İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Teröre Teslimiyet Çalıştayı,

Teröre Teslimiyet Çalıştayı,

6 Haziran 2014 günü AKP?nin Diyarbakır?da ?Yeni Türkiye?nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı? başladı. Gerçek adı ile Çözülme süreci ve teröre teslimiyet çalıştayı.

Bu çözülme çalıştayına, İktidar adına Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Efkan Ala, Mehdi Eker, ve AKP?nin kurmaylarının, BDP ve HDP de hiçbir temsilcinin olmadığı çalıştaya muhatap olarak,  PKK?nın temsilcisi ve DTK Genel Sekreteri Seydi Fırat?ın yanı sıra yazar, gazeteci, akademisyen, siyasetçiler, akil adamlar, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı açıklandı.

Çalıştay öncesinde birde, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Türkçe, Kürtçe ve Arapça basılan ?Sessiz devrim? adlı kitap davetlilere dağıtılıyor.  2002-2014 yılları arası Akp?nin  sessiz devrimiymiş! Kitabın içeriği de bundan ibaret.

HDP Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı Sır­rı Sü­rey­ya Ön­der, İm­ra­lı he­ye­ti­nin 1 Ha­zi­ra­n?­da Ab­dul­lah Öca­lan ile yap­tı­ğı gö­rüş­me son­ra­sın­da ?Si­ya­si he­yet­ler üze­rin­den gö­rü­şül­me­ye baş­lan­dı­? açık­la­ma­sının ardında başlatılan bu çalıştay, artık Oslo sürecinin tamamlanarak Oslo?da başlayan PKK ile görüşmeler ve yapılan gizli antlaşmaların meşruiyet kazanmasına yönelik bir çalıştayıdır.

6 Haziran 2014 tarihi Türkiye?nin tarihinde yeni bir milattır. Dünya tarihinde beklide ilk defa bir ülke teröristlerle meşru zemin hazırlamak sureti ile masaya oturuyor. Kendi eli ile kendi ülkesinin bölünmesinin yeni yol haritasını ortaya koyuyor. Diyarbakır da Akp iktidarının başlattığı bu,  çözüm süreci (çözülme süreci)  çalıştayı, teröre mağlubiyet ve teslimiyetin göstergesidir.

Bu günlere nasıl geldik? Başbakan Erdoğan?ın Terörist başı ile görüşmeler konusunda sosyal medyada okuya okuya  artık ezberlediğiniz sözlerini tekrar görelim.

Yıl :2010 ?PKK ile görüşmedik görüştüğümüzü söyleyen şerefsizdir.?

Yıl:2011?Terör örgütü PKK ile biz görüşmedik devlet görüştü?

Yıl:2012?PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim, sıkıntısı olan bana söylesin.?

Bu üç farklı sözler ve bunlara benzer birbiri ile çok çelişki sözleri başbakan Erdoğan?ın ağzından zaman içerisinde çok duyduk.

Güneş balçıkla sıvanmıyor, kapalı kapılar arkasında konuşulanlar çevrilen oyunlar hazırlanan planlar er geç gün yüzüne çıkıyor.

Akp iktidarının uzun zamandır terörist başı ile görüştüğü onu muhatap kabul ettiği aşikâr.

Devlet terör örgütü ile ancak tek bir hususta görüşebilir, o da terörü sonlandırmak, silahları teslim etmek ve teslim olmalarını istemektir. Bağımsız ve güçlü devletler asla terör örgütleri ve yandaşları ile masaya oturmaz antlaşma yapmazlar.

Diyarbakır da 6 Haziran itibari ile terör örgütünü resmen muhatap kabul eden Akp iktidarı 30 yıldır ülkenin bölünmez bütünlüğü ve varlığı için mücadele ederken şehit düşen askerlerin, sakat kalan gazilerin boşuna hayatını kaybettiği, boşuna sakatlandığını kabullenmiştir. Yitirilen hayatlar, yarım kalan bedenler karşılığında kazanım yerine yine kaybedilen vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, yani 0+0=  -1

6 Haziran da Türkiye kendisini bir savaş mağlubu gibi görerek masaya oturmuştur.

Çözüm süreci (Çözülme ve bölme) çalıştayın da konuşan Başbakan yardımcısı Beşir Atalay ? Türkiye Cumhuriyeti devletini kendisiyle hesaplaştırdık. Geçmişte yaptıkları ile yüzleştirdik.? Diyor.

Bir yanlışlık yok bu sözleri Abdullah Öcalan değil, terör örgütü başı veya PKK?nın meclisteki temsilcileri değil, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakan yardımcısı söylüyor.

Beşir Efendi, Türkiye Cumhuriyeti devleti, kuruluş aşamasında kendisine ihanet eden İngilizlerle, Ruslarla işbirliği yapanların soyundan olanların hepsini aynı kefeye koymadan, yeni kurulan devletin toprakları içerisinde eşit ve özgürce yaşamasına izin vermesini mi? hata olarak görüyorsunuz?

Şayet öyle düşünüyorsanız bende size katılıyorum. O zaman hata yapılmış, asimile edilmemekle, sınır dışı edilmemekle.

Mehdi Eker?in ise; ?Kürt sorununu çözerken bir Türk sorunu yaratılmamasına gayret gösterilmesi de gerekmektedir? sözleri ile ?Türklerin kan vererek, can vererek kurdukları vatanlarını bölerken onları artık daha fazla üzmeyelim mi demek istiyor? Yoksa;

Türklerin ve Kürtlerin Türkiye?de iki ayrı millet olduğunu mu?

Türklerin meseleyi yumuşatarak kabullendirilmesi ve bölünmeye razı edilmesini mi?

İleride Türklerin PKK tarzı bir yapılanma ile ayaklanmasının şimdiden tedbirlerinin alınması gibi daha birçok sindirme ve kabullendirme politikalarının yürütülmesi ima etmeye çalışıyor. Çünkü Eker, yapı itibari ile hem nalına hem mıhına vuran bir kişiliğe sahip birisidir.

Bütün bunlar olurken PKK yol kesiyor, kimlik kontrolü yapıyor, ceza ve vergi adı altında haraç topluyor.

Çözüm (Çözülme) süreci ile silahlar susacak,  PKK sınır dışına çıkacaktı. Kısmen de olsa silahlar sustu fakat sınır dışına göstermelik bir çekilme yapıldı. Eylemler küçük çaplarda metropollere kaydırıldı. Türkiye?nin artık her yeri Kandil, şimdilerde ise, dağdakilerin sözüm ona indirilmesi hayata ve siyasete katılması için çalışmalar yapılırken, çocuklar dağa çıkarılıyor.

Bütün bunların dış güçlerin desteği ile Türkiye deki çözüm (çözülme) sürecini baltalamak için bir grup PKK?lının provokasyon eylemleri olduğu ileri sürülüyor.

Doğruluk payı olması ihtimalini göz ardı edemesek de bunların aslında PKK?nın ve meclisteki temsilcilerinin iktidara gözdağından başka bir şey değildir.

Artık düğmeye basılmış yolun sonuna gelinmiştir. Hala bütün bunları görmezden gelenler ve bu ihanete göz yumanlar unutmamalı ki, Bu ülkeyi canı ve kanı ile kuran Cumhuriyet kahramanlarının evlatları bu ihanet karşısında susmayacak ve mücadele edeceklerdir.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

08.06.2014/adanapost.com

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi