Kuzu: Gelişmiş ülkenin anayasası kısa olur..

Kuzu: Gelişmiş ülkenin anayasası kısa olur..
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, yeni anayasa çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ''Eğer bir ülke gelişmiş ise anayasası...



TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, yeni anayasa çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ''Eğer bir ülke gelişmiş ise anayasası kısa oluyor. Gelişmemişse uzun oluyor'' dedi.

Dil ve Edebiyat Derneği Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Kuzu, AK Parti hakkında açılan kapatma davasını hatırlatarak, ''Onun savunma hazırlıklarını yapıyordum. Onun hazırlığını yaparken, Ekrem Erdem ağabey odama geldi. 'Burhan hocam, Türk Dil Edebiyatı Derneği kuralım' dedi. Ben de, 'Bu parti kesin kapatılacak. Benim de yasaklı listesinde ismim var. Herhalde biz de gidiyoruz. Bana iş bul Ekrem ağabey' dedim. Ancak partimizi 1 oyla kurtardık'' diye konuştu.

Hukuk dilinin çok önemli olduğunu ifade eden Kuzu, ''Çünkü eğer siz hukuk dilini düzgün kullanmazsanız, farklı yorumlarla çok ağır haksızlıklara sebep olabilir. Bu manada elbette kötü niyetli insanlara dil ne yapsın. Misal, 367 rezilliği. Anayasanın sağından okusan yok, solundan okusan yok, ortasından baksan yok, şeytana danışsan yok, cine sorsan yok. Ancak buldu bunu Kanadoğlu, Anayasa Mahkememiz de maalesef uydu. Bu karar Türkiye'nin yüz karasıdır'' ifadelerini kullandı.

-''Bizim anayasamız tepki anayasası''-

Bazı hukukçuların ''acaba anayasayı 400-500 madde mi yapsak?'' dediğini aktaran Kuzu, şunları söyledi:

''Bunu söyleyenlerden biri, Anayasa Mahkemesi Başkanı. Hani öyle olsun istemiyor da... Bu bir sitemdir, bu bir korkudur aslında. Maddeyi yazdıktan sonra, 'bunu bu yorumla yazdık aman farklı yorumlama, aman şeytana uyma gibi açıklamalarla mı yazsak acaba' diye düşünüyor insan. Bu Türkiye'deki sıkıntıyı dile getirmek için söylenen bir söz. Anayasanın uzunluğu, kısalığı konusu dille de alakalı. Çünkü ne kadar uzun yazarsanız, hantal bir metin ortaya çıkar. Bu sefer de Türkçe ne yapsın, bunun içinden çıkamaz. Yani siz kanundaki, tüzükteki hatta genelgede yer alması gereken birtakım ifadeleri anayasaya koyarsanız, o zaman çağın gerisinde kalma şansı çok yüksek demektir. Ve yorumlarla da işin içinden çıkmak kolay olmaz. Bizim anayasamız tepki anayasası olduğu için, tepkiyle yazıldığı için, ister istemez araya birtakım düğümler atılıyor. Evvela özgürlüğü ifade ediyor, hemen onun altına bir ifade yazıyor. 'Ancak' diye başlıyor. Buradan da bir çıkış bulunmazsa, 'ama' diye bir daha başlıyor. Oldu kördüğüm anayasası. Tabii bu bir bakış meselesidir.''

-''Türkçe'si en iyi olan anayasamız 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunudur''-

Birçok ülkenin anayasasını incelediğini, Doğu ülkelerinde madde sayısının arttığını gördüklerini vurgulayan Kuzu, sözlerine şöyle devam etti:

''Bunlardan şu sonuca vardım; eğer bir ülke gelişmiş ise anayasası kısa oluyor. Gelişmemişse uzun oluyor. Şöyle bir kolaylık yok, 'kısa yazalım biz de gelişelim.' Geliştiğin zaman kısa yazıyorsun. Dolayısıyla biz bunu zorlayacağız ama bu zorlama nereye kadar gidebilir, nasıl olabilir, onu bilemiyorum. Bizim anayasalarımızda Türkçe'si en iyi olan anayasamız 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunu'dur. Türkçesi net, çerçevesi gayet güzel çizilmiş. Çerçeve bir anayasa. Kendisinde olması gerekenleri almış, olmaması gerekenleri dışarı atmış. Çok dört dörtlük bir metin. Bu metni CHP, Arapça ve Osmanlıcaya olan karşılığı nedeniyle, Türkçeleştirmek adına bir şeyler yazdı ve anayasayı tepeden aşağıya değiştirdi. 1952'de Menderes, eski metni aynen geri getirdi. Mesela 1960 Anayasasını yazanlar, darbeyi yapanlar, o vahşeti işleyenler, bari anayasayı dokunmayıp da, o anayasadaki eksik olan noktaları telafi etmiş olsalar da, şimdi hem eski bir anayasamız olmuş olurdu, hem de belki bir çok problemi çözme şansı bulurduk. 12 Eylül'ün altında yatar önemli bir gerçekte, maalesef 61 Anayasasının yaklaşımındaki sakatlıklar olmuştur.''

1980 Anayasası'nın dilinin çok kötü olduğunu belirten Kuzu, ''1980 Anayasası, dünyada dil yarışmasına girse, kötü dilde birinci olur. Fransa'da edebiyat dersinde, en iyi Fransızca diline örnek Fransız Anayasası gösterilir. Orada okutulur. 'Şu metni görüyorsunuz, şu metin gibi olsun' denir ve öğrenciler ona uymaya çalışır. Bizimkini götürse, çocuğun Türkçe'si bozulur. Dolayısıyla bu metni yeniden yazmamız lazım'' şeklinde konuştu.

Kuzu, 1980 Anayasası'nın kötü olmasının nedeninin, en son aşamada dil uzmanları tarafından incelenmemesi olduğunu aktardı.

Yeni anayasa için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Kuzu, ''Mutlaka ama mutlaka Türk Dil Kurumu, Dil ve Edebiyat Derneğinin ve diğer sivil toplum örgütlerinin katkısıyla iyi bir anayasa metni çıkmalı. Aksi halde bu tartışmalar bitmiyor. Kötü niyetli olanlara metin ne yapsın, ama hiç olmazsa iyi bir metin olsun ki 'buradan bu çıkmaz' diye ümitlerini kesmiş olsunlar'' dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.