Tuna: Ayıp değil mi Kılıçdaroğlu?

Tuna: Ayıp değil mi Kılıçdaroğlu?

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Salih Tuna, bugünkü köşe yazısında "Ayıp değil mi Kılıçdaroğlu?" diye soruyor.İŞTE SALİH TUNA'NIN YAZISI:Ayıp değil...

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Salih Tuna, bugünkü köşe yazısında "Ayıp değil mi Kılıçdaroğlu?" diye soruyor.

İŞTE SALİH TUNA'NIN YAZISI:

Ayıp değil mi Kılıçdaroğlu?

Efendi insan Kılıçdaroğlu "hiç durmuyor"; her geçen gün nevi şahsına münhasır özelliklerinden birini daha sergiliyor!

Gerçekten de hızına yetişmek mümkün değil.

Öyle ki, biz daha bir özelliğinin tadını çıkarmadan, yeni bir özelliğiyle müşerref oluyoruz!

Geçen gün "Fazıl Say Türkiye'dir" buyurmuş!

İyi de, Türkiye'nin bundan haberi yok! Ne olacak şimdi?

Besbelli ki, "Sartre Fransa'dır" sözüne heves etmişsin, bari bir bak neden böyle söylenmiş?

Dahası, Sartre ne yapmış da De Gaulle marifeti bu söze mazhar olmuş?

Her şeyden evvel senin şu Fazıl Say'ın Wagner kadar büyük bir müzisyen de olsa nihayetinde faşisttir. (Madem "evet" propagandasının "faşizme" dönüştüğünü söyleyecek kadar geniş bir faşizm algısı var; bu algı içinde mutlaka kendisine de bir yer vardır.)

Demem o ki; yeni yetme hevesiyle ona buna özenerek şavullamak olmaz!

Birkaç gün evvel de, 91'de tankın üzerine çıkan Yeltsin'e özenmiş, "Darbe yapmak isteyen tankların üzerine önce ben çıkarım..." demişti.

Ardından da hemen ilave etmişti: "Çünkü artık darbe olmaz..."

Dolayısıyla, "Sincan'da tanklar yürürken neredeydin?" diye kimsecikler soramaz.

Çünkü olmayan darbenin tankları üzerine çıkacak!

Olur mu olur!

Zira buna benzer bir şeyler başarmıştı.

Mesela, Dersim'de "genel af" vaat ettikten sonra çark etmiş; sadece suçsuzları kapsayacak şekilde "genel af" çıkarmaktan bahsetmişti.

Haklıydı.

"Hayır" propaganda otobüslerinde, Habur'dan giriş görüntüleri eşliğinde "demokratik açılımı" töhmet altında bırakmaya çalışan bir parti liderinin "genel affı" da ancak bu kadar olabilirdi?

Tankların üzerine çıkacakmış!

Boş ver sen tankları. Tankların gölgesinde yapılan 12 Eylül anayasasına karşı dur yeter.

Hadi duramıyorsun bari duranlara bühtan etme.

Sezen Aksu veya Orhan Gencebay gibi "evet" oyu vereceğini belirten sanatçılara cunta taraftarı demeye getirerek saygısızlık etme!

Şayet Önder Sav'ların ağır baskısı altında olmak muvazenene bu kadar zarar veriyorsa yol yakınken dön daha iyi. Hayır yani, her şeyin başı sağlık değil mi?

"12 Eylül'de Evren'in yapamadığı anayasa değişikliklerini bu hükümet yürürlüğe koymak istiyor..." ne demek?

Anayasal düzeni tank marifetiyle yıkan, yaşı tutmayanın yaşını büyüterek darağacında sallandıran, bir sağdan bir soldan asarak adaleti sağladığına inanan ve bütün "çekincelerini" geçici 15'inci maddeyle garanti altına alan bir adam kimden çekinmiş peki?

Böyle tuhaf yalanlar yakışıyor mu Kemal'im?

Anayasa değişiklikleri "baskı" demekmiş de, Sezen Aksu falan tehlikenin farkında değilmiş ha?!

Anayasada yapılan 26 değişikliğin 24'üne itirazın olmadığını bizzat sen söylemedin mi?

Geriye ne kaldı peki?

Anayasa Mahkemesi ve HSYK değil mi? (Mahcup olmayasın diye de her lafına bakmıyoruz! Bir baksak var ya, bu değişikliklere de itirazın olmadığını şappadak söyleriz. "Dokunulmazlıklar kaldırılırsa ben de 'evet' derim..." şeklindeki ifaden bunun itirafıdır çünkü.)

Yapısının değişmemesi için yırtındığın Anayasa Mahkemesi, yapısını değiştiren "anayasa değişikliği paketine" esastan girdiği halde itiraz etmedi.

Buna ne diyeceksin peki?

Anayasa Mahkemesi'nin değerli üyeleri de, Sezen Aksu ve Orhan Gencebay gibi "tehlikenin farkında değil mi?" yoksa?

Ayıp ediyorsun Kemal'im!

Anayasa Mahkemesi'nin demokratikleştirmesini "baskı" addederek, referandumda "evet" oyu vereceğini ilan eden sanatçıları hıyanet ve dalalet içinde göstermeye çalışmak gerçekten ayıp!

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler