İsrail'in Gazze'ye saldırılarında can kaybı 57 bin 882'ye çıktı

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında can kaybı 57 bin 882'ye çıktı
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 57 bin 882'ye yükseldi.
Gazze/Ramallah/Kudüs/İstanbul

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sürüyor

İsrail ordusunun sabahtan bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 90 Filistinli hayatını kaybetti.

Hastane kaynakları ve görgü tanıklarının aktardığına göre, İsrail askerleri, Gazze'nin farklı bölgelerinde Filistinlilere ait evleri, çadırları ve sivillerin toplandığı alanları hedef aldı.

İsrail savaş uçaklarının Gazze kentindeki Gazze İslam Üniversitesi yakınlarındaki yerinden edilen kişilerin sığındığı bir binayı hedef alması sonucu 4 Filistinli hayatını kaybetti.

Gazze kentinin doğusundaki Tuffah Mahallesi'nde bir evin hedef alındığı İsrail saldırısında 4 Filistinli yaşamını yitirdi, 10 kişi yaralandı.

İsrail ordusunun Gazze kentinin Şeyh Rıdvan Mahallesi'nde bir apartman dairesini hedef aldığı saldırıda aynı aileden 3 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. İsrail'in Rimal Mahallesi'nde de bir evi hedef alması sonucu 2 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrail savaş uçaklarının Deyr el-Belah kentine düzenlediği iki hava saldırısında 7 Filistinli hayatını kaybetti. Öte yandan, kentin doğusundaki bir dairenin hedef alındığı saldırıda Filistinli 2 kadın yaşamını yitirdi.

Deyr el-Belah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi çevresinde ise yerinden edilen sivillerin kaldığı bir çadırın İsrail tarafından vurulması sonucu 3 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail'in Nusayrat Mülteci Kampı’ndaki Hüseyniye bölgesinde bir eve düzenlediği saldırıda bir kız çocuğu yaşamını yitirirken, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentindeki Mevasi bölgesinde yerinden edilen sivillerin kaldığı çadırlara İsrail savaş uçağıyla düzenlenen saldırıda, aralarında bir kadın ve çocukların da bulunduğu 11 Filistinli hayatını kaybetti.

Gazze kentinin batısındaki Eş-Şati Mülteci Kampında sivillerin toplandığı bir alana insansız hava aracıyla (İHA) düzenlenen 2 saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 8 Filistinli yaşamını yitirdi.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya en-Nezle kasabasında Ebu Verde ve Sadallah ailelerine ait evleri hedef alan hava saldırısında 15 Filistinli hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Gazze kentinin güneydoğusundaki Ez-Zeytun Mahallesi'nde Yasin ailenin evine düzenlenen hava saldırısında da 7 Filistinli hayatını kaybetti.

İnsani yardım bekleyenlere yönelik saldırılarda da Sudaniyye bölgesinde 2, Refah'ın batısında da 21 olmak üzere toplam 23 kişi öldü, 50'yi aşkın Filistinli de yaralandı.

İsrail askerleri, Batı Şeria'da 5 Filistinliyi yaraladı

Filistin Kızılayından yapılan açıklamaya göre, İsrail askerleri Cenin, Tulkerim ve Ramallah'ta Filistinlilere saldırı gerçekleştirdi.

Cenin'e bağlı Fahme kasabasında Filistinli bir genç İsrail askerleri tarafından feci şekilde darbedildi.

Askerler, Tulkerim Mülteci Kampında 2, Tulkerim'e bağlı Ramin kasabasında da 1 Filistinliyi darbetti.

Ramallah'ın Er-Ram kasabasında ise bir Filistinli askerlerin açtığı ateş sonucu bacağından yaralandı. 5 yaralı da hastaneye kaldırıldı.

Can kaybı 57 bin 882'ye çıktı

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.

İsrail ordusunun Gazze'de 19 Ocak'ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 7 bin 311 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 26 bin 54 kişinin de yaralandığı belirtildi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının ise 57 bin 882'ye, yaralıların sayısının da 138 bin 95'e yükseldiği bildirildi.

Gazze Şeridi'nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.

Gazze'de 27 Mayıs'tan bu yana İsrail-ABD güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" tarafından insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılar sonucu ölenlerin sayısı 809'a, yaralıların sayısı da 5 bin 249'a çıktı.

17 yıl önce İsrail hapishanelerinde doğan Yusuf hayatını kaybetti

Hamas'a bağlı Filistinli Esirler Enformasyon Bürosundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail hapishanelerinde doğan Zek'in İsrail'in İHA ile ailesinin evine düzenlediği saldırıda yaşamını yitirdiği belirtildi.

Açıklamada, "Yusuf 2008 yılında İsrail işgal hapishanelerinde dünyaya geldi. İsmi, onu demir parmaklıklar ardında dünyaya getiren annesi, eski esir ve direnişçi Fatma ez-Zek’in mücadelesiyle özdeşleşti." ifadelerine yer verildi.

İsrail 2007 yılında Fatma ez-Zek’i tedavi amacıyla Gazze Şeridi’nden çıkmaya çalışırken gözaltına aldı. O sırada Yusuf’a hamile olan Fatma, oğlunu İsrail hapishanesinde dünyaya getirdi.

Filistinli Fatma (56) İsrail tarafından gözaltına alındığında hamile olduğunu bilmiyordu. Hamileliğini İsrail hapishanelerinde öğrenen Zek, bebeği Yusuf’u, eşi ve 8 çocuğuyla bu sevinci paylaşamadan, demir parmaklıklar ardında kucağına aldı.

Zek, Yusuf’la birlikte hapiste yaklaşık iki yıl geçirdi. Zek, bu sürede daracık ve yaşama koşullarından yoksun bir hücrede, çocuğunu büyütmeye çalıştı.

Temel ihtiyaçlardan yoksun, sağlıksız bir ortamda anne-oğul hayatta kalma mücadelesi verdi. Yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği ve güvenli bir yaşam alanının olmayışı, süreci daha da zorlaştırdı.

Anne Zek, insan hakları örgütlerinin raporlarına göre, cezaevinden sadece elleri kelepçeli şekilde çıkmasına izin veriliyordu ve ciddi sağlık ihmaliyle karşı karşıyaydı. Yusuf ise sık sık hastalanıyor ancak gerekli tıbbi bakım sağlanmıyordu.

Hamas: Saldırılarda 100'den fazla Filistinli öldü, onlarcası enkaz altında kayıp

Hamas'tan yapılan açıklamada, "Bugün şafaktan bu yana yerleşim alanları ve yerinden edilmiş sivillerin yaşadığı çadırlar hedef alındı. 100'den fazla şehit verildi, onlarcası hala enkaz altında. Bu, işgalci İsrail'in faşist doğasını ve tüm insani ilke ve değerlere karşı sorumsuzluğunu gözler önüne seren günlük bir tablodur." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Gazze kentindeki eş-Şati Mülteci Kampı'na düzenlenen saldırıda büyük bir katliamın yaşandığı, ölen sivillerin çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğu belirtildi.

Gazze'ye yönelik süregelen saldırıların, ABD ve İsrail'in kurduğu sözde "insani yardım kontrol noktaları" çevresinde sistematik bir şekilde sürdüğünü ve bugün bu bölgelerde en az 34 Filistinlinin daha öldürüldüğü vurgulanan açıklamada, bu ölümlerin "Filistin halkını açlıkla ve ablukayla öldürmeyi amaçlayan Amerikan-Siyonist suç ortaklığının" açık bir kanıtı olarak değerlendirildi.

Açıklamada, Arap dünyası ve uluslararası topluma "bu insanlık dışı sistemi durdurmak ve faillerini adalet önüne çıkarmak" için acil bir duruş sergileme çağrısı yapıldı.

İsrail, Gazze'de son 48 saatte 250 noktaya hava saldırısı düzenledi

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ordunun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) ile işbirliği içinde Gazze'ye yönelik saldırıları sürdürdüğü kaydedildi.

Gazze Şeridi'nde son 48 saatte yaklaşık 250 noktaya saldırı düzenlendiğine işaret edilen açıklamada, bubi tuzaklı binaların, silah depolarının, anti-tank füze rampalarının, keskin nişancı mevzilerinin ve tünellerin hedef alındığı öne sürüldü.

Filistinli sivillerin yaşadığı çadırlar da dahil birçok bölgeye şiddetli saldırılarda bulunan İsrail ordusunun Beyt Hanun, Şucaiye ve Zeytun bölgelerinde karadan ve havadan yoğun saldırılar düzenlediği belirtildi.

Beyt Hanun 35'ten fazla hava saldırısına hedef oldu

Gazze Şeridi'ne yaklaşık 22 aydır saldırılarını sürdüren İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Hanun beldesine 35'ten fazla hava saldırısı düzenledi.

Saldırılar, yerleşim alanlarını ve çevresini kapsayan geniş çaplı bir "ateş kuşağı" şeklinde gerçekleştirildi.

Şiddetli patlamalar, bölge genelinde büyük korku ve paniğe yol açarken, Gazze'nin kuzeyinde yaşayan Filistinliler büyük bir tedirginlik içinde.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, onlarca savaş uçağının Beyt Hanun'a yönelik yoğun saldırılar gerçekleştirdiği belirtildi ve hedeflerin Hamas'a ait askeri altyapılar olduğu iddia edildi.

İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "35'ten fazla hedef vuruldu." ifadesini kullanırken, bu hedefler arasında Hamas'a ait altyapıların bulunduğunu öne sürdü.

Adraee, saldırılara ilişkin ayrıntılı bilgi verilmedi.

İsrail ordusunun bölge sakinlerini Gazze Şeridi'nin merkezine göç etmeye zorlaması nedeniyle Beyt Hanun'da neredeyse hiç sivil kalmadığı ve bu nedenle can kaybı yaşanmadığı bildirildi.

İsrail ordusundan, Gazze'deki balıkçılara tehdit

Öte yandan İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, balıkçılara ve bölge sakinlerine denize girmenin yasak olduğu uyarısında bulunarak onları tehdit etti.

Adraee, X hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişine koyduğu kısıtlamalar nedeniyle büyük bir gıda krizinin yaşandığı Gazze Şeridi'nde balıkçıların denize açılmasının yasak olduğunu söyledi.

Bölgedeki deniz alanında sıkı güvenlik önlemleri aldıklarını belirten Adraee, denize açılanların ve girenlerin hayatlarının tehlike altında olacağı tehdidinde bulundu.

İsrail'in Han Yunus'taki mezarlıkları kuşatması nedeniyle morglar defnedilemeyen cesetlerle doldu

Filistinliler, Han Yunus'a bağlı Mevasi bölgesinde barınacak yer bulamadıkları için mezarlıkları mesken tutmuş ve çadırlarını buralara kurmuştu.

Ancak İsrail ordusu 10 Temmuz'da Han Yunus'taki mezarlıklara buldozerlerle girdi ve yakınlarındaki çadırları tahrip etti.

Ordunun, mezarlıkları kuşatması nedeniyle Filistinliler, vefat eden yakınlarını defnedemedi ve Han Yunus'taki Nasır Hastanesi morgu cesetlerle doldu.

Mezarlıklara defin olmazsa, toplu mezarlar gündeme gelebilir

Han Yunus'taki mezarlıklar sorumlusu ve aynı zamanda Nasır Hastanesi morgunda gönüllü olarak çalışan Tafiş Ebu Hatab, "İsrail ordusu şu an Han Yunus'taki mezarlıkları işgal etmiş durumda ve ölülerimizi götürüp oraya defnedemiyoruz. Hastanenin morgu cesetlerle dolu. Bize bu insanları defnedebileceğimiz bir yer gösterin." diyerek feryat etti.

Hastanede her yerin cesetlerle dolu olduğunu söyleyen Ebu Hatab, "50-60 naaş var, aileleri onları nereye defnedeceklerini bilmiyor. Eğer bu durum böyle devam eder ve mezarlara defin yapılamazsa, bu naaşları toplu mezarlara gömmek zorunda kalacağız." dedi.

İsrail ordusunun bu mezarlıklarda ne aradığını kimsenin bilmediğini kaydeden Ebu Hatab, şunları söyledi:

"Savaşın başından bu yana 14 bini aşkın kişiyi defnettim ama bugün hiç bir şey yapamıyorum. Bu mezarlıklara gidecek olan kişi bunu hayatıyla ödüyor."

Hastanenin morgunu AA kameralarına açan Ebu Hatab, hem morgda hem dışarıda çok sayıda ölü olduğunu belirtti.

Filistinlilerin göçü, öldükten sonra da devam ediyor

Yakınlarını kaybeden Filistinlilerden kimi çaresizlik içinde cenazelerinin başında ne yapacaklarını düşünürken kimi de ulaşım sıkıntısına rağmen yakınlarını uzak yerlere defnetmek zorunda kaldı.

17 yaşındaki oğlu Hamza'yı kaybeden Filistinli anne Hiba Bereke, oğlunu Deyr el-Belah'ta defnetme kararı aldı ve göz yaşları içinde oğlunu son yolculuğuna uğurladı.

Sabrin Ebu Hayye ise Şakuş bölgesinde bir okula düzenlenen saldırıda amcasını kaybettiğini, amcasını enkaz altından çıkarmaya giden kuzenlerinin de Beni Süheyla'da uğradıkları saldırıda yaşamlarını yitirdiklerini kaydetti.

Ebu Hayye, kuzenlerinden birini okul yakınlarına defnetmek zorunda kaldıklarını, diğerini de oraya defnedeceklerini söyledi.

Daha önce kızı Rua Kudeyh'i dün de yeğenini kaybeden Filistinli bir başka kadın ise "Şehitlere bile rahat yok." diyerek gençlerin uzak bir yere defnetmeye götürdüğü yeğeni Muhammed Kudeyh'in ardından üzüntüsünü dile getirdi.

Gazze'deki Filistin Vakıflar Bakanlığından dün yapılan açıklamada, İsrail ordusunun 10 Temmuz'da mezarlıkları iş makineleriyle tahrip ettiği ve ölülerin cesetlerini çaldığı belirtilmişti.

Gazze'deki hükümet: Gazze Şeridi'nde 5 yaş altı 650 bin çocuk açlıkla karşı karşıya

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana uyguladığı saldırıların yanı sıra 2 Mart'tan bu yana sınır kapılarını kapatarak yardım girişlerini engellemesinin yol açtığı ağır sonuçlara işaret edildi.

İsrail'in 103 gündür sınır kapılarını tamamen kapatması sonucu bölgedeki kıtlık riskinin arttığı ve yüz binlerce insanın ölüm riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi.

"Uluslararası toplumun utanç verici sessizliğinin ortasında yaklaşık 1,1 milyon çocuk nüfusunun bulunduğu Gazze Şeridi'nde açlığın 5 yaş altı 650 bin çocuğu tehdit ettiği" belirtildi.

Açıklamada, "İşgal güçleri tüm sınır kapılarını, geçişleri kapatıyor; gıda, ilaç ve yakıt girişini engelliyor. Bu, modern zamanların en ağır toplu kuşatma suçlarından biri." ifadeleri yer aldı.

Gazze Şeridi'nde yaşanan kıtlığın her geçen gün daha da kötüleştiğini aktarıldı.

Son üç günde son derece ağır bir insani tabloya tanık olunduğu bölgede gıda ve temel tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor.

İsrail, 2 Mart'tan bu yana Gazze Şeridi'ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce kamyonun geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan geçmesine izin veriliyor.

İsrail, "insani yardım kenti" projesiyle Gazzelileri "hızlı bir şekilde" yerinden etmeyi planlıyor

İsrail basınındaki haberlere göre, "insani yardım kenti" adıyla faaliyet gösterecek kampın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin yıkıntıları üzerinde kurulması planlanıyor.

Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana soykırım sürdüren İsrail'in, Filistinlilerin girebileceği ancak çıkışı yasak olan bu kamp yoluyla Gazze'deki nüfusu yerinden ederek bölgeyi boşaltmak istediği belirtiliyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi'ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor.

Yardım taşıyan yüzlerce tırın Gazze'ye geçişi engellenirken yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan geçişine izin veriliyor.

İsrail, Gazze'deki tüm Filistinlileri toplamak istiyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 7 Temmuz'da, Gazze Şeridi'nin güneyini ateşkes sağlansa bile kontrolünde tutmak istediklerini belirterek Refah'ta Filistinlileri başka ülkelere sürgün amacıyla sözde "insani yardım kenti" kurulması için talimat verdiğini duyurdu.

Katz, bu sözde kente giren Filistinlilerin çıkış yapamayacağını ifade ederek kampın Philadelphi ve Morag koridorlarıyla izole edilen Refah'ta kurulacağını açıkladı.

Filistinlilerin "insani yardım kentine" taramadan geçerek girebileceğini ve ilk etapta 600 bin Filistinlinin alınmasını hedeflediklerini aktaran Katz, Gazze'deki tüm Filistinlileri "uluslararası kuruluşların yönettiği ve İsrail ordusunun güvenliğini sağladığı" bu bölgeye getirmeyi amaçladıklarına işaret etti.

Katz, bu kampa 4 ek "insani yardım merkezi" kurulacağını iddia ederek Hamas ile ateşkes anlaşması sağlansa bile İsrail'in Morag Koridoru'nu elinde tutacağını ileri sürdü.

"Filistinliler için hapishane"

İsrail'in Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, projenin "Filistinliler için hapishane" adıyla tanımlandığı belirterek hakkında bilgiler verildi.

Katz'ın açıklamalarına atıfta bulunan kanal, İsrail'in Hamas ile 60 günlük ateşkes sırasında "insani yardım kentini" inşa edebileceğini aktardı.

Savunma Bakanlığı Genel Müdürü ve eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Amir Baram'ın plana öncülük ettiği ve onu desteklediği kaydedildi.

Kanal, "İsrail ordusu tarafından altyapısının inşa edileceği, büyük bir kamp ve yapı kompleksi içereceği, Gazze'ye gelen yardımın bölgede yoğunlaştırılacağı" bilgisini verdi.

"İnsanlıkla ilgisi yok"

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Dış İlişkiler Direktörü Tamara Alrifai, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İsrail'in söz konusu projesine "insani yardım kenti" adını vermesinin "insanlık ilkesine bir hakaret" olduğunu belirtti.

Alrifai, "Bunun hiçbir insani tarafı yok, bu (sözde) kent insanlıkla hiçbir şekilde bağdaşmıyor." ifadelerini dile getirdi.

Gazze'nin İsrail soykırımı öncesinde "dünyanın en büyük hapishanesi" şeklinde adlandırıldığını hatırlatan Alrifai, planın, "Mısır sınırında Filistinliler için devasa, aşırı kalabalık kampların kurulmasına yol açacağı" uyarısında bulundu.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini ise "insani yardım kenti" adı altında "Gazze'deki Filistinlilerin Refah'a doğru yeniden ve büyük çaplı bir şekilde zorla yerinden edilmesinin planlandığını" ifade etti.

Lazzarini, proje hakkında, "Bu, aynı zamanda Filistinlileri anavatanlarında daha iyi bir gelecek umudundan mahrum bırakacak. Bu denli büyük çapta zorla yerinden edilmeye sessiz kalarak suç ortağı olamayız." diyerek tepki gösterdi.

İsrail, Gazze'deki yardım dağıtım merkezlerinde 27 Mayıs'tan beri 805 Filistinliyi öldürdü

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Gazze'nin güneyi ile orta kesiminde kurulan yardım dağıtım merkezlerinde 27 Mayıs-12 Temmuz tarihleri arasında İsrail güçleri tarafından öldürülen Filistinlilerin sayısına ilişkin bilgi verildi.

Açıklamada, İsrail ordusunun, halk arasında "ölüm tuzakları" olarak anılan bu yardım dağıtım merkezlerine düzenlediği saldırılarda şu ana kadar toplam can kaybının 805'e, yaralı sayısının ise 5 bin 252'ye yükseldiği, 42 kişinin ise halen kayıp olduğu kaydedildi.

Açıklamayla birlikte, bir ABD askerinin, yiyecek almaya gelen kalabalığa ateş açtığı görüntüler de paylaşıldı.

Görüntüyle ilgili olarak, "İsrail ordusu ve ABD güvenlik güçleri, Gazze Şeridi'nde her gün, açlığa mahkum edilen onlarca sivili öldürüyor sonrada kamuoyuna 'yardım' dağıttıkları yalanını söylüyor. Bu, ABD yönetiminin himayesinde ve bir çok ülkenin ortaklığında yürütülen bir soykırımdır." değerlendirmesi yapıldı.

"Ölüm tuzakları"

İsrail, 27 Mayıs'tan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının denetimi dışında, ABD-İsrail güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı"nı devreye sokarak sözde yardım dağıtımı gerçekleştiriyor.

Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmıyor ve Filistinli gruplarca reddediliyor. Hamas, bu sistemi "ölüm tuzakları" olarak nitelendiriyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi'ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce tırın Gazze'ye geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan geçişine izin veriliyor.

Oysa Gazze'nin günlük en az 500 yardım tırına ihtiyacı bulunuyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor.

Uluslararası kamuoyunun ve Uluslararası Adalet Divanı'nın ateşkes çağrılarına rağmen İsrail'in soykırımı aralıksız sürüyor.

İsrail, Batı Şeria genelinde 2 bin 339 konut inşa etmeyi planlıyor

İsrail'in yeni planıyla ilgili olarak Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Toprakları Savunma ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Ulusal Bürosu'ndan yazılı açıklama yapıldı.

İsrail'in, Batı Şeria'nın kuzeyinden güneyine kadar uzanan bir coğrafyada 2 bin 339 konut inşa etmeyi planladığı, bunlardan 1352'sinin Kalkilya, 430'unun Ramallah'ın kuzeydoğusu ile Kudüs'ün kuzeybatısı, 407'sinin Beytüllahim, 150'sinin ise Ramallah'ın batısında inşa edileceği aktarıldı.

Yeni planla, Filistin köyleri arasındaki coğrafi bağlantının koparılması, yerleşim birimlerinin ise birbirine bağlanmasının hedeflendiğine işaret edildi.

Açıklamada, yerleşim birimlerinin genişletilmesi için uğraşan İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilere koruma sağlayan Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın aynı kulvarda yol aldığına dikkat çekildi.

İsrail Kanal 12 Televizyonunun 4 Temmuz'daki haberinde, İsrail'de Binyamin Netanyahu'nun liderlik ettiği hükümet döneminde işgal altındaki Batı Şeria'da kurulan yasa dışı yerleşimlerin sayısında yüzde 40 artış yaşandığı belirtilmişti.

İsrail basınına göre, Doha'da çökmenin eşiğine gelen ateşkes müzakereleri sürüyor

Yerel basına açıklama yapan diplomatik kaynaklar, Katar'ın teklifini İsrail'in kabul ettiğini, Hamas'ın ise reddettiğini öne sürdü.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm çeperinde 1 ila 3,5 km derinlikte işgali sürdürme konusundaki ısrarına karşı Hamas'ın İsrail ordusunun tamamen çekilmesini talep ettiği biliniyor.

İsrailli diplomatik kaynak, basına yaptığı açıklamada, Doha'daki müzakerelerin bugün de sürdüğünü, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in Başbakan Binyamin Netanyahu'yu sürekli bilgilendirdiğini aktardı.

İsrail heyetinin müzakere etmek için gerekli yetkiye sahip olmadığına ilişkin haberlere yanıt veren kaynak, heyetin görüşmeler için gerekli yetkiyi aldığını iddia etti.

İsrailli kaynak, Hamas'ın zorluk çıkardığını ve müzakereleri sabote etmek amacıyla fikir savaşı yürüttüğünü öne sürerken İsrail'in işgali sürdürme ısrarı hakkında bilgi paylaşmadı.

Pazar gününden bu yana, İsrail ve Hamas heyetlerinin Doha'da ayrı binalarda sekiz tur görüşmeye katıldığı, görüşmelerin Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuğunda yürütüldüğü aktarıldı.

İsrailli esir yakınları, ateşkes müzakerelerinin çökme ihtimali nedeniyle kaygılı olduklarını açıkladı

İsrailli esir yakınlarının çatı platformundan yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya tarafını seçme çağrısı yapıldı.

İsrailli esir yakınlarının anlaşma için yürütülen müzakerelerin çökme ihtimaline dikkati çeken haberler nedeniyle kaygılı ve endişeli olduğu kaydedilen açıklamada, "İlerleme sağlanamamasının nedeni, halkın iradesine aykırı olan alakasız siyasi motiflerdir." denilerek aşırı sağcı bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir'e işaret edildi.

Açıklamada, İsrail Başbakanı'na "Bu, Netanyahu için tarihi bir sınavdır. İsrail halkının mı yoksa Smotrich-Ben Gvir'in mi tarafını seçecek." şeklinde seslenildi.

İsrailli esir yakınları, Netanyahu'nun "Gazze'deki 50 İsrailli esir" ile hükümetin varlığını devam ettirmek için Gazze'de kanlı bir batış anlamına gelen "sonsuz savaş" arasında tercih yapması gerektiği kaydedildi.

Tüm anketlerin, halkın ezici bir çoğunluğunun anlaşmaya varılmasını talep ettiğini hatırlatan esir yakınları, halkın "milli, etik ve ahlaki çıkarları siyasi çıkarların önüne koyduğunu, bu nedenle Netanyahu'nun asla affedilmeyeceğini" belirtti.

Gazze'de ateşkes müzakereleri

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkesin sağlanması için gerekli şartları kabul ettiğini açıklamış ve teklif ateşkes görüşmelerine arabuluculuk yapan Katar ve Mısır tarafından Hamas'a sunulmuştu.

Hamas, Gazze'de İsrail ile ateşkes ve esir takası anlaşmasına ilişkin teklife "olumlu yanıtını" arabuluculara ilettiğini, ateşkesin uygulanması için müzakerelere hazır olduğunu duyurmuştu.

Tel Aviv yönetimi, Gazze'de ateşkes için Hamas'ın Katar önerisinde yaptığı değişikliğin kabul edilemez olduğunu savunmuş, buna karşın İsrail heyeti, müzakereler için Katar'ın başkenti Doha'ya gitmişti.

Taraflar, 60 günlük geçici ateşkes, Gazze'deki 10 sağ, 18 ölü İsrailli esirin serbest bırakılması ve kalıcı ateşkes için müzakerelerin yapılmasına ilişkin Doha'da müzakereleri sürdürürken anlaşmazlıkların büyük ölçüde çözüldüğü, fakat İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeperinde işgali sürdürme ısrarının aşılamadığı kaydedilmişti.

Kaynak:AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.