Ulusa Sesleniş'te medyaya 'Uludere' uyarısı

Ulusa Sesleniş'te medyaya 'Uludere' uyarısı
Başbakan Erdoğan, aylık Ulusa Sesleniş programında Türkiye'nin gündemindeki konulara değinirken Uludere olayına yönelik muhalefet ve medya ağır ithamlarda...



Başbakan Erdoğan, aylık Ulusa Sesleniş programında Türkiye'nin gündemindeki konulara değinirken Uludere olayına yönelik muhalefet ve medya ağır ithamlarda bulundu.



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son aylarda, Uludere'de meydana gelen olay üzerinden güvenlik güçlerinin yanı sıra kurumların ve hükümetin hedef alındığını belirterek, ''Aslında, Uludere istismarı üzerinden, acının istismarı üzerinden, kardeşliğimiz hedef alınmak isteniyor'' dedi.

Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sözlerine mayıs ayı içinde şehit olan güvenlik görevlilerini rahmetle anarak başlayan Erdoğan, Türkiye'nin son 30 yıl boyunca terörle mücadele ettiğini ifade etti.

Terörün, güvenlik güçlerinin ve vatandaşların canına kastetmekle kalmayıp, Türkiye ekonomisine de ağır faturalar yüklediğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Sizler, geride bıraktığımız her seçimde, bize en büyük desteği vererek, bizden bu sorunu da çözmemizi istediniz. Biz de sizlerden, aziz milletimizden aldığımız güç ve destekle, sizlerin hayır dualarıyla, bu sorunu minimize etmek; akan kanı durdurmak, annelerin, babaların gözyaşını dindirmek için gerçekten samimi bir çaba içinde olduk. Ancak şunu hepinizin bilmesini istiyorum. Terör, kökü sadece bizim topraklarımızda olan bir mesele değil. Terör, yurt içinden aldığı destekten daha fazlasını, maalesef yurt dışından, Türkiye'ye hasım çevre ve odaklardan alıyor. Terör örgütü, sadece canlara kastetmekle kalmıyor, taşeron bir örgüt olarak, Türkiye düşmanlarının karanlık emellerine de aracılık ediyor; onlara hizmetkarlık, uşaklık yapıyor.''

-''Kardeşlik hukukumuzun zedelenmesine, asla ve asla fırsat tanımamalıyız''-

Başbakan Erdoğan, on yıllardır kandan, acıdan, anaların gözyaşından beslenen; on yıllardır silah ticaretinden ve kaostan beslenen çevrelerin, terörün durmaması, dinmemesi için, şu anda da var güçleriyle direndiğini; teröre var güçleriyle destek verdiğini kaydetti.

''Terör, kimi zaman mermi olup, havan topu olup, canlı bomba olup aramıza sızmaya çalışırken, kimi zaman da fitne olup, nifak olup, fesat olup kardeşliğimizi bozmayı, kardeşlik bağlarımızı zayıflatmayı hedefliyor'' diyen Erdoğan, bugün, her zamankinden çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç olduğunu söyledi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bugün, kardeşlik hukukunu daha da yüceltmek; daha bir muhabbetle, samimiyetle kucaklaşmak durumundayız. Kardeşlik hukukumuzun zedelenmesine, asla ve asla fırsat tanımamalıyız. Son aylarda, Uludere'de meydana gelen acı hadise üzerinden, güvenlik güçlerimiz, kurumlarımız, hükümetimiz topyekun hedef alınıyor. Sadece bunlar değil, aslında, Uludere istismarı üzerinden, acının istismarı üzerinden, kardeşliğimiz hedef alınmak isteniyor. Muhalefet, bu meselede de maalesef sorumlu bir tavır sergilemiyor. Maalesef, kimi medya kuruluşları, terör gibi son derece önemli, milli ve hayati bir meselede dahi, milletin yanında yer almıyor, alamıyor.

Bu ülkenin kurumlarına, bu ülkenin siyasetçilerine, bu ülkenin idarecilerine inanmayanlar, gidiyor, yabancı ülkelerin kasıtlı yayınlarına inanıp, Türkiye'de istismar siyasetini doruk noktalara çıkarabiliyor. Şundan emin olunuz sevgili vatandaşlarım. Devlet, Uludere hadisesi sonrasında, üzerine düşeni yapmıştır ve yapacaktır. Hükümetimiz, bu acı hadise sonrasında ve bugün, gerekeni yapmıştır ve yapacaktır. Yargı, aynı şekilde, meselenin peşini bırakmayacak, meseleyi tüm boyutlarıyla aydınlatacaktır.''

-Psikolojik operasyonlar...-

Terörle mücadeleyi başarıyla sonuçlandırmakta kararlı olduklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu millet, Allah'ın izniyle, bir olarak, beraber olarak, iri ve diri olarak yoluna devam edecek; istismarcıların, terör baronlarının, gençlerin kanından beslenen siyasetçilerin, Türkiye düşmanlarının maskesi, Allah'ın izniyle yine yere düşecektir. Hiçbir kardeşimiz ümitsiz olmasın. Kimse yeis içinde olmasın. Biz, başladığımız işi bitirecek; Allah'ın izniyle, sizlerin duasıyla, bu meseleyi kardeşlik hukuku içinde çözüme kavuşturacağız.

Eğer bundan vazgeçersek, biliyoruz ki Türkiye kaybeder. Hain senaryolara, hain provokasyonlara kanacak olursak, biliyoruz ki millet kaybeder. Bu nedenledir ki bizler, bu hainlere, bu hainlerin psikolojik operasyonlarına, istismarlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Kardeşlik hukuku içinde bu meseleyi de çözüme kavuşturarak, yolumuza devam edeceğiz.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Dün, kendi iç ekonomik ve siyasal krizlerinin pençesinde kıvranan bir Türkiye vardı. Bugün, küresel ve bölgesel sorunlarla mücadele eden bir Türkiye var. Dün, yarınını göremeyen, ileriye dönük hiçbir plan yapamayan, proje üretemeyen bir Türkiye vardı. Bugün, bırakınız yıllık ve 5 yıllık plan dönemlerini, 11 yıl sonrasının, çeyrek yüzyıl sonrasının planlarını yapan ve bunları gerçekleştirme yönünde kararlılıkla ilerleyen vizyon sahibi bir Türkiye var'' dedi.

Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mayıs ayında katıldığı açılış törenlerini anlatan Erdoğan, 5 Mayıs'ta Adana'da, kamunun ve özel sektörün toplam yatırım tutarı 442 milyon lirayı aşan 77 ayrı yatırım ve hizmetin toplu açılışını yaptığını hatırlattı. 12 Mayıs'ta da Rize'de toplam yatırım tutarı 425 milyon lira olan 1944 ayrı yatırım ve eseri, üç yıl gibi kısa bir sürede tamamlayarak, hizmete sunduklarını vurguladı.

- ''Ovit, Türkiye'nin en uzun, dünyanın da üçüncü en uzun tüneli olacak'' -

13 Mayıs'ta yine Rize'de 14 bin 700 metrelik Ovit Tüneli'nin temelini attığını anlatan Erdoğan, Ovit Tüneli geçişinin bütün Karadeniz'i, Kuzey Kafkasya'yı Doğu ve Güney Doğu Anadolu'ya, oradan Orta Asya ve İran'a bağlayacak önemli bir ulaşım güzergahının en kritik geçişini oluşturduğuna dikkati çekti. Erdoğan, bu ulaşım güzergahının, bölgenin potansiyelini her alanda harekete geçirecek, stratejik bir proje olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Bu güzergah, Karadeniz'i Erzurum'a bağlayan diğer alternatif yollara göre oldukça kısa olmasına rağmen, Ovit Dağı geçidinin yılın büyük bölümünde kar yağışı ve çığ tehlikesi sebebiyle kapalı kalmasından dolayı etkin şekilde kullanılamıyordu. Bu ay içinde temelini attığımız Ovit Tüneli tamamlandığında İkizdere-İspir yolu artık, inşallah yılın 12 ayında, 365 gün açık kalacak. Tabii, buna bağlı olarak İspir-Erzurum arasındaki güzergahı 30 kilometre kısaltacak olan 7 bin 200 metrelik Kırık Tüneli'ni de kısa sürede inşa etmemiz gerekiyor. Bütün bunları tamamladığımızda Karadeniz limanlarından Doğu ve Güneydoğu yönüne, o bölgelerden de Karadeniz limanlarına giden, güvenli ve hızlı bir transit geçiş yoluna kavuşmuş olacağız.''

Ovit Tüneli sayesinde elde edilecek zaman ve enerji tasarrufuyla projenin maliyetinin kısa zamanda karşılanacağını söyleyen Erdoğan, yaklaşık 3,5 yılda tamamlanması hedeflenen bağlantı yollarıyla birlikte 17 kilometreyi geçen bu projenin maliyetinin, 800 milyon lirayı bulacağını ifade etti. Erdoğan, ''Ovit, Türkiye'nin en uzun, dünyanın da üçüncü en uzun tüneli olacak. Bu tünelin, ülkemizin mühendislik ve müteahhitlik gücünü dünyaya bir kez daha gösterecek, önemli bir eser olacağına inanıyorum'' dedi.

-''Türkiye, 2023 hedeflerine doğru, adım adım ilerliyor''-

19 Mayıs'ta yapılan Gençlik Şurası sırasında da, Türkiye'nin değişik illerinde yer alan, toplam yatırım tutarı 905 milyon lira olan 62 hizmet ve eserin temelini attığını kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, 2023 hedeflerine doğru, adım adım ilerliyor. Bugüne kadar 81 vilayetimizin, 75 milyon vatandaşımızın her birine, 780 bin kilometrekare toprağımızın her karışına, daha önceki dönemlerde yapılanların tamamından katbekat fazla hizmet götürdük, götürmeye devam ediyoruz. İcraatlarımız sayesinde, Türkiye'yi, bölgesinin ve dünyanın, sözü dinlenir, onurlu, saygın bir devleti haline getirdik; vatandaşlarımızın dünyanın her yerinde başının dik olmasını sağladık'' diye konuştu.

-''Vizyon sahibi bir Türkiye var''-

Türkiye'nin geçmişle mukayese edilemeyecek ölçüde gelişip, büyüdüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, şunları şöyledi:''Dün, kendi iç ekonomik ve siyasal krizlerinin pençesinde kıvranan bir Türkiye vardı. Bugün, küresel ve bölgesel sorunlarla mücadele eden bir Türkiye var. Dün, yarınını göremeyen, ileriye dönük hiçbir plan yapamayan, proje üretemeyen bir Türkiye vardı. Bugün, bırakınız yıllık ve 5 yıllık plan dönemlerini, 11 yıl sonrasının, çeyrek yüzyıl sonrasının planlarını yapan ve bunları gerçekleştirme yönünde kararlılıkla ilerleyen vizyon sahibi bir Türkiye var. Dün, uluslararası kuruluşlar karşısında ricacı durumunda, mihnet altında bir Türkiye vardı.Bugün, uluslararası alanda kendi şartlarını ortaya koyan, muhataplarıyla bu şekilde masaya oturan güçlü bir Türkiye var. Ülkemizin ve milletimizin bugünü dünden daha iyi olduğu gibi, inşallah yarınlarımız da bugünden daha iyi olacak.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle Türkiye'ye uluslararası yatırım çekme konusunda önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, ''Bizim hükümetlerimize kadar, bazı istisnalar dışında, Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırım miktarı 1 milyar doları aşamadı. 2011 yılında, Türkiye'ye 16 milyar dolar tutarında uluslararası yatırım yapıldı'' dedi.

Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mayıs ayında, dış politikadaki temaslarını ve dış ziyaretlerini anlatan Erdoğan, 2 Mayıs'ta, Irak Meclis Başkanı Usame Nüceyfi, 17 Mayıs'ta ise Irak'ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşerek Türkiye-Irak arasındaki meseleleri ele aldıklarını bildirdi.

IMF Başkanı Lagarde ve AB Komiseri Füle ile yaptığı görüşmelerde ise Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik krizin masaya yatırıldığını ifade eden Erdoğan, mayıs ayında Slovenya, İtalya, Bulgaristan, Pakistan ve Kazakistan'a yaptığı ziyaretlerde ele alınan konuları anlattı.

-''9 yılda, 110,5 milyar dolar doğrudan yatırımı Türkiye'ye kazandırdık''-

Yurt dışında yaptığı bütün ziyaretlerde, muhataplarına, ''Türkiye'nin küresel yatırımlar için dünyanın en güvenli yatırım limanı, en cazip yatırım merkezi'' olduğunu anlatıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Biliyorsunuz, Türkiye bizim hükümetimizle birlikte gündemi belirlenen bir ülke olmaktan çıktı, gündem belirleyen bir ülke haline geldi. Dış politikada attığımız adımlar, Türkiye'nin dünyadaki ağırlığını, itibarını arttırdığı gibi ekonomimizi de büyüttü. 1954 yılından itibaren görev yapan tüm hükümetler, küresel yatırım çekebilmek, küresel yatırımcıyı cezbetmek için çalışmalar yaptı. Ancak bizim hükümetlerimize kadar, bazı istisnalar dışında, Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırım miktarı 1 milyar doları aşamadı. Biz, 2007 yılında 22 milyar dolarla bu noktada gerçekten tarihi bir seviye yakaladık. 2008 ve sonrasında, küresel ekonomik kriz nedeniyle tüm dünyada uluslararası yatırımlarda önemli miktarda azalma oldu. Ancak Türkiye 2008 yılında 18,5 milyar dolar; 2009 yılında 8,4 milyar dolar, 2010 yılında 9 milyar dolar yatırım çekti. Geçtiğimiz yıl yani 2011 yılında Türkiye'ye 16 milyar dolar tutarında uluslararası yatırım yapıldı. Uluslararası kuruluşların tahmini, dikkat ediniz, yüzde 18,5 artıştı. Biz ise yüzde 76 oranında bir artış kaydettik. 2003'ten 2011 sonuna kadar, 9 yılda, toplamda 110,5 milyar dolar doğrudan yatırımı, Türkiye'ye kazandırdık.''

-''Tedbiri, disiplini asla elden bırakmıyoruz''-

Dünya genelinde ve özellikle AB'de yaşanan ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, ''Avrupa'da, şu anda 2. Dünya Savaşı'nın maliyetinden daha büyük bir maliyet ortaya çıkıyor. Avrupa'da bütçe açıkları artıyor, finans sektörünü ayağa kaldırabilmek için büyük maliyetli operasyonlar yapılıyor. Avrupa'da şu ana kadar krizin köküne inip yapısal anlamda uygun adımların, köklü adımların henüz atılamadığı da açıkça ortada. Seçim süreçlerinin, bunun getirdiği popülist politikaların, durumu daha da derinleştirdiğini, krizin boyutunu daha da genişlettiğini görüyoruz. ABD'de, Japonya'da kriz ağır seyretmeye devam ediyor. Türkiye ise daha önce söylemiş olduğumuz üzere, çok şükür krizin teğet geçtiği bir ülke olmasıyla dikkati çekiyor'' diye konuştu.

Türkiye'nin krizden etkilenmemiş olması sebebiyle ''rehavet'' içinde olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Biz tedbiri, disiplini asla elden bırakmıyoruz. Avrupa'daki krizin Türkiye üzerindeki etkisini minimum seviyede tutmak için tedbirleri kararlılıkla uyguluyoruz. Türkiye'de toplam yatırımlar, kamu artı özel sektör, 2002 yılında 74 milyar lira seviyesindeydi. 2008 yılında biz bu rakamı 189 milyar liraya çıkardık. 2009'da krizin etkisiyle 161 milyar liraya geriledik. Ancak 2011'de, güvenin etkisiyle toplam yatırım miktarı rekor bir seviyeye yani 283 milyar liraya çıktı. 2002'de, 36 milyon metrekare için inşaat ruhsatı verilmişti, 2011'de bu 124 milyon metrekare için inşaat ruhsatına çıktı. Önemli bir refah göstergesi olarak, 2002'de 91 bin otomobil satılmışken, 2011'de tüm zamanların rekorunu kırdık, 594 bin otomobil satıldı.''

-''2013 Nisanı'nda IMF'yle borç ilişkisi bitiyor''-

İşsizlikle mücadele konusunda da başarılı bir seyir izlendiğini ifade eden Erdoğan, küresel krize rağmen 2011'in yüzde 9,8 işsizlik oranıyla kapatıldığını ve işsizliğin son yılların en iyi oranına çekildiğini söyledi.

Kamu net borç stoku konusunda, dünyada takdirle izlenen bir performans sergilediklerini belirten Erdoğan, 2002'de gayri safi milli hasılanın yüzde 61,5'inin borç olduğunu, bugün bu oranın yüzde 22,4'e kadar gerilediğini kaydetti.

Yurt içi kredilerde de rekor seviyede olunduğuna işaret eden Erdoğan, 2002'de 22 milyar lira ticari kredi kullanıldığını, şu anda ise bu miktarın 360 milyar lira olduğunu bildirdi.

Erdoğan, 2013 yılı Nisan ayında IMF ile olan borç ilişkisini bitireceklerini dile getirerek, ''Biz, Hükümet olarak, Türkiye'nin meselelerini birbirinden bağımsız, birbiriyle alakasız meseleler olarak görmedik, bütün meselelerimize bütüncül bir gözle baktık. Göreve gelirken bu ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere dört temel üzerinde yükselteceğimizi söyledik. Ancak ekonomik kalkınmayı dış politikadan, dış politikayı demokrasiden, demokratik ilerlemeyi hukuk devletinden ayrı görenler, onlar gibi hiçbir zaman olmadık'' dedi.

-''21. yüzyılı bir Türkiye yüzyılı haline birlikte getireceğiz''-

Değişik toplumsal ve ekonomik çevrelere kulak tıkamayıp onlarla el ele vererek Türkiye'nin büyümesi için çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ne ekonominin gerçeklerinden kopuk bir pembe tablo çizmenin peşinde olduk ne de insanımızın özgüvenini yıkmaya tevessül ettik. Gerçeğin ve hakikatin sözcüsü olduk. Dosdoğru bir yol tutturduk. Yavaşlamadan, rehavete kapılmadan, tedbiri, disiplini elden bırakmadan geleceğe yürüyoruz. Dev yatırımlarımız ulaştırmada, enerjide, konutta, eğitimde, her alanda muhteşem yatırımlarımız aynı şekilde ivme kaybetmeden devam ediyor. Hiç kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın, birlikte çalışacak ve 21. yüzyılı bir Türkiye yüzyılı haline birlikte getireceğiz.''

Kaynak: Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.