İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Üç günde iki güvenlik zafiyeti,

Ben geliyorum diyen IŞİD tehlikesi, teröristlerin elini kolunu sallayarak Musul?daki konsolosluğumuzu işgal ederek orada bulunan kişileri rehin alması bir güvenlik zafiyetimi? Bir aymazlık mı?

Daha üç gün önce Diyarbakır?da 2.Hava Kuvvet Komutanlığının duvarından atlamak sureti ile bayrağımızın indirilmesinin yankıları devam ederken, bu sefer Türkiye komşudan gelen Musul Konsolosluğumuzun basılarak içerdekilerin rehin alınması haberi ile Türkiye sarsıldı.

Türkiye?nin üç gün ara ile yaşadığı bu olaylar, içeride ve dışarıdaki güvenlik zafiyetinin ne boyuta geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Her geçen gün gücüne güç katan Irakta birçok önemli kenti ve petrol kuyularını kontrolünde tutan IŞİD?in hedefi, üç ülkenin toprakları üzerinde bir Sünni Arap devleti kurmak.

IŞİD ideolojisi ve stratejisi ile bölgede en büyük tehdit unsuru olan bir örgüt. PKK ve El Kaide?den hem daha tehlikeli, hem de bölgesel desteği olan bir örgüt.

IŞİD?in Musul?u hiçbir direnç görmeden işgal ederek ele geçirmesinin aslında Musul?da yaşanacak olayların bir habersi olduğunu idrak etmemek mümkün değildi.

Konsolosluğumuzun işgalinden 15 saat önce TBMM genel kurulunda MHP Iğdır milletvekili Sinan Ogan, IŞİD?in Musul konsolosluğunun etrafında dolaştığını söylemesine, Ak Partili vekiller tepki gösterirken, AKP Ordu milletvekili (!) İhsan Şener?in ?Atma, delilin var mı?? diye alaycı bir tutum sergilemesi ülkeyi kimlere teslim ettiğimizin ifadesi.

Ülkenin ve milletin güvenliği söz konusu olduğunda da sen ben davasını bırakıp iktidarı ile muhalefeti bilgi paylaşımını değerlendirmiyor, birlik, beraberlik gösteremiyorsa vay halimize.

Muhalefet milletvekilinin bilgisi olan bir tehlikeden iktidarın bilgisi olmaması(!) yada umursamaması da ayrıca dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür.

IŞİD tehlikesine karşı uyarısında haklı çıkan MHP?li Sinan Ogan?ın son iddiası ?Silahlarınızı IŞİD'e teslim edin. Konsolosluk kapılarını açın. IŞİD'e teslim olun? talimatının Ankara'dan gittiği, bu nedenle konsolosluğu korumakla görevli özel harekâtçıların direniş göstermediği.  Oradaki özel harekât güçlerinin hiçbir direniş göstermemesi bu iddiayı doğrular nitelikte.

Ülkelerin konsolosluklarının bulundukları alanlar o ülkenin/devletin topraklarıdır. Bu nedenle Konsolosluğumuza karşı yapılan bu eylem Türkiye Cumhuriyeti Devletine yapılmış bir saldırı bir işgaldir. Ayrıca bu uluslar arası hukuk?a göre savaş nedenidir.

Radikal İslamcı Sünni bir örgüt olan IŞİD?in bu eylemi karşısında Türkiye?nin serinkanlı tutumu. Olayın hemen akabinde irtibata geçilmek suretiyle müzakerelerin başlandığı ve rehinelerin serbest bırakılmasının yakın olduğu haberinin iç işleri ve dış işleri bakanları tarafından ifade edilmesi,  bende bir takım sorular uyandırsa da, detayına girmek istemiyorum ola ki bir zanna maruz kalmayalım.

Türkiye komşularından önce Irak ardından Suriye?de rejimlerin yıkılmasında emperyalist ülkelerle yaptığı işbirliği; Saddam gitsin kim gelirse gelsin mantığı, Irak?ın parçalanmasına, Suriye?de, Esat?a karşı muhaliflerin yanında yer almakla Suriye?deki parçalanma yardımcı olmuş bunun neticesinde bugün Irak?ta komşumuz IŞİD, Suriye de ise,  El-Kaide ile PYD olmuştur.

Dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlu bir konuşmasında ? Türkiye Orta doğuda belirleyici ve yönlendirici rolü olan bir ülke olacaktır. Artık Türkiye den habersiz orta doğuda bir şekillenme gerçekleşmeyecektir.? Demişti.

Orta doğu şekilleniyor, Davutoğlu?na göre Türkiye?nin rolü olduğu bu şekillenmede, Yeni komşularımız terör örgütleri. Bir bakıma Türkiye bu terör örgütlerini tanıyor ve muhatap kabul ediyor. Tıpkı İmralı müzakeresi ile PKK?yı muhatap aldığı gibi.

Sonumuz hayrolsun diyeceğim fakat, görünen köy yakındır.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

13.06.2014/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.