Vesayet istemeyen, vesayet altına alır ???

Vesayet istemeyen, vesayet altına alır ???
Abant Platformu'nda konuşan Prof. Mümtaz'er Türköne, askerin siyaset üzerindeki vesayetini anlatırken iddialı bir çıkışta bulundu. Türköne, "Askeri...

Abant Platformu'nda konuşan Prof. Mümtaz'er Türköne, askerin siyaset üzerindeki vesayetini anlatırken iddialı bir çıkışta bulundu. Türköne, "Askeri vesayet istemiyorsanız, askeri vesayet altına almak zorundasızınız" dedi.

Abant Platformu?nun ikinci gününde ?Demokrasi ve Dış Güvenlik? boyutu tartışıldı. Oturum başkanlığını Ahmet Turan Alkan yaptı. Mümtaz?er Türköne ?Dış Güvenlik Reformu?nu anlattı.


Mümtaz?er Türköne özetle şunları söyledi:

?Askerin uğraştığı savaş işleri, yani askere bırakılamayacak kadar ciddi işler var. Hizaya çekme tabiri askeri bir tabir. Askeri konuları, teorik düzeyde siviller askerler kadar iyi bilmeli. Batıya göre bizde askeri konuları çok iyi bilen insan sayısı çok az. Askeri konuları iyi bilmeden askeri vesayet altına almak çok zor.

Ordular savaşmak için değil, caydırmak için kurulur ve beslenir. Askeri literatürde bir kavram vardır. En iyi general, savaşmadan zafere ulaşan komutandır. Bizde karşı çıkılıyor ama aslında askerlerin temel görevi tören yapmaktır.

Askeri vesayet denilen sorun aslında bir bürokrasi sorunudur. Parkinson hastalığına adını veren Parkinson, Amerikan deniz kuvvetlerini anlattığı bir kitabı var. Orada ironi ile tespitler yapar. En güçlü bürokrasinin olduğu yerlerin askerlik olduğunu söyler. Bunun için askerin reform yapamayacağını ve bunun mutlaka siyasi otoritenin yapması gerektiğini dile getirir.

Bizde askerin en önemli görevi nöbet tutmaktır. Bir nöbet yerine 5 askere ihtiyaç vardır. Güneydoğu?da nöbet tutturuyoruz ve keklik gibi avlıyorlar. Batıda nöbet diye bir şey yok. Onun yerine kamera sistemi var.

Askeri vesayet istemiyorsanız, askeri vesayet altına almak zorundasınız.

20 yıldır askeri reformdan bahsedilir. Barış zamanında kuvvetler, kendi komutanlıklarına bağlı. Savaşta kara deniz hava birleştiriliyor. Dünyada kara deniz hava yerine operasyonel komutanlıklar oluşturulmuş. Bu barış zamanında da aynı durumda.

Savaşların kazanılmasında artık asker değil, bilgi öne çıkıyor. Asker sayısının çokluğu cephede size bir şey sağlamıyor. Çok ciddi bir reform gerekiyor. Bizim temel sorunumuz askerin siyaset üzerindeki vesayeti ayrı bir konu ama askerin ülke güvenliğini sağlamada gereken reformlara direniyor olması.
Türkiye?nin dış politika reformu, orduyu buna göre tanzim edebilmek için güçlü bir siyasi iradesinin bunu gerçekleştirmesi gerekiyor. Dünyanın hiçbir ordusu reformu kendisi istemiyor.

Türkiye?nin profesyonel orduya geçmesi halinde 150 ? 200 bin kişilik orduya ihtiyacı var.
Vicdani retçiliği kimseye anlatmak çok kolay değil.?

LALE KEMAL: HESAP SORMAMAK ORDUYA DA KÖTÜLÜK YAPMAK

Lale Kemal, ?Silahlı Gücün Demokratik Denetimi? konusunu anlattı. Lale Kemal özetle şunları söyledi:
?Konuşmama bir örnekle başlamak istiyorum. Geçen hafta Şemdinli?de 11 askerin şehit olduğu olaydan sonra komutan Başbakan?a bilgi verirken, ?Ben onları çoban sanmıştım? dedi.

Ben şimdi birkaç soru soruyorum. Birincisi bu komuta kademesi neden görevden alınmadı. Asker neden Milli Savunmaya bağlı değil.

Şimdi Mümtazer hocanın da dediği gibi asker kendi değişim istemez, değişim dışarıdan gelmek zorunda.

Siyasi irade harekete geçemiyor ve hesap soramıyor. Biz yasal değişimlerin çoğunu yaptık. Zihinsel değişim gerçekleşmedi.

Ben bunu içselleştirilmiş korkuya bağlıyorum. Ahmet İnsel ise bunda iki nedeni görüyor. Birincisi peygamber ocağı kutsaması ikincisi ise Kurtuluş Savaşı psikolojisinin mobilize edilmesi diyor.

Askerin ülkenin sahibi olarak yetiştirilmesi yerine, yurt savunması ile görevli yetiştirilmesi gerekiyor.
Obama, geçen hafta Afganistan komutanını görevden aldı. ABD?li komutanın söylediği tek şey, Obama?nın anlayışsız olduğunu söylemişti. Erdoğan o kadar hatalar yapan komutanları görevden alamadı. Güney Kore?de yanlış yapan 25 komutan ordudan uzaklaştırıldı. Güney Kore ordusu zaafa mı uğradı. Tam tersine. Hesap sormamak, korkmak orduya da kötülük yapmaktır.

Terörle mücadelede zafiyet gösterenler bu Yüksek Askeri Şura toplantısında terfi ettirilmemeli.
Eğitim harcamalarının öne geçtiği söyleniyordu, oysa halen askeri harcamalar, eğitim harcamalarının üzerinde.?

ESER KARAKAŞ: SAYIŞTAY KANUNU NİYE ÇIKMIYOR

Eser Karakaş özetle şunları söyledi:

?Türkiye?de askeri vesayet kavramları, 2002 sonundan itibaren değişmeye başladı. Bu önümüzdeki yıllarda bu yoluna gelecek. Türköne?nin söylediği konu çok önemli. Türkiye?de siviller savunma konularını bilmiyor.

Bu kitaplar, savunma konularını el kitabı haline getiriyor. Maalesef, Türkiye?de bu kitapların bir benzerini bırakın bu tarz makale bile yok.

Türkiye?de birkaç bu tarz konulara giren isim var, ama onlar da askerin söylediğini tekrarlıyor. Rütbesiz askerler yani. Bağımsız bir çalışma hiç yok.

Her bilgi asimetrisi, vesayetin ana kaynağıdır. Doktor için de geçerli, askerlikte de geçerli.
Sayıştay denetimi yapılıyor mu ? Asla. Ben Fransa?yı çok iyi biliyorum. Fransa?yı ben çok iyi biliyorum.
900 milyar dolar ABD, 60 milyar dolar Fransa ikinci sırada. Türkiye?deki askeri harcamaların rakamı net değil. 15-17 milyar dolar harcama yapıyoruz. Büyüklüğünü ölçemediğiniz şeyi denetleyemezsiniz de.

Bu denetimi Sayıştay yapıyor. Ama ne kadar. 2005 yılında değiştirilimek istendi. Ama bir türlü o tarihten bu yana Meclis gündemine getirilmedi. Neden getirilmedi. Bilmiyoruz.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.