Zamanı Yönetmek ve Tatil Sürecinde Anne- Baba Olmak…
Zamanı Yönetmek ve Tatil Sürecinde Anne- Baba Olmak…
Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan yaklaşık 18 milyon öğrenci ile bir milyon öğretmen için tatil başladı. Aileler içinde çocukları ile yaşayacakları sancılı ve tartışmalı günlerde başladı. Bilinçsizce ve rastgele planlanmış bir tatil süreci çoğu zaman aile bireylerinin beklentilerini karşılamakta yetersiz kaldığı gibi çatışma ve kaos ortamını da arttırmaktadır.
Geçenlerde vermiş olduğum seminerde anne ve babalara çocukların yaz tatilini nasıl değerlendirmeleri gerektiği üzerine bir şeyler söyledim. Seminer sonrası bir hanımefendi yanıma gelerek hocam yaz gelip okullar tatile girdiğinde çocuklarla ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Gün boyunca ellerinden cep telefonları düşmüyor cep telefonlarını indirip bilgisayar veya televizyon kumandasını ellerine alıyorlar gün boyunca ne bir kitap okuyorlar ne kendilerine faydalı bir bilgi alacak çalışma yapıyorlar. Neden böyle yaptıklarını sorunca tatildeyim dinlenmem gerekiyor diye cevap veriyorlar. Sorarım size değerli hocam dinlenme demek tembel tembel oturup faydasız şeylerle uğraşmak mıdır acaba? Arkasında keşke okullar yıl boyu devam etse de bizlerde rahat etsek dedi.
Bu hanımefendi farkına varmadan milyonlarca insanın sıkıntılı olduğu bir konuyu dile getirdi.
Peki, nedir tatil anlayışı? Tatilde çocuklarımızı nasıl yetiştirmeli neler yapmalıyız.
Tatil hayatımızın bir gerçeği. Tatil denilince hemen derin bir nefes alırız, ”Oh be! Sonunda işten güçten, okuldan, derslerden kurtuluyoruz” diye düşünmeye başlarız. Tatil kelimesi bizi rahatlatmaya yeter. Tatil gelsin hiç kalkmadan saatlerce yatacağım” diye tatile olan özlemimizi dillendiririz. Okullarında yaz mevsiminde uzunca bir süre kapalı kaldığını hesaba kattığımızda gerek çocuklarımızın gerekse ebeveynlerin tatil dönemini sağlıklı bir şekilde değerlendirmesi gündeme gelmektedir. Peki, bilinçli bir tatil nasıl olmalı? Tatil yatıp dinlenmek midir?
Tatiller daha önce planladığımız ama zaman yokluğundan dolayı gerçekleştiremediğimiz güzel işleri yapabilmek için bir fırsat olarak görülmeli. Bu faaliyetler dil öğrenmek kitap okumak manevi değerler kapsamında dini bilgiler öğrenmek vb gibi. Tatilde çocuklar dinlensin diye onları dini eğitimden uzak mı tutmalı yoksa tatili bir fırsat bilip dini derslere ağırlık mı verilmeli? Bu soruya pedagojik açıdan baktığımızda çocuğun yaşının ve fiziki atmosferin dini eğitime uygunluğunun araştırılması gerekir. Yaşa göre değerlendirdiğimizde çocukların ezber yapma yetenekleri dört yaşından itibaren başladığını göz önünde bulundurmamız gerekir. Dört ila yedi yaş ezber kabiliyetlerinin en üst düzeyde olduğu bir dönemdir. Çocuklara Kur’an –ı Kerim öğretmek, sure ve dua ezberi yaptırmak ve tüm bunları sevindirici bir aktivite şeklinde sunmak önemlidir. Yedi yaşından küçük çocuklara öğretilecek konular bir ders niteliğinde değil oyun formatı ile sunulması başarıyı arttıracaktır.
Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar.
Tatili hayatın normal akışının bozulduğu değil aksine aile içi ilişkilerin daha da geliştiği çocuklarımızın hayatın içinden dersler aldığı bir eğitim sürecine dönüştürmek elimizdedir.
Unutmayalım ki; Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur.
Kalın Sağlıcakla…
Sait ÖZDEMİR
Aile Eğitimi Uzmanı&Uzman Psikolojik Danışman
saitozdemir.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.