1492 miladı, Türk Yahudi ilişkilerinin toplumsal?
Türkiye'de Yahudilikle ilgili araştırma eserlerini genelde Crypto-Judies olarak adlandırdığımız Gizli Yahudiler yazıyor. Bu eserler kuru propaganda ve ajitasyondan ileri gitmeyen Yahudi düşmanlığı yapan basit ve sıradan antisemitist seviyedeler.Eserdeki bilgiler biraz dezenformasyon amaçlı. Halkımızın yaptığı ise Filistin'de Yahudiler katliam yaptıklarında İsrail Büyükelçiliği'nin yakınlarında İsrail bayrağı yakmaya çalışmak, siyah çelenk koymak vs.
Türk Yahudi tarihini ve ötesinde bu gerçeği anlamak kavramak ihata etmek gerekiyor. Holigan olup antisemtizm icra etmenin toplumumuza geleceğimize ve tarihimize hiçbir yararı yok.
Birden fazla bilinmeyeni olan bir denklemle yaşıyoruz.Doluya koyduğumuzda almıyor, boşa koyduğumuzda ise dolmuyor.Türk-Yahudi gerçeği konusunda bir çok kriptoların deşifresine aşina kıymetli araştırmacı yazar M.Şevket Eygi ise ne yazık ki kendinden bekleneni veremiyor.Şimdiye kadar yazdığı tek kitap cılız hacmi, az sayıdaki sayfa sayısı ile ''Çift kimlikli Yahudi Türkler'' adlı kitabıdır, Zwi Yayınevi tarafından Ilgaz Zorlu'nın zorlaması ile yazmıştır.Ve içinde dişe tırnağa gelen pek birşey yoktur.
Tv'de kendisini izlediğimde M.Şevket Eygi ''Yahudilik konusunda pek fazla birşeyler söyleyemiyorum.Evime giderken beni döverler yada öldürürler.'' diyordu.Üzüldüm bu sözlerine.
Oysa Uğur Mumcu'ya yazdığı makaleler için ölüm tehditleri geldiğinde koruma talep etmemiş ve ''ölümden korkmuyorum, otobuste giderkende, uçağa binerkende ölebilirim'' diye konuşmuştu.
M.Ş Eygi ağabeyden beklediğimiz geniş eserler yazması ve 'Aydın olmak'' vazifesini ifa etmesi.
Dedim ya tek bir amacımız var 'mutlak bilgiye' ulaşmak.
Tarihimizde 1492 bir miladdır.Sefarad Yahudileri İspanyadan kaçarak Osmanlı Ülkesine sığındılar.Çok cazibeli kadınlara sahip bu Yahudi toplum, hemen çok ulus ve dinli Osmanlı halklarına angaje ve adapte oldular.Çalışkan ve üretkendiler.
2 Ağustos 1492 gece yarısı, İspanya'nın güney sahilinde nispeten küçük bir liman olan Palos'ta Kristof Kolomb'un üç gemisi Amerika kıtasının keşfi ile sonuçlanacak yeni bir sefer için demir alırken önemli sayılan limanlarından Cadiz ve Sevilya kendilerini kurtaracak birilerini beklemekte olan İspanyol Yahudileri "Sefaradlar" ile tıklım tıklım dolu.
İspanya Kralı Aragon'lu Ferdinand ile Kraliçe Kastilya'lı İzabella 31 Mart 1492 de imzaladıkları "Kovma Fermanı" ile "Kralık sınırları içinde yaşayan Yahudilerin, karılarının, çocuklarının ve hizmetkarlarının, yaşları ne olursa olsun... Katolikliği kabul etmelerini... " istiyor, aksi halde iyice düşündükten, salim kafa ile mütalaa ettikten sonra emrediyoruz ki Krallığımızda yaşayan tüm Yahudiler kovulsun ve bir daha hiç dönmesinler... " diye buyuruyordu. Bir kısmı -kerhen de olsa- din değiştirirken, inançlarını ve geleneklerini feda etmektense evlerine, mallarına, ölülerine veda etmeyi yeğleyen çoğu Yahudiler sığınabilecekleri bir yurt arıyordu.
İşte, birçok ülkenin bu göçmenleri topraklarına kabul etmeye yanaşmadığı bir ortamda, Akdeniz'in diğer ucunda bir hükümdar, Sultan II. Bayazıd, aniden yersiz ve vatansız kalmış bu insanları ülkesine davet ediyor, kendilerine kucak açıyordu.
Yazımızın konusu 1492 Yahudi Göç'ünü çok hafifte olsa tanıtmak ve ardından 500.yıl Vakfı'nı tanıtmaktır.
1989 yılında Müslüman ve Yahudi 113 Türk Vatandaşı tarafından kurulmuş olan 500.YIL VAKFI'nın amacı, Kuruluş Senedi?nin 3. maddesinde de ifade edildiği gibi ...Türkler?in devlet ve toplum olarak üstün insanlık vasıflarını her türlü olanaktan yararlanarak tüm dünyaya tanıtmak, din ve vicdan hürriyetlerini korumak için bağnazlık ortamından kaçarak Türk toprağını vatan seçen Musevilere kucak açan Türk Milleti?nin insancıl yaklaşımını en geniş şekilde yurt içinde ve yurt dışına duyurmak ve Musevi yurrtaşlarımızın şükran ifadelerinin açıklanmasına yardımcı olmak... tır.
Vakfın kurucuları çok ilginç isimleride barındırıyor:
Izak Abudaram, ELi Acman, Bulent AkarcaLI,Ishak ALaton, Yako ALguadIs, Avram ALkas, Yakup ALmeLek, Jak Amram, NIno SaLamon AnavI, Reha Arar, Rauf ArdIttI , DavIt Asseo, BekI LuIza Bahar, IzIdor Barouh, Yakup Barouh, Fuat BayramogLu , SeLIm Beceren, ELIas Behmoaras, YILmaz Benadrete, Davut Benardete, NesIm Benbanaste , MorIs Bencuya, MIdat BenhayIm , MIseL Benrey, SeLahattIn BeyazIt, SaLamon BIcIrano, ALber BILen, Ahmet BInbIr, SerbuLent BIngöL , MIseL BorItzer , VIktor Braunstayn, LorI BurLa, Irfan CerrahogLu, Dr. ALev Coskun, Teddy Danon, M.NezIh DemIrkent, FredI SaLom DevIdas, Yavuz Donat, Nejat EczacIbasI , Hasan SerIf EgeLI, Orhan EraLp , Ishak FaracI, Rober FILIba, EmIL Franko , MarIo Frayman, UzeyIr GarIh, Yomtov GartI, Yusef Gerez, Abram GoLdenberg, Leon Grunberg, NaIm GuLeryuz (Halen 500.yıl vakfı kurucu ve yöneticisi), AydIn Gun, HaLIL KemaL Guruz, VItaLI Hakko, Zehra HaLefogLu, Mose HaLeva, Leon HananeL, EroL Avram HasId, RIfat Hassan, Izzet Hatem, SamI Herman, Jak KamhI, SeLIm KanetI , Oguz Karahan, Izzet Kayan, IsmaIL Necdet Kent, YILdIz Kenter, Izzet KerIbar, ALtemur KILIc (İstiklal mahkemelerinin meşhur hakimlerinden KILIÇ ALİ'nin oğlu), ALI Coskun KIrca, Yavuz KIrec , SehabettIn Kocatopcu, Recep Koc , HayIm Kohen, HayIm E. Kohen, SamI Kohen, Jak KornfILt, ALI Mansur, DanyaL Navaro, Fanny MotoLa, Bernar Nahum (Koç holding kurucu ve ortağı oğlu Jan Nahum Koç holding CEO su halen) , SeLcuk E. OnuLduran, LeyLa Navaro, Aaron Nommaz, SILven S. Ovadya, SInasI OreL , Ahmet SezaI Orkunt, Jozef OzeL , Umran Oyman, TuLay Oney, MIthat PerIn, RemzI Pensoy, ELIyahu Perahya, , SeLIm PInhas, BensIyon PInto, ALbert Razon, RIfat Saban, SeLIm Razon, RafaeL RodItI, TevfIk SaracogLu , SakIp SabancI, VItaLI Saporta, Ogan SoysaL, SILvIo Saya, Mukadder SezgIn, UnaL TekInaLp, Fuat Suren, Mehmet SuhubI, Yako VeIssId , RafaeL ToreL, Behcet Turemen, ELIa Ventura, Vakur M. Versan.
İsimlerdeki -AL, -EL, -IL ekleri isimbilim açısından belirleyici öneme haiz olması nedeniyle büyük harfle yazılmıştır.EL, AL, IL İsraEL'i ve tanrısını simgeler.EL-AL Havayolları gibi.
Bu isimler arasında nur içinde yatsın Sakıp Sabancı'nın bulunması pek normal değil.Yerleşik bilinen gerçeklere göre en anormal isim ne yazık ki...
Naim Güleryüz ise Ayna grubunun fertlerınden Erhan Güleryüz'ün 1.dereceden yakın akrabası.Erhan Güleryüz ise F.Gülen Cemaati'nin onbinlerce dolar ödeyerek 'Üstad' adlı parçayı seslendiren ve besteleyen isim.
'Üstad' bir F.Gülen şiirinden ezgilendirildi.Said Nursi'yi anlatıyor.O hayatı çilelerle ve eser telif etmekle geçen koca üstadı...
Selanik Dönmesi Erhan Güleryüz'e ödenen paranın meblağı tam olarak net değil.Önce Allah daha sonrada Cemaat Abileri bilir.Fakat benim bildiğim bir gerçek var ki üzülerek yazıyorum Erhan Güleryüz'e ödenen para Anadolu insanının cemaate ramazan himmet gecelerinde dişinden tırnağından artırarak verdiği 'zekat paralarının' bir yansımasıdır.
Bu konuda F.Gülen'in 15 aralık 1978 - 22 aralık 1978 tarıhınde İzmir'de zekat konusunda verdiği vaaz ve hutbeler aklıma geliyor.
Aklıma başka şarkılar türkülerde geliyor; 'bas bas paraları Leylaya, bir daha mı geleceğiz dünyaya...'
Ahmet Hamdi Döner
26.03.2010
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.