstüne hürmetle koyduktan sonra sormaya başladı.

?-Ey Muhammed (sav) bana İslam hakkında bilgi ver!?

  • Hz. Peygamber (sav) açıkladı: ?İslam, Allah?tan başka ilah olmadığına, Muhammed?in O?nun kulu ve elçisi olduğuna Şehadet etmen, Namaz kılman, Zekat vermen, Ramazan Orucu tutman, gücün yettiği takdirde Beytullah?ı haccetmendir.?

  • Yabancı: ?doğru söyledin? diye tasdik etti.

Biz hem sorup hem de söyleneni tasdik etmesine hayret ettik.

  • Tekrar sordu: ?Bana İman hakkında bilgi ver!?

  • Hz. Peygamber (sav) açıkladı: ? Allah?a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe inanmandır. Kadre yani hayır ve şerrin Allah?tan olduğuna da inanmandır.?

  • Yabancı: ?doğru söyledin? diye tasdik etti.

  • Sonra tekrar sordu: ?Bana ihsan hakkında bilgi ver!?

  • Hz. Peygamber (sav) açıkladı: ?İhsan, Allah?ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi Allah?a ibadet etmendir. Sen O?nu göremesen de O seni görür.?

  • Yabancı tekrar sordu: ?Bana kıyamet (ne zaman kopacağı) hakkında bilgi ver!?

  • Hz. Peygamber (sav) bu sefer: ? Kıyamet hakkında kendisinden sorulan, sorandan daha fazla bir şey bilmiyor!? karşılığını verdi.

  • Yabancı: ?Öyleyse kıyametin alametlerinden haber ver!? dedi.

  • Hz. Peygamber (sav) şu açıklamayı yaptı: ? Köle kadınların efendilerini doğurmaları, yalın ayak, üstü çıplak, fakir davar çobanlarının yüksek binalar yapma da yarıştıklarını görmendir.?

Bu söz üzerine yabancı çıktı, gitti. Ben epeyce bir müddet kaldım.

Hz. Peygamber (sav) ?Ey Ömer! Sual soran bu zatın kim olduğunu biliyor musun?? diye sordu.

Ben: ?Allah (cc) ve Allah Rasulü (sav) daha iyi bilir!? deyince şu açıklamayı yaptı: ? Bu, Cebrail (as)?dı. Size dininizi öğretmeye geldi.? (Müslim, İman, 1)

Hz. Peygamber (sav) buyuruyor:

?Nur kulun kalbine girdiği vakit bir fütuhata mazhar olur ve inşirah duyar.?mealindeki hadis-i şerifiyle burmuşlardı. Dediler ki :

- Ya Resulellah, bunun, sahibinin bilebileceği bir alameti var mıdır?

- Hz. Peygamber (sav) cevaben:

?Şu aldanma yerinden (dünyadan), kalben alakayı kesmek, ebediyet yurduna gönülden yönelmek. Ölüm gelmeden evvel ölüme hazırlanmaktır.? buyurdular. (İmam-ı Gazali, Minhacü?l-Abidin)

*İnsan Niçin ve Nasıl Dua etmeli?

Garip Paşa , 14.10.10, Adana

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.