Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Öğretmen annenin 5 yaş çığlığı



Eğitim en hayati mesele. Çocuklarımız ve Türkiye'nin geleceği meselesi.

Tabii olarak tartışılıyor. İki mail aldım bizzat alanda çalışan iki kişiden. Biri okula başlama yaşı ile ilgili, diğeri özel eğitim gören çocuklarla...

Ben, beşikten mezara eğitime inanıyorum. Ama acaba hangi yaş grubunu nasıl bir eğitime tabi tutmak gerekiyor? Bu açıdan 5 yaş için özenli bir değerlendirme yapma gereği var.

5 yaş çocuğu

Mektuplardan biri 5 yaşla ilgili ve bir anne öğretmene ait. Şöyle:

"Benim oğlum bu yıl 5 yaşını dolduracak. Bu yaştaki bir çocuğun 1. sınıfa hiç hazır olmadığını düşünüyorum. 1. sınıf, çocuğun hayatı için atılan bir temeldir. Bu temeli sağlam atmazsak çocuk hayatı boyunca bocalayacaktır. Belki bu tasarıyı hazırlayanların çevresinde 5 yaşında olup da gelişimi süper çocuklar olabilir. Ama bunu Türkiye'ye genellemek çok yanlış olur. Ben bir sınıf öğretmeni olarak meslek tecrübemden yola çıkarak 6 yaşındaki (72 ayını doldurmuş) çocukların bile 1. sınıfta ne kadar zorlandıklarını biliyorum. Kaldı ki 5 yaşındaki çocuk okulun tuvaletini nasıl kullanacak, akşama kadar sırada oturup nasıl harf çalışacak, teneffüse çıkıp büyüklerin arasında ezilmeyecek mi, problemleri nasıl çözecek? Kesinlikle 5 yaş çocuğu (60 ayını doldurmuş) bu olgunluğa sahip değildir. Günümüzde özel kreşlerde harf çalışması yapılıyor. Sanırım özel kreşler yapıyorsa devlet neden yapmasın diye düşünülüyor. Birincisi o çocuklar da yapamıyorum diye çok strese giriyor, ikincisi sadece harf çalışmakla 1. sınıf programını 5 yaş çocuğuna uygulamak aynı şey değildir. Bıraksınlar çocuklarımız 5 yaşında oyun oynasınlar. Sonraki yıllarda zaten başını dersten kaldıramayacak. AK Parti'nin icraatlarını beğenen bir kişi olarak bu yanlıştan hemen vazgeçilmesi için sizin de desteklerinizi bekliyoruz."

BİLSEM öğrencileri

İkinci mail BİLSEM'le ilgili.

BİLSEM, (Bilim ve Sanat Merkezi) MEB tarafından kurulan, üstün zekalı ve yetenekli öğrencilerin MEB tarafından tescillendikten sonra yerleştirildikleri, örgün eğitim haricinde zeka ve yeteneklerine göre eğitim aldıkları bir kuruluş. İlköğretim 1. sınıftan alınan öğrencilerin başta Türkiye'nin geleceğine olmak üzere dünyanın geleceğine hazırlanmak istendiği bir yapı.

Gayet açık ki, her çocuğumuzda var olan potansiyeli en iyi biçimde değerlendirme sorumluluğunun gereği olan bir yapı bu.

Maili yazan okuyucum, "BİLSEM'li çocuklar ile alakalı ciddi problemler var ve maalesef henüz bununla ilgili gerçekçi bir adım atılmadı" diyor öncelikle.

Sonra "Bir öğrencinin BİLSEM'e girebilmesi için en az 135 IQ'ya sahip olması gerektiğini ve bunun MEB tarafından tescillendiğini" belirtiyor.

Ve sonra "Bu çocukların normal örgün eğitim içinde bulunduklarını, SBS, bursluluk vs. gibi sınavlara girmek zorunda olduklarını, ona göre yerleştirmeler yapıldığını" ifade ediyor.

Dikkat çektiği en önemli noktalardan birisi de şu:

"Bu çocukların büyük bölümü maddi imkansızlıklar içerisindedir. Bu da çocukların-velilerin bazı örgütlü grupların etki alanına girmesine yol açmaktadır."

Bence hayati uyarılar.

Türkiye eğitimde doğru adımlar atmalı. Bir tek çocuğunu israf etme lüksü yok. Bunun için AK Parti'ye büyük sorumluluk düşüyor. AK Parti, belki de en hayati misyonunu, eğitimde ortaya koyacak. İnce eleyip sık dokumalı.

Dipnot:

Hilal Kaplan, 28 Şubat 2012 tarihli Yeni Şafak'ta, kendisini "genç kuşağın önemli yazarı, değişim sürecinin güçlü ürün ve temsilcilerinden birisi, zihniyet olarak hâkim dalgayı temsil eden" kişi olarak takdim ve taltif eden Ali Bayramoğlu'nun yazısına iki gün sonra koca bir sütun dolusu dipnot yazmış. Dipnotun konusu bendenizim. Dipnota ne cevap verilir? Canı sağolsun.

 

Ahmet TAŞGETİREN

atasgetiren@bugun.com.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.