Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yürekleri nefret sarmışsa...


Birilerimiz için, en tepedeki ikinci ülke vasfına sahip olmak önemli değil.

Bu tür organizasyonlarda politik-ekonomik-bölgesel hesapların devreye girmesi ve Türkiye'nin bu yüzden ipi göğüsleyememiş olması önemli değil.

Olimpiyatların herhangi bir İslam ülkesine verilmemiş olması, İstanbul'un bile ıskalanması önemli değil.

Nükleer sızıntı olgusu İstanbul için söz konusu olsa idi, tepelerde yer almak nerede, esaminiz bile okunmazdı, böyle bir kusuru barındıran Tokyo'nun neden tepelere çıkabildiğini sorgulamak yok.

Olimpiyat Komitesi'ni oluşturan oy düzenlemesinin, bazı ülkeler lehine manipülasyona imkan veriyor olması gerçeği önemli değil.

Onlar için "Türkiye'nin kaybetmesi" önemli ve buradan hükümete bir fatura kesilmesi önemli. "Suriye'de Türkiye kaybetsin, Irak'ta kaybetsin, Kürt meselesinde kaybetsin, Alevi açılımında kaybetsin, ekonomide kaybetsin, enflasyon azsın, faiz yükselsin, büyüme dursun işsizlik çoğalsın, sefalet boy versin, yeter ki kaybetsin Tayyip kaybetsin."

Nihilizmin en yok edici boyutu.

Herkes baksın yüreğine, Tayyip Erdoğan'ın Saint Petersburg-Buenos Aires arasında 16 saatlik bir uçuştan sonra Türkiye bayrağını dalgalandırmasını istemediniz. "Tayyip Erdoğan bayrağı taşıyacaksa, bırakın Türkiye kaybetsin"e oynadınız.

Bakıyorum sütunlara, "Bu Türkiye mi olimpiyat düzenleyecekti" tonunda onlarca yazı var. Varsa yoksa Türkiye'nin negatifleri. Sadece cumhuriyet döneminin değil, sanki bütün bir Osmanlı'nın çözülüş döneminin, bütün yere kapanışların hesabı Tayyip Erdoğan'ın sırtında...

Bunun adı "İçimizdeki İrlandalılar" idi değil mi?

Türkiye'yi kaçıncı sıraya koyarlardı?

Bunlara kalsa, değil ikinci sıraya yükselmek, en dipteki bir yer bile çok olurdu Türkiye için. Bu da hükümete yönelik nefretin nasıl bir kişilik boyutu haline geldiğini ve memleketi bile sakınmaktan alıkoyduğunu gösteren klinik bir hadisedir.

Şu muhakkak ki, Japonya ve İspanya için, bizde yazılanlar müthiş bir malzeme oluşturmuştur. Hayret İspanya'yı buna rağmen geçebilmişiz.

Türkiye, bunca iç sabotaja rağmen olimpiyat adaylığında ikinci sıraya yükselmiştir.

Okuyorum, Hürriyet'teki mürriyetteki bazı sütunları, Sözcü ve Aydınlık'tan iktibas niteliğinde bir üslup içinde basbayağı bir nefret kusmuğu var.

Hükümete yönelik tepkiyi Türkiye'ye karşı yöneltmekte hastalıklı bir yapı yok mu?

Japonya ve İspanya bile, bütün rekabet duygularına rağmen, bizdekiler kadar negatif bir Türkiye manzarası çizmeye uğraşmamıştır.

Bir de olimpiyat ruhu edebiyatı ile ortaya çıkmak yok mu?

Biraz bakın kendinize:

Yapılan kendi takım arkadaşlarını arkadan hançerlemek değil midir ve böyle bir tavır, olimpiyat ruhuna uygun mudur?

Bir çekap yaptırmalı

Tamam, hükümet her negatifi gözden geçirmeli, olimpiyatlara layık bir ülke vasatı oluşturmaya çalışmalı.

Ama bu negatifleri sayıp döken çevreye sorayım: Bunu gerçekten istiyor musunuz?

Sizin Tayyip Erdoğan'ın başarısızlığından ve devrilmesinden başka bir arzunuz var mı?

Sizin için, Türkiye'ye faydası olacak olan şey değil, Türkiye'ye zararlı bile olsa, Tayyip Erdoğan'ı devirecek şey önemli değil mi?

Ah bir eylül gelse de şöyle ODTÜ'den, Şırnak'tan, oradan buradan memleket patlak verse...

Nasıl Okmeydanı'ndaki maskeli eylemcileri görünce içinizden ellerinizi ovuşturmak mı geçti yoksa endişe mi?

Örgüt çekilmeyi durdurduğunu açıklayınca içinizde nasıl duygular oluştu?

Bir çekap yaptırmalı bence pek çok kişi, Türkiye sevgisi nereye düşüyor, Erdoğan nefreti nereye?

 

Ahmet TAŞGETİREN

atasgetiren@bugun.com.tr

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.