Meslek Örgütlerinin Soyal Yaşamdaki Önemi ve Demokrasilerde Örgütlülük Paneli

Meslek Örgütlerinin Soyal Yaşamdaki Önemi ve Demokrasilerde Örgütlülük Paneli

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: "Bütün dünyada meslek örgütleri muhaliftir, iktidardan bağımsız olarak muhaliftir. İktidar değişir onların muhalif olma kimlikleri değişmez..

- CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: "Bütün dünyada meslek örgütleri muhaliftir, iktidardan bağımsız olarak muhaliftir. İktidar değişir onların muhalif olma kimlikleri değişmez. İktidarın onlara karşı tavrı o ülkenin demokrasisinin ayarını, kıratını, seviyesini, ivmesini gösterir"
- "Bunları biz muhalefet partisi olarak çözemeyiz. Bunları siz çözebilirsiniz. 24 Haziran'da sandığa gidersiniz, bu ülkenin geleceğinden, demokrasisinden, yarınlarından, hukukun üstünlüğünden, parlamenter sistemden yana bir oy kullanırsınız bir bakmışız her şey kökünden hallolmuş"

ADANA (AA) - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Bütün dünyada meslek örgütleri muhaliftir, iktidardan bağımsız olarak muhaliftir. İktidar değişir onların muhalif olma kimlikleri değişmez. İktidarın onlara karşı tavrı o ülkenin demokrasisinin ayarını, kıratını, seviyesini, ivmesini gösterir." dedi.

Özel, Adana Eczacılar Odası tarafından bir otelde düzenlenen Meslek Örgütlerinin Sosyal Yaşamdaki Önemi ve Demokrasilerde Örgütlülük Paneli'nde yaptığı konuşmada, gündemin eczacılık ve eczacılığın geleceği olduğunu, ama bunu Türkiye'nin geleceğinden ve demokrasiyle sınavından, son 16 yılda yaşadıklarından bağımsızlaştırmanın mümkün olmadığını söyledi.

Kendisinin de eczacı olduğunu olduğunu ve mahallesindeki dört eczacının temsilcisi olarak başladığı örgütlenme hayatını, Manisa Eczacılar Odasının genel sekreteri, başkanı Türk Eczacılar Birliğinin genel saymanı, genel sekreteri olarak sürdürürken siyasete geçiş yaptığını hatırlatan Özel, bugün başkanvekiliyse bunu meslek örgütünün demokratik işleyişine bağladığını kaydetti.

Bütün dünyada meslek örgütlerinin yaradılışları ve varoluşsal sebeplerinden dolayı muhalif örgütler olarak kabul edildiğini belirten Özel, şöyle devam etti:

"Muhaliftirler, öyle iktidarın yanı, yandaşı falan olamaz. İktidarın hoşuna giden cümleyi söylemezler. Ama bunun bir ikinci şartı vardır. İktidarın kimde olduğuna bakılmaksızın muhaliftirler. Türkiye'nin son 16 yıllık pratiği maalesef başka vasatı da dayatıyor o da şu; iktidar hep aynı, meslek örgütleri de eğer çizgilerini koruyor, yandaşlaşmadılar, iktidar uygulamalarına karşı bir sivil toplum örgütü refleksi gösterme zorunluluğunu da hissediyorlarsa ve eleştiriyorlarsa, karşı çıkıyorlarsa bu sefer karşındaki gelip seni siyaset yapmakla suçluyor. Bütün dünyada meslek örgütleri muhaliftir, iktidardan bağımsız olarak muhaliftir. İktidar değişir onların muhalif olma kimlikleri değişmez. İktidarın onlara karşı tavrı o ülkenin demokrasisinin ayarını, kıratını, seviyesini, ivmesini gösterir. Eğer iktidar, kendisine muhalefet eden meslek örgütüne karşı 'bunlar siyaset yapıyorlar, bunlar işlerini yapsınlar, bunları susturalım, bunları sindirelim, bunlara tedbirler alalım' diyorsa o ülkede demokratik bir yönetimden ve demokrasinin ileriye gittiğinden, ülkenin demokrasi açısından mesafe kaydettiğinden bahsetmek söz konusu değildir.

16 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi pratiği bize şunu gösterdi; meslek örgütlerine karşı iktidarın iki türlü müdahalesi var. Birincisi en kolayı, bence bayağı da başarılı oldukları bir yöntem yaklaştışlaştırıveriyorlar. Gidiyorlar ele geçiriyorlar veya imkanlar tanıyarak yaklaştırıyorlar orada örgütün geçmişi, kökünün ne kadar derinde olduğu, bedeller ödediği, mücadeleler verdiği, kazanımlar, o kökün ne kadar dipte olduğuna göre bazıları hemen teslim oluyor veriyor, bazıları çok dipte kökleri var direniyorlar, direnmeye de devam ediyorlar. Yandaşlaştıramadığında, o zaman daha komplike bir iş var. Bu sefer onu yalnızlaştırmaya, güçsüzleştirmeye, işlevsizleştirmeye, en ilerisinde itibarsızlaştırmaya ve bugün olduğu gibi şeytanlaştırmaya kadar giden bir mücadele yöntemi var iktidarın. Bugün tam da bunun çeşitli örnekleriyle karşı karşıyayız."

Hükümeti eleştiren Özel, Türkiye'nin düşünceyi açıklama özgürlü açısından 16 yılda 250 yıl geriye gittiğini savundu.

OHAL'e de değinen Özel, "OHAL, bu ülkeye yapılmış en büyük ihanettir. Ülkede OHAL varsa kur, faiz, enflasyon dizginlenemez. OHAL'i kaldırmayıp yönetenler, yoksulluğu yok etmeyip yönetenler, demokrasiyi geliştirmeyip geriletenler bu ülkenin başında olduğu müddetçe bu ülkenin bir adım ileri gitmesi mümkün değildir. Bunları biz muhalefet partisi olarak çözemeyiz. Bunları siz çözebilirsiniz. 24 Haziran'da sandığa gidersiniz, bu ülkenin geleceğinden, demokrasisinden, yarınlarından, hukukun üstünlüğünden, parlamenter sistemden yana bir oy kullanırsınız bir bakmışız her şey kökünden hallolmuş." diye konuştu. 

Türk Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak da meslek örgütlerinin siyasetle uğraştıkları yönündeki eleştirilerine değinerek, yasada kendilerine tanınan bir hakkın olduğunu, kamu adına söz söyleme yetkilerinin bulunduğunu kaydetti.

Ülke ve vatandaşa karşı sorumlulukları olduğunu belirten Çolak, "Sorumluluklarımız varken, bu sorumluluklarımızı da kısıtlayan alanlar ortaya çıkarılıyor. Seçim sistemlerimizi  değiştirerek bir örgütsel zafiyet ortaya çıkması sağlanmak isteniyor. Finansal kaynaklarımız etkisizleştiriliyor. Bir meslek örgütünü örgüt yapan iki unsur vardır. Birisi üyesi, diğeri de kaynağıdır. Siz anayasadan gelen sorumluluğunu ve yetkisini ortadan kaldırırsanız yüzde 50 topal hale getirirsiniz. Bun ikisini de ortadan kaldırırsanız artık yaşam alanlarının tümünü ortadan kaldırmış hale gelirsiniz." diye konuştu.

Adana Eczacılar Odası Genel Sekreteri Mürsel Yalbuzdağ'ın moderatörlüğünü yaptığı, Adana Baro Başkanı Veli Küçük'ün de konuşmacı olarak katıldığı panel daha sonra soru cevapla devam etti.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler