Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Kardeşliğimizin baharı


Akil İnsanlar Heyeti, perşembe akşamı Başbakan'la buluştu. Birbiriyle tanıştı.

Başbakan'la birlikte toplantıda Arınç, Atalay ve Bozdağ olmak üzere üç başbakan yardımcısı, İçişleri, Adalet ve Kültür Turizm Bakanları, Başbakan'ın bu süreçteki en yakın danışmanları ve MİT Müsteşarı vardı. Yani Başbakan neredeyse tüm maiyetiyle birlikte gelmişti.

"Kanın durması söz konusu ise gerisi teferruat" dedi öz olarak.

Akil İnsanlar Heyeti'ni hükümetin yan kuruluşu olarak düşünmediklerini, yaptıklarının sadece bu sivil inisiyatifin oluşumuna katkı olduğunu belirtti.

Eleştiriler geliyor sağdan soldan... Muhalefet partilerinden ya da medyada kimi köşelerden.

İhanet sürecine katkı sağlayacağımız yazılıyor, çiziliyor. Bahçeli'nin sözlerine bakıyorum, onun adına utanıyorum. O sözler o "efendi" insandan nasıl çıkar, anlayamıyorum. CHP tabanından üç beş oy tırtıklama umuduyla bunca insana bühtanda bulunmaya değer mi?

Haksız, insafsız eleştiriler.

Bir kere 62 kişilik bu heyet ne AK Parti'nin yan kuruluşu ne de sürecin her boyutunu peşin olarak onaylayacak bir nitelik arz ediyor.

Benim başkanı bulunduğum İç Anadolu heyetini ele alalım mesela.

9 kişiyiz.

Öğretim üyelerimiz var içimizde. Beril Dedeoğlu, Doğu Ergil, Erol Göka, Vahap Coşkun...

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu var.

78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can var.

Gazeteciler-yazarlar olarak Cemal Uşşak, Hilal Kaplan var.

Heyetin karakteri

Bunların her biri kişilikleri oluşmuş, özgün çizgileri bulunan, ülke ve dünyaya bakışları netleşmiş insanlar.

En önemlisi, arkalarında onları hem izleyen hem de denetleyen bir kamuoyu var.

Siz, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'nun, temsil ettiği büyük işçi kitlesinin duyarlılıklarını hiç hesaba katmayacağını mı düşünüyorsunuz?

78'liler Vakfı Başkanı diyelim, sosyalist bir arkadaşımız, bugüne kadar ilişkide bulunduğu bir çevre var, onların değerlendirmelerini dikkate almadan tavır koyması mümkün mü?

Bendeniz mesela, 40 yıldan beri yazıyorum. Kürt sorunu, terör sorunu üzerine yüzlerce yazı yazdım. Bir çizgim var. Bunun, hükümet icraatları söz konusu olduğunda eleştirel bir çizgi olduğunu söyleyebilirim.

AK Parti hükümetinin 10 yıl içinde çok şey yaptığına inansam bile, bir kanaat önderi olarak, eleştirel noktada durmayı, gerektiğinde uyarabilecek bir tavır içinde olmayı tercih ediyorum. Önemsiyorum. Bunu, hükümet cenahının da çok iyi bildiğini sanıyorum.

Bu meselede de doğru bildiklerimizi söyleyeceğiz. Artı, sahada -ki 13 ili kapsıyor- temas kurduğumuz her insanımızın, her sivil toplum kuruluşumuzun duygularını, destek veya kaygılarını alıp hükümete rapor halinde ileteceğiz. Bir anlamda bu heyetler, toplumla devlet arasında bir kanal niteliğinde de olacak.

Ortak payda ne?

Ortak payda ülkede kanın durması, memleketin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine barış ikliminin gelmesi.

Evet, hamaset gibi görünüyor ama içi asla boşalmasın, anaların göz yaşının dindirilmesi...

Gelir mi giden canlar geri? Analar unutur mu, toprağa düşen dalyan gibi evlatlarını?

300 milyar dolar yok olmuş 30 yıl içinde.

Başbakan Hakkâri'ye, Şırnak'a yaptıkları hava alanını anlatırken gözünün içi parlıyor.

Oysa bu iki havaalanına sarf edilen para, 300 milyar doların yanında ne ki?

Gitmiş bunca milli servet.

Memleketin doğusunda batısında kaç çocuğa eğitim bursu olurdu bu, kaç işsize iş olurdu? Kaç hastane, kaç okul, kaç mesken olurdu?

Terörün bitmesi lazım, bin yıllık kardeşliğimizin kurtulması lazım, baharı yaşıyoruz, bugünler cennet ülkemizde kardeşliğimizin baharı olması lazım.

 

Ahmet TAŞGETİREN

atasgetiren@bugun.com.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.