Sait Özdemir: Bütünü Görebilmek

Sait Özdemir: Bütünü Görebilmek

Büyük resme bakabilmek, küçük detaylara takılmadan olayın tamamını kavramaya çalışmaktır.

Sabah çalışma ofisime girdiğimde, karşılaştığım küçük bir olaydan harika bir ders aldım. Kapıyı açınca, kanatlarını açmış, çırpınıp duran bir kelebekle karşılaştım. Dışarı çıkmaya çalışıyor, habire kapalı camlara çarpıp duruyordu. Kelebeğin dışarı çıkmasına yardım etme düşüncesiyle, kapıyı iyice açtım. Ama bu, işe yaramadı. Tam aksine, kapı açılırken çıkardığı sesten ürken kelebek, daha yüksekten uçmaya başladı ve tavana yapışıp kaldı. Bu kez, uzun saplı bir sopa yardımıyla, onu oradan uzaklaştırmaya dürterek dışarı çıkarmaya çalıştım. Gene olmadı…

Kelebek, dışarı çıkması için tek yolun, şeffaf oldukları için dışarıyı gösteren ama gerçekte kapalı olan camlar olduğunu sanıyor olmalıydı.

Yine, dışarı çıkmak için cama çarpıp durmaya başladı. Oysa, birazcık başını aşağı eğse, onun dışarı çıkması için kocaman bir kapının açıldığını görecekti.

Ne var ki, bütünü göremeyip sadece bir noktaya odaklandığı için, kendisini odanın içinde tutsak kalmaya mahkûm etmişti.

Evet sevgili dostlar kelebeğin bu davranışı bize güzel bir ders veriyor aslında. İçinde bulunduğu dar kalıplardan kurtulamayan aciz ve cesaretsiz bir durumu ne kadar da güzel özetliyor değil mi?

Büyük resme bakabilmek, küçük detaylara takılmadan olayın tamamını kavramaya çalışmaktır.

Bir kısmına değil, tamamına bakmak ve görmektir. Her nesne kendi içinde anlamlıdır. Ancak nesneler bir araya geldiğinde ortaya çıkan bütünlük çok daha özeldir.

Hayata baktığımız çerçeve genişledikçe biz de bütün olana o kadar fazla yakınlaşırız..

Çoğumuz çerçevenin dışında neler olup bittiğini merak ederiz ve buna bağlı olarak hayatta seçimlerimizi kendimiz belirleriz ve yaşarız.

Kendi seçimlerimizi yapmazsak başkaları bizim yerimize seçimlerimizi yapar. Kendi seçimlerimizi yaparken hayatımızda gördüğümüz veya şahit olduğumuz birçok olay ve sonuç vardır.

Hayatta çoğu zaman karşılaştığımız problemlerin altındaki neden maalesef bu bütüne bakamamaktan kaynaklanıyor. Renkler ve detaylar aslında bizim görebildiklerimizden çok daha fazla.

Sadece onları saklandıkları yerden bulup çıkarabilmek için baktığımız açıyı biraz daha genişletmemiz gerekiyor.

Bu da ancak o anı görebilmekte ve yaşanan herhangi bir durumun daha büyük bir anlamı olduğunu ayırt edebilmekte saklıdır. Başlangıçta anlamayabiliriz ancak zaman geçtikçe büyük resmin mükemmel düzenini görmeye başlarız.

Özetle, nasıl baktığımız önemli. Pencereye mi bakıyoruz, pencereden mi bakıyoruz?

yazının devamı..

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler