Garip Paşa

Garip Paşa

İnsan, kâinatın özü, özeti...

İnsan, kâinatın özü, özeti...

  

 

İNSANIN DEĞERİ VE ŞEREFİ *
 

     Âlemdeki her şey insan için, insanın gelişimine ve kendini gerçekleştirmesine hizmet etmek için yaratılmıştır.( 2. Bakara,29 ; 31. Lokman,20 ) Çünkü insan, bu evrende yaşayan varlıkların en üstünü, Allah?a en yakın olanıdır. (17. İsra,70 ) Yapı ve yaradılış bakımından insandan daha güzeli ve mükemmeli yoktur. (95. Tin,4) Hz. Peygamber (s.a.v) ?Allah, Âdem?i kendi suretiyle yarattı.? ( Buhari,İsti?zan,1 ; Müslüm,Birr,115 ) buyurmuştur.  

     Kur?an-ı  Kerim?in bir çok yerinde belirtildiği gibi insan, ruh ve bedenden oluşan bir bütündür. İnsanın bedeninin ana maddesi su ve topraktır. (3. A-li İmran, 59 ; 6. En?am, 2 ; 7. A?raf, 12 )   Ona hayat veren, benlik ve bilinç sahibi bir varlık haline getiren ise ? İlahi nefhâ ? dır. Yani Yüce Allah (c.c), toprak ve su karışımı ile şekillendirdiği insan bedenine kendi ruhundan üfleyerek can vermiştir. ( 15. Hicr, 29 ; 38. Sa?d, 72 ) Kainatta yaratılan her ne varsa, insanın varlığında ondan bir parça bulunmaktadır. İnsan, kâinatın özü, özeti, küçük bir örneği ya da minyatürüdür.  

     İnsan, bedeninde soğukluk, sıcaklık, yaşlık ve kuruluk olması bakımından âlemin asıl unsurlarına, cisim olması bakımından da madenlere benzer. Gıda alıp beslenmesi ve büyümesi bakımından bitkiler gibidir. Acı ve zevk duyması, kendini savunması bakımından hayvanlara benzer. Hilekârlık ve kötülük yapması, İnsanları aldatıp kötü yola sürüklemesi bakımından şeytana benzer. Allah?a (c.c) bağlanması, dua ve ibadet yapması bakımından meleklere benzer. Bu âlemde yönetim ve etkinlikte bulunması, kendi dışındaki varlıkları egemenliği altına alması bakımından da Yüce Allah?ın (c.c) sıfatları ile donatılmış durumdadır. 

     Bütün bu özellikleri ve üstünlükleri dolayısıyla insan, yeryüzünde

? Allah?ın Halifesi? (2. Bakara, 30 ; 6. En?am, 165 ; 10. Yunus, 14 ) olarak seçilmiştir. İnsan, dünyadaki işleri Allah (c.c) adına yürüten ve yöneten bir vekildir. O?nun adına yeryüzünde hükmetme görev ve yetkisiyle donatılmıştır. Kendisine verilen bu çok yüce ve aynı zamanda sorumluluğu çok büyük olan görevi yerine getirebilmesi için bütün güçlerini sağlıklı ve dengeli olarak geliştirmesi ve Allah?ın (c.c) emir ve yasaklarına uygun olarak çalışması gerekmektedir. Allah?a (c.c) karşı sorumluluk duygusunu derecesine göre kişilerin değeri artar ya da eksilir. (49. Hucurat, 13 ) 

KENDİNİ  BİLMEK 

     İslam, düşünen ve aklını kullanan insana hitap eder. Çünkü; bilgi ve düşünce olmadan Allah?ın buyrukları anlaşılmaz ve anlatılamaz. Varlığın sınırı, ya bilgimizin ölçüsüne göre genişler ya da daralır. İnsanı diğer canlılardan ayıran, onu üstün kılan ve sorumlu bir varlık haline getiren de kendisi hakkındaki bilinci ve buna bağlı olarak gelişen davranışlarıdır. 

     Bilmenin, bilgiyi çoğaltıp geliştirmenin en önemlisi; kendimizi bilmek ve oradan da Allah?a ulaşabilmektir. Kendimizi bilmek ile Allah?ı bilmek arasında yakın bir ilişki vardır. Sonlu ve sınırlı varlığımız, eksik ve yetersiz bilgimiz, Yüce Allah?ın varlığıyla tamamlanır. Bütün sorular ve arayışlar onda cevabını bulur. Her şey yerli yerine oturur. Onun için bilginin başı ve sonu dini ve ahlaki bir yön içerir.  

     Bilinçli bir dindarlık da kendini tanımayla başlar, kendimize çevrilmeyen dindarlık, hakiki dindarlık değildir. Kendimizle başlayan ve bütün varlık ve evrene doğru genişleyen bir bakış açısı, sağlıklı düşünmenin en güvenilir yoludur. 

     Sadece içinde yaşanılan toplum-kültürel anlamda değil, evrensel anlamda varlığın kaynağı ve ?ne? liğine cevap arayan birisi için dinden daha uygun bir seçenek yoktur. Dindarlığı bilinçli olarak yaşayan herkes, dini değerlerin hayatımıza bir anlam kattığını, bize hayat için bir plan ve hedef sunduğunu ve yol gösterdiğini, içimizdeki boşluğu doldurduğunu, hayatımızı zenginleştirdiğini, geleceğe yönelik bir bakış açısı kazandırdığını çok iyi bilir. Kendimize çevrilmeyen dindarlık hakiki dindarlık olmadığı gibi dine başvurmayan ?kimlik? ve ?anlam? arayışının bulacağı cevap da hakiki cevap değildir.  

     İslam,  dünyamızı ve ölüm ötesini (ahiretimizi) aydınlatan ilahi bir nurdur. Kendimizin ve tüm insanların gerçek mutluluğu, Yüce Allah?ın son dini olan İslam?ın evrensel mesajını doğru anlama ve ona uygun yaşamaya bağlıdır. Hayat ve ölüm, dünya ve ahiret, bize sunulan gerçekliğin iki yüzüdür. Var olmak, yaşamak, ölmek ve yeniden dirilmek, kaderimizi belirleyen ilahi iradenin çeşitli görüntüleridir. Kimliğimiz ve amacımız; ancak bu bütünlük içerisinde bir temele ve anlama kavuşur. 

 

 *İnsan Niçin ve Nasıl Dua etmeli?

Garip Paşa , 22.10.10, Adana

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Garip Paşa Arşivi