Mehmet Yürekli

Mehmet Yürekli

“Ölümü görmeyen hayatı da yaşamamıştır...'

İnsanlığı çağdaş esaretten kurtarmalıyız…

“Biz Müslümanlar, çağımızda, zaman zaman, iyice kararan tabloya bakıp da, ürkmemeli ve umudumuzu yitirmemeliyiz. Umut sofrası ne kadar fakir bir görünüşte olursa olsun, imkânlar mutfağı ve kileri yine de zengindir.…Umudunuz kırılmasın Müslümanlar! Bu topraklar daima pozitife gebedir. Ne kadar menfi tohumlar atılırsa atılsın tevhidin ve İslâm’ın boy verdiği ve öteden beri verimlendirdiği bu toprak, o zakkum tohumlarını çürütecektir eninde sonunda. Batı akını durdurulup yeniden hakkın tohumları ekilmeye başlandığında, kararmış ufukların gümüşten bir fecir gibi yeniden yeniye aydınlandığı görülecektir."
(Sezai Karakoç, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi II, Diriliş Yayınları)

Dünyayı müşrik hainlerden kurtarmak için 28 Şubat’ları iyi anlamalıyız…

Siyonizm İngiliz akılı ile yönettiği kurumlar: BM, AB, NATO, OGSP, UNESKO, DEAŞ, PYD, YTP, PKK… sayesinde Arap baharı, sonbahara döndü… Milyonlarca Müslüman fakir fukara ve garip gureba katledildi, kız çocuklarının, kadınların ırzına geçildi, insanlar evsiz, barksız savunmasız kaldı, çocuklar savaşta doğdu, büyüdü ve şehit oldu…

Havadan, hain haçlı uçaklarıyla, karadan gizli servislerin sapık katilleri DEAŞ, PYD, YTP, PKK.. Müslümanları katletmeye devam ediyor…

Hedefleri; Filistin, Mısır, Libya, Irak, Suriye… ve tüm Müslüman milletleri katledip, yerinden yurdundan, dininden etmek… bu yüzden ilk önce; Cami, kütüphane, nüfus dairesi, okul, hastane, çarşı- pazar, ev bark her şeyi yok etmek…

Ve dahi Fravuni oyunların en büyüğü Müslüman milletlerin umudu Türkiye’nin üzerine kuruluyor… Türkiye’yi içerden ve dışarıdan kıskaca alarak, canıyla ve malıyla terbiye etmektedirler…

Siyonizm, bugün bütün dünyayı madden ve manen işgal ederek, kendi hüküm ve idaresini dünyaya dayatıyor...

Ford der ki: ‘Kuşkusuz Yahudilik dünyanın en örgütlü gücüdür. Bu güç bir devlet kuruyor ve vatandaşları, ister zengin isterse fakir olsun, bu devlete dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, şartsız tam bağlılık gösteriyorlar. Bütün dünya devletleri arasında yayılan bu devletin ismi ‘Yehuda Camiası’ dır. Bu devletin otoritesini dayatmak için kullandığı araçlar, Sermaye, Basın, Servet ve Propaganda dır. Yehuda camiası evrensel otoriteye sahip tek devlettir. Çünkü diğer devletler (1) ancak ulusal yetki kullanabilirler.’

‘Yehuda camiası hükümetler üzerinde hâkimiyet kurar ve diğer milletler arasındaki etnik anlaşmazlıkların devam etmesini içten, var gücüyle destekler…”

Yani, Araplara galip gelen, Yahudiler ve onlarla birlikte hareket eden Yahudileşmiş Hıristiyanlar, İsrail devletini görünce, Yahudilerin Allah’ın seçkin kulları olduklarına kesin inandılar.

Allah akıl-fikir versin, şuna bir bakın! Allah’ın düşmanlarına kurduğu tuzağın nasıl zafer, yeryüzünde hâkimiyet, güç, sayı çokluğu ve güçlü destek kisvesine büründüğüne bakın! Yeryüzü hâkimiyeti, yeryüzünde şerefli bir konum edinmek, büyüklenip bozgunculuk yapmak, yerine gelmesi gereken ilahi bir emirdir. Allah’ın kevni iradesi vahyedilmiş gerçek bir haberdir. Bu gerçek bugün gözlerimizin önünde durmaktadır…

‘...Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur.’(2)

Üstad Sezai Karakoç'un dünyanın metafizik bir pencere olduğunu dile getiren o muhteşem cümlelerini düşünür, ağlar coşarım: ‘İslam uygarlığının temel ilkesi mutlaklık aleminin bu dünya penceresinden görülen manzarasıdır. Bu dünya aslında o dünya metnine bir çıkma, bir dipnottur. Ama zihnimizde ve ruhumuzda bu dipnotu, bu çıkma ana metinden hiç ayrılmaz. Ona öteki dünyanın gölgesini ve iz düşümünü düşürmemiz, onu küçültmez büyütür. Çünkü böylece o mutlaklıktan bir soluk almış olur. Tapınmaların her türlüsü, oruç, namaz bu dünyayı anlam olarak öteki dünyaya çevirir, en azından ona benzeştirir.. Öteki dünyayı anlamayan, gerçekte bu dünyayı da anlamamıştır. Ölümü görmeyen hayatı da yaşamamıştır..'

Yani, konunun özü, özeti İslam ve insandır:

Evet. İslam, insan için kurulmuştur:

İslam; Hak ve hakikat imanı, selâmet ve saadet ilmi, cemiyet, hukuk, iktisat ve ahlak nizamı, san’at düzeni, huzur ve bekâ duygusudur.

İnsan; Hâlıkın yarattığı, kudret eliyle akıl, ilham ve dil ihsan ettiği, Halife-i arz olan, ahsen-i takvîm (en güzel kıyam) sırrına mazhar ve bütün mevcudat emrine müsahhar bulunan varlık… Âlemlerin Rabbi, kudret eliyle İnsan’a en güzel vücut ve şekil vermiştir.

İnsan’ın Hakk ile maddi, manevî irtibatı vardır.

İnsan, zübde-i âlemdir, nüsha-i kübradır, câmi-i kemâlattır….

İslam’ı ve İnsan’ı böyle bilmek, “İslam mefkûresi”,

Bunlara göre tatbik etmek, “İslam hayatı”,

Bunları yaymak, “İslam cihadıdır.”

Bu kutsî cihadın hedefleri şunlardır:

  1. “Oku!” emriyle başlayan İslam, insanlığı cahillikten kurtarmak ister. Böylece Hak ve Hakîkat ilim ve irfanına kavuşturur.
  2. Mazlumu, zalimlerin elinden kurtarmak, âdil bir nizam kurmak ister.
  3. Dünyayı müşrik hainlerden kurtarmak, kâfir ve münafıkları ve sapıkları yola (sırat-ı müstakîme), hidayete çağırır.
  4. Asayiş ve cemiyeti temin etmekte ferdi, cem’iyyeti yetiştirir. İstikbâlin ikbalini gözetir; Hakperest, mutî, hizmet ehli Adam hazırlar.
  5. Hakkı, hukuku tanımak, güzel ahlakı yaşamak ve yaymak, tevhide ermek, salah ve felâha ferdi ve cemiyeti kavuşturmak ister. (3)

“Küreselleşen dünyanın problemleri, temelde, Kur’ân medeniyetine aykırı olmaktan kaynaklanmaktadır. Batı’nın modernitesi, medya, banka, ulaşım ve küreselleşmenin diğer aygıtlarıyla, insanlar üzerinde çağdaş bir esaret kurmaktadır.”(Mustafa Yürekli, Medeniyet ve Modernite)

Fravuni ruhdan, Yezitlerden kurtulmanın tek yolu:

Sağlıklı, bilgili, dürüst çocuklar yetiştiren ailelerin, toplumda huzur, vatanına ve milletine faydalı bir insan olarak yetiştirmek için maddi manevi tüm gücünü kullanmalı...

Ve böylece, zafer Müslüman milletlerin olacaktır!

Bu teminatı bize Âlemlerin Rabbi vermektedir: “Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanmışlarsanız en üstün olan sizlersiniz.” (4)

Yeter ki, bu cesareti gösterebilelim, cesur olalım?

Bu imanlı yeni nesil, gösterecekleri imanî cesaret karşısında bütün Yahudi ruhundan körelecek ve Siyonist kâfirler dize gelecektir.

Evet...

Yeter ki biz, Hüseynî duruşumuzu sürdürebilelim...

Mehmet Yürekli

28.02.2016, Adana

Kaynakça:

  1. el- Yahudiyyü’l-Âlemi, s. 252
  2. Ra’d Suresi, 11
  3. Ömer Kirazoğlu
  4. Al-i İmran, 139

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.